Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/538 Esas
KARAR NO : 2023/561
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Mülkiyeti/ kayıt maliki/ işleteni …, sürücüsü … sevk ve idaresinde olan … plakalı … marka araç, 27.03.2021 günü, …bul İli, … İlçesi, … Mah. … sokakta hız sınırlarını aşkın aşırı hızlı ve kontrolsüz şekilde seyretmesinden dolayı aracın kontrolünü kaybederek, müvekkil …’ e kayıtlı maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı, … marka motosiklet ile seyir halinde iken arkadan (motosiklete ve dolayısıyla motosikletin koruması/ kaportası olmadığından müvekkile) ve sol taraflarından aşırı hızla çarpmış, müvekkilin vücudunun bir kısmını aracı altında sürüklendikten sonra solda yer alan Başka bir aracın altına savurduğunu, o araç altında sıkışmasına, müvekkilin ağır yaralanmasına ve motosikletin paramparça olmasına sebebiyet verdiğini, olay anı kamera görüntüleri, fotoğraflar ve kolluk tarafından düzenlenen 29,03.2021 tarihli CD İzleme ve Muhafaza Altına Alma Tutanağında görüleceği üzere, kazaya sebebiyel veren söz konusu aracın, müvekkil ve aracını savurduktan sonra durmadığını, yoluna devamı ettiğini, arka arkaya 6 farklı araca çarptıktan sonra durduğunu, yaşanan kaza sebehiyle davalı aleyhine, Taksirle Yaralama Suçu isnadıyla … 43. Astiye Ceza Mahkemesi …Esas sayılı dosyası üzerinden kovuşturma devam ettiğini, kazaya sebebiyet veren, asli ve tam kusurlu … plakalı aracın; kayıt maliki ve işleteni davalı …, sürücüsü … olup araç … Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçe Numarası ile davalı sigorta şirketi … A.ş.’ne sigortalı olduğunu, asli ve tam kusurlu araç sürücüsü, araç kayıt maliki/ işleteni ve sigorta şirketi meydana gelen kaza neticesinde oluşan zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, aralarındaki kusur dağılımı kendi iç rücu sorununu ilgilendirdiğini, davalı sürücünün kusuru sebebiyle sorumlu olduğunu, diğer davalılar olan sigorta şirketi ve işleten yönünden ise; trafik kazalarından doğan sorumluluk kusursuz sorumluluk hali olduğunu, yaşanan kazada davacı müvekkil, başındaki kaskla sürüşünü gerçekleştirmesine rağmen, çarpmanın etkisiyle kaskının paramparça olduğunu, kafasını beton zemine çarparak, bilincini kaybettiğini, 112 acil servis ile kaldırıldığı hastanede ayılabildiğini, davacı müvekkilin çok ciddi derecede ölüm riski yaşadığını, kazâ neticesinde vücudunun çeşitli yerlerinde kalıcı hasarlar oluşacak şekilde ağır yaralandığını, kaza sebebiyle vücudunun bazı kısımlarında kalıcı, bazı kısımlarında ise geçici nitelikte oluşan hasarların tedavileri kaza tarihinden itibaren uzunca bir süre devam ettiğini, kalıcı hasarlara yönelik tedavileri halihazırda devam ettiğini, kaza anını gösteren ekli kamera kayıtları ve fotoğraflardan görüleceği üzere; davacının çok ciddi anlamda ölüm tehlikesi geçirdiğini, davacı araç sürücüsü …’ın kazanın yaşandığı sokaktaki hız limitinin çok üstünde seyir halindeyken hiçbir şekilde fren dahi yapmadan, mevcut hızıyla doğrudan, motosiklet sürücüsü müvekkile arkadan çarptığını, müvekkil bu çarpma etkisiyle yolun sol tarafına savrulduğu ve solda yer alan aracın altına girdiğini, müvekkilin vucudunda geçici ve kalıcı ortopedik hasarlar, kollarında lif yırtılmaları oluştuğu, yüzünde derin ve kalıcı kesik, yara ve tıbbi operasyon izleri meydana geldiğini, yaşadığı tramva nedeniyle aylarca motosiklet kullanamadığı ve bu sebeplerle aylarca çalışamadığını, bu dönemde hastane tedavileri devam ederken evde ailesinin bakımına muhtaç durumda kaldığını, eşi çalışmayan ve 2 çacuk babası davacı, başka hiçbir maddi desteği ve kaynağı bulunmadığından hem ticari hayatında hem de aile hayatında ciddi anlamda zorluklar yaşadığını, davacı müvekkilin 32 yaşında, motokurye faaliyetleri ve hizmetleri veren işletmesinde kendi nam ve hesabına çalışmakta olduğunu, evli ve 2 çocuk babası olduğunu, müvekkilin çeşitli internet alışveriş şirketlerine kuryelik, kargo taşımacılığı hizmeti sunduğunu, verdiği hizmetin ve yaptığı işin karşılığında, şirkete faturalar kestiğini ve bu faturalar karşılığında aldığı ödemeler ile geçimini ve kazancını sağladığını, kaza sebebiyle müvekkilin yüzünde, özellikle kaş ve göz bölgesinde kalıcı, derin kesik ve yara izleri meydana içinde onlarca kişiyle muhattap olan, bulunduğu iş sektöründe kişilerle doğrudan- yüz yüze iletişime geçen bir anlamda iş hayatında görüntüsü ve kimliği ile yer edinen bir kişi olması hasebiyle yüzünde kalıcı hal almış bu izler, bir ömür maddi ve manevi anlamda zorluklara ve zararlara sebebiyet vereceğini, meydana gelen kazada sürücünün kasta yakın ağır kusurunun mevcut olduğunu, bu kadar bilinçsiz, dikkatsiz şekilde araç kullanınımın ağır şekilde hem cezai hem de hukuki olarak cezalandırılmasının gerektiğinin, davacı kazada müvekkilinin uğradığı kazada, yaşaması mucizevi denilecek şekilde ciddi ölüm tehlikesi atlattığını, kalıcı sakatlanmalar ve hasarlar yaşadığını, aylarca çalışamamış olmasından ötürü maddi imkansızlıkları ailesi içinde travmalara yol açtığını, ailecek kazanın tesirinde kalındığını, yeri geldiğinde küçük çocuğuna harçlık veremeyecek günler yaşandığını, tüm bu durumlar müvekkilde psikolojik ve tramvatik sorunlara, kişilik hakları zedelenmesine ve büyük bir mağduriyet yaşamasına sebep olduğunu, kazazedenin müvekkile, davalı sigorta şirketine … nolu ZMMS Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olarak arkadan çarpmasından kaynaklı motosiklette oluşan maddi hasarlar ve müvekkilde meydana gelen cismani zararlardan bahisle kazaya ilişkin tüm evraklarla birlikte müvekkilin uğramış olduğu maddi zararların poliçe teminatı kapsamında karşılanması talebiyle davalı sigorta şirketine 07.05.2021 tarihinde başvuru yapıldığını, başvuru gereğince sigorta şirketi nezdinde … nolu hasar dosyaları açıldığı belirtildiğini, sigorta Şirkeline söz konusu zararların tazmini için yasal 15 günlük süre tanınmış ancak sigorta şirketince bu süreden çok sonra dahi, işbu dava tarihine kadar herhangi bir cevap verilmediğini, bununla birlikte davah sigorta şirketi aleyhine huzurdaki dava ikamesinden önce … Arabuluculuk Bürosuna başvurulmuştur. Arabuluculuk Bürosunun tayin ettiği … nezaretinde, …büro dosya nolu-…Arabuluculuk Nolu başvuruda, 16.06.2021 tarihli tarafların anlaşamadığına dair Hukuk Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk Son Tutanağı tanzim edildiğini, müvekkilin söz konusu kaza sebebiyle uğradığı zararların tazminine ilişkin sigorta şirketine yaptığımız başvuru ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk hükümleri gereğince yaptığımız arabuluculuk başvurusu hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde reddedildiğini, tüm bu nedenlerle yargılama devam ederken davalı şahısların mal kaçırmasının engellenmesi amacıyla tasarrufta bulunma ihtimaline binaen, kazaya sebebiyet veren … Plakalı … marka araç kayıtlarına ve davalı şahısların uyap sorgusunun yapılarak üzerlerine kayıtlı başkaca malvarlıklarının tespiti ile tespit edilen taşınır ve taşınmazlarına tensiple birlikte ihtiyati tedbir konulmasına, 27.03.2021 tarihinde meydana gelen Maddi hasarlı ve Yaralamalı Trafik Kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlara uğrayan davacı müvekkil lehine, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; 1.000,00-TL maddi tazminat (Geçici İşgöremezlik(Beden Gücü Kaybı) Tazminatı, Kalıcı Maluliyet Tazminatı, Kazanç Kaybı ve Bakıcı/ Bakım Giderleri olmak üzere), 7.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere Toplamda; Şimdilik 8.000,00-TL tazminatın, 6100 sayılı HMK’nın 107. Maddesi gereğince zararın yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde belirli hale gelmesi halinde arttırılmak üzere, haksız fiil/ kaza tarihinden (27.03,2021) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketi yönünden poliçe kapsamında sorumluluk limitleriyle sınırlı olmak üzere ve sadece maddi tazminat ve bütün ferileri ile sorumlu olmak üzere ve de tahsilde tekerrüre yer olmamak kaydı ile, davalılardan müştereken ve Müteselsilen tahsiline, tüm yargılama giderleri (noter vekaletname masrafı dahil olmak üzere) ve vekâlel ücretinin Müşterek ve müteselsilen davalılara yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu … plakalı araç için; müvekkil şirketçe, 12.05.2020-2021 tarihleri arasında, … no’lu poliçe ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, Müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, Poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti ile azami 410.000-TL olarak sınırlandırıldığını, bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olduğunu, müvekkil şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, Kaza Tespit Tutanağında, davacının kask ve koruyucu tertibat kullanmaksızın ehliyetsiz olarak araç sevk ve idare ettiği esnada trafik kazası meydana geldiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde ve ağır bir şekilde sonuçlanmasında ehliyetsiz ve koruyucu tertibat kullanmaksızın sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyahat etmesi nedeniyle davacının ağır kusuru bulunduğunu, müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsüne isnat edilen kusur durumunu kabul etmediklerini, davacı vekili tarafından iddia edilen kusur oranı tamamiyle yanlış olduğunu, bu konuda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılması gerektiğini, Adli Tıp Kurumu Kanunu ve bu kanunun Uygulama Yönetmeliği ile trafik kazalarından doğan uyuşmazlıklarda trafik kazaları ile ilgili tahkikat dosyaları üzerinde incelemeler yaparak kazaya ilişkin kusur oranlarının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi hususunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi görevlendirildiğini, söz konusu kazanın iş kazası olmasından mütevellit SGK tarafından davacıya iş göremezlik ödeneği veyahut PSD bağlandığını, davacıya iş göremezlik ödeneği veyahut PSD bağlanmış ise SGK tarafından ödenen işbu meblağlar Müvekkil Şirkete rücu edileceğinden, mükerrer ödemeye sebebiyet vermemesi açısından hesaplanacak tazminat miktarından tenzil edilmesi gerekeceğini, davacı vekiline belirli bir süre verilerek SGK’dan rücuya tabi herhangi bir ödeme alınıp alınmadığının sorulması gerektiğini, davacıya herhangine belirli bir süre verilerek SGK’dan rücuya tabi herhangi bir ödeme alınıp alınmadığının sorulması gerektiğini, davacıya herhangi bir ödeme yapılmış ya da gelir bağlanmışsa, bağlanan gelirin peşin değerinin hesaplanarak, davacı lehine hükmolunacak tazminattan indirilmesini, davacının iş gücü kaybı oranı vs. bilgilerin Adli Tıp Kurumundan veya üniversite hastanesinden öğrenilmesi gerektiğini, bu sebeple davacının tüm tedavi evrakının tedavi olduğu hastaneden celbi gerektiğini, ilgili belgelerin toplanmasından sonra dosyanın Adli Tıp Kurumuna tevdi edilmesini ve davacının Özürlülük ölçütüne göre sürekli sakatlık oranın tespit edilmesi, geçici-sürekli iş göremezlik durumunun konu kazayla alakasının bulunup-bulunmadığı ve ayrıca söz konusu sakatlığın davaya konu trafik kazasından kaynaklandığının tespiti gerektiğini, davacı tarafın tüm iddialarının gerçeği yansıtmadığından araştırılması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlar gereği geçici iş göremezlik zararı sağlık giderleri teminatına alındığını, sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığı açıkça belirtildiğini, davacının bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, davacının, tedavi gideri kapsamında değerlendirilen bakıcı giderine yönelik taleplerinden müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafından bakıcı tutularak bakım ihtiyacı giderilmediğinden yani belgeye dayanılmaksızın bakıcı gideri talep edildiğinden, hükmedilen tazminat miktarından %50 hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararın davalılardan tahsiline ilişkindir.
Mahkememizin 24/11/2021 tarihli celse ara kararı gereği, Dosyanın kusur belirlemesi için ATK Trafik İhtisas Dairesine sevkine karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 31/12/2021 tarihli raporunda, Davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı sürücü …’in kusursuz olduğu kanaatine varıldığını bildirdiği görüldü.
Mahkememizin 09/02/2022 tarihli celse ara kararı gereği, Dosyanın ATK ya sevki ile davacının muayenesi yapılarak, öncelikle kaza nedeniyle davacının iyileşmesinin devam edip etmediğinin dolayısıyla maluliyet tespiti yapılıp yapılamayacağının belirlenmesi, yapılabilecek ise davacının kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik , geçici iş göremezlik, geçici veya sürekli olarak bakıma muhtaç olup olmadığı, yüzünde sabit iz olup olmadığı, bu durumun maluliyeti etkileyip etkileyemeyeceği konularında rapor tanzim edilmesine karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 05/10/2022 tarihli raporunda, Mevcut belgelere göre … oğlu 03.08.1989 doğumlu …’in 27.03.2021 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği, başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizin 02/12/2022 tarihli ara kararı gereği, tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılması ve davacının davamıza konu trafik kazasında yaralanması ile oluşan maluliyetinden kaynaklanan nihai ve gerçek maddi zararının ne kadar olduğu hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, Bilirkişi …’ın 23/02/2023 tarihli raporunda, ATK 2. İhtisas Kurulunun 05.10.2022 tarihli raporunda davacının tüm vücut engellik oranının %0 olduğu ve davacının geçici/sürekli bakıcıya ihtiyacı olmadığı belirtildiğinden, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi zararının ve bakıcı gideri maddi zararının bulunmadığı, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 2.015,70 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 19.08.2021 dava tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden 27.03.2021 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekili 09/05/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, 400,00-TL Geçici İşgöremezlik Tazminatı, 200,00-TL Kalıcı Maluliyet Tazminatı, 200,00-TL Bakıcı/Bakım Giderleri, 200,00-TL Kazanç Kaybı tazminatı, olmak üzere 1.000,00-TL MADDİ TAZMİNAT ve 7.000,00-TL MANEVİ TAZMİNAT talebini, ATK raporu ve Aktüerya hesabına göre Geçici iş göremezlik tazminatı/ maddi zararının 2.015,70 TL olduğunu, bu nedenlerle Geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerini, bilirkişi raporunda belirtilen oranlarda ve dava dilekçesinde bulunulan talepte 200,00-TL Kalıcı Maluliyet Tazminatı, 200,00-TL Bakıcı/Bakım Giderleri, 200,00-TL Kazanç Kaybı tazminatı ve 7.000,00-TL manevi tazminat ile birlikte; toplamda 9.615,70-TL olarak ıslah ettiklerini ve ıslah harcını ikmal ettikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, maluliyete ve kusur durumuna ilişkin olarak alınan ATK raporu uyarınca, 27/03/2021 günü saat 18.45 sıralarında … Sokak üzerinde davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin ön kısmının aynı istikamette önünde seyreden davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin arka kısmına, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobile çarpmasının ardından yolun solunda ve sağında park halinde olan araçlara çarpması sonucu dava konusu kazanın meydana geldiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 31/12/2021 tarihli raporunda, Davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı sürücü …’in kusursuz olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, mahkememizce maluliyete ilişkin olarak alınan ATK raporunda 27.03.2021 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği, başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirildiğ görüş ve kanaatine varıldığı, ATK raporu doğrultusunda alınan aktüerya bilirkişi raporunda ise davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik bedelinin 2.015,70 TL olacağının tespit edildiği, tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olması nedeniyle talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi zararının ve bakıcı gideri maddi zararının bulunmadığı, davacı tarafça iş göremezlik bedeli açısından davanın kısmi ıslah edildiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile 2.015,70-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta yönünden 19/08/2021, davalılar … ve … yönünden 27/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi açısından yapılan değerlendirmede ise; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası uyarınca, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacının yaralanmasının ağırlığına ve olayın meydana geldiği tarihe göre duyduğu elem ve üzüntü sebebiyle manevi tazminatın koşulları oluştuğu anlaşılmakla, davacı ile davalılar … ve …’in dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü birlikte değerlendirildiğinde manevi talebinin kabulüne, 7.000-TL ‘nin davalılar … ve … 27/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 2.015,70-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta yönünden 19/08/2021, davalılar … ve … yönünden 27/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile, 7.000-TL ‘nin davalılar … ve … 27/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Maddi Tazminat Açısından;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179,90-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 59,30-TL peşin ve 27,60 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 86,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 93,00-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin harç, 27,60 TL ıslah harcı ile 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere 146,20 -TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 596,00-TL posta masrafı ile 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 3.040,30-TL ATK ücreti olan toplam 5.136,30 TL yargılama giderinin , davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 3.958,11-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.015,70-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalılar … ve sigorta şirketi, reddedilen kısım açısından kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 600-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalılara verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk giderinden 311,96 TL’nin davacıdan, 1008,04 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Manevi Tazminat Açısından;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 478,17-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Manevi tazminat dava değerine ilişkin davacı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluklarında tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/07/2023
Katip
e-imzalı
Hakim
e-imzalı
“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”