Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/295 E. 2022/238 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/295 Esas
KARAR NO : 2022/238

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Tahsil İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Tahsil İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin 24/10/2011 tarihinde kurulduğunu ve bu tarihte davalı ile bayilik sözleşmesi ve protokol, taahhütname, ticari koşullar sözleşmesi imzalandığını ve ticari ilişkinin Nisan 2021 tarihine kadar devam ettiğini, yıllık 850 ton ürün alım taahhüdünün müvekkiline dayatıldığını, Rekabet Kurulu kararlarına göre bu taahhüdün usulsüz olduğunu, müvekkilinin 2019 ve 2020 yılları akaryakıt alımının 2018 yılına göre düşük kaldığını, bu nedenle davalının 15/05/2021 tarihli ihtar ile taahhüdün tamamlanmasını müvekkiline ihtar ettiğini, müvekkilinin de 09/03/2021 tarihli cevabi ihtarı ile sektördeki rakipleri ile rekabet edebilmeleri için sözleşmesel şart ve fiyatların iyileştirilmesinin talep edildiğini, davalı tarafça ihtar edilen hususların kabul görmediğini ve müvekkilinin sadece 2019 yılında 548.448 TL zarar ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin imzalandığı tarihte tacir olmadığını, sözleşmeden sonra EPDK na başvurduklarını ve 27/01/2012 tarihinde lisans verildiğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını beyan ile … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının devamına, ürün alım taahhütnamesinin sözleşmeye aykırılığının tespit edilmesi ve müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davaya konu teminat mektubunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin taraflar arasında sözleşme imzalanan 01.2012 tarihinde tacir ve akaryakıt satıcısı olmadığını; sözleşme ilişkisinin 04.2021 tarihine kadar kesintisiz devam ettiğini; davalının kendisinin tecrübesizliğinden yararlanarak yıllık 850 ton ürün alımı hususunda taahhütname imzalattığını ve kendisini teminat mektubunu paraya çevirme tehdidiyle sözleşme ilişkisini sürdürmeye zorladığını; davalından kendisine destek vermelerini istemelerine rağmen davalının destek vermediğini; davalının diğer bayilerini de teminat mektuplarını paraya çevirmekle tehdit ettiğini; davalının sözleşme feshedilmeden yöneltilen taleplerde mektuplar üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını sağlayarak teminat mektuplarını paraya çevirdiğini; mektup üzerinde tedbir alınabilmesi için sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldıklarını; davacının sözleşme imzalandığı tarihte “acemi tacir” olduğunu bu nedenle taahhütlerin geçersiz olduğunu, fesih tarihi itibariyle cari hesap borcu olmadığını ve borç olmasının da mümkün olmadığını iddia etmiş; … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği tedbir kararının devamına karar verilmesini ve neticede ürün alım taahhüdünün geçersizliğine karar verilmesini, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve teminat mektubunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının sözleşme tarihinde tacir olmadığına yönelik iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının 2010 yılından beri akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının ürün alım taahhüdünün tecrübesizliğinden yararlanarak imzalatıldığını iddiasının da asılsız olduğunu, taraflar arasındaki -dava konusu teminat mektubunun güvencesini teşkil ettiği- sözleşme ilişkisinin 01.02.2019 tarihli sözleşmelerle kurulduğunu, davacı ile müvekkili … A.Ş. arasında “…” adresinde bulunan , tapuda “… İli, … İlçesi, … Mahallesi’nde kain ve tapuda 687 parselde” kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunun işleticiliğine ilişkin 01.02.2019 tarihli Çerçeve Protokol ve 01.02.2019 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini ve aynı tarihli Ürün Alım Taahhütnamesinin imzalandığını, taahhüt ile davacının yıllık asgari 850 ton beyaz ürünü (kurşunsuz benzin+normal benzin+motorin) almayı, eksik kalan ton üzerinden 50,00 TL tutarında kar mahrumiyetini ödemeyi kabul ettiğini, ayrıca anlaşma ve eklerinin bayi tarafından süresinden önce feshedilmesi veya fesih sonucunu doğuracak şekilde hareket edilmesi halinde 325.000,00 TL tutarındaki cezai şartın müvekkiline ödeneceğinin düzenlendiğini, sözleşme’nin “Yatırım Katılım Bedeli” başlıklı 8. maddesi uyarınca; müvekkil tarafından bayiye; “anlaşmalara konu akaryakıt ve satış istasyonunun ve esasen istasyona özgü yatırım maliyetinin karşılanması amacıyla”, bayi tarafından fiilen satışa başlanılması, sözleşmesel yükümlülüklerin ihlal edilmemesi ve yerine getirilmesi şartıyla 54.150,00 TL yatırım katılım bedeli ödenmesi ve bu ödemenin bayinin muaccel borçlarının mahsubu ile yapılabileceği; sözleşmenin bayi tarafından 5 yıllık süresinden önce feshi halinde bu ödemenin işlememiş anlaşma dönemine tekabül eden tutarının Libor+3 oranında faiziyle birlikte müvekkiline iade edileceği kararlaştırıldığını, Çerçeve Protokol’ün “Teminat” başlıklı 10. maddesi ile karşı taraf müvekkil nezdindeki doğmuş ve doğacak borçlarının borçlarının teminatını oluşturmak üzere 150.000,00 TL bedelli teminat mektubu vermeyi, teminatın süreli olarak verilmesi halinde sona erme tarihinden en az 15 gün öncesinde uzatma ve yenileme işlemlerini yerine getirmeyi, aksi halde teminat mektubunun nakde çevrilerek bedelinin müvekkili tarafından nakit teminat olarak tutulabileceğini kabul ettiğini, davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu, müvekkilinin davacı taraftan alacaklı olduğunu ve bu nedenle teminat mektubunun iadesi şartlarının oluşmadığını, tedbir kararının kaldırılmasının gerektiğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında, davalıya verilmiş olan teminat mektubundan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyası örneği celp edilmiş, incelenmesinden; dosyamız davacısının talebi üzerine dosyamız davalısı aleyhinde, 12/04/2021 tarihinde 2021/28 Karar sayısı ile … Bankası A.Ş muhataplı 18/04/2019 tarih 150.000 TL bedelli teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğu, aleyhinde ihtiyati tedbir kararı alınan dosyamı davalısı …A.Ş nin itirazı üzerine itirazın duruşmalı olarak ele alındığı, 07/05/2021 tarihli celsede esas hakkında dava açıldığı anlaşıldığından, ihtiyati tedbirin devam edip etmeyeceği hususunda karar verme yetkisinin esas davaya bakan mahkememize ait olduğu gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olduğu görülmüş, mahkememizce yapılan açık duruşma ile davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazların ve tedbirin kaldırılması talepleri yerinde görülmemekle reddine karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, mali müşavir bilirkişi vasıtası ile davacı defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında, bu sözleşme süresince alım taahhütlerine uyulup uyulmadığı, davacının yaptığı ödeme olup olmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinden dolayı alacak borç durumunun ne olduğuna dair rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmekle dosyamız talimat mahkemesine gönderilmiş, yaptırılan inceleme neticesinde bilirkişi tarafından; ” davacının defterlerine göre 25/04/2021 tarihi itibariyle davacının davalı …A.Ş ye herhangi bir borcunun bulunmadığı, alınan emtia karşılığı düzenlenen fatura tutarlarına karşılık yapılan banka havalelerinin mevcut olduğu ve ilgili defterlerine usulüne uygun kayıt edildiği, davacınında davalıdan alacağının bulunmadığının tespit edildiği” 04/11/2021 tarihinde rapor edilmiştir.
Talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve dosyanın Mali Müşavir Bilirkişi … ile Akaryakıt Sektör Uzmanı Bilirkişi …’a verilerek; davalı defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme yaparak, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında, davalının davacıdan alacağı olup olmadığı, davacının vermiş olduğu teminat mektuplarından dolayı borcunun bulunup bulunmadığına dair inceleme yaparak rapor düzenlemesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler tarafından ” Davacının ilgili istasyonda, çevresindeki yoğun fiyat rekabetine dayalı olarak zarar ettiklerini beyan ederek, taraflar arasında akdedilen 5 yıllık bayilik sözleşmesini sürdürülebilir olmadığından bahisle tek taraflı olarak feshetmesinin, dosya kapsamındaki belgeler doğrultusunda ve Sektörel uygulama ve teamüller kapsamında geçerli bir nedene dayanmadığını, taraflar arasında akdedilen 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ve eki niteliğindeki protokol ve satış taahhüdü kapsamında, davacının yerine getirilmemiş/karşılanmamış: yükümlülükleri mevcutken, verilen teminatın iadesi veya iptalinin talep edilip – edilemeyeceğinin, hukuki tavsifi mahkemeye ait olacağını, mali değerlendirme ile yapılan resmi defter incelemesinde, davalı … A.Ş.’nin davacı …Ltd.Şti firmasına, herhangi bir alacak yada borcunun bulunmadığı, hesabının “0” bakiye olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, kanıt niteliği taşıdığının tespit edildiğini, sözleşmede yer alan taahhütten kaynaklı, eksik alınan tonaj bedeli üzerinden, kar kaybı mahrumiyeti, 104.847,02 TL, sözleşmeden kaynaklı, erken fesih sebebiyle, cezai şart bedelinin 325.000,00 TL, sözleşmeden kaynaklı tek taraflı fesih sebebi ile kulanılmayan süreye karşılık hesaplanan, yatırım katılım bedeli iadesinin 30.188.77 TL olarak hesap edildiğini” 16/02/2022 tarihinde rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve buna ek olarak protokol ve taahhütnameler akdedildiği, sözleşmenin davacı tarafça 19/04/2021 tarihli ihtarname ile tek taraflı olarak feshedildiği, davacının sözleşmenin teminatı olarak verilen … Bankası … Şubesi muhataplı, 18/04/2019 tarihli … Seri numaralı 150.000 TL tutarlı teminat mektubundan ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalının sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan ceza ve tazminatlar tutarında davacıdan alacaklı olunduğundan bahisle teminat mektubunun iadesi şartları oluşmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki …A.Ş Standart Bayilik Sözleşmesi’nin incelenmesinde; sözleşmenin 10. maddesinde bayinin, …’in talebi üzerine cezai şartlar dahil …’e doğmuş ve/veya doğacak borçlarının teminatı olarak metni …’ce kabul edilecek teminat mektuplarını derhal …’e vereceğinin; 37. maddesinde bayinin sözleşmenin veya mevzuat hükümlerinin birini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi, ihlal etmesi halinde, …’in ürün ikmalini durdurma, fesih hakkı saklı kalmak kaydı ile zarar, ziyan satış kaybından dolayı maruz kaldığı kar kaybını talep etme ve sözleşme ve eklerini derhal haklı nedenle feshederek maruz kaldığı kar kaybı ve cezai şartı talep etme yaptırımlarından biri veya hepsini bayiye uygulamak hakkına veya hem bunları uygulayıp hem de bayiden akdin ifasına devam edilmesini talep etmeye yetkili olduğu, sözleşmenin bu hükümler dahilinde feshi halinde, taraflar arasında münakit Çerçeve Protokolünde yazılı feshe ilişkin hükümlerin uygulanacağı; 38. maddesin de sözleşme kapsamındaki ticari iş kapsamındaki alacak ve borcun …’in defterlerine göre belirleneceği, bu kapsamda …’ın defter ve bilgisayar kayıtlarının kati delil olarak kabul edildiğinin bayi tarafından kabul ve taahhüt edildiği, bayinin TTK ve ilgili mevzuat gereğince usulüne uygun olarak tuttuğu ticari kayıtlarını delil olarak sunma hakkına sahip olduğu düzenlenmiş olduğu; yine dosyanın tarafları arasında imzalanmış olan Çerçeve Protokolün 10. maddesinde teminata ilişkin hallerin düzenlendiği, ” bayinin, bu protokol, Standat Bayilik Anlaşmaları ve sair taahhütleri çerçevesinde ürün alımlarına, iade yatırım bedellerine ilişkin her türlü borç ile cezai şart, kar mahrumiyeti ve sair her türlü borç ve taahhüdünün garantisini teşkil etmek üzere, …’in kabul edeceği tutarda, …’in kabul edeceği bir veya birkaç bankaya ait ve …’ın kabul edeceği metne uygun olmak üzere kesin ve süresiz 150.000,00 TL tutarında teminat mektubu vermeyi verilen bu teminatları ilerinde risk artışına göre yükseltmeyi ve …’ın kabul edeceği gayrimenkuller üzerinde … lehine 1. derecede ve 1. sırada olmak üzere, …’ın kabul edeceği miktarda ipotek tesis etmeyi kabul ve taahhüt ettiğinin, bayinin bankalardan kaynaklanan ve sair nedenlerle süresiz banka teminat mektubu yerine süreli nitelikte … ibraz etmek zorunda kaldığı takdirde, … nın anlaşma süresinde teminat teşkil etmesi için, ibraz ettiği … nin sona erme tarihinden en az 15 gün önce miktarını ve içeriğini değiştirmeksizin uzatma ve/veya yenileme işlemlerini yerine getirmeyi, aksi takdirde …’ın mevcut … yi nakde tahvii ederek ve karşığını nakit teminat olarak uhdesinde tutabileceğini kabul ve taahhüt edeceğinin” hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalının taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde, davacının defterlerine göre davalıya borçlu olmadığı, davalının ticari kayıtlarına göre davacıdan alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Tarafların lehine delil vasfı taşıyan ticari kayıtlarına göre, husumet konusu sözleşmesel ilişki kapsamında birbirlerine borçlarının ve birbirlerinden alacaklarının bulunmadığı tespit edilmiş olmakla, sözleşmenin feshinden önce ve sonra, dava tarihi itibariyle davalının davacıdan cezai şart alacağı, kar kaybı alacağı ve sözleşmeden kaynaklanan hak ve alacaklarına ilişkin bir ihtar ve talebinin bulunmaması nedeniyle, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve davacının … Bankası … Şubesinden verilme, 18/04/2019 tarihli … Seri numaralı 150.000 TL tutarlı teminat mektubundan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE, … Bankası … Şubesinden verilme, 18/04/2019 tarihli … Seri numaralı 150.000 TL tutarlı teminat mektubundan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 10.246,5‬0 TL karar ve ilam harcından peşin harç ve ıslah harcı toplamı ‬2.561,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,87‬ TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.561,63 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 3.249,55‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 18.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın ilgilisine iadesine,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”