Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/321 E. 2022/294 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/321 Esas
KARAR NO : 2022/294

DAVA TARİHİ : 07/05/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 07/05/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; İtiraz edilen icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, borçlu şirket tarafından yapılan yetki itirazının yerinde olmadığını, borçlu şirketin ticaret sicile kayıtlı adresinin … olduğunu, taraflar arasında akdedilen tüm sözleşmelerin İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerine ilişkin yetki şartı içerdiğini, sözleşme ilişkisi kapsamında ve sözleşmeye dayanan faturalara ilişkin icra takibinin de İstanbul İcra Müdürlükleri nezdinde başlatılması gerektiğini, bu nedenle borçlu şirketin yetki itirazının reddine karar verilmesini gerektiğini, sözleşmelerde bu yönde bir madde olmasaydı dahi yetkili icra müdürlüğünün yine ;İstanbul icra Müdürlüğü olacağını, sözleşmeden kaynaklanan borcun götürülecek bir para borcu ve para borcu alacaklının ödeme zamanında ki ikametgahında ödenmesi gerektiğini, dolayısıyla borçlunun yetkiye ilişkin itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı (alacaklı)’nın müvekkil şirket ile davalı şirket arasında “Yazılım Bakım ve Destek” Sözleşmesi kapsamında süregelen ticari ilişki süresince; 3.10.2019 tarihli … numaralı,3.10.2019 tarihli … numaralı,3.10.2019 tarihli … numaralı,3.10.2019 tarihli … numaralı,3.10.2019 tarihli … numaralı,8.01.2020 tarihli … numaralı,8.01.2020 tarihli … numaralı,8.01.2020 tarihli … numaralı,8.01.2020 tarihli … numaralı,8.01.2020 tarihli … numaralı,3.04.2020 tarihli … numaralı,6.05.2020 tarihli … numaralı,6.05.2020 tarihli … numaralı,6.05.2020 tarihli … numaralı,6.05.2020 tarihli … numaralı,6.05.2020 tarihli … numaralı,2.05.2020 tarihli … numaralı,8.07.2020 tarihli … numaralı,8.07.2020 tarihli … numaralı,8.07.2020 tarihli … numaralı,8.07.2020 tarihli … numaralı,6.10.2020 tarihli … numaralı,6.10.2020 tarihli … numaralı,6.10.2020 tarihli … numaralı,6.10.2020 tarihli … numaralı,6.10.2020 tarihli … numaralı faturaların toplamda 64.088,03-TL’lik bakiyesi ödenmediğini, … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası tahtında takibat yapıldığını, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz ettiğini, itiraz sonucunda yürütülen arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşmaya varılamadığını, bu nedenlerle davalı borçlunun haksız itirazının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalının haksız ve kötü niyetli iddiaları neticesinde takibin durmuş olması sebebiyle davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 15/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa defaten yazılı, sözlü ve e-posta yolu ile bildirildiği üzere davacının hizmet verdiğini iddia ettiği müvekkil şirket ile herhangi bir sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan sözleşmelerden de görüleceği üzere sözleşmeler “… A.Ş.” ile akdedildiğini, davalı konumunda bulunan müvekkil şirketin “…A.Ş.” olduğunu, müvekkil şirket ile davacı arasında akdi herhangi bir ilişki bulunmadığını, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz olduğunu, davacı tarafça müvekkil şirkete kesilen faturaların sözleşme ilişkisinden meydana gelmediği ve dolayısıyla da yüksek mahkeme kararları ile faturaya bağlanan sonuçların böylelikle geçerli olmadığını, bu durumun sonucu olarak da dava açısından müvekkil şirketin aktif husumet ehliyetinin olmadığını, netice olarak davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkil şirketle davacı arasında akdi bir ilişkinin söz konusu olmaması dolayısıyla müvekkil şirkete karşı ikmal edilebilecek bir davanın müvekkil şirketin bulunduğu … ilçesinde ikmal edilmesi gerektiğini, davacı tarafından gerek icra takibinin gerekse de davanın İstanbul da ikmal edilmesi yetkisizlik sorununu gündeme getirttiğini, bu hususun değerlendirilerek yetkisizlik kararı verilmesini ve yetkili olan … mahkemesine dosyanın gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, açıkça talep edilen alacaklar bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında akdi bir ilişkinin söz konusu olmadığı, davacının akdi ilişki olarak sunduğu evrakların … A.Ş. ye ait olduğu detaylı olarak belirtildiğini, davacı tarafından dilekçe ekinde sunduğu, dilekçesinde belirttiği müvekkil şirket adına kesilmiş olan ve davacı tarafın toplam 64.088,03 TL olduğunu iddia ettiği alacaktan dolayı müvekkilin borcu olmadığını, … 4. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ile … 4. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerinde de defaten davacı tarafından müvekkil şirkete kesilen faturaların haksız olarak kesildiği ve davacı şirkete iade faturası kesilmesine karşılık davacı tarafından söz konusu faturaların iade edildiğinin bildirildiğini, … A.Ş. haricinde müvekkil şirket ile hiçbir akdi ilişki içinde olmayan davacı müvekkil şirkete haksız olarak fatura tanzim ettiğini, müvekkil şirketin hiçbir hizmet ve mal almaması dolayısıyla faturaları iade ettiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtilen faturaların tamamının müvekkil şirkete kesildiğini, söz konusu faturaların içeriği gerek ihtarnameler gerekse de iade faturaları ile hiçbir zaman kabul edilmediğini, müvekkille akdi bir ilişki içinde olmayan davacının kestiği faturaların içeriğindeki hususların ispat edilmesi davalının üzerinde olduğunu, söz konusu faturalara müvekkil tarafından açıkça itiraz edildiğini, davacı ile müvekkil şirket arasında akdi bir ilişki olmaması dolayısıyla fatura içeriklerinde belirtilen mal ve hizmetlerin alınmadığı defaten sözlü ve yazılı olarak beyan edildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği 26 adet fatura toplamı dahi toplam olarak belirtilen 64.088,03 TL olmadığını, söz konusu faturaların toplamının 60.428,93 TL olduğunu, davacının faturadan kaynaklı alacağı olan tutarın doğruyu yansıtmadığını, davacının dilekçesinde 26 adet fatura belirtmesine karşın dilekçe ekinde 27 adet fatura sunduğunu, davacı tarafın, alacaklı olduğu iddia ettiği rakamı dahi kesin olarak ortaya koyamadığını, arabuluculuk sürecinin de usulüne uygun olarak yerine getirilmediğini, arabulucu tarafından müvekkil şirket ve yetkilisine usulüne uygun olarak bildirim yapılmadığını, müvekkil şirketin usulüne uygun toplantılara katılımı sağlanmaksızın dosya içerisinde bulunan son tutanaktan da görüleceği üzere telekonferans yolu ile görüşmelerin sonlandırıldığını, usulüne uygun bir arabuculuk süreci olmaksızın ikmal edilen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle mahkemenin yetkisiz olması dolayısıyla davanın yetkisizliğine, dosyanın yetkili mahkeme olan … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, müvekkil şirketin tarafın sıfatı olmaması dolayısıyla öncelikle davanın usulden reddine, müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmaması dolayısıyla davanın esastan reddine, davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatılması dolayısıyla dava konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 20/10/2021 tarihli celse ara kararı gereğince, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları, sözleşme ve dosya incelenerek fesih durumu, sözleşme ve faturalar değerlendirilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler Mali Müşavir… ve Bilgisayar Mühendisi …’nün 28/03/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı …ş tarafından incelemeye sunulan 2019,2020 yılı ticari defterlerin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davalı … tarafından incelemeye sunulan 2019, yılına ait ocak ayı beratlarının süresinde alınmadığı Gelir İdaresi Başkanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı 3. Elektronik Belge ve Defter Uygulamaları Müdürlüğüne yazılan yazı ile 10.04.2020 tarihinde gerçekleşmiş olan yangın hırsızlık elektrik kesintisi nedeniyle belirtilen dönem kayıtlarının zayi olduğu belirtilerek e-defter kayıtlarının yeniden oluşturulması için GİB sisteminden talep ettiğini, 01/2019 – 12/2019 dömemi Yeminli Mali Müşavir Tam Tasdik raporunda“Mükellef kurum pandemi dönemi virüs saldırı ve hard disk bozulması olmuş bilgileri silinmiş 2019 yılı ocak ve şubat ayı berat xml dosyası geri getirildiğini, Ocak ve Şubat ayı tekrar berat yüklemek için ekteki dilekçeyi sunduğunu, Aralık 2019 mücbir sebep kapsamında firmalardan olduğu için 23.07.2020 tarihinde berat alınmıştır”şeklinde sunulduğunu, davalı yanın incelenen ticari defterlerine göre davacı yana 31.12.2020 tarihi itibariyle 64.088,01 TL bakiye cari hesap borçlu olduğu görüldüğünü, davalı yanın incelenen ve dava dosyasına sunulan 2020 yılı yevmiye defter kapanış sayfasında 320-01-P002 hesap kodunda davacı yana 64.088,01 TL bakiye cari hesap borçlu olduğu görüldüğünü, Teknik yönden yapılan incelemelerde; Davacı ile … A.Ş. (… Inn …) arasında imzalanan 17.02.2015 tarihli Yazılım Bakım Ve Destek sözleşmesi kapsamında davacı tarafın 17.04.2015-14.10.2020 tarihleri arasında sözleşmenin muhatabına yazılım bakım ve destek hizmetleri verdiği, sözleşme tarihinden bu yana toplam 493 kez bakım ve destek hizmetlerinin verilmiş olduğu, bu bağlamda davacı yanın sözleşmeye konu hizmetleri sözleşmenin karşı tarafı olan … A.Ş. ye (…) verdiği sistem kayıtları ile sabit olduğu, Mali yönden yapılan incelemelerde; davalı yanın icra takibine itiraz dilekçesinde takibe konu faturadan dolayı borçlarının bulunmadığı yönde itirazlarının olduğu, Fatura üzerinde yapılan incelemelerde, davacı şirket tarafından davalı yan unvanına düzenlenmiş olduğu faturanın davacı ve davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura muhteviyatının “… Sabit Terminal Yazılımı,… yazar kasa …Veri Kurtarma Yazılımı(YM), …Raporlama Platformu (Tek otel) …defter modülü, … ilave kanal, … personel bordro vb.”Hizmet Bedeli olduğu ancak Fatura Muhteviyatına ilişkin taraflar arasında akdedilmiş ve dosyaya sunulu yazılı bir sözleşmenin mevcut olduğu sözleşmenin 20.02.2015 tarihinde davacı …ş ile …A.Ş … arasında olduğu, dosya içinde bulunan davacı …Ş’ye ait 10 Aralık 2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinden de görüleceği üzere; … A.Ş Bölünmeye katılmış (Kısmi bölünme işlemi) Devralan olduğu, dava konusu Faturanın teslimi: Faturaların davalı yan tarafından sunulan muavin defterlerinde kayıtlı olduğu, diğer yandan davacı ve davalı yanın incelenen muavin defterlerine göre ise davacı yanın davalı yandan takibin başlatıldığı 19.10.2020 tarihi itibariyle 64.088,01 TL bakiye cari hesap alacaklı olduğu, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 19.10.2020 tarihinden itibaren alacaklarına 3095 sayılı kanuna (md.2) göre değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … 5. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 64.088,03 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 23/10/2020 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; Yazılım, Bakım Ve Destek Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacı ile dava dışı … A.Ş arasında Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi imzalandığı ancak faturaların davalı adına düzenlendiği görülmüştür. Davalı tarafından bu nedenlerle husumet itirazında bulunulmuştur. Husumet itirazı açısından yapılan değerlendirmede; davalının çalışanı tarafından gönderilen 15/02/2019 tarihli mailde yeni dönemdeki faturaların kendisine düzenlenmesinin talep edildiği, davalının talebi üzerine davacının faturaları davalıya düzenlendiği, nitekim faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, davalının kısmi bölünme yoluyla dava dışı … A.Ş’yi de devraldığı anlaşıldığından davalının husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı taraf, esasa yönelik savunmasında fatura konusu hizmetlerin yerine getirilmediğini beyan etmiştir. Davacı taraf, taraflar arasındaki sözleşmelerin şubat 2015 tarihinde akdedildiğini, sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğunu, sözleşmenin 8. maddesinde 45 gün önceden bildirimde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin birer yıllık süreyle uzayacağının düzenlendiğini, davalının 04/05/2020 tarihinde fesih bildiriminde bulunması nedeniyle sözlemenin şubat 2021 yılında sona ereceğinin davalıya bildirildiğini, sözleşmenin 8. maddesi uyarınca davalının faturaları ödemekle yükümlü olduğunu beyan etmiştir.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahiplerinin lehine delil olma vasfına haiz oldukları, takip konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 64.088,03 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarında 64.088,01 TL bakiye cari hesap borçlu olduğu, davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; sözleşmenin tarafı olan … için 17.04.2015 – 14.10.2020 tarihleri arasında sözleşme kapsamında yazılım bakım ve destek hizmetleri verildiği tespit edilmiştir. Bilirkişi incelemesi sonrasında fatura konusu hizmetlerin yerine getirildiği ve takip konusu faturaların davalı tarafından kabul edildiği ortaya çıkmıştır. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtlarına dayanak alacağının konusunu oluşturan faturaların davalıya teslim edildiği, davalının faturalara yönelik bir itirazının bulunmadığı, faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından fatura konusu hizmetlerin yerine getirildiği anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı olarak davalıda kayıtlı olan 64.088,01 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 64.088,01 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 64.088,01 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 64.088,01 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 64.088,01 TL’ye değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.817,60 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 4.377,85 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 774,03 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.603,82 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 774,03 TL peşin harç ile 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 833,33‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.651,25‬ TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.651,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.131,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2022

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.

HARÇ BEYANI
K.H: 4.377,85 TL
P.H: 774,03 TL
B.H: 3.603,82

DAVACI YARGILAMA GİDERİ
Bilirkişi ücreti: 1.600,00 TL
Tebligat gideri :51,25‬ TL
Toplam: 1.651,25‬ TL