Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/558 E. 2022/183 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/558 Esas
KARAR NO : 2022/183

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 01/09/2021 tarihli dava dilekçesinde, Davalı ile müvekkilin, … Ltd. Şti isimli firmanın … %51 ve … %49 şeklinde ortakları olduğunu, davalı şirketin hakim ortağı olması ve müdür sıfatı taşıması dolayısıyla şirket adına tüm işlemleri yapabildiğini, müvekkile bilgi vermediği gibi müvekkilin bilgi edinmesini de engellediğini, davalının bir kısım arkadaş ve akrabalarından nakit almak kaydı ile kendilerini sigortalı gösterdiğini, … isimli akrabasının bu yolla emekli olduğunu, şirkette 2 çalışan olduğu halde bazı dönemlerde 6, bazı dönemlerde ise 7 kişinin sigortalı gösterildiğini, her ay şirket hesaplarına bu kişiler için maaş ödenidiği gibi gider yazıldığını, dolayısıyla vergi dairesi ve SGK’ya düzenlenen beyannamelerin sahte düzenlendiğini, bu itibarla resmi evrakta sahtecilik yaptığını, şirkete ait banka hesaplarını boşaltıp, şahsi giderleri için kullandığını, 450.000,00 TL bedelli … Plakalı 2016 model … marka aracı … 46. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile 180.000,00 TL fiyat ile damadına satış göstererek halen kullandığını, bedelini şirket hesabına aktarmadığı gibi aracın bu haliyle şirketten kaçırıldığının tespit edildiğini, müvekkilin, detaylı bilgi edinmek amacıyla şüpheliye genel kurul çağrısı yaptığını, kabul görmediğinden … 16. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile genel kurul çağrısı yapmasını, bu hususta gün belirlemesini ve yasa gereği denetici görevi bulunan müvekkile şirkete ait mali verilerin gönderilmesini, aksi halde Ticaret Mahkemesinden kayyım tayini isteneceği gibi suç duyurusunda bulunulacağını ihtar ettiğini, davalının … Noterliğinin …tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarında genel kurul yapılacağını, hangi konuların gündeme alınması isteniyor ise bildirilmesini talep ettiğini, müvekkilin, 14/07/2021 tarihinde gönderdiği e-mail ile mali verilerin kendisine gönderilmesini talep ettiği halde hiç bir kaydın müvekkile teslim edilmediğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna ve Vergi Dairesine yalan beyanda bulunarak, şirkete ait menkul malları değerinin çok altında göstermelik olarak satarak kendisine mal edindiği gibi şirketin nakdini de şahsi ihtiyaçlarına kullandığını, davalının eylemleri sebebiyle müvekkil şirket ortağı olarak zarar ettiği gibi sahte belgelerle şirketin için boşaltıldığını, bu nedenlerle, davalının …Ltd. Şti ortaklığından çıkartılmasına, şirket adına kayıtlı iken usulsüz olarak satışı yapılan … Plaka sayılı aracın satışının iptali ile şirket adına kayden tesciline, dava neticeleninceye kadar aracın satışının engellemesi için ihtiyati tedbir kararı kararı verilmesine, davalının şirketi zarara uğratması ve şirketin nakdi varlıklarını yedine geçirmesi sebebiyle şirket zararının tespiti ile davalıdan tahsiline, Dava devam ederken davalının tedbiren şirket müdürlüğünden uzaklaştırılarak şirkete yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının bir kısım talepleri hususunda arabulucuk şartı bulunmasına rağmen bu şartın yerine getirilemediğini, davaya ilişkin dava dilekçesinde sair taleplerinin yanı sıra “şirket zararının tespiti ve tahsili” talebinde bulunduğunu, davacının “alacak tahsili” talebinde bulunması ancak arabuluculuk şartını yerine getirmiş olmasına bağlı olduğunu, davacının her ne kadar dava öncesinde arabulucu müracaatı yapmış ise de bu başvuru “ortaklıktan çıkma, çıkma payının ödenmesi ve ödenmeyen kar payı alacağına” ilişkin olduğunu, ancak (sözde) şirket zararlarının tahsili hususu arabulucuk konuları içerisinde bulunmadığını, davanın alacak talebi bakımından usulden reddi gerektiğini, davacının sair talepleri haricinde dava dilekçesinde beyan etmiş olduğu …plakalı aracın tescili, değeri para ile ölçülebilecek nevide bir talep olduğunu, davacının iddia etmiş olduğu değer üzerinden harç ödemesi yapması gerektiğini, harç ödemesi yapılmaksızın taleplerin ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, … Ltd Şti firması, 10.03.2006 yılında müvekkil … öncülüğünde kurulan şuanda da faal olarak “Sigorta Aracılık Hizmeti” vermekte olan bir ticaret şirket olduğunu, davacı ile müvekkil davalı 2014 yılı mayıs ayında sigorta acenteleri toplantısında tanıştıklarını, akabinde 2014 yılı sonunda tarafların ilişki yaşamaya başladıklarını, hatta 2015 yılı ocak ayında davacının, müvekkile evlenme teklif ettiğini, tarafların ilişkisi devam etmekteyken 2016 yılında davacı önceki evliliğinden olan çocuğunu alabilmek için, ekonomik durumunun iyi olması gerektiği ve bu sebeple müvekkilin şirkete kendisini ortak etmesini istediğini, müvekkile evlenme teklif etmiş olsa da, müvekkilin evlenmek istememesi sebebi ile yine çocuğunu alacağından bahisle bir başkaca şahısla da evlendiğini, davacının, müvekkilin annelik duygularını suistimal ederek, çocuğunu almak için gerekli olduğu hususunda da müvekkili ikna ederek 2016 yılında esasen bila bedel müvekkile ait şirkete ortak olduğunu, ortaklığın akabinde davacının, şirket merkezi İstanbul’da olmasına rağmen müvekkili ikna ederek Şirket Muhasebesini …’ya taşıttığını, akabinde de müvekkili “tali çalışma” noktasında ikna ettiğini, Ekonomik sigortanın tali çalışmalar ile “suni bir ciro” yaratmasına sebebiyet verdiğini, davacının bu noktada şirkete kazandırdığı hiç bir gelir, portföy ve sair artı bulunmamakla yalnızca şirketi ve müvekkili tali çalışmaya yönlendirerek suni bir ciro yaratılmasından ibaret olduğunu, müvekkilin ise, kendi portföyünü arttırarak ekonomik sigortanın gerçek müşterilere sahip güçlü bir şirket olması için çalıştığını, fiilen sürekli işin ve şirketin başında durduğunu, halen daha da şirketin yöneticisinden çok bir personeli gibi birebir müşterilerle iletişime geçerek poliçe oluşturmaya devam ettiğini, müvekkil merkezi …’da olan şirketin muhasebesinin …’ya taşınmasını doğru bulmasa da taraflar arasındaki şahsi ilişki çerçevesinde davacının isteklerinin kabul edildiğini, taraflar arasındaki ilişki ve ortaklığın devamı sırasında davacı …, kendi şahsi borçları sebebi ile sıkıntıları olduğundan bahisle şirket tarafından kendisine yapılacak tüm ödemelerin Annesi … adına yapılmasını istediğini, müvekkil bu durumu, davacının borçlarından kurtulmak maksadı ile yaptığını düşünerek iyi niyetli bir şekilde hareket ettiğini, kendisinin bu yöndeki taleplerini olumlu karşıladığını, davacı … adına annesi …’e şirketten ödemeler yapıldığını, davacının gerek keşide etmiş olduğu … 25.Noterliği’nin … Tarih ve … Yevmiye sayılı İhtarında da kabul ettiğini, Ekim 2019 dönemine kadar davacı müvekkil şirketten, kar payı hak edişinin çok daha ötesinde ödeme aldığını, şirket tarafından kar payı dağılımı yapılmadığını, bu hususun ortakların şirkete olan borçları olarak da kayıtlara işlendiğini, 2019 yılında müvekkilinin, davacının bir takım haksız ve hukuksuz eylemlerde bulunduğunu, sigortacılıkla bağdaşmayan işlemler yapıldığı bilgisini aldığını, davacı ile aralarında sorunlar yaşandığını ve ilişkilerinin sona erdiğini, akabinde ise davalı müvekkil, şirkete fiiliyatta zarar gelmemesi adına davacıyı şirketten uzaklaştırdığını, davacının ortağı olduğu … Ltd Şti Firmasının bir takım acentelikleri davacı …’in eylemleri sebebi ile şirketler tarafından iptal edildiğini, davacı … hakkında müşteri onayı dışında birden çok defa ve hukuka aykırı şekilde yaptığı işlemler sebebi ile devam etmekte olan savcılık soruşturma dosyaları da olduğunu, davacının eş zamanlı olarak iki sigorta şirketinde de ortaklığı bulunmakla birlikte müvekkil tarafından şirketten uzaklaştırılmasının ardından …’da bulunan diğer şirketin önce davacının paravan kişiliği olan … adına devir ve tescil edildiğini, akabinde bu şirket ile davaya konu ortaklığın bulunduğu şirket ile rekabete girildiğini, paravan kişilik üzerinden bu şirkete, davaya konu şirkette olan; …( Ekonomik sigorta acentelik tarihi : 20.07.2018 – … Sigorta acentelik tarihi : 07.08.2019), … Sigorta Ekonomik sigorta acentelik tarihi 15.05.2015 – … Sigorta acentelik tarihi 16.04.2020), … Sigorta Ekonomik sigorta acentelik tarihi 01.12.2016 – … Sigorta acentelik tarihi 20.05.2020), … Ekonomik sigorta acentelik tarihi 30.01.2019 – …Sigorta acentelik tarihi 20.01.2021) firmalarından acentelikler alınmış ve ortağın rekabet etmeme yükümlülüğünün de ihlal edildiğini, taraflar arasındaki şahsi ilişkinin, ortaklığın TTK’da anılan nevide yürütülmesinin önüne geçmiş olsa da tüm işlemler iki ortağından bilgi ve kabulü dahlinde gerçekleştiğini, davacının, müvekkil şirkete ait …. Plakalı aracı değerinin çok altına sattığını ve şirketten mal kaçırdığını iddia etmiş ise de davacı aracın bugünkü yaklaşık değeri üzerinden 2019 yılı işlemini anlatarak mahkemeyi yanıltma gayesi içerisinde olduğunu, söz konusu aracın 2019 yılında, aracın durumuna göre satılabileceği bedeller üzerinden satıldığını, aracın parasının da olması gerektiği gibi şirket kayıtlarına alındığını, anılan aracın satılabilmesi için aracın bakiye kredisi olan 47.500TL’nin de … tarafından Ekonomik Sigorta’ya ödendiğini, müvekkil şirketin personelleri, davacının ortaklığından önce ortaklık sırasında ve günümüzde mevcut olan personeller olduğunu, davacının şirket muhasebesini …’ya taşımasının ardından, kendi muhasebecinin 20 Aralık 2017 Tarihinde atmış olduğu mailde dahi davacının bu personel listesine sahip olduğu görüldüğünü, …Ltd Şti, her zamankinden daha kârlı bir durumda olduğunu, davacı tarafından şirketin zarara uğratıldığı iddia edilse de şirketin zarar etmediğini, şirket müvekkil tarafından kuruluşundan günümüze yönetilmekte olduğundan yönetimsel bir organ boşluğu da bulunmadığını, davacının bu doğrultudaki kayyum talebi, ancak yönetim boşluğu olduğu durumlarda söz konusu olabilmekle yönetimsel bir boşluğun olmadığı hallerde TTK uyarınca zaten düzenlenmemiş olan bir kurumun (kayyumluğun) müvekkil şirket için de işletilmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkil şirketten evrak talepleri TTK m.614/2 uyarınca şirketin zarar görmesinin önüne geçmek adına cevapsız bırakıldığını, davacının eylem ve söylemleri şirkete zarar verecek nevide olduğundan davacının uzaklaştırılmasının zorunlu hale geldiğini, genel kurulun ise, kovid-19 salgını sebebi ile gerçekleştirilemediğini, 2020 yılı sonunda pandemi artışı ile yine kurul gerçekleştirilemediğini ve nihayet bu dönemin de bitmesi ile 2021 yılı sonunda tüm yılları kapsayacak bir genel kurul yapılması planlandığını, karşı taraf ile ortaklığın sona erdirilmesi için uzlaşma sağlanmaya çalışılmış ise de, hiç bir emeği olmaksızın hak edişlerinin çok üzerinde talepte bulunan davacı ile uzlaşı sağlanamadığını, davacının iş bu davada, tamamen müvekkilin emek ve portföyünün üzerine inşa edilen Ekonomik Sigortadan müvekkilin çıkartılması tehdidi ile hakkı ötesinde bir kazanç temin etmeye çalıştığını, davacının dahil olmadığı düzende son derece başarılı şekilde ilerleyen şirketten bu başarının mimarı olan müvekkilin çıkartılması istemi şirket ya da ortaklık lehine bir talep olmadığını, asıl dava yönünden davanın tahsile ilişkin ikame edilen kısımlarının TTK m.5a’ya akırı olması sebebi ile usulden reddine, davanın tescile ilişkin kısmının, harçlar kanununa aykırı olması sebebi ile davacı tarafından harç tamamlanması için müzekkere yazılmasını, harcın ikmal edilmemesi halinde davanın bu talep bakımından da usulden reddine, davacı taleplerinin kötü niyetle ve gerçeklikten uzak şekilde ileri sürülmesi sebebi ile davacının tüm taleplerinin reddine, karşı dava yönünden davanın kabulü ile …’in …Ltd Şti’deki ortaklıktan çıkartılmasına ve ortaklık payının şirkete devrine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı/Karşı Davalı vekili vermiş olduğu karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkilinin de %49 ortak olduğu şirketin mesul müdürü ve imza yetkilisi olduğunu, bu sebeple tüm işlemlerde tek başına karar almakta ve uygulamakta olduğunu, davalı yanın şirketin banka hesaplarındaki paraları bizzat nakit olarak çektiğini, birçok resmi kuruma gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, halen şirketin tek imza ile yetkilisi olan davalının kayıtları değiştirebileceği dikkate alınarak TMK 427/4 madde gereğince dava neticeleninceye kadar tedbiren yönetim kayyımı atanmasına, davalının şirketi zarara uğratması ve şirketin nakdi varlıklarını yedine geçirmesi sebebiyle şirket zararının tespiti ile davalıdan tahsiline, davalının şirket ortaklığından çıkartılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dışı … Ltd Şti’ ortakları %49 davacı … %51 ortağının da … , %51 paya sahip … in münferit yetkisi ile şirketi temsile yetkili müdür olduğu ticaret sicil özetinden anlaşılmıştır.
Asıl dava da davacı … davalı …’in limited şirket ortaklığından çıkartılmasını, karşılık davada da karşılık davacı … karşılık davalı …’in Limited Şirket ortaklığından çıkartılmasını talep etmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nun 638. Maddesinde ; Şirket sözleşmesi ile ortaklara şirketten çıkma hakkını tanınabileceği, bu hakkın kullanılmasının belirli şartlara bağlanabileceği, her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği, yine TTK’nun 640. Maddesinde; Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebeplerin öngörülebileceği, Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabileceği, Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâlinin saklı olduğu düzenleme konusu yapılmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı üzere bir şirketin ortağının ortaklıktan çıkarılması istemli açılacak davada şirket tüzel kişiliği davacı çıkartılmak istenen ortağın ise davalı olması gerekmektedir. Şirket ortağının başka bir şirket ortağının şirketten çıkartılmasını isteyebileceğine dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Şirket ortağına şirketin diğer bir ortağının ortaklıktan çıkartılmasının talep etme yetkisi verilmemiş bu yetki şirkete verilmiş olup, bu hakkın şirket tarafından kullanılması ise şirket genel kurulu tarafından nitelikli çoğunluk ile alınacak bir kararın varlığı koşuluna bağlanmıştır.
Asıl davada şirket ortağı … , şirketin diğer ortağı …’in ortaklıktan çıkartılmasını talep ettiğinden TTK nun 640. Maddesi uyarınca bu davayı açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.
Karşılık davada da karşılık davacı … şirketin diğer ortağı bulunan …’in ortaklıktan çıkartılmasını talep ettiğinden TTK nun 640. Maddesi uyarınca bu davayı açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.
Asıl davada; davacı … şirket müdürü davalı …’in müdürlük görevini kötüye kullandığını, şirketi zarara uğrattığını, şirket zararının tespiti ile davalıdan tahsil edilerek 17/03/2022 tarihli oturumundaki beyanı doğrultusunda tazminatın şirkete ödenmesini talep etmiştir.
TTK 644. Maddesinin 1-a fıkrası uyarınca yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerinin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen TTK nun 553. Maddesinin limited şirketlerde de uygulanacağı hükme bağlanmıştır. TTK 553 . Maddesine göre yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerin kanun veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı olarak kusurlu fiil ve işlemleri sonucunda şirketin doğrudan uğradığı zarar sebebi ile hem şirkete hem de pay sahiplerine karşı zarardan sorumlu bulunduklarından şirket ortağı olan davacı …’in şirket müdürü …’e karşı TTK 553. Maddesi uyarınca şirkete verildiği ileri sürülen zararlar sebebi ile şirkete ödenmek üzere dava açmasında aktif dava ehliyetinin bulunduğu, ancak şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı olarak açılan bu tazminat davası TTK nun 5/a maddesi uyarınca arabuluculuk dava şartına tabi olup, şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklanan tazminat talebine ilişkin davadan önce asıl dava davacı tarafından arabuluculuğa müracaat edilmediğinden TTK nun 5/a maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan asıl davada tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Asıl davada; Davalının Ortaklıktan çıkarılması talebi Aktif Husumet nedeni ile reddine, Davalı ortağın sorumluluğuna ilişkin açılmış bulunan tazminat davasında zorunlu dava şartı arabuluculuğa müracaat edilmediğinden bu talebin dava şartı yokluğu nedeni ile reddine, Karşılık Davada; Davanın Aktif Husumet Nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
Asıl Davada;
1-Davalının Ortaklıktan çıkarılması talebinin Aktif Husumet nedeni ile REDDİNE, Davalı ortağın sorumluluğuna ilişkin açılmış bulunan tazminat davasında zorunlu dava şartı arabuluculuğa müracaat edilmediğinden bu talebin dava şartı yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70-TL’nin, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik harcı olan 21,4‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan aktif husumet yokluğundan davanın reddi nedeniyle 5.100,00 TL ve dava şartı yokluğundan davanın reddi nedeniyle 5.100,00-TL olmak üzere toplam 10.200-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar oluşturulmasına yer olmadığına,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Karşılık Davada;
1-Davanın Aktif Husumet Nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70-TL’nin, başlangıçta yatırılmadığı anlaşıldığından 80,70- TL başvuru harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı/ karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı- karşı davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı karşı davacı …’den alınarak davacı- karşı davalı …’e verilmesine,
5-Davacı/ karşı davalı … tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
6-Davacı- karşı davalı ve davalı- karşı davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/03/2022

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.