Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/512 E. 2022/825 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/512 Esas
KARAR NO :2022/825

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ:06/08/2021
KARAR TARİHİ:29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve müvekkilince kredi kullanıldığını, müvekkilinin bir kısım ödemelerinde gecikme yaşaması nedeniyle davalı tarafında…. İcra Dairesi … Esas ve …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyaları ile müvekkili aleyhinde icra takibine geçildiğini, dosyaların dosyaların güncel kapak hesabının yaklaşık 36 Milyon TL olduğunu, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkilinin borcunun yanlış hesaplandığını ve müvekkili aleyhinde fahiş taleplerde bulunulduğunu, müvekkili adına kayıtlı İstanbul ili, … İlçesi, … Mah.92 Ada, 65 Parselde kayıtlı taşınmazın …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosya üzerinden satışına karar verilmiş olup satış gününün 25/08/2021 olarak belirlendiğini, müvekkilin taşınmazının haksız ve hukuka aykırı olarak fahiş taleplerle şişirilmiş borç miktarları üzerinden satılacağından işbu dosyada tedbiren satışın durdurulması konusunda karar verilmesini talep ettiklerini, davalı tarafından müvekkili borcu hesaplanırken %60 temerrüt faizi uygulandığını, bu belirlemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkiline yapılan tebligatların usulüne uygun şekilde yapılmadığını, mat ihtarında gösterilen adres ile tebligatların çıkartıldığı adresin uyumlu olmadığını, bu haliyle tebliğ işlemi yasada belirtilen usule uygun olduğunu beyan ile müvekkilinin davalıya davalı tarafından talep edilen tutarda ve gösterilen dosyalarda talep edilen miktarda borçlu olmadıgının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak tespıti ile taleplerine muacceliyet tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, yukarıda gösterilen takiplerin iptaline, olmayan bir borç sebebiyle takibe geçen davalının %20 den asağı olmamak üzere kötü niyet tazmınatına mahkum edilmesine, müvekkil haciz tehdidi altında olduğundan telafisi mümkün olmayan zararların önlenmesi amacıyla takibin teminatsız olarak durdurulmasına, müvekkil adına kayıtlı taşınmazın satışına karar verildiğinden öncelikle tedbiren satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin hakları ve ıslah hakları saklı kalmak üzere yapılacak bilirkişi incelemesinde ıslah etme/talep arttırma hakları saklı kalmak üzere davasını 100.000 TL bedel üzerinden harçlandırmıştır.
Davacı vekili 06/05/2022 tarihli dilekçesi ile müvekkilimin davalıya bilirkişi raporunda hesaplanan bedel olan 350.092,20 TL borçlu olmadığının tespiti ile taleplerine muacceliyet tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, takiplerin iptaline, olmayan bir borç sebebiyle takibe geçen davalının %20 den asağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile belirsiz menfi tespit davası açılabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple davanın usul reddi gerektiğini, davacı tarafın bu takiplerde kendisinden talep edilen kadar tutarda borçlu olmadığının tespitini talep etse de borcun tamamına mı yoksa örneğin anaparanın bir kısmına mı, keza faizin tamamına mı yoksa bir kısmına mı itiraz ettiğinin açıklattırılması gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında akdedilen kredi sözleşmeleri nedeniyle adı geçen şahsa kredi kullandırıldığını, bu kredilerin teminatı olarak davacıya ait iki adet taşınmaz üzerine … A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, kredi borçlusu davacı, davalı müvekkili banka tarafından kullandırılan kredi borçlarını ödemeyince söz konusu kredi borçlarının ödenmesinin talep edildiğini, davacının da kredi borçlarını ödemek adına ve doğal olarak ödeme aracı olarak biri 29.08.2017 tarihinde 5.500.000,00-TL’lik diğeri de 23.07.2018 tarihinde 10.000.000,TL’lik 2 adet bono tanzim ederek müvekkiline verdiğini, ancak davacı tarafın borcunu ödemek adına tanzim edip müvekkiline verdiği bono borçlarını da vadesi gelmesine rağmen ödemeyince öncelikle davacı şahsın hesaplarının 28.11.2019 tarihinde kat edildiğini ve ….Noterliği’nin 28.11.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı borçluya tebliğ edildiğini, kredi sözleşmelerinde mevcut adreslerine tebliğe çıkarılıp 02.12.2019 tarihinde tebliğ olunduğunu, akabinde davacı borçlu hakkında….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası 03.12.2019 tarihinde kambiyo takibi başlatıldığını, başlatılan kambiyo takibine rağmen borç ödenmeyince davacı tarafça kullanılan kredilerin teminatında bulunan 2 adet taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi adına ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 23.01.2020 tarihinde rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davacının takibin iptali talebiyle İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açtığı takibin iptali talepli dava dosyasının halen derdest olduğunu, ipotek takibine ilişkin olarak …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açtığını bu davanın da reddine karar verildiğini, davacı tarafça ipotekli taşınmaz hakkında yapılan ihaleye karşı da …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile ihalenin feshi davası açıldığını, bu davanın da reddedildiğini, davacının kat ihtarının kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tebligatların usulüne uygun olduğunu, davacı taraf tüketici değil bir tacir olduğundan faize ilişkin itirazların yerinde olmadığını, davanın öncelikle usul yönünden reddine, davanın esasına girilmesi halinde davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden doğan borçtan dolayı davalı banka tarafından yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yerleşik Yargıtay kararlarına göre, menfi tespit davalarının kısmi dava olarak açılabileceğinden; davacının davasını belirsiz alacak olarak değil, kısmi dava olarak açmış olması nedeni ile davalı vekilinin davanın usulden reddi isteminin reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyanın Bankacı bilirkişi …’a verilerek; tüm dosya kapsamı ve davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılıp, dava ve takibe konu Genel Kredi Sözleşmesinden dolayı davacının davalıya takip tarihi itibariyle borcunun bulunup bulunmmadığı, var ise miktarına ilişkin rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmekle, dosyamız bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 28/04/2022 tarihinde “03.12.2019 takip tarihi itibariyle davalı bankanın davacı borçludan talep edebileceği asıl alacağın 13.310.767,80 TL, faiz ve BSMV ye istinaden 27.618,33 TL olmak üzere toplam banka alacağının ise 13.338.386,13 TL, takip ile talep edilen 13.688.478,33 TL ile bu meblağ arasındaki farkın ise 350.092,20 TL olduğu, takip talebinde talep edilen 13.620.000 TL asıl alacağın içerisinde faizlerin ilave edilip edilmediğinin tespit edilememiş olduğu, oluşan 350.092,20 TL farkın talep edilen asıl alacak, faiz ve 40.860 TL komisyon tutarlarından kaynaklandığı görüşüne varıldığı, 350.092,20 – TL farkın ödenmesinin mahkemenin takdirinde olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyanın önceki bilirkişiye verilerek, davalı vekilinin rapora karşı yapmış olduğu itirazlar doğrultusunda, inceleme yapıp ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmekle, bilirkişi tarafından 01/08/2022 tarihinde” icra takip tarihi itibariyle davalı bankanın davacıdan 13.620.000,00 TL asıl alacağının bulunduğu, faiz ve BSMV ile birlikte toplam banka alacağının 13.647.618,33 TL olduğu” rapor edilmiştir.
Davacı vekili 06/05/2022 tarihli dilekçesi ile müvekkilimin davalıya bilirkişi raporunda hesaplanan bedel olan 350.092,20 TL borçlu olmadığının tespiti ile taleplerine muacceliyet tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, takiplerin iptaline, olmayan bir borç sebebiyle takibe geçen davalının %20 den asağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davacı ve davalı arasında 25/08/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, davacının anılan sözleşmeye istinaden davalı bankadan 01/08/2019, 27/06/2019 ve 25/10/2019 tarihli muhtelif tutarlı krediler kullandığı, davalı banka tarafından davacının kredi hesabının kat edildiği ve 28/11/2019 tarihli ihtar ile bildirildiği, ardından davalının davacı aleyhinde…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 13.620.000,00 TL sı ana para alacağı olmak üzere toplam 13.688.478,33 TL nın tahsili bakımından icra takibine geçtiği; davacının anılan icra takibinden ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalının usul ve esas yönünden davanın reddi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır.
Davalı bankanın hesap kat ihtarında, davacının maliki olduğu, İstanbul İli, …, … Mah. 92 ada, 65 parselde bulunan kargir apartman niteliğindeki taşınmaz üzerine banka tarafından kurulmuş 25.08.2017 12.000.000-TL bedelli ve İstanbul İli, … ilçesi, … Mah. 70 ada, 8 parselde bulunan bahçeli dubleks ev niteliğindeki taşınmaz üzerine tesis edilmiş 26.06.2018 tarih 8.000.000-TL bedelli ipoteklerden kaynaklanan borcun, ayrıca rotatif kredisinden kaynaklanan 50.048,44 TL ile muhtelif borçlardan kaynaklanan 244,93 TL borcun ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür
Mahkememizce tüm dosya kapsamı ve davalı banka kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde sunulan kök ve ek raporda, kat ihtarının davacının sözleşmede bildirilen iki ayrı adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak bila ikmal iade edildiği, davacının 01/08/2019 tarihli 2430..27 nolu 49.750 XAU anapara tutarlı rotatif krediden dolayı davalıya olan borcunun …, 27/06/2019 tarihli 35.820,00 anapara tutarlı krediden kaynaklanan borcunun 34.879,17 XAU olduğu, 25/10/2019 tarih 2430…33 nolu 1.492,50,00 XAU anapara tutarlı krediye ise hiç ödeme yapılmadığı; icra takip tarihi itibariyle davalı bankanın davacıdan 50.631,80 XAU alacağının olduğu, bunun Türk Lirası Karşılığının 14.261.707,20 TL olduğu, takip tarihi itibariyle 13.310.767,80 TL, faiz ve BSMV ye istinaden 27.618,33 TL olmak üzere toplam banka alacağının ise 13.338.386,13 TL olduğu hesap edildiği tespit ve rapor edilmiştir.
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesine göre ihtilaf halinde kesin delil olarak başvurulacağına karar verilen banka kayıtlarına göre icra takip tarihi olan 03/12/2019 tarihi itibariyle davacının davalı bankaya 13.310.767,80 TL sı ana para borcu 381.259,32 TL faiz ve 19.064,32 TL BSMV olmak üzere toplam 13.711.091,44 TL borçlu olduğu, davalı bankanın icra takibinde 13.620.000 TL asıl alacak üzerinden faiz ve komisyon ile birlikte 13.688.478,33 TL nın tahsilini talep ettiği görülmüş, davacının icra takibinden ötürü davalıya borçlu olduğu anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.978,75‬ TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 5.898,05‬ TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 52.012,91 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 29/11/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”