Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/426 E. 2022/669 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/426
KARAR NO : 2022/669

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında bulunan ticari ilişki çerçevesinde düzenlencn faturaya konu borcun 30.07.2019 tarihinde davalıca müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirket hakkında … 13. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasından faturaya dayalı olarak 2.810,78 TL asıl alacak ve 130,99 TL işlemiş faiz toplamının tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, borçlumun süresinde borca ve yetkiye itiraz ettiğini, bunun üzerine dosyanın Bakırköy’e tasındığını ve … 17. İcra Müdürlüğü nezdinde… Esas sayılı dosyasından borçlu şirkete yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafça 09.04.2021 tarihinde yeniden borca ve yetkiye itiraz edilerek ilgili icra takibinin durdurulduğunu, davalı tarafın icra takip dosyasındaki cari hesaptan ötürü borcu bulunduğunu, davalı tarafça yapılan itirazın kötü niyetli bir itiraz olduğunu, alacağın tahsilini sürüncemede bırakma amacı taşıdığını, taraflarının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalıyla aralarındaki ticari ilişki gereği üstlendikleri hizmeti gereği gibi ifa ettiklerini, TTK m.21 uyarınca “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.’” hükmü gereği, aksini ispat yükünün davalı üzerinde olduğunu, her iki tarafın da tacir olması sebebiyle, kesin vadeye bağlanmış bir alacak olduğundan fatura tarihinde davalının temerrüde düşmüş sayılması gerektiğini, icra takibine yapılan itirazın ödemeyi geciktirme amaçlı ve takibi sürüncemede bırakma amaçlı olduğunu, bu sebeple, basiretli bir tacir gibi davranmayan davalı yanın itirazının kötü niyetli olduğunu, alacağa ulaşılmasını sürüncemede bırakma niyetini barındırdığını, davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptalini ve takibin devamını, alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile takip komusu alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalel ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibin … 17. İcra Müdürlüğü nezdinde açıldığını ve yetkisiz icra dairesi olduğunu, yetkili Mahkemenin davalı tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olması gerektiğini, bu sebeple … 17. İcra Müdürlüğü nezdinde talep edilen takibin yapılmasının mümkün olmadığını, Davacının ödeme emrinde “Cari ekstreden kaynaklanan alacağı 2.941.77-TL tutarlı” olduğuna dayandığını, davacının tek başına bu miktarlı bir faturasının bulunmadığını, davacının alacağının var olduğuna ve muaccel olduğuna tek kanıtının takip talebi ekinde sunduğu fatura olduğunu, ancak faturanın tek başına borç doğuran bir belge olmadığını, tarafları ile davacı arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bu sebeple takibe konu edilen alacağın bir cari hesap alacağı olmadığını, takibe yaptıkları itirazlarının haklı ve geçerli olduğunu, cari hesap alacağı kaynaklı başlatılan takip için sunulan belgenin tarafları ile davacı arasında cari hesap ilişkisini gösterir nitelikte olmadığını, taraflarının davacı takip alacaklısına vadesi gelen ve mutabakat yapılmış hiçbir borcunun bulunmadığından icraya yaptıkları itirazlarının haklı olduğunu, itirazlarının kabulünü, haksız davanın esastan reddini, davacı aleyhine %20 kötü niyct tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizce celp edilen … 17. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 2.941.77-TL’nin tahsiline ilişkin icra takibi başlattığı, davalının icra takip dosyasındaki takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememiz 11/01/2022 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda 08/11/2021 tarihinde mahkememiz salonunda inceleme yapılıp rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi Mali Müşavir …’nun 28/02/2022 tarihli raporunda özetle, Davacı şirket (Koçak) yetkilisi veya vekili inceleme günü Mahkeme salonunda hazır bulunmadıklarını, defter ve belgelerini ibraz etmediklerini, davacı şirket defter ve belgelerinin incelenemediğini, takip ve sonrasında dava konusu olan alacak tutarının davacı defter ve kayıtlarında varlığı ve varsa miktarı hakkında görüş oluşturulamadığını, dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve davalı şirket (Sancak) defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; davalı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiğini, yevmiye defterlerinin kapanış tasdikini de yasal süresi içerisinde yaptırdığı dolayısıyla davalı şirketin ticari defterlerinin sahibi Tehine delil olma özelliğini taşıdıklarının görüldüğünü, davalı şirket defter ve belgelerine göre; takip tarihi (26.03.2021) itibariyle davalı şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, davalı defterlerinde yer alan 01.03.2019 tarih $… numaralı faturanın açıklamasının “Alınan Ciro Primleri” olduğunun görüldüğü, Ciro Primi; satıcılar tarafından sürekli mal alımında bulunanlar veya bayilerine belli bir dönem sonu belli bir miktarın aşılmasında belirli şartlar oluştuğunda alıcılara sağlanan ayni ve nakdi menfaatler olduğunu, düzenlenen bu faturanın içeriğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın davalı aleyhine … 17. İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı dosyasında “cari hesap alacağı” sebebi ile 2941,77 TL tutarında icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresi içinde borca itiraz etmesi sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça hak düşürücü süre içinde iş bu davanın açıldığı, takip talebinde belirtilen sebebin ve dava dilekçesinde belirtilen sebebin taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı fatura alacağına ilişkin olması nedeniyle mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmış, alınan raporda davacı tarafın mahkememizce belirlenen inceleme gününde defter ve belgelerini ibraz etmemeleri nedeniyle incelenemediği, dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve davalı şirket defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davalı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken licari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği, yevmiye defterlerinin kapanış tasdikini de yasal süresi içerisinde yaptırdığı dolayısıyla davalı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları görüldüğü, davalı şirket defter ve belgelerine göre; takip tarihi (26.03.2021) itibariyle davalı şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığının tespit edildiği, bu hali ile davacı tarafın davasını ispat edemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın son bendinde “dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.” hükmüne yer verildiği, davacı vekili tarafından 19/10/2022 tarihli dilekçe ile dava değeri bakımından verilen kararın kesin nitelikte olduğundan bahisle tavzih talep ettiği, dava dilekçesinde harca esas değerin 2941,77 TL olarak gösterildiği, karar tarihi itibari ile kesinlik sınırının 8.000 TL olduğu anlaşılmakla tavzih talebi kabul edilerek hükmün son bendinin “Dair, Taraf vekillerin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.” şeklinde tavzihine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70 TL’nin, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 21,40 TL’ nın davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dava değeri üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.941,77-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Taraf vekillerin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.18/10/2022

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

TAVZİH ŞERHİ
Hükmün son bendi “Dair, Taraf vekillerin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.” şeklinde tavzih edilmiştir.03/11/2022

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”