Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/514 E. 2023/71 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/514 Esas
KARAR NO : 2023/71

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2021
KARAR TARİHİ : 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından, … 30. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine 1.790,00-TL, 2.500,00-TL, 5.000,00-TL, 5.000,00-TL, 5.000,00-TL, 7.500,00-TL, 7.500,00-TL tutarlarındaki bonolar ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, senetler üzerindeki imzaların müvekkile ait olmadığını, hazırlanan senetlerde doldurulan alanlardaki el yazılarının müvekkilinin elinin ürünü olmadığını, müvekkilinin, o dönem borçlu … Ltd. Şti. Şirketinin ortağı olduğunu, o dönem imza yetkisi bulunduğunu, nüvekkilinin alacaklı davalıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin şu an … Limited Şti.’nde çalıştığını, müvekkilinihn maaşına haciz konulduğunu, borcu olmadığı halde müvekkilinin maaşının 1/4’ü kesintiye uğradığını, bu nedenlerle teminatsız olarak veya müvekkilinin ekonomik imkanlarının yetersiz olması sebeplerinden ötürü uygun görülecek bir miktarla icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir talebimizin kabulünü, davanın kabulü müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile … 30. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin iptaline ve kötü niyetli ve ağır kusurlu olunması sebebiyle de davalı tarafın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı … tarafından imzalanmış senetlere karşılık taraflarınca … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas numarası ile icra takibi başlatıldığını, davacıya ödeme emri ve eklerinin tebliğ olduğunu, zamanında itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, davacının borcuna karşılık başlatılan takibin yeni esası … 30. İcra Müdürlüğünün … olduğunu ve takip yılının 2014 olduğunu, takibin tebligatları ve itiraz sürelerinin üstünden yaklaşık 7 yıl geçtiğini, davacının süresinde imzaya ilişkin itirazlarını sunmadığı gibi tarafımızla da iletişime geçmediğini, söz konusu haciz ve diğer hacizler yönünden bir hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkil …’ün boya işi yapan yıllardır ticari ilişkilerini özenle devam ettirdiğini ve tacir olduğunu, söz konusu senetlerin …Ltd.Şti’ye verilen boya hizmeti neticesinde imzalandığını, senetlerde sahte hiç bir husus bulunmadığını, senet üzerinde yazılı firma olan … ltd.şti ilişkin olarak davacı dava dilekçesinde”müvekkilim o zaman şirketin ortağı konumunda idi ve imza yetkisi bulunmaktaydı” beyanı ile borcu ikrar ettiğini, davacının, yıllar sonra açtığı bu dava ile herhalde değiştirdiği imzası ile sonuç almaya çalıştığını, bu nedenlerle davacının kötü niyetle ve süreci uzatmak adına açtığı bu davanın reddi, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vererek süresinde itirazlarını sunmamış davacı aleyhine takibin devam etmesine, kötü niyetle açıldığı çok açık olan bu dava nedeni ile davacının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizce … 30. İcra … Esas sayılı dosyasının bir örneğinin mahkememiz dosyası arasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizin 12/04/2022 tarihli celse ara kararı gereği, .. 4. Noterliğinin … yevmiye numaralı …. tarihli imza sirküleri aslının celbi için … ASHM’ne talimat yazılmasına karar verilmiş olup, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasına kaydı yapılarak … 4. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı imza sirküleri aslının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizin 13/09/2022 tarihli celse ara kararı gereği, imza asılları ile davaya konu bonoların ATK’ya gönderilerek senetler üzerinde yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığın tespit edilmesine karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 24/10/2022 tarihli raporunda, Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu senetlerde atılı borçlu imzaları ile …) ‘un mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği görüş ve kanaatine varıldığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; … 30. İcra … Esas Sayılı icra takibine konu olan senetlerdeki imza nedeniyle sahtelik iddiasından dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Kural olarak, imzası inkar edilmeyen senetlere karşı açılan menfi tespit davasında ispat yükü davacı borçludadır. Ancak senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzasının borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (Yargıtay HGK’nın 2006/12-259 Esas,2006/31 Karar sayılı kararı).
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde imzaya ilişkin iddiası mutlak def’idir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; “Yazı veya imza inkârı” başlıklı 208. maddesi; “(1) Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır. (2) Bir belgenin sahteliği iddia edildiğinde, belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenerek, saklanması için mahkemece gerekli tedbirler alınır. (3) Bir belgenin sahteliğini iddia eden kimse, bunu aynı mahkemede ön sorun şeklinde ileri sürebileceği gibi, bu konuda ayrı bir dava da açabilir. (4) Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir”; “Yazı veya imza inkârının sonucu” başlıklı 209. maddesi; ”(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir” “Sahtelik incelemesi” başlıklı 211. maddesi ise;“(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir: a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir. b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir” şeklinde düzenlemeler içermektedir. Buna göre, 6100 Sayılı HMK’nın 211/a. maddesine göre yapılan incelemeye rağmen hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamış ise 6100 Sayılı HMK’nın 266. ve devamı maddelerine göre çözümü özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesine karar verilir. Mahkememizce 16/02/2022 tarihli celsede davacı asil isticvap edilmiş olup, davacı asil anılan duruşmada sahtecilik iddiasını tekrar etmiştir.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca, inkâr edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan ilgili kişiye ait mukayeseye elverişli yazı ve imzalar temin edildikten sonra sahtelik iddiasına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerekir (Yargıtay HGK’nın 2019/(23)6-128 esas ve 2021/1133 karar sayılı kararı). Mahkememizce de anılan karara istinaden davacının imza incelemesine esas imza örnekleri ilgili kurumlardan celp edilmiş ve ATK’ya gönderilmiştir.
“….Senetteki imzanın inkarı halinde, imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü belgeyi elinde bulunduran senet alacaklısına aittir. İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup, lehdar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir…” (Yargıtay 11. HD 2020/5093 E. 2021/5318 K.) Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere, bonoda sahtecilik iddiasının mutlak defi olarak herkese karşı sürülebileceği, burada ispat yükünün bonoda imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden tarafa ait olacağı açık olup, davalı tarafça, senet altındaki imzanın davacıya ait olduğu kanıtlanamamıştır. Nitekim yapılan imza incelemesinde senetteki imzanın davacıya ait olmadığı da mahkememizce alınan ATK raporu ile de sabit olmuştur. Bu nedenlerle davanın kabulü ile davacının, … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden davacının tazminat talebinin reddine, dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne, Davacının, … 30. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar kesinleştiğinde dosyada mevcut imza asıllarının bulunduğu belgelerin ilgili kurumlara iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.342,35-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 585,59-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye ‬ 1.756,76‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 585,59-TL peşin harç ile 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere 644,89‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 314,00-TL posta ve tebligat gideri ile 3610,00 TL ATK bedeli toplamı olan 3914,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/01/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”