Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/264 E. 2021/482 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/264 Esas
KARAR NO : 2021/482

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/04/2010
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında acentalık sözleşmesi kurulduğunu ve davalının … acentası olduğunu, 2003 yılından beri acentalık yaptığını ancak bu işlerden dolayı hak edişlerinin ve sair alacakların ödenmediğini,davacının ailesinin desteği ile ayakta kalabildiği davalı ile yapılan görüşmelerin netice vermediğini,acentalık hizmeti karşılığını alamadığını,bu nedenle acentalık hak edişleri nedeniyle fazlaya haklar saklı kalarak şimdilik 100,00 TL acentalık isim hakkı nedeniyle şimdilik 100,00 TL araç yakıt bedelinden şimdilik 100,00 TL cari hesap sözleşmesinden şimdilik 100,00 TL iş yerine yapılan masraflar nedeniyle şimdilik 100,00 TL cezai şart nedeniyle şimdilik 100,00 TL toplam 600,00 TL nin %80 faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilerek yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini her ne kadar davacının 2003 yılından beri davalı şirketin … bölgesi acentalık faaliyetini yürütmüş ise de 24.03.2008 tarihinde tarafların karşılıklı olarak bir araya geldiklerini ve fesih protokolünü imzaladıklarını ve bu protokole göre de ödeme protokolünü düzenlediğini ve ödeme planına göre de,28.03.2008-31.03.2008 tarihinde kadar 7.313,00 TL ile 14.04.2008-19.04.2008 tarihine kadar 7.313,00 TL şeklinde ödemenin yapılacağını kararlaştırıldığını ve davalının bu ödemeleri davacıya yaptığını dekontlarının sunulduğunu,ve sözleşmenin 15 maddesinde yer aldığı şekilde,… kargo markası ile işe başlayan acentalının bu takım avantajlarla işle başladığını ve bu işe başlamak için belirlenen bu rakamın hiçbir şekilde iade edilemeyeceğini kararlaştırıldığı,isim hakkı bedelinin hiçbir şekilde iade edilemeyeceğini açık ve net olarak sözleşmede yazılı olduğunu,ve yine ticari unvan ve marka kullanım anlaşmasında ki bedelinde hiçbir şekilde iade edilemeyeceğinin kararlaştırıldığı … 4 ATM’nin … nolu dosyasında da davalı aleyhinde bir başkasının açtığı davada aynen bu yolda karar verildiğini,davacıya araç yakıt bedeli cari hesap bedeli iş yerine yapılan masraf bedeli adı altında hiçbir borcu olmadığını 24.03.2008 tarihli fesih protokolünde ile taraflar ticari ilişkiyi sonlandırdıklarını ve ödemelerin davalı tarafça dekontlarla yapıldığını, başkaca bir alacak olsa idi protokolde bu alacakların yazılı olması gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizin 2010/302 esas 2012/72 karar sayılı 07/05/2012 tarihli mahkeme ilamında davanın reddine karar verildiği ve mahkeme ilamının Yargıtay incelemesinden geçerek hükmün 17/01/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşıldı.
Davacı vekili 30/12/2019 havale tarihli beyan dilekçesi ile yargılamanın yenilenmesini talep etmiş olmakla mahkememizce dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde 2017/58 esas sayılı dosyası üzerinden davacının yargılanmanın yenilenmesi talebinin 10/05/2017 tarihli mahkeme ilamı ile reddedilmiştir.
Davacı vekili 08/08/2017 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme ilamını istinaf etmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesinin 2019/727 esas 2021/215 karar sayılı 19/02/2021 tarihli ilamında; “dava değeri üzerinden peşin harcın yatırılması hususunda, kanuni sonuçları hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir. Dava harçlarının yatırılmış olması dava şartı olup, bu şart gerçekleşmeden davanın incelenip karara bağlanması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,” karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, HMK’nın 373 vd. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce istinaf kaldırma ilamı uyarınca dava değeri üzerinden peşin harcın yatırılması hususunda davacı vekiline ihtar çekilmiş olu davacı vekili tarafından harç ikmal edildiğinden dava şartı tamamlanmıştır.
Yargılamanın iadesi sebepleri
HMK MADDE 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
Talebin ön incelemesi
MADDE 379- (1) Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;
a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını,
kendiliğinden inceler.
(2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.
Süre
MADDE 377- (1) Yargılamanın iadesi süresi;
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olduğunun öğrenildiği,
b) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörülen hâllerde, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu,
c) Yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı,
ç) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde, ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı,
d) Karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu,
e) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği,
tarihten itibaren üç ay ve her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.
(2) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde yazılan sebepten dolayı yargılamanın yenilenmesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.
Davacı vekili yargılanmanın yenilenmesini talep eden talep dilekçesinde; eldeki dava dosyasında, Yargıtay içtihatları ile çelişki oluşturacak şekilde ilk derece mahkemesince bilirkişi raporunda acente tarafından tahsil edildiği ispatlanamayan prim alacakları üzerinden yapılan hesaplama kararı esas alınarak hüküm oluşturulmasını, ilk derecedeki yargılama aşamasında görevli bir hakimin, Yargıtay ilamında imzası bulanan bazı hakimlerin ve yine Anayasa mahkemesi raportörü bir hakimin, FETÖ/PYD suçlamasıyla tutuklanmış olmasını gerekçe göstermektedir.
Dava dosyasının yapılan incelemesinde; mahkememizin yargılamanın iadesine konu 2015/91 E – 2017/784 K sayılı, 06.06.2017 tarihli kararının kanun yollarından geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu düzenlemeler dikkate alındığında davacı talebinin HMK 375/1- a hükmünde düzenlenen “Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması” gerekçesine dayalı olarak yargılanmanın yenilenmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
HMK 377/1-a maddesi gereğince de davacı vekilince iddiaya dayanak olayların öğrenilmesi ile süre başlayacağından öğrenmeden itibaren 3 aylık süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesinde kesinleşen kararı veren hakimin halen emekli olduğu, hakkında bir soruşturma olmadığı, yargılamaya katılan diğer hakimlerden D.B’nin bilirkişi inceleme ara kararı oluşturduğu, bilirkişi inceleme kararını oluşturan hakim ve diğer celselerde görev yapan diğer hakimlerin usuli nitelikte ara kararlar oluşturdukları, kararın Yargıtay incelemesinde görev alan hakimlerden davacının belirttiği …’nun Yargıtay ilamında isminin yer almadığı, internet açık kaynak araştırmasına göre ilamda ismi yer alan G.D hakkında soruşturma işlemi yapıldığı, ancak hakkında kesinleşmiş bir yargı kararının olup olmadığının bilinmediği, kaldı ki Yargıtay ilamının heyet olarak karara bağlandığı, yine Anayasa Mahkemesi kararlarının heyetçe karara bağlandığı, raportörün karar alma mercinde olmadığı gözetildiğinde davacının iddia ettiği eylemlerin ortaya çıkan kararlara etkisi bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcın peşin alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı asil, davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.08/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”