Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/458 E. 2023/547 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/458 Esas
KARAR NO : 2023/547

DAVA : Hisse Devrinin İptali
DAVA TARİHİ : 13/04/2015
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan hisse devrinin iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 13/04/2015 tarihli dava dilekçeside; Müvekkilinin davalı … ve dava dışı … ile başkaca şahısların hileli eylem ve işlemleri ile dava dışı …’nun fiziksel ve psikolojik korkutması neticesinde davaya konu … A.Ş.’ndeki payının rayiç değerinin çok altında düşük bir bedelle 19.01.2015 tarihli “A.Ş. Hisse Devri Sözleşmesi” ile davalıya devretmek zorunda kaldığını, yine müvekkilinin bu şahısların hile ve ikrahı …Tic. A.Ş.’ndeki hisselerinin tamamını davalıya devrettiğini, dolayısıyla davaya konu hisse devir işlemleri geçerli olmadığından iptalinin gerektiğini, müvekkilinin öncelikle dava dışı …’nun hileli eylem ve işlemlerine maruz kaldığını, müvekkilinin iş hayatının olumsuz etkilenmesini önlemek için … Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılanmasına ilişkin haberlerin kaldırılması amacıyla kendisini gazeteci olarak tanıtan … ile irtibat kurduğunu, bu şahıs tarafından da müvekkilinin, Milli İstihbarat Teşkilatı personeli ve inşaat işleri yapan bir iş adamı olduğu iddiası ile dava dışı … ile tanıştırıldığını, müvekkilinin lüks yaşamını gören bu şahısların hukuka aykırı ve suç mahiyetindeki eylem ve işlemleri ile müvekkilinin davaya konu şirketlerdeki hisseleri başta olmak üzere tüm şirket hisselerini ve gayrimenkullerini kaybetmesine neden olduklarını, müvekkilinin dava dışı …’nun bir çok tanınmış kişiyi misafir ettiğine tanıklık ettiğini, daha sonra bu şahısların MİT nezdinde dinleme kayıtları olduğu iddiası ile şantaj ve tehdide maruz kaldıklarını öğrendiğini, Dava dışı …’nun …’da başlamış olduğunu iddia ettiği inşaat projesine 2012 Aralık ayında müvekkilini hileli eylem ve işlemler ile 400.000,- TL karşılığında ortak ettiğini, müvekkilinin daha sonra dava dışı …’nun borca batık olduğunu, …’daki inşaatın kendisine bahsedildiği durumda olmadığını, kendi ödediği parayla kaba inşaatının tamamlandığını, projedeki dairelerin şantajla tanınmış iş adamlarına satıldığını öğrendiğini, müvekkilinin dava dışı …’nun bu hileli eylem ve işlemleri ile ciddi anlamda zarara uğradığını, dava dışı … tarafından müvekkilinin maliki olduğu aylık 1.700,- TL kira getirişi olan …’deki taşınmaz altına yatırılarak yılda 30.000,- TL gelir getireceği vaadiyle sattırıldığını, dava dışı … tarafından taşınmazın bedeli olan 420.000,- TL’nin de muhtemelen daha önceden anlaştığı kapalı çarşıda bir kuyumcuya verildiğini ve müvekkilinin güvenini temin için de 30.000,- TL’de ilk gelir parası olarak müvekkiline peşin olarak verildiğini, bu durumun müvekkilinin malvarlığının elinden almak için ortaya konulan hileli davranışların nitelikli ve planlı bir şekilde yapıldığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu, Davalı ve dava dışı …’nun hileli davranışları ile müvekkiline ait davaya konu şirketlerden birinin hisselerini bedelinin altında davalı tarafından satın aldıkları gibi diğerini de davalı tarafından bedelsiz olarak devraldıklarını, dava dışı …’nun Bodrum’daki inşaatı yapan şirketi satın alacağı ve müvekkilinin ortaklık için ödediği bedeli ödeyeceği iddiası ile müvekkilini davalı … ile tanıştırdığını, davalının da müvekkilinin içinde bulunduğu zor durumu bildiği ve dava dışı … ile birlikte planlı hareket ettikleri için müvekkilini 1 Milyon TL nakit vereceği vaadiyle şirketlerdeki hisselerini almaya çalıştığını, müvekkilinin direnmesi üzerine baskı ve korkutmanın yanında karşılığı olmadığı belli olan 1 Milyon TL bedelli 6 ay vadeli bir çek vererek hileyle müvekkilinin …Tic. A.Ş.’ndeki hisselerini elinden aldıklarını, yine bu şahıslar tarafından müvekkiline ait…Tic. A.Ş.’ndeki hisselerin bedelsiz olarak davalı tarafından devralındığını, Müvekkilinin, davalının hileli davranışları ile birlikte dava dışı … ve … ile bağlantısı olan kişiler tarafından darp edilerek ve korkutularak … A.Ş.’ndeki hisselerini düşük bir bedelle davalıya satmak zorunda kaldığını, dava dışı … tarafından müvekkiline gönderilen tehdit içerikli mesajların ekte olduğunu, müvekkiline dava dışı … ve bağlantısı olan kişilerden korktuğu için …A.Ş.’nin 40.000 paya karşılık gelen 12-13 Milyon TL değerindeki hissesini 19.01.2015 tarihinde davalı …’a bedeli 15 gün içinde ödeneceği vaadiyle 1 Milyon bedelli 6 ay vadeli çek karşılığında devretmek zorunda kaldığını, daha sonra müvekkilinin bu şahıslar tarafından paranın ödenmeyeceği ve müvekkilinin de bu durum karşısında sessiz kalması gerektiği yönünde ölümle tehdit edildiğini, Müvekkiline ait … Tic. A.Ş.’nin Milli Savunma Bakanlığı’nda yaklaşık 27 Milyon TL değerindeki ihaleye teklif sunduğunu ve 5-6 Milyon TL kazanç elde etme ihtimali var iken dava dışı …’nun baskı ve korkutması ile bu şirketi de …’na bedelsiz olarak devretmek zorunda kaldığını, şirket taşınmazları ile araçları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, taraflar arasında yapılan 19/01/2015 tarihli Anonim Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile müvekkiline ait …Tic. A.Ş. Ve…Tic. A.Ş. Hisse devirlerinin davalı ve ücüncü kişelirn hile ve ikrah niteliğindeki eylem ve işlemleriyle müvekkilinin iradesini sakatlanması nedeniyle iptaline, bu kabul edilmediği takdirde devirlerin geçerli olmaması nedeniyle müvekkilinin bu şirketlerde ortaklıkların devem ettiğine, bu istemin kabul edilmemesi halinde bilirkişi tarafından yapılacak hesaba göre şirketlerin gerçek hisse bedelleri üzerinden tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Davacının 19.01.2015 tarihi Anonim Şirket hisse devir sözleşmesinin hile ve ikrah nedeniyle iptaline ilişkin isteminin tamamen kötü niyetli ve esastan çelişkili olduğunu, bu çelişkilerin davacının kendi delilleri ve ikrarı ile ortaya konulacağını, davacı tarafın dava dilekçesini hile ve ikraha dayandırdığını, ancak bizatihi davacının dava dosyasına sunmuş olduğu beyanlar ve sms çıktılarının davacının iddialarını temelsiz bıraktığını, öncelikle ilk çelişkinin; bir olayda hile ve korkutmanın asla ikisinin bir arada olamayacağını, Davacının beyanlarına ve dava dosyasına koymuş olduğu sms mesajlarına göre dava dışı …’nun davacı ile tartışmasının 31.12.2014 tarihinde gerçekleştiğini, davacının müvekkiline hisse satışının ise 19.01.2015 olduğunu, tartışmanın yaşandığı ve rapor alındığı iddia edilen süre ile hisse satışı arasında 20 gün olduğunu, bu 20 günde ise sürekli tartışma olmadığı ve iddia edildiği gibi bir darp olayının yaşanmadığını, yaşanmış olsa o konuda da ayrıca rapor alabileceği varsayılarak iddia edildiği tehlikenin çoktan gerçekleştiğini, bu halde korkutma fiilinin çoktan ortadan kalktığını, Dava dışı …’nun … mevkiinde kain … ada, 2492 parsel numarasında tapuya kayıtlı taşınmaz üzerine inşaat projesi kapsamında konutlar yapmak üzere taşınmaz sahibi … ile 28.06.2011 tarihli … 1. Noterliği … yevmiye nolu “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” imzalandığını, söz konusu sözleşmeye göre on iki adet bağımsız bölümün arsa sahibine, geriye kalan otuz adet bağımsız bölümün dava dışı …’na ait olduğunu, … Tic. A.Ş.’nin …’da yapılacak olan inşaat projesi için kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanmasından 2 ay sonra 19.08.2011 tarihinde dava dışı …’nun kardeşi … tarafından kurulduğunu, Dava dışı …’nun 28.06.2011 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yanında aynı zamanda arsa sahibi ile ek protokol yaptığını, bu protokole göre “İnşaatı yüklenici olarak … adına tüzel kişi olarak …Tic. A.Ş. yapacaktır.” Aynı zamanda bu protokol kapsamında dava dışı …’nun arsa sahibi …’a 04.12.2013 keşide tarihli 2.000.000,00 TL bedelli teminat senedi verdiğini, Davacı … ‘ın dava dışı …’na 375.000,- TL’sinin olduğunu, dava dışı … tarafından … köyünde yapılacak olan inşaat projesine ortak olmak ve bu nedenle … şirketinde 375.000,- … vererek … şirketinde görev almaya başladığını, davacının …A.Ş.’nin 04.10.2013 tarihli 2012 yılı olağan genel kurul toplantısına katılarak divan başkanlığına, yönetim kurulu üyeliğine ve başkanlığına herhangi bir bedel ödemeden seçildiğini, …’te yapılacak olan inşaat projesi kapsamında belediyeden inşaat ruhsatının Ocak 2014’de alınabildiğini, söz konusu inşaatın yapımına 2014 Ocak ayında başlandığını ve inşaatın 2014 Eylül’e kadar devam ettiğini, Kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandıktan sonra inşaat projesi devam ederken proje kapsamında yapılacak olan … ili, … İlçesi, … Köyü … Mevkii … pafta 2492 parsel 2. Blokta yer alan 1, 6 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin kat irtifakı kurulurken davacı adına tapuda tescil edildiğini, söz konusu bağımsız bölümlerin her birinin değerinin 350.000,- Euro olduğunu, toplam 1.050.000,- Euro değerinde olduğunu, İnşaat projesi devam ederken dava dışı …’nun davacıya inşaat projesinde kullanması amacıyla 5 adet 221.500,- TL (1.107.500,- TL) bedelli çek verdiğini ve bu çeklerin ödemelerinin davacıya yapıldığını, ancak davacının bu ödemeleri söz konusu inşaat projesinde kullanmak yerine şahsi harcamalarında kullandığını,Davacının … adresinde bulunan gayrimenkulün kiralanması konusunda imzaladığı kira sözleşmesine dava dışı …’nun 72.000,- USD için kefil olduğunu, Davacı ile … arasındaki ilişkinin 2014 yılının son aylarında davacının evlilik ısrarı sonucu bozulmaya başladığını ve aralarında tartışmaların meydana geldiğini, 30.12.2014 tarihinde davacı ile … arasında evlilik konusundan dolayı tartışma çıktığını ve davacının …’na karşı kendisi ile evlenmemesi halinde eşi ve ailesine haber vereceğini belirterek baskı kurduğunu, bu aşamada tarafların tartıştıklarını ve bu aşamalardan sonra tartışmaların mesajlaşma olarak devam ettiğini, davacı ile yaşanan tartışma sonrası dava dışı …’nun davacıya … şirketini devretmesi gerektiğini belirttiğini ve davacıyı müvekkili … ile tanıştırdığını, Müvekkili ile davacı arasında 19.01.2015 tarihli “Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” imzalandığını, söz konusu bu sözleşmenin davacının mali müşaviri olan … tarafından hazırlandığını ve imzalar atılırken de tarafların yanında bulunduğunu, davacının bu sözleşmenin baskı, hile ve tehdit yolu ile imzalandığı iddiası konusunda …’ın tanık olarak dinlenmesini talep ettiğini, Bu sözleşmeye göre davacının … şirketindeki 40.000 paya karşılık 1.000.000,00 TL’lik sermaye hak ve hissesini 1.000.000,00 TL bedel ile müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin satın aldığı hisselere karşılık davacıya 20.06.2015 keşide tarihli 1.000.000,00 TL bedelli çek verdiğini, tarafların sözleşme kapsamında işbu çekin vadesinde ödenmesini kararlaştırdıklarını, yine davacının 20.01.2015 karar tarihli tek pay sahipliğinin tescili için yönetim kurulu kararını, yine aynı tarihli 2015-01 karar sayılı hisse devrine ilişkin yönetim kurulu kararını, yine 19.01.2015 tarihli 2015/02 karar sayılı genel kurul kararlarını içeren yönetim kurulu kararını da imzaladığını, müvekkilinin davacıdan … şirketini devir aldıktan sonra davacının müvekkiline özel olarak teşekkür ettiğini ve şirket devralınmasaydı iflas edecek olduğunu söylediğini, Müvekkilinin hisse devir sözleşmesi kapsamında davacıya verdiği 1.000.000,00 TL bedelli çekin davacı tarafından … Bankası … şubesine ibraz edildiğini ve banka tarafından bu çekin sağlam olduğu bilgisinin verildiğini, akabinde davacının bu çeke istinaden davacı tarafından 1.000.000,00 TL değerinde kredi kullandığını, kaldı ki henüz vadesi gelmeden bir çekin karşılıksız olduğunun ifade edilmesi, akabinde de çeke istinaden kredi kullanılmasının da tam bir çelişki ve kötü niyet göstergesi olduğunu, Hisse devri sözleşmesinden yaklaşık 3 ay geçtikten sonra davacının haksız işbu davayı ikame ettiğini, davacının dava dilekçesinde bahsedilen tüm olaylar dikkate alındığında olaylarda müvekkilinin yer almadığını, davacının dava konusu tüm bu olayları dava dışı … ile yaşadığını, şirket hisselerinin davacının elinden alındığı beyanlarının hiçbir şekilde gerçekleri yansıtmadığını, müvekkili tarafından baskı ve korkutma yapıldığını ispatlayacak bilgi ve belgenin davacı tarafça sunulmadığını, Davacı tarafça sadece 400.000,- TL sermaye kattığını iddia ettiği ve başkaca bir katkısının olmadığını beyan ettiği ve 2013 Aralık’ta yönetim kuruluna girip 2015 Ocak’ta da devrettiği şirket hissesi karşılığında yaklaşık olarak bir yıl ortak olarak kaldığı davacının işbu hissedar olarak bulunduğu süre zarfında elde ettikleri kazanımların ayrıntılı olarak belirtildiğini, davacının bir yıl ortak olarak kaldığı şirket ile ilgili elde ettiği semere ve menfaatlerin yaklaşık olarak 9.000.000,- TL değerinde olduğunu, iddia ettiği üzere hisselerini sadece 1.000.000,- TL karşılığı devretmediğini, Davacı tarafça haksız ve hukuka açıkça ikame edilen dava nedeniyle davacı tarafça talep edilen ihtiyati tedbirin reddini, tevdii mahalli tayini ve ödenecek çek bedeli üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, çek ile ilgili işlem yapılmamak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın dava dışı …’na ihbarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı dava olarak; davalı karşı davacı vekilinin 12/06/2015 havale tarihli dilekçesinden özetle; Şirketin borçlandığını, ipoteklerinin kilitlendiği inşaatın devam edemez hale geldiğini bu aşamada dava dışı … ve davacının müvekkiline …’a şirketi devretmeyi teklif etmesi üzerine müvekkilinde davacının … şirketindeki hisselerini 19/01/2015 tarihli anonim şirket hisse devri karşılığında 20/06/2015 keşide tarihli 1 milyon bedelli çek verdiğini, davacının kredi borçları nedeni ile davacının gayrimenkulleri üzerine konulan ipotekleri 450.000-TL ödeyerek kaldırdığını elden 150.000-USD verdiğini, 2.000,00-TL lik teminat senedini üstlendiğini, şirketin 1.000.000-TL lik bankalara olan borçlarını üstlendiğini, inşaata kaldığı yerden devam etmek üzere masraf yapmaya başladığını ve yaklaşık 400.000-Euro para harcadığı, davacıya ayrıca …’teki inşaat projesinden toplam 1.050.000,00-TL değerinde 3 adet çek verdiğini ve bu çeklerin karşılığının ödendiği davacının tüm bu hususlara rağmen hisse satışı yapılarken baskı , tehdit veya korkutma gibi iradeye sakatlayacak bir eylemde bulunulduğunu iddia etmesine rağmen bu hususu kanıtlayan bilgi veya belge de dosyaya sunmadığı bu nedenlerle davacının öncelikle haksız ve yasal şartları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddi ile diğer tüm taleplerinin reddini ve ikame ettiği haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karşı davalarının kabulüne, davacının haksız ve kötü niyetli olarak gerçeğe aykırı beyanlar ile taleplerde bulunduğunu, işbu davaya karşılık müvekkilinin maddi olarak uğradığı zarara istinaden şimdilik 1.000,- TL maddi tazminat ve kişilik haklarını ve ticari itibarını zedeleyecek ithamlarda bulunulduğu için 100.000,-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı Davaya davacı/karşı davalı tarafından ibraz edilen 08/07/2015 tarihli cevap dilekçesinden özetle; davaya konu şirketlerin hisselerine ve şirket taşınmazları araçları ve banka hesapları üzerine tedbir konulmasını müvekkilinin sahibi olduğu hisselerin müvekkilinin iradesinin korkutma yoluyla sakatlanarak rızası hilafına elinden çıktığını, davalıya geçtiğini, dava söz konusu şirket hisselerinin müvekkiline iadesi talepli olduğunu ancak şirket hisseleri ile birlikte şirket malvarlığına da tedbir konulmaması halinde şirketin tüm varlığının devredilerek elden çıkarılmasının mümkün olduğunu, öncelikle müvekkilinin uhdesinde telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelmemesi için davaya konu şirket hisselerinin devrinin önlenmesi ve şirketin taşınır, taşınmaz, banka hesapları ve tüm malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkiline ait …Tic. A.Ş. Nin %100 hissesinin davalıya devrini düzenleyen 19/01/2015 imza tarihli Anonim Şirket Hisse Devri Sözleşmesi ile yine %50 hissesinin davalıya devrini düzenleyen 28/01/2015 tarihli Anonim Şirket Hisse Devri Sözleşmesinin müvekkilinin korkutulması sebebiyle iradesinin sakatlandığının kabulü ile karşı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan rapor dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak; “…TBK’nun 37 ve 38. Maddelerinde düzenlenmiş olan tehdidin varlığını ve tehdidin varlığı ile bir sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi için bazı koşuların gerçekleşmesi zorunludur. Bu koşullar; Tehdit ciddi olmalı ve korkutulan kişinin irade ve kararına etki yapmak amacına yönelmelidir. Tehdit hukuka aykırı bulunmalıdır. Tehdit, korkutulan kişinin karar vermesine esaslı biçimde etki yapmış olmalıdır. Tehdit, karşı tarafta esaslı bir korku uyandırmalıdır. Korkunun esaslı sayılabilmesi için; korkutulan kişinin kendisinin yahut yakın akrabasından birinin hayat ya da namus yahut mallarına yönelik tehlikenin ağır ve yakın olması gerekir şeklinde sıralanabilir. Davacı kendisinin uygunsuz görüntülerinin internet ortamında yayınlanacağı , darp edileceği, ailesine zarar verileceği, … 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki davasına etki edileceği yönündeki tehditler sebebi ile hisselerini değerinden düşük bir bedel ile devrettiğini belirtmiş isede; davacının hisse devri gerçekleşmeden önce dava dışı … tarafından darp edildiği, darp olayından sonra hastaneye müracaatında ifadesini almak üzere yanına gelen polislere gerekli bilgiyi vermediği, hukuksal yollara başvurmadığı, davacının bu davranışının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, darp olayının davacı ile davalı arasındaki özel ilişkiden kaynaklandığı, delil olarak sunulan Watsapp yazışmalarında hisselerin devrine yönelik her hangi bir tehdit içerikli mesaj olmadığı, daha çok davacı ve … arasındaki beraberlikten kaynaklanan tartışmalara yönelik yazışmaların bulunduğu, … Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda da ; davalı ve ihbar olunan … hakkında dolandırıcılık, ünvan gaspı , örgüt kapsamında yağma suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, ibraz edilen raporda; …’nin aktif toplamının borçlarını karşılamaya yetmediğini, pozitif bir öz varlığı bulunmadığı bu nedenle her hangi bir hisse değerinden de bahsedilemeyeceğinin bildirildiği, … ‘nin 19/01/2015 devir tarihi itibari ile İnşaat Maliyetlerinin kaydı değeri ile raiç değeri arasında bir fark bulunmadığı, stoklarda yer alan inşaat maliyetlerin raiç değeri ile kaydi değerinin aynı kabul edilmesi halinde şirketin %100’ün hisse devrinin 223.449,67-TL olarak belirlenebileceği, davacının satış bedeli olarak 1.000.000-TL lik çek aldığı, çek bedelini tahsil ettiği, hisse devir sözleşmesinin usulüne uygun şekilde yapıldığı, hisselerin devrinden sonra sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde davacının taşınmazları üzerindeki ipoteklerin kaldırıldığı, 19/06/2015 tarihli… Bankası tarafından davacıya gönderilen yazıda; gayri nakti kredi sözleşmelerinde yer alan kefaletlerine dayalı olarak 19/06/2015 tarihinden itibaren bankaca davacıya başvurulmayacağının bildirildiği, davalı tanığı davacının muhasebecisi …’ın savcılıktaki ve mahkememizdeki beyanınında bu yönde olduğu, davacının TBK nun 36. Maddesi gereğince; davalı veya ihbar olunanın hilesi ile sözleşmeyi yaptığını da ispat edemediği, davacının dava dilekçesinde şirket hisselerini satın alırken ve kendisine ait … de bulunan taşınmazını satarken dava dışı …’nun aldatması sonucunda bu sözleşmeleri akdettiğini bildirdiği, davacı tarafın eğitimli ve çalışan bir kadın olarak ve daha öncede dava dışı ihbar olunanın hilesine maruz kaldığı kanaatinde olmasına rağmen yeniden dava dışı … ve davalı …’ın aldatması sonucunda şirketteki hisselerini devir etmiş olduğu iddiasının inandırıcı olmadığı, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı olduğu, tehdit ve hile iddialarını kanıtlar şekilde bulunmadığı anlaşıldığından asıl davada ispat edilemeyen davanın reddine, karşı davada davacı … davacının haksız ve kötü niyetli olarak gerçeğe aykırı beyanlar ile talepte bulunmuş olması sebebi ile 1.000-TL. Maddi ve 100.000-TL manevi tazminat talep etmiş isede; açılan bu dava sebebi ile maddi zarara uğradığına ilişkin delil sunmamış olduğundan maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, açılan davalar nedeni ile kişilik hakları ve ticari itibarının zedelendiğini ispat edecek delillerinde mahkemeye sunulmadığı, dava açılması ve kolluk kuvvetlerine müracaatta bulunulması Anayasal bir hak olduğundan dava açılan veya şikayette bulunulan kişi lehine manevi tazminat taktir edilmesini gerektirmediği gerekçesi ile karşılık davada da davacının manevi tazminat talebinin de reddine…” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilmiş olan 2015/386 Esas 2018/524 sayılı karar istinaf edilmiş, İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesinin 2018/1882 Esas 2020/277 Karar 05/03/2020 tarihli ilamı ile “…Somut olayda, davacı ile dava dışı … arasında duygusal ilişkinin olduğu, bu beraberlikten kaynaklanan sorunlar nedeni ile tartıştıkları, birbirlerine hakaret içeren mesajlar gönderdikleri, davacının adı geçenin fiziksel şiddetine maruz kaldığı, dava dışı …’nun ceza yargılamasında, karşılıklı hakaret suçundan beraatine, basit darp suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, dolandırıcılık ve yağma suçlarından davalı ve dava dışı … hakkında takipsizlik kararı verildiği, hisse devir sözleşmeleri ile davacının dava konusu şirketlerdeki hissesini davalıya devrettiği, davalının 19.01.2015 tarihli hisse devir sözleşmesindeki edimlerini ifa ettiği, bu bağlamda hisse devir bedeli için verilen çek bedelinin ödendiği, davacının taşınmazları üzerindeki ipoteklerinin kaldırıldığı dosya kapsamıyla sabittir. Somut olayda korkutma (ikrah) yönünden yapılan değerlendirmede;
Korkutma (ikrah), 6098 sayılı TBK’nın 37. (BK’nın 29.) maddesinde düzenlenmiştir. TBK’nın 37. maddesinde yer alan düzenlemeye göre; bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. İkrah nedeniyle iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme, karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı açık veya örtülü bir irade açıklaması ile feshedilebilir.
Ancak davacı her ne kadar dava dışı …’nun tehdit ve korkutması yoluyla adı dava dışı … ile beraber hareket eden davalıya şirket hisselerini devrettiğini iddia etmiş ise de ikrahın varlığına dair somut bir kanıt sunmamıştır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin asıl davaya ilişkin kararı ve gerekçeleri yerinde olup, davacının asıl davaya yönelik bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davacı- karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, karşı davada manevi tazminatın reddine karar verildiği halde tarafına nisbi yerine maktu vekalet ücretine hükmedildiği belirtilmiş ise de tarife uyarınca, manevi tazminat talebinin tümüyle reddi halinde hüküm altına alınacak vekalet ücreti, maktu vekalet ücretini geçemeyeceğinden, ilk derece mahkemesin bu konudaki kararı isabetli olup, karşı davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı- karşı davacının, karşı davaya yönelik istinafı yönünden ise hukuken tanınan bir hakkın kullanılmasının, yani dava açılmasının veya kolluğa müracaatta bulunulmasının tek başına karşı taraf lehine manevi tazminatı gerektirmediği, kişilik haklarının da haksız olarak zarara uğradığının kanıtlanması gerektiği, ayrıca maddi zararın da kanıtlanması gerektiği, somut olayda maddi ve manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğinin kanıtlanmadığı kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesinin karşı davaya ilişkin kararı ve gerekçesi yerinde olup, davalı/karşı davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir…” şeklinde oluşturulan gerekçe ile İstinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 14. Hukuk Dairesinin 2018/1882 Esas 2020/277 Karar 05/03/2020 tarihli ilamı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2043 Esas ve 2021/3432 karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup,bozma ilamında;”…Dava, davacının paydaşı olduğu …Tic. A.Ş’deki hisselerinin 19.01.2015, …Tic. A.Ş’deki hisselerinin de 28.01.2015 tarihinde davalıya devrinin ikrah hukuki nedenine dayalı olarak iptali istemine ilişkindir.
Yargılama aşamasında davalı, dava konusu hisseleri dava dışı …’na devrettiğinden, davacı davasını HMK 125/1-b maddesi gereğince tazminat davasına dönüştürmüş, bu aşamadan sonra yargılamaya tazminat davası olarak devam edilmiştir.
Davacının, dava dışı … ile yaşadığı duygusal ilişkinin sona ermesi üzerine, …’nun davacıya tehdit ve hakaretlerde bulunduğu, davacının gizli çekilmiş içerikli resim ve videoları ifşa edeceğini bildirdiği, 31.12.2014 tarihinde davacının konutuna girerek müessir fiil ika ettiği, …’nun sürdürdüğü baskı ve tehditler sonucu davacının 19.01.2015 tarihinde … A.Ş’deki hissesini, 28.01.2015 tarihinde de …Tic. A.Ş’deki hissesini, …’nun arkadaşı olan ve davacının daha önceden tanımadığı ve aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmayan davalıya, şirketlerin raiç değerinin altında nominal bedelle devrettiği, davalının da bu şekilde aldığı şirket hisselerini yargılama sırasında …’nun annesi …’na iade ettiği, bu suretle davalının dava konusu şirket hisselerini el ve işbirliği içerisinde olduğu …’nun emanetçisi sıfatıyla davacıdan devraldığı whats-up mesaj içerikleri, ticaret sicil kayıtları, tanıklar … ve …’nın anlatımları, ceza mahkemesi kararı içeriği ile anlaşılmaktadır.Toplanan delillerden 6098 sayılı BK 37. maddesinde düzenlenen, ikrah irade bozukluğunun tüm koşulları ile gerçekleştiğinin anlaşılmasına rağmen, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasına…” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın bozma ilamına uyularak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 14/12/2021 tarihli ara karar gereği; Dava dışı … ve … ‘deki davacıya ait hisselerin davalı …’a devredildiği tarih ve … tarafından …’na , …TİC. A.Ş deki hisselerin …’a … tarafından da …’na devir edildiği tarih itibariyle şirketlerin piyasa rayiç değerlerinin tespiti açısından dava dışı şirketlerin ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek değerlendirilmek sureti ile rapor alınmasına karar verilmiş olup, Mahkememize 28/04/2022 tarihli Bilirkişi … tarafından ibraz edilen dilekçede; … İli … İlçesin’de bulunan davaya konu taşınmazların rayiç değer tespitlerinin yapılabilmesi için Mahallinde keşfen inceleme yapıldığı taktirde sağlıklı değerlendirme yapılabileceğini bildirdiği, Mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak; Dava konusu … ili, … ilçesinde bulunan taşınmazlar üzerinde talimat yoluyla keşfen inceleme yapılması istenilmiş olup, talimat mahkemesinden sunulan 11/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazların konumu, imar durumu, yüzölçümü, ulaşım durumu, alt yapı hizmetlerinden faydalanma durumu, merkezi noktalara olan uzaklıkları, manzarası, çevre ve komşu parsellerdeki yapılaşma durumu amacı yoğunluğu türü yola cepheli olup olmaması, niteliği vb kıymet yükseltici ve kıymet düşürücü müspet menfi tüm faktörleri göz önünde bulundurulmuş olup bilirkişi heyetinin bölgesel bilgi deneyimleri doğrultusunda emsal olabilecek taşınmazların piyasadaki alım satım rayiç değerleri resen araştırılarak yapılan kıyaslamalar neticesinde yorumlandığını, dava konusu taşınmazların fiyat güncellemesi rapor tarihi itibariyle tespit ve takdir edilen değerin TCMB tarafından 3 ay ara ile yayınlanan konut fiyat endeksi yöntemi kullanılarak tespit edilmiş olup, bölgesel deneyimler ve yapılan kısmi düzenlemeler ile pazarlık payları da göz önünde bulundurularak değer takdiri yapıldığını, … Mahallesi 2774 Parsel arsa vasıflı olup, taşınmazın değer güncellemesi ise Yİ-ÜFE endeksi yöntemi kullanılarak güncellenmesi neticesinde belirlendiğini, … İli, … İlçesi … Mahallesi, 214 ada 1 parselde 1. Blok 1,2,3,4,5,6,7,8,9 ve 10 no.lu b.b., 2. Blok 1,2,3,4,6,7, ve 8 no.lu b.b., 3 Blok 5 no.lu b.b., 5. Blok 1 no.lu b.b., 6. Blok 1 no.lu bb., 7. Blok 1 no.lu b.b., 213 ada 125 parselde (eski 175 parsel) B blok 1. Kat 3 no.lu b.b. D blok 1 ve 2 no.lu b.b. İle … ili … ilçesi, … (…Mahallesi) mahallesi 2774 parselde arsa nitelikli taşınmazlara ait detaylı analiz ve açıklamaların yapıldığını bildirilmiş olup, ibraz edilen bilirkişi raporu mahkememiz bilirkişilerine tebliğ edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 25/10/2022 Tarihli bilirkişi raporunda; taraflarına tevdi edilen görevlendirmede hisse devir tarihleri itibariyle şirketlerin piyasa rayiç değerlerinin tespit edilmesine yönelik bu maksatla öncelikle şirketlerin hisse devir tarihlerindeki aktiflerin muhtemel satış fiyatları esasına göre rayiç değer bilançoları çıkartılarak hisse devir tarihlerindeki özvarlık değerlerine ulaşılmış olduğunu, Özvarlık değerindeki kısıtlılık değerleme tarihindeki şirketin borçlarına ilişkin denetim yapılmasının olanaklı olmamasıdır. Diğer bir deyişle varlıklarının bir kısmı teknik inceleme ile değerlenmesine karşılık şirketin özvarlık değerini etkileyen borçları değerlemeden geçmemektedir. Değerleme raporunda değerlenen gayrimenkullerin bitmiş satılabilir haldeki değerleri tespit edildiği ve rapor içerisinde hisse devir tarihi itibariyle de gayrimenkullerin bitip bitmediğine dair bilgi de bulunmadığından rayiç değer bilançosunda değerleme raporundaki tutarlar dikkate alınarak şirketin aktifleri değerlenmiştir. …A.Ş. 20.01.2015 tarihli 01382 yevmiye nolu noter tasdikli Yönetim Kurulu kararı ile davacının 40.000 adet payını 1.000.000 TL karşılığı davalıya devir ettiği görülmektedir. Davacıya ait hisselerin davalı …’a devredildiği 19/01/2015 tarihi itibariyle … özvarlık değeri 3.999.890,36 TL olduğu, … tarafından …’na devredildiği 22/12/2015 tarihi itibariyle … özvarlık değeri 8.147.973,57 TL olduğu, … Davacıya ait hisselerin …’a devredildiği 28/01/2015 tarihli bilançonun aktif toplamı borçlarını karşılamaya yetmediğinden pozitif bir özvarlığı bulunmadığını, Şirketin 28/01/2015 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu, bu nedenle pozitif bir hisse değerinden de bahsedilemeyeceği, …’nin Davacıya ait hisselerin …’a devredildiği 25/01/2016 tarihli bilançonun aktif toplamı borçlarını karşılamaya yetmediğinden pozitif bir özvarlığı bulunmadığını, Şirket 25/01/2016 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu, bu nedenle pozitif bir hisse değerinden de bahsedilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Davacı vekili tarafından sunulan 02/03/2023 tarihli ıslah dilekçesinde…”Davacı Müvekkil’in … Tic. A.Ş.’nin yüzde yüz pay sahibi sıfatı ile tüm hisselerini yalnızca 1.000.000 Türk Lirası (birmilyontürklirası) tutarındaki bedel ile Davalı …’a 19/01/2015 tarihinde devretmiş olması ve Bilirkişi Raporu’nda devir tarihinde Davacıya ait hisselerin … öz varlık değerinin 3.999.890,36 TL olarak tespit edilmiş olması hasebiyle; Dava açılışındaki talebimizi 2.999,890,36 Türk lirası tutarında artırdığımızı; Sayın Mahkemenize işbu dilekçe ile 2.999,890,36 Türk Lirasının dava açılış tarihinden itibaren işlemiş olan faiziyle birlikte Davalı’dan alınarak Davacı’ya verilmesini talep ediyoruz….” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; … Tic. A.Ş.’ nin davacıya ait hisselerin davalı … Başlılara devredildiği 15/01/2015 tarihi itibari ile 3.999.890,36-TL olduğu, … tarafından …’na devredildiği 22/12/2015 tarihi itibari ile 8.147.973,57-TL olduğu, …. A.Ş nin davacıya ait hisselerinin devredildiği 28/01/2015 tarihi itibari ile borca batık olduğu pozitif hisse devrinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacının 19/01/2015 tarihinde … Tic. A.Ş.’deki hissesinin 28/01/2015 tarihinde de … Tic. Aş deki hissesini ihbar olunan …nun arkadaşı olan ve davacının daha önceden tanımadığı aralarında ticari ilişki olmayan davalıya şirketlerin rayiç değerinin altında nominal bedel ile devrettiği, davalı … Başlılarında hisseleri …’nun annesi …’na devrettiği, bu şekli ile …’nun emanetçisi sıfatı ile hareket ettiği bu durumun watsapp mesaj içerikleri ticaret sicil kayıtları dinlenen tanık beyanları ve ceza mahkemesi kararı içeriğinden anlaşıldığı 6098 sayılı BK nun 37. Maddesinde düzenlenen ikrah koşullarının gerçekleştiği, … şirketinin hisse devir tarihi itibari ile değerinin 3.999.890,36-TL olduğu bu bedelin 1.000.000-TL nın davalı tarafından davacıya ödendiğinin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, 1.000.000-TL düşülmesi sonucunda davacının talep edebileceği miktarın 2.999.890,36-TL olduğu anlaşıldığından davacının ıslah dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne 2.999.890,36-TL nin Dava tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı … dan tahsili ile davacıya ödenmesine, Karşılık davanın reddine ilişkin karar yargıtay incelemesinden geçip kesinleştiğinden bu yöne ilişkin karar oluşturulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
Asıl Davada;
1-2.999.890,36-TL nin Dava tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı … dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karşılık davanın reddine ilişkin karar yargıtay incelemesinden geçip kesinleştiğinden bu yöne ilişkin karar oluşturulmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 204.922,51-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 17.077,50-TL peşin harç ile 51.230,63-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 68.308,13‬-TL harçtan mahsubu ile bakiye 136.614,38‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalı … dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 68.308,13‬-TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 15.103,00-TL yargılama giderinin davalı … dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 240.996,71-TL. vekalet ücretinin davalı … dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalılar vekillerinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/06/2023

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.

K.H. 204.922,51-TL.
P.H. 68.308,13‬-TL
B.H. 136.614,38‬-TL

Yargılama Gideri
Bilirkişi 14.034-TL,
Posta Masrafı 1.069-TL
Toplam 15.103-TL