Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/299 E. 2021/979 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/299 Esas
KARAR NO : 2021/979

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 28/04/2021 tarihli dava dilekçeside; Müvekkili …’nun kullandığı … Plaka sayılı araçla eski … bölünmüş yolunda 05/03/2021 tarihli saat 20.45 sularında seyir halinde iken karşı yönden gelen davalı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın keskin viraj girişinde hatalı sollama yaparak müvekkilinin kullandığı aracın seyir şeridine girerek kafa kafaya her iki aracın çarpışması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinin ağır yaralanması neticesinde hastaneye kaldırıldığını kendisine yapılan müdahaleler sırasında bir çok kez kalbinin durması neticesinde hayati tehlike atlattığını, vücudunda halen daha oluşan kırık ve yaralanmalara ilişkin tedavisine devam etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin bu süreçte iş ve güçten geri kaldığını vücudunda ki yaralanmaların ağır hasar oluşturmuş olduğunu ve kesin olarak iş ve çalışma kaybına yol açtığını, kaza sonrası trafik polis memurlarınca tutulan tutanak ve olay yeri inceleme neticesinde düzenlenen kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere kazaya sebebiyet veren davalı …’ın 1.08 promil alkollü olarak aracını kullandığı seyir halinde iken viraja geldiği sırada önündeki …plaka sayılı aracı sollamak amacıyla kontrolsüz ve tamamen kusurlu şekilde müvekkilinin kullandığı araca ait şeride geçerek müvekkilinin kullandığı … plaka sayılı araca ön kısmından çarparak kazaya tam kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, bilinçli taksirle kazaya sebebiyet verdiği tutanak içerikleri ile sabit olduğunu bu kapsamda davalı …’ın kazada tam kusurlu olduğunu bilinçli taksir hükümlerine göre tam kusurlu bir şekilde hukuki ve cezai sorumluluk altında olduğunu, davalılardan … Sigorta A.Ş. Davalı … sevk ve idaresindeki kazaya ve müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren … plaka sayılı aracın … sigorta acenta numarası ve … sigorta poliçe numarası sigortalayan sigorta şirketi konumunda olduğunu, müşterisinin karşı tarafa verdiği maddi ve manevi zararlar nedeniyle poliçe kapsamı ve miktarı ile sınırlı olmak üzere müteselsilen sorumlu olduğunu bu kapsamda ilgili sigorta şirketinin de davaya dahil edildiğini, müvekkilin yargılama aşamasında alınacak kesin sağlık ve iş görmezlik raporu sonucuna göre yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda talep edebileceklerinin fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının şimdilik saklı kalmak kaydı ile maddi tazminat yönünden belirsiz alacak davası olarak şimdilik kazanç kaybı karşılığı 5.000-TL ve çalışma gücünün sürekli olarak önemli ölçüde kaybolmasından kaynaklı 5.000-TL olmak üzere toplam 10.000-TL maddi ve 250.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … Sigorta A.Ş. Den poliçe miktarınca sınırlı olmak kaydı ile diğer davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat miktarının tamamının müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama harr ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, davada hükmedilecek tazminat miktarının tahsil imkanını ortadan kaldırılmaması amacıyla davalılar adına mevcut menkul ve gayrimenkullerinin teminatsız olarak 3. Kişilere devrinin önlenmesi için resmi kurumlardan sorgulanarak üzerlerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş.’ye usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Dava konusu kaza tarihinde diğer davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç her ne kadar müvekkilleri adına kayıtlı olsa da müvekkili şirketin araç kiralama faaliyetiyle iştigal etmekte olan sektörde tanınmış köklü bir firma olduğunu, … plakalı araç da araç kiralama faaliyetiyle iştigal eden müvekkili şirket tarafından uzun süreli olarak kiralanmış olup dava konusu kaza bakımından araç işleteninin müvekkili şirket olmadığını, … plakalı aracın, davaya konu kazanın meydana geldiği tarihte… Tic. A.Ş.’de -uzun dönem için- kirada bulunduğunu, bu nedenle huzurdaki davaya konu kazanın gerçekleştiği tarihte araç işleteni … A.Ş. olduğunu, bu sebeple davanın, araç işleteni olmayan- müvekkil şirket açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. ye usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; 2918 Sayılı KTK.’ nun 97’inci maddesi ”Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü taşıdığını, Söz konusu hükmün emredici nitelikte dava başvuru şartı olduğunu, sonradan giderilmesinin mümkün olmadığını, Davanın KTK 97′ inci madde şartları yerine getirilmemiş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ve TTK ya eklenen yeni hükümler kapsamında 01.01.2019 tarihinden itibaren TTK kapsamında yer alan tüm davalar kapsamında Arabuluculuk şartı getirildiğini,TTK 5/A maddesinde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünün yer aldığını, huzurdaki davanın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi kapsamında açılmış olduğunu, davanın TTK kapsamında ticaret mahkemesi sıfatıyla görüldüğünü,TTK kapsamında yer alan sigorta hukukundan kaynaklı hükümlerin uygulanması zorunluluğundan bahisle arabuluculuğun dava şartı olduğunu, davacı tarafından bu yönde bir başvuru bulunmadığı anlaşıldığından hmk gereği davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ‘ın usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; 05/03/2021 tarihinde yaşanan kazanın müvekkilinin hız sınırını aşmayacak şekilde seyir halinde olduğunu herhangi bir hız aşımının yada hatalı sollama bulunmadığını, müvekkilinin tamamen dikkatsizlik ve özensizlik neticesinde sonucunun öngörülmediğini, hız sınırını aşmadığını, bu sebeple bilinçli taksirin varlığından söz edilmesinin olağan dışı olduğunu, tutanakların müvekkili aleyhine tutulduğunu ve kanındaki alkol miktarının yükseltildiğini, müvekkilinin kayıtlara geçen promil miktarı kadar kanında alkol bulunmadığını, yaşanan kazada sadece davacı yanın etkilenmediğini, müvekkilinin de kazadan sonra psikolojik destek aldığını, hem maddi hem manevi hem fiziksel kayba uğradığını, kaza anında sağ baş parmağının ve burnunun da kırıldığını , müvekkilinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin olduğunu bu kaza sonucunda kendi çalıştığı şirkete dahi borçlandığını, müvekkilinin adına çalıştığı şirkete dahi borçlandığını, müvekkilinin basit taksir ile hareket ederek gerekli özeni ve dikkati yaşanılan kazada kullanılan arabanın şirket arabası olması nedeni ile çalıştığı şirkete de borçlandığını bu süreçte hem maddi hem manevi kayıplar yaşadığını, fazlaya ve diğer hususlara ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin basit taksir ile hareket etmesi sebebiyle haksız davanın reddine, Karayolları Trafik Kanunu Çerçevesinde yol kusurunun olup olmadığına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılarak aydınlatma ve yol ikaz işaretlerinin değerlendirilmesine, zararın giderildiğinin göz önünde bulundurulmasına, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ile; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” ve geçici 12. maddesi ile de “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler gereğince 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir.
Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nun 4. maddesinde yapılmıştır. TTK’nun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı da sigorta poliçesine dayanarak davalı … Sigorta’dan poliçe kapsamında maddi ve manevi tazminat talep etmektedir. Bu durumda dava … Sigorta Açısından TTK’da düzenlenmiş olan sigorta hukukuna dayanmakta olduğundan TTK’ nın 4/1. maddesine göre mutlak ticari dava niteliğindedir.
Açılan davada davalı olarak araç işleteni ve araç şoförünün yanında Zmms sigortacısı da gösterilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davanın 28/04/2021 tarihinde açıldığı, davacının ZMMS sigortacısı olan davalı … Sigorta bakımından arabulucuya başvurmaksızın dava açtığı, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açıldığı, anlaşıldığından davalı … Şirketi yönünden zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Diğer davalı gerçek kişi … ve araç işleteni … Tic. A.Ş.’ye yöneltilen dava, ticari dava olmadığı, haksız fiile dayandığı ve dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk şartını ihtiva etmediğinden bu davalılar aleyhine açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine, bu esas üzerinden yargılamaya devam edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davalı … Sigorta açısından davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-Diğer davalılar … ve … A.Ş şirketi açısından davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, bu esas üzerinden bu davalılar yönünden yargılamaya devam edilmesine, tefrik işlemlerinin davacı vekilince yapılmasına,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30-TL’nin, peşin alınan 2.391,00-TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 2.331,7‬0-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Sigorta A.Ş.kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı … ve … vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/12/2021

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.