Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/384 E. 2022/643 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/384 Esas
KARAR NO:2022/643

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:08/06/2021
KARAR TARİHİ:12/10/2022

Mahkememizdeki Tazminat davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ; 30.03.2021 tarihinde sürücüsü firar eden … plakalı otomobil ile kavşakta geçiş yapmak istediği esnada aracın ön kısımları ile sürücü …’ın idaresindeki … plakalı otomobil ile çarpışması sonucu ölümlü, yaralanmalı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın sonucunda müvekkili…’ın oğlu, … ve …’ın imam nikahlı eşi, … ve …’ın babası olan …’ın vefat etmesi nedeniyle müvekkillerinin maddi açıdan mağdur olduğu, trafik kazası tespit tutanağına göre sürücü …’ın KTK 109/b.8, diğer sürücünün KTK 52/1-a kuralını ihlal ettikleri, kazanın oluşumunda üçüncü kişi konumunda olan müvekkillerinin herhangi bir kusurları bulunmadığı, …’ın … ile evliliğinden … ve …, … ile evliliğinden … …, …, … ve … …’un dünyaya geldiği, kazada 2010 doğumlu … …’un da vefat ettiği, davacılar ve müteveffanın hep birlikte yaşadıkları, aralarında imam nikahının olmasının müteveffanın desteğinden yoksun kalmadıkları anlamına gelmediği, Yargıtay kararlarına atıflar yapıldığı, … plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla … Sigorta A.Ş.’ye ZMS poliçesi ile sigortalı olduğu, ölüm halinde 430.000,00 TL teminat sağladığı, asgari ücrete muvafakat ettiklerini, sigorta şirketlerinin limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olduğu, kaza tarihinde 39 yaşında olan …’un yeniden evlenme ihtimalinin %9 olduğu, 37 yaşında olan …’ın ise %9 olmasına rağmen 18 yaşından küçük iki çocuğu bulunduğundan %10 düşüldüğünde evlenme ihtimalinin bulunmadığı, destek tazminatı hesaplaması yapılırken TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemine göre hesaplama yapılması gerektiğ, Yargıtay kararları ile Anayasa Mahkemesi kararına atıf yapıldığı, … Sigorta A.Ş.’ne 05.05.2021 tarihinde ödeme yapılması ihtarının tebliğ edildiği, KTK 99. md. gereği 8 iş günü içerisinde ödeme yapmadığı ve 18.05.2021 tarihinde temerrüde düştüğü, 15 gün içerisinde ödeme yapmadığı ve 20.05.2021 tarihinde sürenin dolduğu, arabuluculuk başvurusunda anlaşmaya varılamadığı, müvekkillerinin uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararının davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tazmini için dava açma zarureti hasıl olduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anne… için 200,00 TL, imam nikahlı eş … için 200,00 TL, imam nikahlı eş … için 200,00 TL, çocuk … için 200,00 TL, çocuk … için 200,00 TL olmak üzere toplam şimdilik 1.000,00 TL maddi destekten yoksun kalma tazminatının limit sınırları içerisinde müştereken ve müteselsilen davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasına karışan … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde 24.03.2021 – 24.03.2022 tarihlerini kapsar şekilde …/0 numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, kaza tarihinde poliçe teminat limitinin 430.000 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlara ilişkin sorumluluğu sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davacıların …’ın ölümü nedeni ile destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun araştırılması gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretininde davacılar tarafına yükletilmesini istemiştir.
Makina mühendisi, aktüer ile nörolog bilirkişi heyetine ait 17/12/2021 tarihli bilirkişi raporu kök raporu alınmıştır.
11/08/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; trafik kazası nedeniyle açılan destekten yoksun kalma davasıdır.
Talimat yolu ile tanıklar … ve … un beyanları aldırılmıştır. Soruşturma ve hasar dosyası ve ekleri dosyaya celp edilmiştir.
Taraflara ait nufüs kayıt örnekleri dosyaya alınmıştır.
Dava dilekçesinde davacılar … ile …’un müteveffa …’ın imam nikahlı eşi olduğu belirtilmiştir. Nüfus kayıtlarında müteveffa …’ın evli olduğuna dair bir kayda rastlanılmamıştır. …’a ait nüfus kayıtlarında baba adı …, anne adı … olan … ve … isimli çocuklar bulunmaktadır. …’a ait nüfus kayıtlarında baba adı …, anne adı … olan …, .., … ve … isimli çocuklar bulunmakta olup, … bu kazada araç içinde vefat etmiştir. …’a ait nüfus kayıtlarında baba adı …, anne adı … olan … … isimli çocuk bulunmaktadır. Nüfus kayıtlarında müteveffa … ile …’ın … mahallesindeki aynı adreste ikamet ettiği ve …’un ise … Mahallesindeki adreste ikamet ettiği gözükmektedir.
Tanıklar … ve … anneleri … ile babaları … birlikte ikamet ettiğini, kazada kardeşleri …’nin de vefat ettiğini beyan etmişlerdir.
Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre destek tazminatı talep edebilmek için resmi evlilik şart olmayıp, fiili birliktelik yeterli gözükmektedir. Somut olayda davacılar … ile …’nin resmi olarak müteveffa ile evli gözükmemelerine karşın birden fazla müşterek çocuklarının bulunması, müteveffanın … ile aynı adreste ikamet etmesi, kazada müteveffa ile birlikte … ile müşterek çocukları olan …’nin aynı kazada araçta bulunduğu esnada vefat etmiş olması ve tanık beyanları dikkate alınarak müteveffanın iki evli olduğu ve iki eşine de fiilen destekte olduğu ve buna göre de davacı eşlerin destek tazminatı talep hakkının bulunduğu esasına göre zarar tutarı belirlenecektir.
Her ne kadar iş bu davada müteveffanın kızı olarak gözüken … … davacı değil ise de anılan davacının de destek göreceği kabul edilerek paylaştırmada dikkate alınacaktır.
Eşler bakımından müteveffanın bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak, orta öğrenimin zorunlu olması dikkate alınarak erkek çocuk bakımından 20 yaşına kadar, kız çocuklar bakımından ise Yargıtay’ca muhtemel evlenme ve muhtaçlık yaş sınırı olarak kabul edilen 22 yaşına kadar, anne bakımından ise kendi bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak desteğinden yoksun kaldıkları süreler belirlenecektir.
Alınan kök raporda; 30.03.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; … plakalı hususi otomobilin davacılar murisi müteveffa sürücüsü …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMS (Trafik) sigortalı … plakalı hususi otomobilin sürücüsü …’ın %25 oranında tali kusurlu olduğu, hadisenin meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, … plakalı hususi otomobilin davacılar murisi müteveffa sürücüsü …’ın münhasıran (sırf) alkollü olması nedeniyle meydana gelmediği, diger sürücünün hatası gibi dış faktörlerinde etkisinin olduğu, davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’ın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 96.770,62 TL, Davacı Eş …’un destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 88.061,26 TL, Davacı Oğlu …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 31.371,71 TL, Davacı Kızı …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 7.902,05 TL, Davacı Anne…’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 22.257,28 TL olduğu, tüm hak sahiplerinin destek zararının poliçe limitleri içinde kaldığı, başvuru tarihine göre temerrüdün 21.05.2021 tarihinde gerçekleşmiş olacağı, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Kök rapordan sonra … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Numaralı dosyası celp edilmiş olup ceza dosyasındaki varsa kusur oranları arasındaki çelişkilerin giderilerek tarafların rapora karşı itirazları ciddi bulunmuş olup tüm itirazları karşılar şekilde ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Önceki raporun tanziminden sonra asgari ücretlerde değişiklik meydana gelmiştir. Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre gerçek belli iken varsayıma gidilemez ilkesi gereği hüküm tarihine kadar bilinen tüm ücret artışlarının hesaplamada dikkate alınmıştır. Davacının gelir artışına ilişkin haklarını saklı tutması nedeniyle iş bu raporda değişen asgari ücretlere göre yeniden hesaplama yapılmıştır.
Davalı vekilinin rapora ilişkin somut itirazları, eşlere ayrılan destek payları ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre eşlere 2 pay ve çocuklara 1 pay verilmiş payda ona göre belirlenmiştir. Müteveffanın iki eşli olması ve her iki eşe ayrı ayrı pay verilmesi nedeniyle payda artmakta ve buna bağlı olarak da iki eşin tek eşe göre aldıkları destek payları düşmektedir. Bu nedenle ilk rapordaki destek payları bu konudaki Yargıtay kararlarına uygun olarak belirlendiğinden davalı vekilinin anılan itirazları yerinde görülmemiştir.
Zorunlu trafik sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 01.06.2015 tarihinden sonrasına aittir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 E sayılı son kararı”…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” şeklinde olup, buna göre de 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarındaki hesap ilkelerinin uygulanma imkanı ortadan kalkmıştır.
Her ne kadar 7327 sayı ve 09.06.2021 tarihli Kanunun 18. maddesi ile Karayolları Trafik Kanunun 90. maddesinde: “..b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, ….. hesaplanır..” şeklinde düzenleme yapılmış ise de;
Anılan yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/14963 E, 2021/2953 K ve 14.06.2021 tarihli kararı “Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, tazminat hesaplamalarında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınması, hesaplamaların TRH 2010 Tablosuna göre ve progresif rant yöntemiyle yapılması ilkeleri Dairemizce benimsendiğinden, tazminat hesap biçimine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir….” şeklindedir.
Kazanın 09.06.2021 tarihli yasal düzenlemeden önce meydana gelmiş olması ve yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay kararı dikkate alınarak; Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi %10 artış ve iskonto esasına (progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılmıştır.
İlk raporda belirlenen ve değişiklik gerektirmeyen hesap öğeleri aynen esas alınarak değişen asgari ücretlere göre yeniden ek raporda hesaplama yapılmıştır.
Eşler bakımından müteveffanın bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak, orta öğrenimin zorunlu olması dikkate alınarak erkek çocuk bakımından 20 yaşına kadar, kız çocuklar bakımından ise Yargıtay’ca muhtemel evlenme ve muhtaçlık yaş sınırı olarak kabul edilen 22 yaşına kadar, anne bakımından ise kendi bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak desteğinden yoksun kaldıkları süreler tespit edilmiştir.
Davacı eş … olay tarihinde (37) yaşında olup, 18 yaşından küçük 2 çocuk sahibidir. Davacının kaza tarihindeki yaşı ve çocuk sayısı dikkate alındığında AYİM tarafından ülkemiz koşulları dikkate alınarak hazırlanmış tabloya göre yeniden evlenme şans ve ihtimali bulunmadığından hesaplanan maddi zarar toplamından evlenme şansı sebebiyle indirim yapılmayacaktır.
Davacı eş … olay tarihinde (39) yaşında olup, aynı kazada oğlu …’nin vefat etmiş olması nedeniyle 18 yaşından küçük çocuğu bulunmamaktadır. AYİM tablosuna göre 39 yaşındaki kadın için yeniden evlenme şansı oranı %9 olduğundan hesaplanan zarardan %9 oranında yeniden evlenme şansı nedeniyle indirim yapılacaktır.
30.03.2021 kaza tarihinde yürürlükte tarifeye göre, zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden davalının sorumluluk limiti ayrı 430.000,00 TL dır. Dava dışı kız çocuk dahil tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı 318.390,45 TL olup, davacıların ek raporda belirlenen maddi zararları poliçe limitleri içinde kalmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99. Maddesi gereğince, davacılar tarafından davalıya 05.05.2021 tarihinde başvuruda bulunulmuştur. Başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 21.05.2021 tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olacaktır.
Sigortalı aracın kullanım şekli hususi olmakla yasal faize hükmedilmiştir.
Alınan hükme elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici son heyet raporunda; 30.03.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; Olayda yönetimindeki … plaka numaralı hususi otomobil ile K.T.K. Mad. 47/d, 48, 53/b, 57/a-b, 67/a, 84/h-j, 97, K.T.Y. 109/b, 137, 145/e kurallarını ihlal ederek orta refüjle bölünmüş … Bulvarı yolunu takiben 141. cadde istikametinden … caddesi istikametine düz seyir halinde iken olay mahalli olan dört yönlü kavşak kesimine geldiğinde aksine davranarak yasal sınır olan 0,50 promil-teknik sınır olan 1,00 promil üzerinde alkollü halde sola dönüş manevrası ile yolun karşı bölümüne girmeden önce fren tedbiri ile durup sağından gelen taşıt trafiğini, yolu, çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, tehlikeleri ön görmeyen, sağından emniyetle duramayacak mesafede yaklaşmış durumdaki otomobili, konumunu, hız ve mesafesini dikkate almayan, geçmesini ve dönüş için uygun emniyetli, tehlikesiz şartların oluşmasını beklemeyen, geçiş hakkı tanımayan, işitsel korna ve görsel selektör donanımlarını kullanarak uyarılarda bulunmayan, kontrolsüz ilerlemesine devam ederek otomobilin sağ yan arka kesimleri ile önünü ve seyir şeridini kapatan, trafikte seyir, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşüren, kazaya zemin hazırlayan, tehlikeli ve engel yaratan durumu ortaya çıkaran, dalgın, kontrolsüz, dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen, kanunen zorunlu emniyet kemeri hususunun ölümüne neden olan yaralanmaları ile illiyet bağı olmayan, kendi can güvenliği ve sağlığına göstermesi gereken azami dikkat ve özen gereği kullanması durumunda da benzer şekilde yaralanabileceği değerlendirilen mütevveffa sürücü …’ın önlenebilir nitelikteki meydana gelmesinde %75 oranında asli kusurlu olduğu, olayda yönetimindeki … plaka numaralı hususi otomobil ile K.T.K. 47/d, 51, 52/a,b, 57/a kurallarını ihlal ederek orta refüjle bölünmüş … Bulvarı yolunu takiben … caddesi istikametinden 141. cadde istikametine düz seyir halinde iken sağından ve solundan bağlanan tali yol vasfındaki sokak yollarından gelen diğer sürücülere nazaran kontrolsüz kavşak kesimlerinde ilk geçiş hakkına sahip olmasına rağmen bu hakkı kullanırken aksine davranarak meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla kavşak kesimine yavaşlamadan yaklaşan, tehlikeleri ön görmeyen, emniyetle duramayacak yakın mesafede yaklaştığı esnada yolun karşı kesiminden gelip sola dönüş manevrası ile önüne doğru kontrolsüz dönüş manevrası ile çıkan sürücünün idaresindeki otomobilin sağ yan kesimleri ile önünü ve şeridini kapatması sonucu ön kesimleri çarpmak durumunda kaldığı anlaşılan, dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’ın önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde %25 oranında tali kusurlu olduğu, hadisenin meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı tespit, görüş ve kanaatine varılmış olup hazırlık tahkikatı ve ceza yargılaması sırasında hazırlanan bilirkişi raporları teknik makine bilirkişi tarafından da isabetli bulunarak bu tespitlere katılınmış, dosyaya kök rapordaki sürücülerin kusuru ile ilgili sunulan görüş ve kanaatleri, tespit, değerlendirme ve sonuçları değiştirecek nitelikte yeni bir somut delil sunulmadığı, kök raporda sürücü kusurları ile ilgili belirtilen tespit, sonuç, görüş ve kanaatlerde herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilmekle dava konusu kazada, … plakalı hususi otomobilin davacılar murisi müteveffa sürücüsü …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş.’ne ZMS (Trafik) sigortalı … plakalı hususi otomobilin sürücüsü …’ın %25 oranında tali kusurlu olduğu, hadisenin meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, … plakalı hususi otomobilin davacılar murisi müteveffa sürücüsü …’ın münhasıran (sırf) alkollü olması nedeniyle kazanın meydana gelmediği, diğer sürücünün hatası gibi dış faktörlerinde etkisinin olduğu makine ve nörolog bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.
Değişen asgari ücret artışları dikkate alınarak hesaplama yapılan hükme elverişli aktüer raporunda; davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’ın vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden; davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 124.542,24 TL, davacı Eş …’un destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 113.333,44 TL, davacı Oğlu …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 40.269,72 TL, davacı Kızı …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 9.919,58 TL, davacı Anne…’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 28.483,26 TL olduğu, tüm hak sahiplerinin destek zararının poliçe limitleri içinde kaldığı, başvuru tarihine göre temerrüdün 21.05.2021 tarihinde gerçekleşmiş olacağı, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözükmesi nedeniyle yasal faiz uygulanması gerekeceğinden davanın kabulü ile toplam 316.548,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının 21/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davacı Eş … için 124.542,24 TL, davacı Eş … için 113.333,44 TL, davacı Oğlu … için 40.269,72 TL, davacı kızı … için 9.919,58 TL, davacı Anne… için 28.483,26 TL olmak üzere toplam 316.548,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının 21/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak her bir davacı açısından belirlenen bu bedellerin davacılara verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 21.623,41 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL + 1.077,76 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.137,06‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 20.486,35 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 1.077,76 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.137,06‬ TL harç bedelinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 3.961‬,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine,
5-Davacı taraflar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 47.316,75 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL bedelin davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğnuda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır