Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/551 E. 2021/911 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/551 Esas
KARAR NO : 2021/911

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı firma arasında Yeminli Mali Müşavirler Odası tarafından matbu olarak hazırlanmış olan 31.01.2020 tarihli “Denetim ve Tasdik Sözleşmesi”nin mevcut olduğunu, sözleşme uyarınca müvekkilinin, davalı şirketin; kurumlar vergisi beyannamesi, ekli mali tablolar ve bildirimlerin denetim ve tasdik işlerini 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca yürüttüğünü, bu sözleşmenin fesih için öngörülen ihbar süresinde fesih edilmediği için 2021 yılı için de yürürlüğe girdiğini, hal böyle iken davalı firmanın, hiçbir sebep göstermeksizin Beşiktaş … Noterliği 07.07.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi fesih ettiğini, sözleşmenin haklı bir nedenle değil, sözleşme ile kurulmuş olan hukuki ilişkinin inkarı yolu ile keyfi bir şekilde gerekçesiz olarak feshedildiğini, müvekkili şirketin bu sebeple, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesine istinaden sözleşmeden doğan alacak hakkı olan 2021 yılına ait (1.000 x 12 =) 12.000-TL’nin ödenmesi talebi ile İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı takibi başlattığını, ihbar sürelerine uyulmadığı için sözleşmenin 2021 yılı için de geçerli olduğunu, bu sözleşmelerde sözleşmenin feshi konusunda iki ayrı fesih şekli öngörüldüğünü, bunlardan birisinin sözleşmenin 8.1. Maddesinde düzenlendiğini, bu maddeye göre süresi içerisinde yapılan fesihlerde ücret ödeme yükümlülüğü olmadığını, dava konusu olayda fesih ihbar süresinde yapılmadığı için bu hükmün olayımıza uygulanması söz konusu olmadığını, matbu olan bu sözleşmenin feshi için ikinci bir yol daha öngörüldüğünü, bunun da sözleşmenin 5.2. Maddesinde düzenlendiğini, 2021/Ocak için düzenlenen faturaya süresi içerisinde itiraz vaki olmadığını, süre aşımı çözmek pahasına muhteviyatı itibarı ile yanıltıcı belge düzenleyerek kanuna karşı hile yoluna başvurulduğunu, davalının sahte belge düzenleme yolu ile yükümlülüklerinden kurtulmaya çalıştığını, yasal itiraz süresi geçtikten sonra düzenlenen iade faturasının geçerliliğinin olmadığının yargıtay içtihatları ile de sabit olduğunu, yargı kararlarının da müvekkilin ücrete hak kazandığı yönünde olduğunu beyan ile öncelikle davalı şirketin banka hesaplarına alacak oranında teminatsız tedbir konulmasını ve yapılacak yargılama neticesinde, davalının İstanbul… İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; … Ltd. Şti,… A.Ş ile … A.Ş, …’ın sahip olduğu ticaret şirketleri olduğunu, tüm bu şirketlerin tek temsilcisi de …olduğunu, davacı İleri …Ltd. Şti ile müvekkil … Ltd. Şti arasındaki ilk ilişkinin; müvekkil şirketin yetkilisi …’ın sahip olduğu bir diğer şirket olan dava dışı …A.Ş ile davacı şirket sahibi / yetkilisi … arasında 13.02.2019 tarihli “Sözleşme’nin” imzalanması ile başladığını, akabinde …n, yetkilisi olduğu tüm şirketler adına, davacı İleri … Ltd. Şti. ile “denetim ve tasdik sözleşmesi” imzalandığını, 2020 yılında da davacı ile bir takım sözleşmeler akdedildiğini, davacı tarafından bu sözleşmenin tarihinin 31.01.2020 tarihli olduğu iddia edilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşme 13.03.2020 tarihinde akdedildiğini, davacı şirketin, tasdik sözleşmesi kapsamında vermiş olduğu hizmet karşılığında müvekkili şirkete karşı (aylık olarak) hizmet faturası düzendiğini, fatura bedellerinin müvekkili şirket tarafından davacıya ödendiğini, davacı şirketin, müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu tasdik sözleşmesinin 2021 yılı için geçerli olmadığını bilmesine ve kabul etmesine rağmen, haksız ve kötü niyetli olarak, müvekkil şirket adına hizmet faturası tanzim ettiğini, faturanın tamamına müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, davacı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olması sebebi ile müvekkil şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına itiraz edildiğini, dava konusu uyuşmazlığın hakem mahkemesinde görülmesi gerektiğinden dolayı sayın mahkemenin (görevine) yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili şirket ile davacı arasındaki “denetim ve tasdik sözleşmesi” 2020 yılında (yıl sonunda) sona erdiğini, davacı şirketin, düzenlediği (ocak 2021 dönemine ilişkin) faturaya dayanarak, denetim ve tasdik sözleşmesinin 2021 yılı içinde geçerli olduğu olduğu iddiası kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki “denetim ve tasdik sözleşmesi” nin haklı nedenle feshedildiğini beyan ile davanın, taraflar arasındaki sözleşmede tahkim şartı bulunması sebebi ile (görev yönünden) usulden reddini, davacının haksız ve hukuka aykırı işbu davasının reddini , davacının davasının açıkça haksız ve hukuka aykırı olması sebebi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki denetim ve tasdik sözleşmesinin süresinden önce haksız feshi nedeni ile sözleşmenin geçerli olacağı süreye ait ücretin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasında Denetim ve Tasdik Sözleşmesi’nin incelenmesinde; sözleşmenin amacının, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara ekli mali tabloların ve bildirimlerin denetim ve tasdik işleri ile ve/veya diğer işlerin 3568 Sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlara ve mevzuata göre yapılması olduğu, aylık net 1.000 TL ücret kararlaştırıldığı, sözleşmenin 01/01/2020 tarihinden itibaren en az bir yıl süre ile geçerli olduğunun düzenlendiği, sözleşmenin Uyuşmazlık başlıklı 7. maddesinde ” Taraflar arasında bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar Hakem Kurulunca karara bağlanır” hükmüne yer verildiği, anılan madde devamında hakem kurulunun İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odasınca seçilecek bir oda üyesi başkanlığında, taraflarca seçilecek birer üye olmak üzere üç kişiden oluşacağının, hakem kurulu kararlarının tasdik merciinin İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri olduğunun düzenlendiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davanın icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacının taraflar arasındaki denetim ve tasdik sözleşmesinin süresinden önce davalı tarafça haksız feshedildiğinden bahisle, icra takibinde sözleşmenin geçerli olacağı süreye ait ücretin tahsilini talep ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların hakem kurulunca karara bağlanacağının düzenlendiği, davacı tarafça dava konusu uyuşmazlık ve talepler yönünden tahkime başvurulmaksızın, arabuluculuğa başvurulduğu ve akabinde huzurdaki davanın açıldığı görülmüş; HMK nun 413/1 maddesinde ” Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.” düzenlemesine yer verilmiş olmakla, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesi ve HMK 413/1 maddesine göre davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiş, davacının davasının reddine ve davalının yerinde görülmeyen kötü niyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının usulden REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 144,93 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 85,63 TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 30/11/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”