Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2022/372 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/578 Esas
KARAR NO : 2022/372

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :13/08/2009
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu 13/08/2009 havale tarihli dava dilekçesinde; …’nin ihtiyacı olan ve … Merkezinde kullanılmak üzere, 6 adet dikey pompa, elektrik motoru, pompa yol verici, elektrik yol verme panoları, basma hattı mekanik donanımı temini ve montajının da yaptırılması işinin ihale ile … 8.900.000 DM bedelle davalıya verildiğini, iş ile alakalı sözleşmenin ..tarih ve … yevmiye numarası ile 10. Noterliği tarafından tasdik edildiğini, ancak davalının söz konusu sözleşmeden doğan mükellefiyetlerini tam olarak yerine getirmediğini, ihtilaf ortaya çıktığını, sözleşmeye göre iş kapsamında istenenlerin temin ve monte edilerek çalışır vaziyette idareye teslim edileceğini, bu hususun sözleşmenin eki Teknik şartnamenin 2.2. maddesinde yapılacak işin tarifi başlığında “….sistem komple çalışır vaziyette teslim edilecektir.” hükmü ile belirlendiğini, davalı firmaya temin ettiği ürünleri monte etmek üzere 02.01.2004 tarihinde yer teslimi yapıldığını, 06.09.2004 tarihli yazı ile firmanın, …Merkezinde pompa, motor,yol verici, elektrik panosu, basma hattı mekanik donanımı temini ve montajının yapıldığını, ancak ham suyun elektrik enerjisinin temin edilememesi sebebiyle montaj sonrası test çalışması ve işletmeye alma işlemlerinin yapılamadığını, bu sebeple de mağdur olduklarını belirterek, geçici kabulün yapılması halinde mağduriyetlerinin giderileceğini, geriye kalan test ve devreye alma işlemlerinin ileriki bir tarihte …’nin talebi doğrultusunda başlatılacağını, test ve devreye alma sırasındaki işler için çıkabilecek aksaklıkları gidereceklerini, sözleşme madde 11.2’ye göre 1 yıllık garanti süresinin sistemin işletmeye alındıktan sonra başlatacağının kabul ettiğini, 19.09.2006 tarihli tutanak ile …, … Merkezinde … ve … yetkili elemanları tarafından … elemanları nezaretinde yapılan testlerin başarılı olduğunu, taraflarca herhangi bir aksaklık gözlenmediğini, bağlanan enerjinin kesilerek tesis enerjisiz olarak … elemanlarına teslim edildiğinin belirtildiğini, ancak alman sisteminin bir hafta sonra arıza yaptığını, 28.09.2006 tarihli yazı ile 3,5 ve 6 nolu pompaların kaplinlerinden sesler geldiğini ve pompa titreşimlerinin artması üzerine 25.09.2006 tarihinde pompaların durdurulduğunu ve 27.09.2006 tarihinde ise 4 nolu pompanın da aynı nedenlerle devre dışı bırakıldığını, 1 ve 2 nolu pompaların da aynı arızayı gösterebileceğinin düşünüldüğünü ve arızaların giderilmesi için gerekli yedek parçaların acilen temin edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkili idarenin tespit ettiği arızaların firma tarafından da servis raporu ile aynen teyit edildiğini, davalının 01.05.2007 tarihli yazısı ile hasarlı kaplinlerin değiştirildiğinin belirtildiğini, ayrıca gelecekte aynı hasarların oluşmaması için alınması gereken tedbirleri sıralandığını, buna rağmen pompalardan istenen performansın alınamadığını ve firmaya bu hususun bildirildiğini, sık sık arızalar ve titreşim problemleri ile karşılaşıldığını, firmanın bu problemlerin çözümünde yavaş davrandığını, önce 4 nolu pompanın devre dışı bırakıldığını, sonra 6 nolu pompanın da yatak ısısının artması nedeniyle devre dışı bırakıldığını, … heyeti tarafından verilen rapor gönderilerek problemlerin montaj hatasından kaynaklandığının firmaya bildirildiğini, fakat firmanın, hatanın kendilerine atfedilecek bir nedenden kaynaklanmadığını ileri sürdüğünü, terfi merkezinin tasarımının İdarece … firmasının önerdiği şekilde yaptırıldığını, pompa tasarımı ve üretiminin ise bizzat … tarafından yapıldığını, tasarım ve üretim ile ilgili müvekkili idare tarafından herhangi bir talepte bulunulmadığını, pompaların firmanın işletme talimatlarına uygun bir şekilde çalıştırıldığını, ancak bahsi geçen sorunların ortaya çıktığını, dava açılmadan önce de hem davalı … firmasına hem de Türkiye Temsilcisi … A.Ş. firmasına ihtarname gönderilerek arızaların giderilmesinin istendiğini ancak olumlu bir sonuç alınamadığını, yapılan yazışmalar ve teknik raporlarda; 02.01.2004 tarihinde müvekkili idarenin firma temsilcisine pompa binasını teslim ettiğini, ve firma temsilcisinin de pompa binasının inşaatı ile ilgili olarak herhangi bir itirazda bulunmadığını, montaj esnasında duvar geçişlerinde firmanın esnek kaplinler yerine rijit kaplin talebi müvekkili idare tarafından uygun görülerek, yine aynı firmadan ilave bedel ödenmek suretiyle yerine getirildiğini, firmanın inşaat ile ilgili başkaca taleplerinin de müvekkili idare tarafından karşılandığını, davalı firmanın, pompa emme haznesi ile ilgili olarak müvekkili idarenin herhangi bir temizlik talebinde bulunmadığını, davalının montajı müteakip herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan işletmeye alınabilir oluru vererek sistemi müvekkili idareye bir tutanak ile teslim edildiğini, müvekkili idarenin sistemi devreye aldıktan sonra 1 hafta sorunsuz olarak işletebildiğini, bir hafta sonra 2 pompada çıkan sorunun derhal pompaları durdurularak davalı firmaya bildirildiğini, pompaların garanti süresinin 1 yıl olup, bu sürenin işletmeye alınma tarihinden itibaren başlayacağı … firması tarafından da teyit edildiğini, pompaların işletmeye alındığı tarihin 19.09.2006 tarihi olduğunu, müvekkili idarenin arıza bildirim tarihinin ise 28.09.2006 tarihi olduğunu, garanti süresi içerisinde arızanın bildiriminin yapıldığını, davalı firma tarafından görevlendirilen süpervizörlerin yetersiz olduğunun teknik raporlarınında da detaylı olarak izah edildiğini, davalının iddia ettiği gibi pompanın içerisine herhangi bir cismin girmesi sonucu arızaların oluşmasının da mümkün olmadığını, böyle bir parçanın difüzör grubu içerisine herhangi bir etkisinin görülmediğini, sadece 1. kademe fanın emme tarafında eksenel doğrultuda gövdeye temastan kaynaklanan bir aşınma ve buna bağlı olarak da millerde burkulma meydana geldiğini, bunun da arızanın ani bir çarpma ile değil hatalı montaj sonucu yapılan çalıştırma neticesinde zamanla oluştuğu tezini ispatladığını, arızanın firmaya bildirilmesi üzerine firmanın yaptığı çalışma sonucu hazırladığı ilk teknik raporda pompa fanının içerisine yabancı bir cisim girdiği ile ilgili herhangi bir bilginin olmadığını, ayrıca firma tarafından bununla ilgili alınması gereken acil bir tedbirin de müvekkili idare tarafından talep edilmediğini, müvekkili idarenin Su İnşaat Dairesi Başkanlığı yazısında da belirtildiği gibi pompa istasyonu su alma yapısı tünel ve su alma haznesi saç kalıp ve çelik isale kullanılarak imal edildiğini, dolayısıyla pompanın içerisinden ağaç parçaları çıkmasının ancak pompa montajı sırasında … veya taşeronu tarafından yapılan iskele vs. bir imalattan kaynaklandığını, davacı müvekkili idarenin garanti süresi içerisinde muayene ve ihbar külfetini yerine getirdiğini ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının, müvekkili idarenin uyarılarını dikkate almadığını ve mağduriyetine sebep olduğunu, davalı arızaların rızaen gidermediğinden dolayı iki adet pompadaki arızaların giderilmesi için teklif alındığını, iki adet pompanın onarımı ve sağlıklı çalışabilmesi için malzeme bedeli ve işçilik dahil 750.000,00 Euro teklif verildiğini, söz konusu bedelin davalı tarafından karşılanması ve arızaların giderilmesi gerekmekte ise de davalının buna yanaşmadığını, bu sebeple teklif edilen bedelin müvekkili idare zararı olarak kabul edilmek suretiyle verilen bu tekliften davalının 273.029,86 Euro’luk kesin teminat bedeli tenzil edildikten sonra 476.970,14 Euro kadar zararı bulunduğunu belirterek eksik ve kusurlu işlerin onarılarak arızaların giderilmesi ve tesisin komple çalışır hale getirilmesi için şimdilik 10.000,00 Euro bedelin, dava tarihinden itibaren kamu bankalarının 1 yıl vadeli Euro mevduatına uyguladığı en yüksek faiz oranından işleyecek faizi ile birlikte, tahsil tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığının hesaplanarak tazminine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmektedir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 11.01.2010 tarihli cevap dilekçesinde; Davanın, hukuken var olmayan bir şirkete yöneltildiğinden davanın esasa girilmeden reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile … arasında akdedilen 20.08.2001 tarihli sözleşme gereği …Terfi Merkezi istasyonunun motor, pompa, yol verici, elektrikli yol verme panoları, basma hattı mekanik donanımının temini ve montaj işi 8.900.000 DM bedel karşılığı müvekkili şirket tarafından ifa edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme konusu işin kendisine bildirilmesini müteakip süresi içinde 273.029,86 Euro tutarındaki kesin teminatı ibraz ettiğini, sözleşme ekindeki teknik şartnamede belirtilen malların, müvekkili şirket tarafından 18.12.2002 tarihinde vaktinde teslim edildiğini ve bu teslim üzerine bu tarihte “teslim teyiti” belgesinin … tarafından imzalanarak müvekkili şirkete verildiğini, bu belge üzerine “alındı” mührünün de 20.10.2004 tarihinde basıldığını, pompaların 2004 tarihinde montajı yapılarak çalışmaya hazır halde teslim edilmişken, tesise dava dilekçesinde de belirtildiği gibi Ham Su ve elektrik enerjisinin verilmemesi nedeniyle diğer bir değişle …’den kaynaklanan nedenlerden ötürü montajı yapıldığı halde test çalışması yapılamadığını, işletmeye alınamadığını, dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği gibi 26.08.2006 tarihinde …’ye ait Muayene ve tesellüm heyeti sözleşme bedelinin geriye kalan %20’lik kısmını ödeyerek işin geçici kabulünü yaptığını, 19.09.2006 tarihine gelindiğinde … yetkilileri nezdinde yapılan muayene ve testler neticesinde sözleşme konusu işin müvekkili şirket tarafından eksiksiz aksamadan yerine getirildiği 19.09.2006 tarihli yazı ile hüküm altına alındığını, sistemde yer alan 2 adet pompanın arızalandığının bildirilmesi üzerine, müvekkili şirket ve taşeron firmalarından iki uzmanın derhal görevlendirildiğini, 28.09.2007 tarihleri arası gerçekleştirilen tespitte hazır bulunmalarının sağlandığını, bu gözlem neticesinde 4 ve 6 numaralı pompalardaki hasar ve kesintinin müvekkili şirketin temin ettiği malzemeden ve montaj hizmetinden kaynaklanmadığını, sorunun pompa tarafından içe çekilen parça ve maddelerden kaynaklanabileceği ve bu hususun …’nin sorumluluğu altında olduğunun anlaşıldığını ve tüm bunların 02.10.2007 tarihli raporda belirtildiğini, uzmanlardan … tarafından hazırlanan 2.10.2007 tarihli raporda, müvekkili şirket çalışanı … tarafından hazırlanan açıklayıcı bilgi raporu ile birlikte 18.10.2007 tarihinde …’ye gönderildiğini, bu yazıda, … tarafından yapılan inceleme sonucunda mallara ilişkin herhangi bir ayıbın tespit edilemediğini; bu nedenle de ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun doğmadığını, dolaysıyla tamir masraflarının müvekkili şirket tarafından üstlenilmeyeceğinin …’ye bildirildiğini, aynı yazıda pompaların sevkinin halihazırda 2002 yılında yapıldığı ve …’nin garanti süresinin çoktan bittiğinin belirtildiğini, yinede 4 nolu pompanın tamiri işinin … tarafından müvekkili şirkete verilebileceğinin …’ye öneri olarak sunulduğunu, ancak tüm bu önerilerin … tarafından kabul edilmediğini, mutabakat sağlanamaması üzerine taraflar arasında 17.04.2008 tarihinde …’da yapılması kararlaştırılan 29.04.2008 ve 30.04.2008 günlerinde profesyonel bağımsız dalgıçlar yardımı ile gerçekleşen ve görsel kayıt altına alınan ikinci incelemede ilk tespitteki sonuçlara paralel olarak ihtilaf konusu pompaların içinde yabancı maddelerin bulunduğunu, bu suretle 4 ve 6 numaralı pompaların bozulduğunun anlaşıldığını, dalgıçların yapmış olduğu bu incelemede 01.05.2008 tarihli bir tutanağa geçirildiğini ve her iki tarafça imzalandığını, dalgıçların gözlemlerinin su altı kamerası ile film haline getirildiğini, bu film ve raporların müvekkili şirket tarafından 30.04.2008 tarihinde …’ye gönderilerek pompalarda sonradan oluşan dava konusu hasarın müvekkili şirket sorumluluğu altında olmadığının kesin bir dille ifade edildiğini ve …’nin kendisinde bulunan kesin teminat mektubunu sözleşmede taahhüt edildiği şekilde en kısa zamanda iade etmesinin istendiğini, teminat mektubunun, … tarafından müvekkilli şirkete iade edilmediğini, aksine 10.02.2009 tarihli noter aracılığı ile yapılan bir ihtarname ile “ pompalarda yer alan bozuklukların müvekkili şirket tarafından giderilmesi, aksi takdirde teminatın paraya çevrileceği, buna ek olarak aksine davranış halinde …’nin gelecekte Türkiye’de ihalelerden yasaklanması için gerekli tedbirlere başvurulacağının belirtildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin 26.02.2009 tarihli yazısı ile 4 ve 6 nolu pompalara ait ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun o tarihte süresinin geçtiği ve ayrıca meydana gelen hasarın …’den kaynaklandığını, kesin kabul ve teslimden sonra oluşan kusurun, bizzat kullanıcıya … ait olup, sorunun müvekkili şirket tarafından kurulum aşamasında ibraz edilen kullanma kılavuzuna ve el kitabına (madde 1.10) aykırı kullanımdan kaynaklanmakta olduğunu, bu durumun arızanın bildiriminden sonra yapılan incelemelerde de tespit edildiğini ve müvekkili şirket tarafından …’ye dava öncesinde bir çok defa yazılı ve sözlü olarak bildirildiğini belirterek … Genel Müdürlüğü tarafından açılan davanın reddine, karşılık davanın kabulüne, haksız ve mesnetsiz açılan teminat mektubu tutarı 273.029,86 Euro’nun kesin teminatın iade edilmesi gerekli olan 19.09.2006 tarihi itibari ile işleyecek reeskont avans faizi ile teminat mektubu işlemlerinden doğan zararın (banka masrafları tutarı) 17.176,93 Euro kesin teminatın iade edilmesi gerekli olan 18.01.2004 tarihi itibari ile işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte alınmak üzere toplam 290.206,79 Euro (08.01.2010 tarihi itibari ile TCMB efektif satış kuru üzerinden karşılığı 612.016,21 TL ) davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı/ karşı davalı vekili tarafından 18/05/2022 tarihli dilekçesi ile karşı tarafın …(…) ile idare arasında imzalanan dava konusu anlaşmazlığa ilişkin protokole istinaden 16/06/2020 tarih 2020/206 sayılı Yönetim Kurulu Kararı alındığını, bu protokole göre karşılıklı edimler ile dava konusu uyuşmazlığın çözüme bağlandığını karşılıklı olarak davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı/ karşı davacı vekili tarafından 18/05/2022 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında anlaşma sağlandığını, karşı davalarından feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davacı / Karşı davalı ve Davalı Karşı davacı vekilleri 26/05/2022 tarihli oturumda; taraflar arasında imzalanan protokol kapsamında vekalet ücreti ve yargılama ücreti talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davadan feragat HMK. nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacının ve davalı karşı davacının Feragat bildirimi de HMK. nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit edildiğinden asıl davanın ve karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl davada;
1-Asıl davada davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70-TL’nin, peşin alınan 282,20 TL harç ve 15.826,65 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 16.108,85 TL harcın mahsubu bakiye 16.028,15‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/karşı davalıya iadesine,
4-Davacı/ karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı/ karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 67.370,30-TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Karşılık davada;
1-Karşı davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Dava açılış aşamasında davalı karşı davacı tarafından peşin harcın alınmadığı anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70- TL nispi karar ve ilam harcının davalı /karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı/ karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı/ karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 47.666,80-TL nispi vekalet ücretinin davacı/ karşı davalıdan alınarak davalı/ karşı davacıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı/ karşı davalı vekili ile davalı/ karşı davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 günlük sürede Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/05/2022

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.