Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/49 E. 2021/353 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/49 Esas
KARAR NO : 2021/353

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin davalıya kira sözleşmesi uyarınca 2 adet bono verdiğini, senetlerin davalıya teslim edilirken davalıya teslim belgesi imzalatıldığını, senet bedellerinin müvekkili tarafından davalıya elden olarak ödendiğini, ödeme sonrasında davalının müvekkiline senetleri teslim ettiğini, müvekkilinin sözleşmedeki ödemenin banka hesabı ibaresi yerine senetle ödeme yapıldığına ilişkin düzeltmeyi yapmaması üzerine davalıya ikinci kez ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin davalı ile arasında kiracılık dışında mal veya hizmet ilişkisinin bulunmadığını bildirmekle davanın kabulüne, sebepsiz zenginleşmeye yol açan 20.000,00 USD’nin yasal faizi ile beraber davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; dava şartı olan arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, davaya konu sözleşmenin müvekkili ile dava dışı … arasında akdedildiğini, taraf teşkilinin hatalı olduğunu, davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili ile kiracılar arasında devam eden itirazın iptali ve tahliye davalarının devam ettiğini, senetlerin müvekkili tarafından güvence olarak alındığını, depozitoya karşılık senet verildiği iddiasını kabul etmediklerini, senetlerin teminat olarak müvekkiline verildiğini, depozito bedelinin sözleşme uyarınca banka hesabına ödenmesi gerektiğini ancak müvekkilinin banka hesabına davalılar tarafından herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını, ödenmeyen kira bedelleri ve kiraya verilemeyen taşınmazlarında davacıların müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu bildirmekle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
1.1.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 3/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kira sözleşmesi kapsamında verilen depozitonun iki kez ödendiğinden bahisle ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olduğu, dolayısıyla davanın konusunun bir miktar para alacağı olduğu ve zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu, davacının davalıya yönelik talebi için arabuluculuk başvurusunda bulunmadığı, dosyadaki arabuluculuk son tutanağının dava dışı … ile davalı … arasındaki görüşmelere ilişkin olduğu, davacı vekili mahkememizin 26/04/2021 tarihli duruşmasında sehven yanlış arabuluculuk tutanağına istinaden davanın açıldığını, davalının arabuluculuk itirazını kabul ettiğini beyan ederek davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.521,87 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 2.462,57 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT m.7/2 uyarınca takdiren vekalet ücretinin 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı taraflara verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)