Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/466 E. 2021/938 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/466 Esas
KARAR NO : 2021/938

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 09/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın … A.Ş’den 18/10/2000 tarihi itibari ile 5.865.000,00 nominal değerinde “tahtanın kapatılması sonucu ise 42.228.000,00 TL değerinde” … A.Ş’ye ait hisse senedi bulunmakta iken … işlem gören hisse senedini 2001 yılında tahtasının kapatılması üzerine o tarihten bu yana alacağını alamadığını, müvekkilinin hisse senetlerinin bulunduğu … A.Ş’nin … devredildiğini ancak halen alacağının tahsil edilemediğini, müvekkili tarafından … A.Ş, … A.Ş ve … talepte bulunulduğu ancak müvekkili …’ın şirket nezdinde herhangi bir alacağının bulunmadığından bahisle olumsuz cevap verildiğini, davalı …Ş’nin faaliyetlerinin normal devam ettiği sıralarda iflas, konkordato olmamasına rağmen …. sahibinin … banktan fazla kredi kullanması sebebiyle … … devredildiğini ve işlem tahtasının bu yüzden kapatıldığını, … A.Ş’nin …’da hisselerinin işleme kapatılmasının sebebinin … A.Ş’nin borçlarından kaynaklı olduğunu, … ve … tarafından yapılan duyurular ile … A.Ş yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, …’nun temel görevinin mevduat sahibini korumak olduğunu, dava konusu hisse senetleri … A.Ş’nin olup, işbu şirket … devredildiğini, şirket yönetiminin … bünyesinde olmasından dolayı bu alacaktan da … sorumlu olacağının gerektiğini bildirerek müvekkilinin zararının piyasada kendi kararıyla görmüş olduğu bir zarar olmadığını, yatırım yaptığı şirketin eylemlerinden dolayı … tarafından yetkilendirilmiş kurul kararıyla tahtasının kapatılması sonucu meydana geldiğini, bu nedenle müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasını, müvekkilinin 42.228,00 TL değerindeki hisse senetlerinin tespiti ile işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan 29/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan alacak davasında dava değerinin tam olarak belirlenmesinin gerektiğini, davacının davasına mesnet yaptığı tarihin 28/10/2000 olduğu ve yaklaşık 21 yıl geçtikten sonra dava açtığını, alacak taleplerinin zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımından reddedilmesinin gerektiğini, davaya konu olan hisse senetlerinin maliki olan … A.Ş, … A.Ş’nin eski ortak grubu olan … hakim hissedar olduğu bir şirket olduğunu,…A.Ş’nin halka açık hisseleri ile ilgili İMKB’de işlem gören tahtasının … A.Ş’nin fona devrinin hemen akabinde … ve İMKB mevzuatı hükümleri gereğince 30/10/2000 tarihinde kapatıldığını, müvekkilinin fonu borçlu … grubundan olan alacaklarının takibi için … A.Ş’ye yönetici atama tarihinin 30/03/2007 olduğunu, bu 7 yıllık süre zarfında … A.Ş’nin fona devredilmesinden …A.Ş’nin ortaklık hakları ile yönetiminin … A.Ş şirketi … grubunun mülkiyeti içinde olduğunu, bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesinin gerektiğini, …’nin görev ve yetkilerinin Bankacılık Kanunu ile belirlendiğini ve borsada işlem gören, halka açık şirketlerin hissedarlarının uğramış olduğu mağduriyeti giderme konusunda herhangi bir yetkisi ve görevinin bulunmadığını, …A.Ş fon nezdinde borçlu bulunan … grubuna ait firmalardan biri ve … nezdinde borçlu olduğunu bildirerek öncelikle husumet ve zamanaşımı yönünden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili tarafından sunulan 06/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı zararının 2001 yılında doğduğunu iddia ettiğini, davacının iddiasına göre işbu dava 20 yıl sonra açıldığını, gerekse müvekkilin söz konusu işlemi tesis ettiği dönemde tabi olduğu idare hukuku bakımından zamanaşımı süresi dolduğunu ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu nedenle davanın esasa girilmeden zamanaşımından reddinin gerektiğini, bir şirketin paylarının kottan çıkarılmasının şirketin sona ermesi olmadığını, şirketin paylarının borsada işlem görmesinin sona ermesi olduğunu, borsanın kottan çıkarma kararının davacının mülkiyet hakkını ihlal etmediğini, müvekkilin …A.Ş’ye ilişkin kararlarının, yürürlükteki mevzuata ve mevzuat uyarınca çıkarılan borsa düzenlemelerine uygun olarak alındığını, davacının dilekçesinde belirttiği üzere 18/10/2000 tarihi itibariyle … A.Ş’nin 5.865.000,00 TL nominal değerinde hisse senedine sahip olmasının mümkün olmadığını, davacının …A.Ş’nin faaliyetlerinin normal devam ettiği sırada söz konusu kararın borsa tarafından alındığı yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, …’ın iştirak payının söz konusu şirkette %7,16 olduğu yönündeki iddiaların mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, müvekkil şirketin işlem sırasının kapatılması ve sürekli olarak işlem görmekten men etme kararları yatırımcıyı korumak için alınan kararlar olduğunu, söz konusu zarardan müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını bildirerek davacının iş bu davasının öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili tarafından sunulan 06/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın 20 yılı aşkın bir süredir var olduğunu iddia ettiği alacağın tahsili talebine imkan bulunmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, dava şartı olan arabuluculuk sürecinin gerçekleşmediğini, davacı taraf tespit ve eda talebini aynı davada ileri sürdüğünü, davacı dava ile alacağı olduğunu iddia ettiği meblağın tespiti ile miktarının kesin olduğunu dava dilekçesi bütün müvekkil şirketin …’ye devri nedeniyle sözde alacaktan sorumluluğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketinin hukuku ve idari durumu tetkik edildiğinde … A.Ş BDDK’nın Resmi Gazetede yayımlanan 27/10/2000 tarih 2000/86 sayılı kararı ile el konulduğunu, … tarafından Bankalar Kanunu maddeleri gereği mal kaçırmanın engellenmesi ve alacaklıların haklarının korunması amacıyla 3. Kişilere devir ve temlik edilmemek üzere … A.Ş’nin içinde bulunduğu birçok şirket ve şahıs bankanın hakim sermayedarı olarak nitelendirerek malvarlıklarına ihtiyati tedbir kararı verildiğini, … grubunun … ile akdettiği son protokol olan 28/11/2008 tarihli protokol hükümleri uyarınca … A.Ş’nin hisseler temettülerin devrinin düzenlendiğini, …’nin protokole aykırı davranarak yükümlülüğünü geç yerine getirdiğini, müvekkil şirketin büyük zararlara uğradıktan sonra …’nin 04/07/2013 tarihli … sayılı kararı ile 09/07/2013 tarihinde devredildiğini, bu sürecin tamamının davacı yanca bilindiğini, Davalı …Ş faaliyeti devam ettiği sırada … sahibi …’in … fazla kredi kullanması sebebiyle … … devredildiğini ve kamu kararı nedeni ile…’in işlem tahtasının kapatıldığını, tahtası kapanan bir şirketin hisselerinin borsadan çıkarılamayacağını, sadece alış ve satışa kapatılacağını, ilerde şirket şartları yerine getirirse hissenin tahtasının tekrar açılacağını bu yüzden esas sorumluluğun hali hazırda aktif olmayan müvekkil şirkette bulunmadığını bildirerek haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle zamanaşımı ve dava şartı olan arabuluculuğu başvurulmamış olması yönünden usulden reddini, davanın müvekkiline yöneltilemeyeceği nedeni ile esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sermaya Piyasası Kurulu vekili tarafından sunulan 14/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı, … ya da … nezdinde bulunduğunu ileri sürdüğü … payları ile bunların işlemiş faizini üçüncü kişi konumunda olduğu açıkça ortada olan kurullarının alacak davası açmak suretiyle istemeyeceğine göre bu davayı bir tazminat davası olarak anlamak gerektiğini, davacı vekili tarafından …’in işlem sırasının kapatılması sonucunda sahibi olduğu ileri sürülen şirket paylarının …’da işlem görmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığı iddia edildiğini, söz konusu sürecin tamamen dışında kalan müvekkili kurumun taraf sıfatı bulunmadığından davanın husumet ehliyeti yönünden reddinin gerektiğini, davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, sürecin 19 yılı aşkın bir süre olmasın nedeniyle zamanaşımından reddinin gerektiğini, davacının zararın giderilmesi talebinde sorumluluk ve miktar açısından davalılar arasında ayrım yapılmadığını, müvekkil kurumun …’in halka arz aşamasında kendisine verilen görevleri gereği gibi yerine getirdiğini, halka arz aşamasından sonra da müvekkil kurum zamanında yükümlülüğünü yerine getirdiğini, payların borsa kotuna alınması ve kottan çıkarılması ile borsada işlem gören payların işlem sıralarının kapatılması ve tekrar açılmasının …’un yetkisinde olduğunu, somut olayda müvekkili kuruma izafe edilebilecek kusurlu bir eylemin bulunmadığını ve kesin, belirli, gerçek bir zararın da bulunmadığını bildirerek usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, haklı herhangi bir gerekçeye dayanmayan davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacının davalı …Ş’deki hisselerinin tespiti ile 42.228,00 TL hisse değerinin 18/10/2000 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline ilişkindir.
Davacı taraf, 18/10/2000 tarihi itibariyle 5.865.000,00 nominal değerde, “tahtanın kapatılması” sonucu 42.228,00 TL değerinde davalı …Ş’ye ait hisse senedi bulunduğunu, İMKB tarafından 2001 yılında … A.Ş’nin hisselerinin borsadan çıkarıldığını, sonrasında alacağını tahsil edemediğini, … A.Ş’nin …’ye devredildiğini, …A.Ş’nin hisselerinin yeniden borsaya dahil edilmediğini, bu nedenlerle zarara uğradığını beyan etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde; a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması, b) Yargı yolunun caiz olması, c) Mahkemenin görevli olması, ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması, d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması, e) Dava takip yetkisine sahip olunması, f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması, g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması, ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi, h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması, i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartları olarak düzenlenmiştir. Yine Kanun’un 115. maddesinde; Mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, Mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar vereceği düzenlenmiştir. Mahkemece dava şartları maddedeki sıralama dikkate alınarak değerlendirilir. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun 138. maddesinde; mahkemenin, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar vereceği, 142. maddesinde; hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’ileri ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkimin tahkikata başlamadan önce karara bağlayacağı düzenlenmiştir. Mahkememizce bu bağlamda önce dava şartları yönünden değerlendirme yapılmış, dava şartları yönünden eksikliği bulunmayan davalılar hakkında da zamanaşımı defi değerlendirilmiştir.
Davalı … tarafından ileri sürülen yargı yolu itirazı açısından yapılan değerlendirmede; Sermaye Piyasası Kanun’unun 117. maddesinde Sermaye Piyasası Kurulu’nun kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olduğunun belirtildiği, idare hukukunda Sermaye Piyasası Kurulu’nun ayrı bir kamu tüzel kişiliği olan düzenleyici ve denetleyici kurul ya da bağımsız idari otorite olarak tanımlandığı, davacının, davalı …’na yönelik hukuki sebebinin Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kanun’da belirtilen denetim ve yatırımcıları korumak görevlerini ihmal etmesi olduğu, dolayısıyla davalı idarenin eylem ve ihmalinden kaynaklanan zararının tazmininin talep edildiği anlaşılmakla davalı … hakkındaki davanın İYUK m.2 uyarınca idare mahkemelerinin görev alanı içerisine girdiği sonucuna varılmıştır. HMK m.114/1-b uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davalı … hakkındaki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Aktif husumetin tespiti açısından yargılama sırasında, …A.Ş’ye ve … A.Ş’ye müzekkereler yazılarak davacının davalı …Ş’de hissesinin bulunup bulunmadığı sorulmuş, müzekkere yanıtlarından davacının davalı …Ş’de hissesinin bulunduğu ve aktif husumet ehliyeti olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 53. maddesine göre, davacı ve davalı olma sıfatı maddi hukuktaki talebin sonucuna ilişkin tasarruf yetkisine ve bu hakka katlanma yükümlülüğüne göre belirlenir. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1-e hükmüne göre dava takip yetkisi dava şartıdır. Dava takip yetkisinin davalıya yansıması pasif husumet ehliyeti şeklindedir. Pasif husumet ehliyeti, maddi hukuka göre talebin tarafı olabilme ehliyetidir. Davalı … tarafından ileri sürülen pasif husumet itirazı açısından yapılan değerlendirmede; BDDK’nın 27/10/2000 tarihli 86 sayılı kararı uyarınca … A.Ş’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin …’ye devredildiği, bankanın hakim ortağı olan …A.Ş’nin %84,15 hissesinin davalı …Ş’de bulunması sebebiyle davalı …Ş’nin yönetim ve denetiminin 30/03/2007 tarihinde…’ye devredildiği, … ile … arasında yapılan 28/11/2008 tarihli protokol uyarınca 02/07/2013 tarihinde yapılan genel kurul uyarınca 09/07/2013 tarihinde … A.Ş’nin … tarafından iade edildiği, bu dönem içerisinde davalı …Ş’nin tüzel kişiliğini koruduğu, sadece yönetim ve denetim yetkisinin …’de olduğu, davalı …Ş’nin hisselerinin borsadan çıkarılmasına ilişkin kararın … tarafından alınmadığı, davacının …’ye yönelik davasının hukuki sebebinin şirket yönetiminin …’de bulunması olduğu ancak 09/07/2013 tarihinde şirket yönetiminin … tarafından Dinç Bilgin grubuna iade edildiği anlaşılmakla maddi hukuk açısından davalı …’nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır. HMK m.114/1-e uyarınca dava takip yetkisinin ve pasif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davalı … hakkındaki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Davalılar …A.Ş ve … A.Ş tarafından ileri sürülen zamanaşımı defi açısından yapılan değerlendirmede; TBK m.146 uyarınca her alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, TBK m.72’de, haksız fiilde zamanaşımı süresinin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıl olduğunun düzenlendiği, somut olayda davacının … A.Ş’de bulunan hisselerinin İMKB tarafından 18/10/2000 tarihinde geçici olarak borsadan çıkarıldığı, 14/11/2008 tarihinde hisselerin sürekli olarak işlem görmekten men edilmesine karar verildiği, dolayısıyla zararın ve tazminat yükümlüsünün en geç 14/11/2008 tarihinde öğrenildiği anlaşılmakla dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davalılar …A.Ş ve …ki davaların zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; … hakkındaki davanın HMK 114/1-b uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, … hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, … A.Ş ile … A.Ş hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… hakkındaki davanın HMK 114/1-b uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-… hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-… A.Ş ile … A.Ş hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
4-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL’nin, peşin alınan 721,15 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 661,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı …Ş ile … A.Ş duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 6.289,64 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek bu davalılara verilmesine,
7-Davalı … taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden ve hakkındaki dava pasif husumet nedeniyle reddedildiğinden AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek bu davalıya verilmesine,
8-Davalı … taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden ve hakkındaki davanın HMK 114/1-b uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle reddedildiğinden AAÜT uyarınca hesap olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek bu davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davalılar tarafından belgelendirilen masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸