Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/398 E. 2023/80 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/398 Esas
KARAR NO : 2023/80

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 15/06/2021 tarihli dava dilekçesinden özetle; … tesisat numaralı kullanım yerinde 30 yıldan beri abone olduğunu, pandemi sürecinde otellerinin kapalı olmasına rağmen yüklü miktarda elektrik faturası gelmesi üzerine tesisatı kontrol ettirdiklerini, tesisat numarası …- … – … – … olan abonelerin elektriği kendi sayaçlarından aldığını, yani mükerrer tahakkuk çıktığının tespit edildiğini, bu durumun meydana gelmesinde davalı şirketlerin kusurlu olduğunu, öncelikle yanlış yapılan bağlantıların düzeltilmesi suretiyle mağduriyetin giderilmesini, geriye dönük olarak yapılan mükerrer ödemelerin teknik bilirkişiler tarafından tespit edilerek dava tarihinden işleyecek banka en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olup, davalı … A.Ş. Vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; davacının başvurusu üzerine davalı şirketçe yapılan inceleme neticesinde tutulan 30/03/2021 tarihli Saha Tespit Formu’nda … – … hizmet numaralı tesisatların sayaç … hizmet numaralı sayacın ölçü sonrasından yapıldığı ve mükerrer faturaların tanzim edildiğinin tespit edildiğini, ilgili tesisatların sayaç beslemelerinin … hizmet numaralı sayaçtan ayrılması hususunda gerekli teknik alt yapının hazırlandıktan sonra kablo aktarımının … personeli nezaretinde yapılması için dilekçe verilmesi gerektiği şeklinde tespitlerin mevcut olduğunu, 25/06/2021 tarihli İlk Endeks ve Değiştirme Protokolünde “Yukarıda yazılı olan endeksler üzerinden hatalı bağlantılar düzeltilerek ölçü nizami hale getirildi.” şeklinde belirtildiği üzere davalı şirketten kaynaklanmayan davacının mağduriyetin giderildiğini, bağlantı hatası düzeltildikten sonra 25/06/2020 – 25/06/2021 tarihleri arası için sisteme 46.325 kWh tenzil girildiğinden davacının herhangi bir mağduriyeti bulunmadığını, dava konusu edilen bağlantı hatasının davacının kendi iç tesisatı ile diğer abonelerin iç tesisatından kaynaklandığını, davalı şirkete ait dağıtım tesislerinden meydana gelmediğini, davaya konu faturaları tahakkuk ettiren ve perakende satış yapan şirketin … A.Ş olduğunu belirtilerek, davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmilini davalı şirket, davacı ait … numaralı tesisat için çıkartılan fatura bedellerine, …, …, …, … tesisat numaralı abonelerin harcadığı elektrik enerji bedellerini ilave ederek tahsil ettiğini, davanın usulden reddine, nihayetinde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinden özetle; müvekkili şirketin huzurdaki davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, davacının iddiasının başkaca aboneler tarafından tüketilen elektriğin öncelikle kendi sayacından geçmesi nedeni ile kendisine fazla tahakkuk yapıldığı yönünde olduğunu, müvekkili şirketin tedarik şirketi olduğunu ne dağıtım tesisleri ile ne de tüketicilerin iç tesisatına ilişkin herhangi bir faaliyeti bulunmadığını, yönetmelik hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere tüketim miktarının hatalı hesaplanmasının dağıtım şirketi kaynaklı bir hata olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, mevzuat kapsamında davacının tüketmesi gereken başvuru yolu bulunmakta olduğunu usulüne uygun şekilde başvuruda bulunmadığını bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği bedel için fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu beyanı ile belirsiz alacak davası açtığını ifade ettiğini, ancak davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açması usulüne aykırı olduğunu, zira davacının talep miktarı tespit edilebilir olduğunu, bu şekilde alacağın belirsiz alacak davasına konu edilmesinin mümkün olmadığını, davacının teknik veya maddi herhangi bir mağduriyeti bulunmadığı gibi sorun davacı yanın iç tesisatındaki hatadan kaynaklı olduğunu, davanın dayanaktan yoksun olduğunu, davanın esastan reddine karar verilmesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış olup, ibraz edilen 28/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirketler, …, …, …, … numaralı tesisatların elektrik enerjisi aldıkları noktaların bağlantılarını kontrol etmeden davacıya ait … numaralı tesisata bağlı olduğu halde sayaçları mühürleyerek abonelik işlemlerini tekemmül ettirerek, sirkülasyona soktuklarını ve her ay rutin olarak sayaçları okuyarak fatura çıkartmış olduklarını, sözü geçen tesisatların aboneleri tarafından fatura bedellerini ödemiş olduklarını ve aynı zamanda davacının sayacından da geçtiği için davacı da mükerrer olarak ödemiş olduğunu, bu şekilde davalı şirketlerin aynı elektrik enerji bedellerini hem davacıdan hem de diğer sözü geçen dört aböneden tahsil ederek, mükerrer tahsilat yapmış olduğunu, bu nedenle, davalıların davacıdan tahsil ettiği mükerrer tüketim bedellerini davacıya iade etmeleri gerektiğini, mükerrer tahsilat davalılar tarafından yapıldığından ve yapılacak işlem davacı abonenin lehine olduğundan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği Madde-36’ya göre iade edilecek ödemelerde zaman sınırı olmadığından sözü geçen dört tesisatın davacının tesisatına bağlandıkları tarihlerden ayrıldıkları tarihlere kadar kullandıkları tüketimlerin bedellerini davalıların davacıya iade etmeleri gerektiğini, davalılar …A.Ş. ve …A.Ş.’nin, davacıdan mükerrer olarak tahsil ettikleri 419.569,01 TL bedeli müştereken ve müteselsilen davacı … A.Ş.’ne dava tarihinden itibaran işleyecek yasal faiziyle birlikte iade etmeleri gerektiği sonucuna varmış olduklarını bildirmişlerdir.
Mahkememizce tarafların kök rapora yapmış oldukları itirazlarının değerlendirilmesi ve karşılanması, davacının faiz konusundaki talebinin seçenekli olarak dava tarihi ve temerrütün oluştuğu hal ile dava tarihinden itibaren temerrütün oluştuğu tarihe göre hesaplanması konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 06/07/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalı şirketlerin itirazlarında kök rapordaki tespit ve hesaplamaları değiştirecek herhangi bir hususun olmadığını, davacı şirketin, kök raporda hesaplanan alacağına temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiğinden faturaların ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar 49 yasal faiz oranı ile işlemiş faiz hesaplanmış ve davacı şirketin dava tarihi itibariyle toplam alacağının hesaplandığını, davacı şirketin asıl alacağı 419.569,01 TL , dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz 188.806,05 TL davacı şirketin dava tarihi itibariyle toplam alacağının 608.375,06 TL olduğu, sonuç olarak; davacı … Şirketi’nin, dava tarihi itibariyle 608.375,06 TL bedeli davalılar… A.Ş. ve diğer davalı … A.Ş.’den, talep edebileceği kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 36. Maddesinde; “… Bu kapsamdaki hatalar çarpan hatası, sayacın hatalı okunması ve tüketim miktarının hatalı hesaplanmasına bağlı dağıtım şirketi kaynaklı ya da yanlış tarife ile diğer bedellerin hatalı hesaplanmasına bağlı tedarikçi kaynaklı hatalardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir.
(2) Bu madde kapsamındaki hatalara karşı, tüketici tarafından ödeme bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde tedarikçiye itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile tüketicinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda tüketici, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihine kadar ödeyebilir. Bu durumda tüketiciye 35 inci madde hükümleri uygulanmaz.
4) İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi halinde, itiraz tedarikçi tarafından geliş tarihinden itibaren 2 iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren 5 iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını tedarikçiye bildirir. İnceleme sonuçları tedarikçi tarafından 3 iş günü içerisinde tüketiciye yazılı olarak bildirilir.
(5) Bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tespitte bulunulduğu sonucuna varılması halinde;
a) Yapılan hatalı tespitin giderilmesine ilişkin yapılacak işlemin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda;
1) Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 180 günü, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz.
2) Tüketici tarafından ödenecek tutar, tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Taksitlendirme yapılması halinde vade farkı alınmaz. Tüketicinin talebi olması halinde peşin olarak ödeme yapılabilir. Bu bent kapsamında yapılacak hesaplamalarda ve taksitlendirmede gecikme zammı uygulanmaz.
b) Yapılan hatalı tespitin giderilmesine ilişkin yapılacak işlemin tüketicinin lehine olması durumunda; tüketimdeki farklar, gecikme zammı ile birlikte, tüketicinin talebi halinde nakden ve defaten en geç 3 iş günü içinde, diğer hallerde mahsuplaşmak suretiyle ilgili tüketiciye iade edilir. Mahsuplaşmayı içeren ödeme bildiriminin düzenlenme tarihine kadar gecikme zammı uygulanır.
c) Tüketimdeki farklar, kullanım dönemindeki tarifeler üzerinden hesaplanır.
ç) Yapılan tüketim hesabı dönemi içinde kalan, varsa daha önce yapılmış tüketim miktarları tenzil edilir. Önceden ödenmiş olan bedeller, faturaya yansıtılmaz.
(6) Bu madde kapsamında tespit edilen tüketimdeki farklar sebebiyle, dağıtım şirketi ile tedarikçi arasında yapılması gereken işlemler hakkında 37 nci maddenin dokuzuncu fıkra hükümleri uygulanır…” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı şirketlerin, davacıya ait … numaralı tesisata …, …, …, … numaralı tesisatların elektrik enerjisi aldıkları noktanın bağlantılarını kontrol etmeden sayaçları mühürleyerek abonelik işlemini yaptıklarını ve sirkülasyona soktuklarını her ay rutin olarak sayaçları okuyarak fatura düzenlediklerini, bu tesisatların abonelerinin de fatura bedelini ödediklerini, Sayaçlardan geçen elektrik enerjilerinin aynı zamanda davacının sayacından da geçtiği için davacının da bu bedelleri ödediği, bu şekilde davalıların aynı enerji bedelini hem davacıdan hem de diğer 4 adet aboneden tahsil edcrek, mükerrer tahsilat yaptığını, abonelerin hangi noktadan elektrik enerisi aldıklarını kontrol görevinin davalılara ait olduğu, mükerrer tahsil edilen elektrik enerjisinin hatalı bağlantı yapılmasından kaynaklandığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 36. Maddesine göre yapılacak işlemin tüketicinin lehine olduğu, bu nedenle süre sınırlaması olmaksızın talep edilebileceği, davacının ödediği toplam mükerrer bedelin 419.569,01-TL olduğu ibraz edilen bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumunun 27.09.2012 tarih 28424 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12.09.2012 tarihli 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan, “Dağıtım Ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul Ve Esaslar”ın kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir. Davacı ile abonelik sözleşmesi imzalayan davalı … A.Ş şirketinin bölünme sözleşmesi imzaladıktan sonra davacı abonenin, abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olamayacağı gibi davalı şirketin davacı abone bakımından tedarikçi sıfatı ile de sorumluluğu devam ettiğinden dava tarihi itibariyle bu davada taraf sıfatı bulunmaktadır. (Keza; bölünme sözleşmesi iç ilişkiyi ilgilendirir.) Davalının davacı ile yaptığı abone sözleşmesinin tarafı olarak akdi sorumluluğu, bölünme sözleşmesi ile ortadan kalkmaz, davalı …A.Ş.nin tedarikçi (dağıtıcı) sıfatından kaynaklanan sorumluluğu devam etmektedir.
Abonelerin dağıtım şebekesine bağlantıları davalı …A.Ş tarafından yapıldığından hatalı bağlantının oluşturulmasında …A.Ş kusurlu ve sorumlu olup 13/12/2012 tarihine kadar da mükerer tahsilatlar … tarafından yapılmıştır. … A.Ş dava konusu mükerrer taahhuk ve tahsilatları 13/12/2012 tarihinden itibaren yaptığından sorumlu olup, her iki davalı şirketin mükerrer taahhuk ettirilen tüketim faturalarından dolayı sorumluluklarının bulunduğu, her iki şirket arasındaki bölünmeden kaynaklı anlaşmaların iki şirket arasındaki iç ilişkide sonuç doğuracağı anlaşıldığından davalıların husumet itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde; belirlenen alacağına dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak banka en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. 11/04/2022 tarihli Bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; dava dilekçesinde asıl alacaklarına temerrüt dava tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi işletilmesini talep ettiklerini temerrütün önüne sehven dava kelimesi yazılmasının taleplerinde muallaklık oluşturlduğunu bu nedenle fatura alacaklarından dolayı temerrütün oluştuğu tarihden itibarenn faiz isteme haklarının bulunduğunu, bildirmiştir.
Hmk 26/1 maddesindeki taleple bağlılık gereği davacı tarafından ıslah veya bedel artırım dilekçesi ile faiz başlangıç tarihi değiştirilemeyeceğinden davacının talebi ile bağlı kalınarak 419.569,01-TL alacağa dava tarihinden itibaren uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından yasal faiz işletmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davanın kısmen kabulüne, 419.569,01-TL’nin davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kısmen kabulüne, 419.569,01-TL’nin davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca hesap edilen 28.660,75-TL karar harcından, peşin alınan 170,78-TL harç ile 10.220-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.390,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18.269,97‬-TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 10.390,78-TL harç ile aşağıda dökümü yapılan 6.345,00-TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 4.314,6‬0-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderinin davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 15,2‬0-TL.’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 61.739,66-TL davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 29.320,91-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı … vekili ile davalı Bedaş vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/02/2023

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.

Harç Beyanı
K.H.= 28.660,75-TL
P.H.= 10.390,78 – TL
B.H= 18.269,97 -TL
Davacı yargılama gideri
6.000-TL bilirkişi ücreti
+345-TL tebligat gideri
6.345-TL Toplam yargılama gideri