Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/366 E. 2021/626 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/353 Esas
KARAR NO : 2021/648

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2016
KARAR TARİHİ : 22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … müşteri no ile 01/07/2014 tarihlerinde davalının abonesi olduğunu, kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende, satış hizmeti gibi isimler altında davalının haksız yere para tahsil ettiğini, davalının birim tüketim fiyatı içerisine gizlemiş olarak yada açık bir şekilde tüketim ve hizmet bedeli karşılığı olmaksızın tahsil ettikleri kayıp kaçak bedellerini ve tüketim bedeline kayıp kaçak bedelini ekleyerek bu toplam üzerinden Enerji fonu, TRT payı, Belediye vergisi ve %18 KDV’yi haksız tahsil ettiği tüm bedelleri iade ile yükümlü olduğunu bildirerek kayıp-kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli , sayaç okuma bedeli , perakende satış hizmeti bedeli ve vesaire olmak tizere toplam KDV dâhil 5.000 TL” nin iade suretiyle ödemeye mahkum edilmesine, tüm alacağa haksız tahsilatların yapıldığı tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin hakkımızın saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında münakit sözleşme ile yetkili mahkeme belirlenmiş olup bu sözleşme kesin yetki kuralı ihtiva ettiğini, bu yetki kuralı uyarınc davanın İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiğini, dava konusu bedellerin belirlenebilir nitelikte olduğunu ve söz konusu bedellerin belirsiz alacak davasına konu edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava değerini toplam 5.000,00 TL olarak gösterdiğini ancak hangi alacak kalemi bakımından ne miktarda talepte bulunulduğunu belirtmediğini, kayıp kaçak bedelinin EPDK tarafından onaylanan tarifeler içerisinde yer aldığını, dolayısıyla kayıp kaçak bedelinin tahsili mevzuattan ve EPDK’nın kararlarından kaynaklanan bir yükümlülük olduğunu, davaya konu kayıp-kaçak bedeli dışındaki diğer bedeller olan iletim sistemi kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, TRT payı bedeli, enerji fonu bedeli, BTV ve KDV yasal mevzuat uyarınca tahsil edildiğini, davacı gibi aylık belirli bir miktarın üzerinde elektrik tüketen kişilerin tedarikçisini seçme özgürlüğüne sahip olduğunu, elektrik satış şirketleri ile sözleşme yapmak suretiyle daha ucuz elektrik satın alma hakkına sahip olduğunu, bu kapsamda müvekkil şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşme davacı bakımından bağlayıcı olduğunu ve dava konusu bedellerin faturalarda yer alacağı ve davacı tarafından ödeneceğinin kabul, beyan ve taahhüt edildiğini, davacının alacak iddiasının kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirket temerrüde düşürülmemiş olup davacının işlemiş faiz talep edemeyeceğini bildirerek taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca müvekkil şirket ile davacı arasında imzalanan yetki sözleşmesine istinaden uyuşmazlık konusuna İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu bedellerin belirlenebilir nitelikte olduğundan belirsiz alacak davasıyla talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, davacının dava konusu bedelleri elektrik satış sözleşmesi gereği ödemeyi kabul ettiğini, dava konusu faturalara itiraz etmediğini bu sebeplerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar ve 06/04/2017 tarihli yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiş, 2021/353 Esas sayılı sıraya kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce açık yargılamaya devam olunurken davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 02/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile aynı içerikte olan … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … Karar sayılı ilamı doğrultusunda mahkememizde görülmekte olan dava hakkında da konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden alınmış olan enerji fonu, TRT payı, belediye vergisi ve KDV’nin istirdatına ilişkin alacak davasıdır.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Anılan düzenlemeler somut olay açısından değerlendirildiğinde; kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden alınmış olan enerji fonu, TRT payı, belediye vergisi ve KDV’nin abonelerden tahsil edilip edilmemesi ve tarifenin belirlenmesi konusunda yetkili makamın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olduğu, bu konuda mahkemelerin yetkisinin bulunmadığı, mahkemelerin yetkisinin sadece bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, getirilen düzenlemeler ile davaya konu edilen bedellerin alınmasının yasal hale getirildiği kanaatine varılarak davanın konusuz kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve maktu vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken davacı lehine maktu vekalet ücreti hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsil edilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile fazla olan 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 29,20 TL başvurma harcından oluşan toplam 88,50 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat ücretinden oluşan toplam 109,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸