Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/342 E. 2023/743 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/342 Esas
KARAR NO : 2023/743

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/07/2016
KARAR TARİHİ : 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/04/2007 günü saat 19:50 sıralarında … sokak ile … Kavşağının kesiştiği noktada dava dışı …’nın idaresindeki tescilsiz motosikleti ile şehir merkezi yönünden … Kavşağına yönüne seyir ederken … Kavşağında bulunan kırmızı ışıklı trafik lambasında hiç durmadan hareket etmesi neticesinde … yönüne seyir ederken … sokak içinden yeşil trafik lambasının yandığı sırada kavşağa giren sürücü …’ın idaresindeki … plakalı araç ile karşı istikamete geçmek istediği sırada maddi hasarlı ve yaralanması trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın …’nın asli kusuru neticesinde meydana geldiğini ve kaza neticesinde de vefat ettiğini, vefat neticesinde müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat bedelinin faiziyle birlikte tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın 11/04/2007 tarihininde meydana gelmesi sebebiyle davanın zamanaşımına uğradığını, kazanın oluşumunda da desteğin % 100 kusuru neticesinde meydana geldiğinden müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, müteveffanın kullandığı motosikletinde tescilsiz ve plakasız olduğundan müvekkili kuruma husumet yöneltilemeyeceğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu kazaya ilişkin olarak Sanık … hakkında Taksirle Öldürme suçundan dolayı cezalandırılması talebiyle mahkememize kamu davası açıldığı, ancak somut olayda sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, atılı suçtan dolayı sanık …’ın 5271 sayılı CMK.’nun 223/2-c maddesi uyarınca beraatine karar verildiği tespit edilmiştir.
… 3. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası üzerinden … Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 26.06.2007 tarihli raporunda; olayın meydana gelmesinde … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’ ın kusursuz olduğu, tescilsiz motosikletin müteveffa sürücüsü …ı’ nın tamamen %100 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 03/07/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücü …’ın kusursuz olduğu, müteveffa …’nın % 100 oranında kusuru neticesinde kazanın meydana geldiği, müteveffa 01.07.1977 doğumlu olduğu ve 11.04.2007 vefat tarihi itibariyle (30) yaşında olup, edilerek P.M.F-1931 yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (37) yıl ve muhtemelen (67) yaşına kadar yaşayacağı, müteveffanın sağlığında yaptığı iş ve elde ettiği kazançlara ilişkin bilgi ve belgenin dosya kapsamında mevcut bulunmadığı, müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi yaşı müsait olduğundan kendisiyle birlikte desteğine ihtiyacı olan tüm aile fertlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir işverene ait iş yerinde hizmet akdi ile veya diğer değişik işlerde çalışarak kazanç sağlayabileceği, değerlendirmelerde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar yasası hükümleri emsal olarak dikkate alınması gerektiği, Yargıtay içtihatlarına göre aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edildiği, müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek kaza ve vefat tarihi itibariyle (30) yaşından itibaren (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresi (30) yıl olduğu, müteveffanın (60-67) yaşları arası geçecek olan pasif devresi (7) Yıl olduğu, nüfus kayıt örneğine göre müteveffanın dava dışı anne ve babasının halen hayatta olduğu, her ne kadar müteveffanın anne-babası dava dışı olsa da müteveffa yaşasaydı dava dışı anne-babasına da destek olacağından dava dışı anne-babanın destek süresi belirlenerek destek payı ayrılacağı, Yüksek Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 26.06.2012 tarih ve 2012/699 Esas, 2012/8158 K.sayılı kararında ve bu konudaki Yüksek Mahkemenin yerleşmiş içtihatlarında, erkek çocukları bakımından destek görebilme yaşları (18) yaş olarak kabul edilmekte, kız çocukları bakımından ise muhtemel evlenebileceği veya hizmet akdi ile çalışabileceği destek görebilme yaş sınırı (22) olarak kabul edildiği, bu kapsamda eşi … için 30 yıl aktif 7 yıl pasif, olu için 14 yıl için aktif dönemin olduğu, kaza tarihi itibarı ile davacı eş (26) yaşında, müteveffa eşi (30) yaşında ve davacı çocukları ise (4) yaşında olduğu, müteveffa ve davacı eşin yaşları dikkate alındığında davacı çocuklarından başka (3) sene sonra (1) çocukları daha olacağı kabul edileceği buna göre hesaplamada dikkate alınması gerektiği, müteveffanın yaptığı işe ilişkin yasal bir delil ibraz edilmediğinden hesaplamanın yasal asgari ücretlere göre değerlendirme ve hesaplama yapılması gerektiği, bu kapsamda yapılan hesaplamalar neticesinde davacı eş …’nın teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla toplamda 47.220,76 TL maddi zararının olduğu, davacı çocuk …’nın teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 4.805,19 TL maddi zararının olduğu ve temerrüt tarihinin de 01.08.2016 tarihi olduğu, işleyecek faizin de yasal faiz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında kusur bilirkişisi tarafından yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosya Makine Mühendisi …’a tevdii edilen dosyaya 02/07/2018 tarihinde tanzim olunun bilirkişi raporunda özetle; olay sırasında davacı murisinin kullanmakta olduğu davacıya ait kayıt ve tescilsiz araç … marka mobilet olduğu, trafik kazası raporunda aracın özelliği olarak sadece markası ve … bilgisi verildiği, söz konusu araçlarda 49 cc motor hacmi yanı sıra 50 cc üzerinde motor hacimleri de bulunduğu, bazı mobiletlere yapılan modifikasyon ile daha güçlü olan yüksek silindir hacimli motor değişikliği yapılabildiği, mobiletin çok eski olması, ithal edilmiş olması ve yurt içinde üretici olmaması nedeni ile mevcut bilgiler ile motorun silindir hacminin tespitinin mümkün olmadığı, faturasının olması yada fotoğraflarının bulunması halinde net bir kanıya varılabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava; davacıların desteği olan …’nın 11.04.2007 günü saat 19.50 sıralarında, plakasız ve tescilsiz motosikleti ile … plakalı araca çarptığı, bunun sonucunda ölmesi nedenine dayalı olarak güvence hesaına karşı açılmış olan destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 11.04.2007 günü saat 19:50 sıralarında davacıları murisi … yönetimindeki plakasız ve tescilsiz Bionik marka mobilet ile şehir merkezi istikametinden …Kavşağı yönüne doğru seyrederken, kavşakta kırmızı ışıkta geçiş yapması sırasında yeşil ışıkta kavşağa giren … yönetimindeki … plakalı araç ile çarpışması trafik kazasının meydana geldiği ve davacıların desteği ..’nın vefat ettiği, geride mirasçısı olarak annesi, babası, eşi ve oğlunu bıraktığı, ancak huzurdaki davada eşi ve oğlunun destek tazminatına ilişkin talepte bulduğu, talep doğrultusunda da müteveffanın eşi ve oğlunun maddi zararının oluştuğu tespit edildiği, ceza mahkemesince de yapılan yargılama neticesinde kazanın oluş şekli itibariyle ATK Trafik İhtisas Dairesinde düzenlenen rapordaki tespitlerde müteveffanın kırmızı ışıkta beklemek yerine geçmesi sırasında yeşil ışıkta kavşağa giren araç sürücüsü ile çarpışması neticesinde meydana geldiği, bu kapsamda da müteveffanın % 100 kusurunun bulunduğu, dışı araç sürücüsü olan … hakkında açılan kamu davasından olayın oluş şekli itibariyle bir kusurunun bulunmadığından beraatine karar verildiği, aynı zamanda dava konusu kazada müteveffanın kullandığı mobiletin 50 cc altında olup olmadığına ilişkin 5 nolu celsenin 2 nolu ara kararı gereğince verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen bir bilgi yada belgenin dosyaya sunulmadığı, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi neticesinde mobiletin teknik yönden incelenemesinin yapılamaması ve plakasız ve tescilsiz olması nedeniyle ıspatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili 04.02.2019 tarihli dilekçesi ile mahkememiz hükmünü istinaf ettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/826 Esas, 2021/623 Karar sayılı kararı ile, mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın mahkememizin 2021/342 esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 15/09/2021 tarihli celse ara kararı gereği, istinaf kararı uyarınca motorsikletin tescile tabi olup olmadığı irdelenerek önceki bilirkişi raporları da tartışılarak rapor tanzimi için dosyanın kusur bilirkişisi ile aktüer bilirkişine teslimi ile rapor alınması istenilmiş olup, 11.04.2007 tarihinde meydana trafik kazasında; davacılar murisi müteveffa sürücü …’nın 4100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, …plaka numaralı otomobilin sürücüsü …’a atı kabil kusur bulunmadığı, olayın meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, davacılar murisi müteveffa sürücü …’nın idaresindeki iki tekerlekli taşıtın tescil edilmesi ve ZMS (Trafik) sigortası yaptırılması zorunlu; (L1) kategorisinde, 50 cc altında-49 cc motor hacimli, azami hızı 45 km/saat’in altında, motorlu bisiklet veya (L3) kategorisinde, 50 cc üstünde-70 cc motor hacimli, azami hızı 45 km/saat’in üzerinde motosiklet olabileceği, net şekilde anlaşılabilmesi için dosya muhteviyatındaki teknik verilerin yetersiz olduğu, … A.Ş.’ye müzekkere yazılarak (…) motor numarası ile teknik özelliklerinin, motor hacminin, azami tasarım hızının, ayrıca Türkiye Noterler Birliği ve … Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne yazmacak müzekkereler ile motor numarası serisi (…) ile başlayan tescil edilmiş emsallerinin motor hacmi vb. bilgilerinin net şekilde öğrenilebileceği, davacılar desteğinin kullandığı aracın zorunlu trafik sigortası yaptırması gereken motosiklet olup olmadığı ve buna göre davaliının işbu dava kapsamında sorumlu olup olmayacağı hususundaki takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, bir an için davalının sorunlu olacağının kabulü halinde; %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, 09.05.2007 tarihinde vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; davacı Eş …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının – 385.205,18 TL, oğlu …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 38.359,35 TL olduğu, davacılar ile birlikte tüm hak sahiplerinin destek zararı toplamının davalının olay tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumlu olduğu 60.000,00 TL.lık limit aşması nedeniyle limit ile sınırlı olarak davacılar ve dava dışı hak sahiplerinin talep edilebilir destek zararının aşağıdaki gibi olduğu; başvuru tarihine göre temerrüt tarihinin 01.08.2016 olarak belirlendiği, sigorta poliçesi bulunmayan tescilsiz motosikletin kullanım şeklinin ticari olduğuna dair bir belge bulunamadığı, sonuç ve kanaatine varıldığını bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 08/03/2023 tarihli celse ara kararı gereği, Mahkememizce alınan 19/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun 5. Sayfasında zararın teminat kapsamında olup olmadığının sigorta uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiği belirtildiğinden istinaf kaldırma ilamında yapılan tespitler ve dosyaya gelen yeni müzekkere cevapları değerlendirilerek dava konusu aracın tescile tabii 50cc’nin üzerinde ZMMS yaptırılması zorunlu araçlardan olup olmadığının tespiti açısından ve davacı vekilinin güncel asgari ücrete göre hesaplama yapılmasını talep ettiği gözetilerek aracın 50cc’nin üzerinde olması halinde varsa davacı tarafın tazminat miktarının hesap edilmesi için ek rapor alınmak üzere dosyanın önceki raporu sunan makine bilirkişisi, aktüer bilirkişi ve sigorta hukuku uzmanına tevdi ile, Bilirkişi raporunda özetle, 11.04.2007 tarihinde meydana trafik kazasında; kusur durumuna ilişkin olarak; davacılar murisi müteveffa sürücü …’nın 96100 (yüzde yüz) oranında tamamen asli kusurlu olduğu, … plaka numaralı otomobilin sürücüsü …’a atı kabil kusur bulunmadığı, olayın meydana gelmesinde, ölüm ile sonuçlanmasında, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında başkaca kusurlu kişi, kurum, kuruluş veya etkili faktör bulunmadığı, maddi zarar hesabına ilişkin olarak; değişen asgari ücretlere ve güncel duruma göre işbu raporda belirlendiği gibi davacılar desteğinin kullandığı aracın zorunlu trafik sigortası yaptırması gereken motosiklet olduğu esasına göre; davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, 09.05.2007 tarihinde vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinden; davacı Eş …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 1.096.271,93 TL, Oğlu …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının – — 44.312,09 TL. Olduğu, davacılar ile birlikte tüm hak sahiplerinin destek zararı toplamının davalının olay tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumlu olduğu 60.000,00 TL.lık limit aşması nedeniyle limit ile sınırlı olarak davacılar ve dava dışı hak sahiplerinin talep edilebilir destek zararının 60.000,00 TL olduğu, başvuru tarihine göre temerrüt tarihinin 01.08.2016 olarak belirlendiği, sigorta poliçesi bulunmayan tescilsiz motosikletin kullanım şeklinin ticari olduğuna dair bir belge bulunamadığı, davalının sorumluluğuna ilişkin olarak dava konusu kazaya karışan aracın trafik kazası tutanağında motosiklet gibi gösterilmesine karşın, motorlu bisiklet – mobilet olarak değerlendirilmesinin dosya kapsamına daha uygun olacağı, davacıların, kazaya karışan müteveffanın eşi ve çocuğu olduğu gözetildiğinde aracın satın alma evrakı ve sair belgeler ile aracın zorunlu trafik sigortasına tabi bir araç olduğunu ispat külfeti üstünde oldukları, trafik tutanak kaydına itibar edilerek davalının sorumlu olduğu değerlendirmesi ve sair her türlü hukuki niteleme ve değerlendirme bakımından nihai takdirin yüce mahkemeye ait olduğu, görüş ve kanaatinde olduğunu bildirildiği görüldü.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 05/11/2021 havale tarihli talep arttırım dilekçesinde; dava değerini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.398,93-TL artırarak, 51.398,93-TL’ye çıkarttıklarını böylelikle dava açılırken harcın yatırıldığı tutarın 1.000,00-TL ile birlikte toplamda 51.398,93-TL (Maddi Tazminat – Destekten Yoksun Kalma Tazminatı)’nın ödenmesine karar verilmesini, talep ettiği ve harcının ikmal edildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacıların desteği olan …’nın 11.04.2007 günü saat 19.50 sıralarında, plakasız ve tescilsiz motosikleti ile … plakalı araca çarptığı, bunun sonucunda ölmesi nedenine dayalı olarak güvence hesabına karşı açılmış olan destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Dava konusu kazanın 11.04.2007 günü saat 19:50 sıralarında davacıları murisi … yönetimindeki plakasız ve tescilsiz Bionik marka mobilet ile şehir merkezi istikametinden … Kavşağı yönüne doğru seyrederken, kavşakta kırmızı ışıkta geçiş yapması sırasında yeşil ışıkta kavşağa giren … yönetimindeki … plakalı araç ile çarpışması trafik kazasının meydana geldiği ve davacıların desteği …’nın vefat ettiği, geride mirasçısı olarak annesi, babası, eşi ve oğlunu bıraktığı, ancak huzurdaki davada eşi ve oğlunun destek tazminatına ilişkin talepte bulduğu, talep doğrultusunda da müteveffanın eşi ve oğlunun maddi zararının oluştuğu tespit edildiği, ceza mahkemesince de yapılan yargılama neticesinde kazanın oluş şekli itibariyle ATK Trafik İhtisas Dairesinde düzenlenen rapordaki tespitlerde müteveffanın kırmızı ışıkta beklemek yerine geçmesi sırasında yeşil ışıkta kavşağa giren araç sürücüsü ile çarpışması neticesinde meydana geldiği, bu kapsamda da müteveffanın % 100 kusurunun bulunduğu, dışı araç sürücüsü olan … hakkında açılan kamu davasından olayın oluş şekli itibariyle bir kusurunun bulunmadığından beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 2016/812 Esas – 2018/1099 karar sayılı kararı ile verilen karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 02/04/2021 tarih, 2019/826 Esas, 2021/623 karar sayılı kararı ile “.. kazaya karışan motosikletin tescile tabii olup olmadığı konusunda araştırma yapılmaksızın mevcut delil durumuna göre davanın reddine karar verilmesi eksik incelmeye dayalı olmuştur. ” gerekçesi ile kaldırılmıştır. Kaldırma kararından sonra mahkememizce yapılan araştırmalar neticesinde, bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti raporunda, dava konusu kazaya karışan aracın trafik kazası tutanağında motosiklet gibi gösterilmesine karşın motorlu bisiklet olarak değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun olacağı, davacıların müteveffanın eşi ve çocuğu olduğu gözetildiğinden motosikletin satın alma evrakı ve diğer belgeleri ile aracın zorunlu trafik sigortasına bağlı araç olduğunun ispat külfeti olduğunun belirtildiği rapor edilmiştir.
Dosyada, İstanbul bölge Adliye Mahkemesinin kazaya karışan motosikletin tescile tabi olup olmadığının araştırılması hususu değerlendirildiğinde bu motosikletin davacıların murislerine ait olduğu haliyle miras yoluyla davacılara ait olduğu anlaşılmış olup, motosikletin tescile tabi bir motosiklet olması halinde ruhsatının, sigorta belgelerinin davacıların elinde olması gerekmektedir. Mahkememizce yapılan araştırmalarda da mahkememize dosyamızda kurumlara yazılan müzekkere cevapları ve bilirkişi raporunda görüleceği üzere kazaya karışan davacıların murisleri tarafından kullanılan motosikletin tescili zorunlu olan ve sigorta yapılması zorunlu olan motosiklet olmadığı mahkememizce anlaşılmış her ne kadar davacı taraf, kaza tespit tutanağında motorlu taşıtın motosiklet olarak işaretlenmesi sebebiyle aracın motorlu bisiklet değil motosiklet olduğunu belirtmiş ise de, Karayolları KTK m.19 gereği, araç sahiplerinin araçlarını yönetmelikte belirtilen esaslara göre yetkili kuruluşa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak zorunda olması ve tescil belgesi , trafik belgesi ve tescil plakaları araç üzerinde bulunmayan ve uygun durumda bulundurulmadan trafiğe çıkmasının mümkün olmaması, trafik belgesinin verilebilmesi içinde mali sorumluluk sigortası, muayene belgesi ve vergi belgesinin bulunmasının zorunlu olması gerekmesi, motorlu bisikletin ise plaka, tescil belgesi ve mali sorumluluk sigortasının zorunlu olmaması karşısında olaya karışan davacıların murislerinin kullandığı motorlu aracın plakasız, tescilsiz ve sorumluluk sigortası olmaksızın trafiğe çıkması hukuken mümkün olmadığından, davacıların murislerinin kullandığı aracın motorlu bisiklet olup, mali sorumluluk sigortasının yapılmasının zorunlu olmadığı kanaatine varılmış ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında; motorlu bisikletin, kullanımından ileri gelen zararların sigorta teminatı dışında olmasının belirtilmesi karşısında davacıya ait motorlu bisikletin sigorta kapsamı dışında olduğu ve davalı Güvence Hesabının kazadan dolayı herhangi bir hukuki sorumluluğunun olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20+ 174,30-TL ıslah harcından oluşan toplam 203,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,35‬-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.. 18/10/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.