Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/582 E. 2022/803 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/582 Esas
KARAR NO : 2022/803

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizdeki Tazminat davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 08.03.2011 tarihinde ve 20.05.2014 tarihinde iki ayrı belirsiz süreli acentelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında İstanbul yetki çevresinde sözleşmeler yaptığını, 08.03.2011 tarihinde sözleşme gereği davalının vekalet verdiğini, sözleşme imzalanmasından davalının haksız fesih ettiği 25.07.2019 tarihine kadar faaliyetlerine devam ettiğini, pazarda lider hale geldiğini, davalı tarafın … 2. Noterliği …tarihli ihtarnamesi ile acentelik sözleşmesinin 22.7.2019 tarihinde feshedileceği bildiriminde bulunmuş ve 25.07.2019 ihtarname ile 20.05.2014 tarihli sözleşmenin fesih edildiğini, davalı tarafın müvekkiline ihtarnamelerde herhangi bir haklı sebep varlığı bildirmediğini, taraflardan her biri 3 ay evvel noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü bir mektup ile fesih ihbar etmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman fesih edebilir maddesi uyarınca sözleşmeyi fesih ettiğini, davalının müvekkili tarafından şirkete kazandırılan geniş bir müşteri portföyüne sahip olduğunu, portföy tazminatı ödenmesi gerektiğini, Müvekkili ile davalı taraf arasında akdedilen 08.03.2011 tarihli acentelik sözleşmesinin 33. Maddesi ve devamı bendi ile 20.05.2014 tarihli acentelik sözleşmesi 35. Maddesi 2 bd. Bendinden düzenlemeler mevcut olduğunu, davalının sözleşmeye öngörülen süreye uyarak sözleşmeyi fesih ettiğini ancak fesih bildiriminde haklı bir neden bildirmediğini, müvekkilinin denkleştirme/portföy tazminatına hak kazanacağının 6102 sayılı TTK 122. Maddesinde düzenlendiği gibi acentelik sözleşmesinde yer bulduğunu, kazandırdığı müşteriler ile davalının yeni sözleşmeler imzalayacağını ve kazançlar sağlayacağını, Yargıtay’ın emsal kararlarında da sözleşme sürenin dolması nedeniyle sona erse bile portföy tazminatından talep edilebileceğinin hükmettiğini, sözleşmenin fesih nedeniyle acentenin ücret kaybına uğramasının gerekmediğini, 08.09.2021 tarihli ihtar ile denkleştirme tazminatı alacağını talep ettiklerini bildirerek şimdilik 5.000 TL portföy tazminatının acentelik sözleşmesinin tek taraflı fesih tarihi olan 25.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, sözleşmenin 22.07.2019, dava tarihinin 13.09.2021 olduğu , 1 yıl süre içinde açılmadığını, müvekkili şirketin olağan fesih hakkının kullanmış olup davacı tarafın portföy tazminatı talep hakkı mevcut olmadığı, belirsiz süreli sözleşmede mevcut 3 aylık mehiline uyarak fesih edildiğini, olağan fesih hakkını kullanmadığı kabul edilse dahi portföy geliştirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen acentenin acentelik sözleşmesinin 12. maddesine dayanılarak haklı nedenle fesih ettiğini, prim üretiminin düşük olduğunun 17.06.2013 ve 21.09.2018 tarihlerinde uyarı yazıları gönderilerek portföyün çeşitlendirilmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, Müvekkilinin sigorta sektöründe öncü lider, en çok prim üreten şirket olduğunu, müvekkilin önemli menfaat sağladığını davacının ispatlaması gerektiğini, davacının Acentelik Sözleşmesi devam ettiği sırada kazandırdığı yeni müşterilerinin sözleşmenin sona ermesinden sonra poliçelerini müvekkili ile yenilememişler ise portföy tazminatının oluşmayacağını, ayrıca yenilenen poliçe rakamlarının müvekkili şirketin genel ciro ve karlılığı ile mukayese edildiğinde önemle arz edecek tutarda olması gerektiğini, portföy tazminatı belirlenirken özellikle acentenin yaşı, aynı türde başka iş bulup bulamayacağı genel ekonomik durumu uğradığı kar kabının da ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin önemli bir menfaat elde etmediğini, bu yönde bir bulguya rastlanmadığı için davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, sözleşmenin delil anlaşması 32. maddesine müvekkilin ticari defterlerinin esas alınması gerektiğini, faiz talebi kabul etmediklerini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretininde davacılar tarafına yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir bilirkişi ile akademisyen bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 28/03/2022 tarihinde tanzim olunan bilirkişi heyet raporunda özetle;
Acentelik Sözleşmesi (08.03.2011):
Davacı ile davalı arasında 08.03.2011 tarihinde süresiz (Madde 27) acentelik sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
Acentelik Sözleşmesi (20.05.2014):
Davacı ile davalı arasında 20.05.2014 tarihinde süresiz (Madde 29) acentelik sözleşmesi akdedildiği görülmektedir.
Sözleşmenin 12. Maddesi (Portföy Geliştirme Borcu)
“Acente mevzuata uygun olmak koşulu ile üretimim arttırmak ve Şirketin vereceği satış hedeflerinin geliştirmek zorundadır.
Acentenin üretiminin benzer durumdaki acentelerin normal üretimlerinin altına düşmesi ve Şirketçe yapılan ihtara rağmen, acentenin makul bir süre içinde tekrar beklenen / taahhüt edilen düzeye çıkaramaması, acentelik sözleşmesinin feshi bakımından haklı neden oluşturur.”
Sözleşmenin 29. Maddesi (Sözleşme Süresi)
“ İşbu acentelik sözleşmesi 20.05.2014 tarihinden itibaren süresiz olarak yapılmıştır.
Taraflardan her biri 3 ay evvel Noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile feshi ihbar etmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman fesih edebilir…”
Sözleşmenin 35. Maddesi
“….. Acente gayreti sonucunda şirkete kalıcı bir biçimde kazandırmış olduğu, şirket sisteminde kimlik bilgileri eksiksiz ve doğru olarak mevcut bulunan sigorta ettirilenlere ilişkin olarak yasalarda öngörülen kapsamında portföy hakkına sahiptir. Acentelik sözleşmesi, acentenin kusuru olmaksızın şirket tarafından sona erdirilirse, acente, acenteleriyle şirkete kazandırdığı sigorta ettirenler için, bunlar sayesinde şirket önemli çıkar elde ettiği takdirde, uygun bir tazminata hak kazanır. Acente tarafından şirkete kazandırılan sigorta ettirenlerin sigorta sözleşmelerini acentelik sözleşmesi son bulduktan sonra da şirketten yenilemeleri halinde şirketin önemli çıkar elde ettiği kabul olunur. Bununla birlikte, eğer o sigorta ettirenlerin mevcut sigortalarını şirketten yenilemeleri başka bir sigorta acentenin gayretlerine bağlı olarak gerçekleşmişse, o takdirde, sözleşmenin sona ermiş olan acenteye ödenecek tazminattan uygun bir indirim yapılır. …” şeklindedir.
Davalı tarafından davacıya gönderilen Performans Değerleme Yazıları Davalı tarafından … tarih ve … nolu yazı ile 2011 yılı prim üretiminin 61.915 TL ve 2012 yılı prim üretiminin 178.397 TL olduğu , üretimin şirketin ortalama üretiminde düşük olduğu ve ayrıca ağırlıklı kaza branşında üretim yapıldığı, sözleşmenin 11. maddesi hükmü doğrultusunda risk seçimine özen gösterilmesi portföyün çeşitlendirilmesi gerektiği aksi takdirde acentelik ilişkinin gözden geçirileceğini bildirilmiştir.
Davalı tarafından 21.09.2018 tarihli yazı ile üretimlerin ağırlık olarak kaza branşı poliçelerinden oluştuğu, üretim hedefinden uzak seyredildiği, teknik zarar kaydedildiği, teknik karlılığın gözetilerek portföyün çeşitlenmesi ve üretim hedefine ulaşılması için azami gayretin gösterilmesi bildirilmiştir.
Davalının Fesih ihtarı (19.04.2019)
Davalı tarafından … 2. Noterliğinin … tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile Şirket ile acente arasında imzalana acentelik sözleşmesinin sözleşme süresi maddesi “Taraflardan her biri 3 ay evvel Noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile feshi ihbar etmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman fesih edebilir…” gereğince 22.07.2019 tarihinde resen fesih edileceğinin ihtar edilmiştir.
Fesihname (25.07.2019)
08.03.2011 ve 20.05.2014 tarihli sözleşmelerin 25.07.2019 tarihi itibariyle fesih edildiği, tüm yetkilerin 25.07.2019 tarihi itibariyle iptal edildiği, belgelerin noksansız iadesinin lazım geldiği ihtar etmiştir.
Davacı İhtarı (08.09.2021)
Davacı tarafından davalıya keşide edilen … 40. Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmelerin haksız fesih edilmesinden sonra müvekkili acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde önemli müşteriler elde edeceğinin açık olduğunu, müvekkilinin denkleştirme tazminat hakkı TTK m. 122 ile güvence altına alınmış olup, haksız fesih nedeniyle 500.000 TL denkleştirme tazminatının 25.07.2019 fesih tarihi itibariyle avans faizi ile birlikte ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesinin ihtar etmiştir.
Davalı tarafından sözleşme dönemi çerçevesinde düşük gelir getiren hemen hemen tek tip poliçe üretimi sebebiyle davacının iki defa yazılı uyarıldığı, faaliyet bölgesinde en düşük üretimi yaptığı, sözleşme sonrası dönemde davalının davacı acentenin kazandırdığı müşterilerle akdettiği poliçelerin oranının %12 olduğu ve bunlardan elde edilen gelirin önceki dönemin %14’üne tekabül ettiği olgularının mahkemece haklı sebep olarak değerlendirilmesi halinde davacının denkleştirme ödemesine hak kazanamayacağı, mahkeme aksi kanaatte ise davacının davalıdan 78.336,42 TL denkleştirme ödemesine hak kazanacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 17/10/2022 tarihinde tanzim olunan ek raporda özetle; kök raporda varılan alternatifli sonuçların değişmesi için bir gerekçe olmadığı, sözleşmenin fesih tarihinin 22.07.2019, dava tarihinin ise 13.09.2021 olduğu, aradaki dönemde davacının hakkı saklı tutmaya ilişkin bir ihtarına dava dosyasında rastlanılmadığı, bunun değerlendirmesinin mahkemeye ait olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı acente tarafından davalı sigorta şirketi tarafından acentecilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle talep edilen denkleştirme tazminatı davasıdır.
Davalı cevap dilekçesiyle birlikte süresinde ve usulüne uygun olarak görev, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Davalının görev itirazının acentecilik hükümlerinin TTK’da düzenlenmesi nedeniyle mutlak ticari dava olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalının yetki itirazının taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi bulunması ve tarafların tacir olmaları nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde taraflar arasındaki 2011 ve 2014 tarihli sözleşmelerin niteliği ve dosyanın esası hakkında taraf vekillerinin beyanına başvurulmuş olup aşağıdaki şekilde beyanda bulunmuşlardır.
“Davacı vekilinden soruldu: taraflar arasında yapılan 2014 yılındaki sözleşme yenilenen sözleşmedir, aynı hususlardaki önceki sözleşme yenilenmiştir, biz fesihten sonra ve arabuluculuğa başvurmadan önce davalı sigorta şirketine herhangi bir ihtarname çekmedik, hakdüşürücü süre itirazını kabul etmiyoruz, diğer yönlerden şayet dosya ek rapora gitmeyecekse ıslah için süre talep ediyoruz dedi.
Davalı vekilinden soruldu: davacı süresi içerisinde davasını açmamıştır, öncelikle süre yönünden davanın reddine karar verilsin, aksi halde bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilsin dedi. “
Taraflar arasındaki sözleşmelerin incelenmesi ve son celse yukarıda belirtilen davacı vekili açıklamaları dikkate alındığında taraflar arasında yapılan 2014 yılındaki sözleşmenin yenilenen yeni bir sözleşme olduğu, aynı hususlardaki önceki 2011 tarihli sözleşmenin yenilenmesi suretiyle bu yeni sözleşmenin imzalandığı anlaşılmakla somut olayda 6102 sayılı TTK 122. Maddesi hükümleri uygulanacaktır.
TTK 122/4. fıkrası “Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.” şeklindedir.
TBK 147/b.5 gereğince acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. TTK 122/4-c.2 hükmü gereğince talebin 1 yıl içinde ileri sürülmesi kaydıyla 5 yıl içinde denkleştirme tazminatı istenebilecektir. (Arslan Kaya, Acentelik, 2. Bası, Beta Yayınevi, İstanbul, 2016, s.273.)
Somut olayda, sözleşme 25.07.2019 tarihi itibari ile sona ermiştir. Davacı acente tarafından 1 yıllık süre geçtikten sonra 08.09.2021 tarihinde davalı sigorta şirketine denkleştirme tazmini talepli ihtarname çekilmiştir. Arabuluculuk başlangıç tarihi olan 24.07.2021 tarihi itibariyle de 1 yıllık süre geçmiştir. Bu nedenlerle davanın hakdüşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle süre yönünden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hakdüşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle süre yönünden REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,69 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 350 TL bilirkişi ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL bedelin davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”