Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/542 E. 2021/879 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/542 Esas
KARAR NO : 2021/879

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı şirket arasında uzun bir dönemdir ) devam eden yetkili servis sözleşmesi uyarınca, devam eden ticari bir ilişki bulunduğunu, yetkili servis sözleşmesinin her 5 yılda bir yenilenmek suretiyle devam ettiğini, en son sözleşme yenilenmesinin 05.03.2014 tarihinde yapıldığını, davalı şirketin … 34. Noterliği’nin … tarih, … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmeyi yenilemek istemediğini ve 05.03.2019 tarihi itibariyle sözleşmenin yürürlükten kalkacağını bildirdiğini, taraflar arasındaki akdedilen sözleşmenin 13. maddesinde “ ancak uzayan dönemlerde birlikte işbu sözleşme imza tarihinden itibaren hiçbir şekilde 5 yıldan fazla bir süre yürürlükte kalmayacak, 5 yıllık sürenin sonunda hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın kendiliğinden yürürlükten kalkacaktır” hükmü yer almakla birlikte, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmeleri yıllarca bu hükme rağmen devam edip, müvekkil şirketin sözleşme hükümlerine aykırı hiçbir fiili veya akdi davranışı olmamasına rağmen, en son sözleşme döneminde makul bir süre hususuna uyulmadan sözleşmenin feshi iradesi iyiniyetli veya sözleşmeye uygun bir davranış olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkilinin sözleşmenin 05.03.2019 tarihinden sonra da devam edeceği inancı ile yetkili servis olarak yatırımlarına devam ettiğini, davalının müvekkilinin 24 yıldır devam eden bayiliği nedeniyle ciddi bir müşteri portföyü oluşturduğunu ve bu portföy vasıtasıyla ileride ciddi bir kazanç elde edeceğini beyan ile davalı şirketin taraflar arasında 25 yıldır devam eden servis sözleşmesinin devam edeceği yönünde müvekkili şirket nezdinde oluşturduğu güven ve taraflar arasında oluşan ticari teamül gereği müvekkilinin sözleşmenin davalı yan tarafından tek taraflı feshi neticesinde davalı şirkete sağladığı müşteri çevresi nedeniyle davalının feshi sonrasında elde ettiği kazancın bir miktarı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzer şimdilik 10.000 TL portföy(Denkleştirme) tazminatının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin … ve … marka kombilerin üretim, satış ve pazarlaması alanında faaliyet gösterdiğini, mevzuat gereğince yetkili servis istasyonlarınının kendileri kurabileceği gibi kurulu bulunan servis istasyonlarından da faydalanabildiğini, müvekkilinin bu yasal zorunluluk ve müşteri memnuniyeti çerçevesinde, satış sonrası hizmetlerin yerine getirilmesi adına bir çok yetkili servis ile birlikte davacıyla da yetkili servis sözleşmesini akdettiğini, bBurada dikkat edilmesi gereken en önemli hususun davacının “kombi” satışı yapmadığı, sadece daha önce satışı yapılmış kombilere bakım ve onarım hizmeti verdiği olduğunu, bu hususun taraflar arasındaki sözleşmenin 1.3. maddesinde açıkça ortaya konduğunu, dolayısıyla davacı yanın TTK 102 ve devamı maddelerinde tanımlanan “acente” tarifine uymadığının her türlü izahtan vareste olduğunu, bu sebeple acente olmayan davacı yanın TTK 122. Maddesinde acentelerin talep edebileceği denkleştirme isteminde bulunmasının mümkün olmadığını, sözleşmenin 05.03.2019 tarihi itibariyle sona erdiği konusunda bir tereddüt bulunmaması ve davacının ilk olarak 08.10.2020 tarihinde İstanbul Arabuluculuk Bürosuna müracaat etmesi karşısında gerek arabuluculuk müracaatı gerekse dava tarihi itibariyle bir yıllık süre geçmiş olduktan sonra talepte bulunulduğundan davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, , Türk Ticaret Kanunu 122. maddesinin 1. fıkrası gereğince denkleştirme tazminatının şartları oluşmadığını, müvekkil şirketin, davalının yaptığı iş sebebiyle kazanç elde etmediğini, sözleşmenin yenilenmeme isteminde kanuna aykırı bir durum söz konusu olmadığını beyan ile usul ve esas yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, portföy tazminatı istemine ilişkindir.
Dava dosyasın … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı 10/06/2021 tarihli yetkisizlik kararı gereğince mahkememize gönderilmiştir.
Taraflar arasında yer alan acentelik sözleşmesinin sona ermesi sonrasında davacının davalıdan ; davalının , davacının acentelik döneminde sağladığı müşteri çevresi nedeni ile elde ettiği kazancın bir miktarını talep edip edemeyeceği, talep edebilmesi halinde denkleştirme tazminat miktarının ne olduğu, denkleştirme tazminat talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davalının acentecilik sözleşmesini haksız fesih edip etmediği hususlarında uyuşmazlık olduğu anlaşılmaktadır.
Davaya konu alacak sözleşmeden kaynaklandığından, 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında mevcut taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin incelenmesinde, Yetkili Servis Sözleşmesi olduğu, 05/03/2014 tarihli olduğu, sözleşmenin konusunun ” ürünlerin yedek parçalarının, aksesuar ve donanımlarının satışı ile bu ürünlere satış sonrası servis ve diğer hizmetlerinin sağlanması” olduğu, sözleşmeye göre davacının davalının satış ve pazarlamasını yaptığı ürünlere servis hizmeti vermesinin düzenlendiği, sözleşmenin süresi ve yenilenmesi hususu düzenleyen 13. maddesine göre ” sözleşmenin imzalanıp yürürlüğe girmesinden itibaren 1 yıl için geçerli olduğu, taraflardan herhangi biri diğer tarafa sözleşme süresinin bitiminden 1 ay önceden ulaşması kaydıyla noter aracılığı ile bildirimde bulunarak sözleşmeyi feshetmedikçe, sözleşmenin 1 yıl süre ile yenilenmiş sayılacağı, ancak uzayan dönemlerle birlikte sözleşmenin imza tarihinden itibaren hiçbir şekilde beş yıldan fazla bir süre ile yürürlükte kalmayacağı, beş yıllık sürenin sonunda hiçbir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden yürürlükten kalkacağı,” ayrıca sözleşmenin 14.maddesinde de fesih halinin düzenlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme 05/03/2014 tarihli olup, davalı tarafça 02.01.2019 tarihinde noter kanalı ile gönderilen ihtar ile 05.03.2019 tarihinde sona erdirileceği davacıya bildirilmiştir. Sözleşme 13. maddesi 1 nolu bendi düzenlenmesinde yer aldığı şekilde, birinci yılının dolduğu 05/03/2015 tarihinden sonra feshe kadar geçen sürede birer yıllık dönemlerce uzatılmıştır. Sözleşmenin 13. maddesi 2 nolu bendinde sözleşmenin hiçbir şekilde beş yıldan fazla bir süre ile yürürlükte kalmayacağı düzenlenmesine göre sözleşme 05/03/2019 tarihinde her halükarda sona erecektir. Ayrıca 13. madde 2 nolu bendinde bu beş yıllık sürenin sonunda ihbar ve ihtara dahi gerek olmadığına hükmedilmiştir. Dolayısı ile taraflar arasındaki sözleşme, davalı tarafça iki ay evvelinde bildirilerek noter ihtarı ile feshedilmese dahi 05/03/2019 tarihinde sona erecektir.
Davalının, sözleşmeyi feshinin 13. maddesine uygun ve haklı olduğu, ayrıca 13.2 maddesine göre sözleşmenin 05/03/2019 tarihinde sona ereceği hususunun sözleşmenin imzalandığı 05/03/2014 tarihi itibariyle davacı tarafın da kabulünde olduğu, dolayısı ile davacının sözleşmenin 05/03/2019 tarihinden sonra da devam edeceği inancı ile yetkili servis olarak yatırımlarına devam ettiğine yönelik iddialarının ve portföy tazminat taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 111,48‬ TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”