Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/453 E. 2022/807 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/453 Esas
KARAR NO : 2022/807

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 05/07/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Yunanistan merkezli bir anonim şirket olup, enerji santrali bakım ve servis işleri gibi faaliyetlerle iştigal ettiğini, davalı şirketin… da bulunan rüzgar enerjisi türbinlerinin servis ve bakım işini üçüncü bir şirketten aldığını ve müvekkili şirkete taşere ettiğini, müvekkili şirketin de …’daki bu rüzgar enerji santralinin türbinlerinin bakım, onarım ve servis işini yerine getirdiğini, 09/09/2020-03/10/2020 tarihleri arasındaki çalışmalara ilişkin şantiye puantaj kayıtlarının müvekkili şirketçe edimlerin yerine getirildiğini kanıtladığını, söz konusu iş için toplam 4 adet fatura kesildiğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalının faturalara herhangi bir itirazı bulunmadığını, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine … 24 İcra Müdürlüğünün… E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek; davanın kabulü ile davalının … 24 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı süresi içerisinde cevap sunmamıştır.
… 24 İcra Müdürlüğünün…E.sayılı dosyası uyap üzerinden istenilmiş, yapılan incelemesinde; davacı tarafından davalı şirket aleyhine toplam 52.820,00 Euro üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen 01/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının apostil şerhi onaylı kayıtlarında tanzim edilen 4 adet faturadan kaynaklı davalının 52.820,00 Euro borcu olduğu, davalının sunulan kayıtlarında davacının tanzim ettiği 4 adet toplam 52.820 Euro bedelli faturaların davacıda alacağı olarak mevcut olduğu, davacıya takip tarihinden önce 25.081,49 Euro tutarında bankadan ödeme yapıldığına ilişkin kayıtlar sunulanlarda mevcut ise de; dekontlar istendiğinde hata’en başka ödemenin hesaba işlendiği bilgisi ile davacıya ödeme yapıldığına dair dekontlar sunulmadığından 52.820,00 Euro karşılığında ödeme olmadığı sonucuna varıldığı, davalının dosyaya sunulu mail içerisinde bildirilen hususların dayanak kayıt belgesinin sunulmamış olduğu bildirilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde; davacı şirket tarafından ağır derecede kusurlu ve ayıplı olarak verilen hizmetle ilgili olarak davacı tarafa usulüne uygun yazılı bildirimde bulunulduğunu, 08/10/2021 tarihli delil listesinin 3 nolu bendinde sunulan 04/10/2020 tarihli elektronik posta iletisi ile bu durumun yazılı olarak karşı tarafa ulaştırıldığını, davacı tarafça sağlanan hizmet türünün niteliği itibariyle istisna akdi olduğunu, TBK.nun 474.maddesinde; ayıp ihbarının belirli bir şekle tabi kılınmadığını, davacının 04/10/2020 tarihli elektronik posta iletisi içeriğinde yer alan hususlar dışında gerekli izin ve belgelerin zamanında almaması sebebiyle işe 1 ay gecikmeli başlandığı ve planlanan proje süresinin kritik biçimde aşıldığı, bu durumdan ileri gelen zararların kabul edilmeyeceğinin de karşı tarafa bildirildiğini, ayıp ihbarında belirtilen eksik ve ayıpların giderildiğinin ispat külfetinin davacı tarafında olduğunu, fatura konusu işlere ilişkin ayıpların giderildiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu 08/11/2022 tarihli dilekçesinde; davalı yanın hizmetin ayıplı olduğundan bahisle ödeme yapmadıklarını iddia ettiğini, ayıbın varlığının ispat yükünün davalıda olduğunu, TTK.nun 23/1-c ve TBK.nun 223.maddesi uyarınca davalı tarafça yapılan herhangi bir ayıp bildirimi bulunmadığını, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığını, sonradan gösterilen ve sunulan delillerin hiçbirine muvafakat etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı şirket ile davacı arasında … da bulunan rüzgar enerjisi tribünlerinin servis ve bakım işinin yapılması konusunda 02/09/2020 tarihli sözleşme akdedildiği, sözleşme kapsamında davacının İtalyadaki rüzgar enerji santralinin tribünlerinin bakım, onarım işlerini bünyesindeki teknisyenler ile yapmayı üstlendiği görülmüştür.
Davacı tarafından sözleşme kapsamında üstlenilmiş olan edimin yerine getirildiği, iş bedeli olarak düzenlenen 52.820,00 Euro bedelli 4 adet faturasının ödenmediği iddiasında bulunulmuştur. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen raporda; davacının düzenlemiş olduğu 52.820,00 Euro bedelli 4 adet faturanın davacı ve davalı kayıtlarında yer aldığı, davalı kayıtlarında 25.081,49 Euro ödeme yapıldığına ilişkin bir kayıt mevcut ise de; bu kaydın alt belgesinin sunulmadığı, bu durumda davacıya 52.820,00 Euro’luk faturaları karşılığında herhangi bir ödeme yapılmadığı tespit edildiğinden davacının davalıdan 52.820,00 Euro alacaklı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı, davacının yapmayı yükümlenmiş olduğu işleri ayıplı ifa ettiğini, 04/10/2020 tarihli e- posta ile bu durumun davacıya bildirildiğini, ayıp ve eksikliklerin giderilmemesinden kaynaklanan ödemezlik define dayandığını savunmuş, davacı da, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığını, sonradan gösterilen ve sunulan delillere muvafakat etmediklerini beyan etmiştir.
İstanbul BAM 15.Hukuk Dairesinin 2019/800 E, 2021/2306 Karar sayılı 07/12/2021 tarihli ilamında; “… gerek gecikme tazminatı ve gerekse ayıp iddiası aynı sözleşmeden kaynaklanan türdeş talepler olduğundan mahsup itirazı olarak davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bu itibarla mahkemece belirlenen ayıplı işler bedeline hükmedilmesinde bir yanlışlık olmadığı..” şeklinde karar oluşturulmuştur. İstanbul BAM 15.Hukuk Dairesinin kararında da belirtildiği gibi, ayıp iddiası mahsup itirazı olarak davanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden ayıp ihbarının davalı tarafından süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının incelemesine geçilmiştir.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, ayıp ihbarı yapılması hukuki bir işlem değil “hukuki işlem benzeri bir fiil” olması nedeniyle süresi içinde ayıp ihbarının yapıldığı tanık da dahil her türlü deliller ispatlanabilecektir. 6102 sy TTK’nın 18. Maddesi ayıp ihbarını kapsamadığından tacirler arasındaki ayıp ihbarı bakımından da bu durum aynen geçerlidir. Ayrıca, yine Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, eser sözleşmelerinde TTK’nın 23. maddesinde düzenlenen 2 ve 8 günlük ayıp ihbar süreleri geçerli olmayıp, TBK’nın 474. maddesi gereğince eserin teslimden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirilmesi ve ayıp var ise bunun uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında TBK’nın 474. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi söz konusudur. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. TBK’nın 474. maddesi hükümlerine göre iş sahibi, açık ayıplarda eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (makul süre içerisinde) eseri muayene ve açık ayıpları ihbar etmek zorunda olduğu; TBK’nın 472/son maddesi hükümleri gereğince ayıbın gizli olup sonradan ortaya çıkması halinde gecikmeksizin (derhal) ayıbı yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi halde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükümleri getirilmiştir. Bu hükümler gereğince gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin ihbar zorunluluğu bulunmaktadır.
Davalının ayıp ihbarına ilişkin delil olarak sunduğu 04/10/2020 tarihli e -mail içeriğinden dava dışı üst işveren tarafından davalıya işin yapılmaması , eksik yapılması ve bunun sonuçlarına ilişkin bildirim olduğu, davalı tarafından davacıya işle ilgili eksik ve ayıplara ilişkin herhangi bir ihbarın yapıldığına yönelik bir delilin bulunmadığı, ayrıca davacının düzenlemiş olduğu en son faturanın tarihinin 05/10/2020 olduğu, 04/10/2020 tarihli e-mailde dava dışı müşteri tarafından kalitesiz işten kaynaklı onarım için gerekli kesintiler yapılabileceği davalıya bildirilmesine rağmen, 05/10/2020 tarihli faturada dahil tüm faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlara alındığı, mail içeriğinde bildirilen hususların dayanak belgelerinin de sunulmadığı, davalının ayıplı iş yapıldığını ve ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediği anlaşıldığından Davanın kabulüne, takibin 52.820,00 Euro üzerinden devamına, asıl alacak 52.820,00 Euroya takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak taraflarca belirlenebilir mahiyette bulunan likit alacak miktarına kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, kabul edilen nakit alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne, takibin 52.820,00 Euro üzerinden devamına, asıl alacak 52.820,00 Euroya takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan takip tarihindeki kur üzerinden yapılan hesaplama sonucunda (52.820,00 Euro x 9.0209 TL= 476.483,43 TL) 95.296,78 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 37.019,45 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 6.904,51 TL peşin ile icra veznesine yatırılan 2.350,36 TL harcın toplamı olan 9.254,87 TL’nin mahsubu ile bakiye 27.764,58 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 9.254,87 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 2.128,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 77.612,65 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI
K.H: 37.019,45 TL
P.H:9.254,87 TL
B.H: 27.764,58 TL

DAVACI YARGILAMA GİDERİ
Bilirkişi ücreti: 2.000,00 TL
Posta gideri: 128,25 TL
Toplam = 2.128,25 TL

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.