Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/244 E. 2022/464 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/244 Esas
KARAR NO : 2022/464

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 05/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi müteveffa …’nın davalı şirkette 12/200 hisse sahibi olduğunu, müvekkiline 3/200 şirket hissesinin miras yolu ile intikal ettiğini, müvekkili tarafından 04.11.2020 tarihinde mirasçılık belgesini davalı şirket vekiline gönderdiğini , dolayısı ile bu hisselerin kendi adına kaydının talep edildiğini, Davalı Şirket tarafından müvekkiline … 54.Noterliğinden keşide edilen … tarih ve … yevmiye no’lu ihbarname ile “ tarafınıza miras kalan şirket paylarının şirket pay defterine adınıza kaydedilmesi isteminiz Yönetim Kurulumuz tarafından değerlendirilmiş olup ; Şirket esas sözleşmesinin 9 maddesi ve TTK.493. Maddesi uyarınca müteveffa …’nın şirketimizdeki paylarının tamamının gerçek değerinden devralınmasına karar verildiğinden bu isteminiz reddedildiği, Yönetim Kurulumuzun kararı doğrultusunda yapılan değer tespiti çalışması neticesinde miras payınıza karşılık gelen 3 adet şirket payının gerçek değeri 708.222,12.TL olarak tespit edildiğinden tarafınıza miras kalan payları bu bedelden satın almayı teklif etmekteyiz ” denmek suretiyle teklifte bulunulduğunu, İşbu ihbarnameye karşı müvekkili tarafından … 1. Noterliğinin… tarih …yevmiye no’lu cevabi ihbarname ile davalı şirketçe teklif edilen miktar reddedilerek gerçek değerin mahkemece tespiti yoluna gidileceği hususunun davalıya bildirildiğini, müvekkiline intikal eden hisselerin gerçek değerinin tespiti zaruriyetinin doğduğunu, kanun gereğince değerleme giderleri de davalı tarafından karşılanması gerektiğini, davalı şirketin 1887 yılında kurulmuş olup 133 yıllık bir şirket olduğunu, bu nedenle markası ve ünvanının tüm dünyada tanınmış olduğunu, markasının da bütün ülkelerde tescilli olduğunu ve marka değerinin çok yüksek olduğunu, Bu hususun değer tespitinde mutlak surette dikkate alınması gerektiğini, davalı şirketin yurt dışına hizmet verdiğini ve gelirini döviz cinsinden elde ettiğini, yurtdışı müşteri portföyünün geniş olduğunu, yönetim kurulunca son senelerde çok ufak miktarda kar payı dağıtıldığını, geri kalan karlar olağanüstü yedek akçeye ayrılarak davalı şirketin uhdesinde tutulduğunu, bir sermaye şirketi olan davalı şirketin ortaklarına kar payı dağıtmamasının esasen çoğunluk hisseninin kötüye kullanılması ve ortaklarının beklentisi olan kar payı ile mali hakların ihlali anlamına geldiğini, Yönetim Kurulu Üyelerinin davalı şirketten ne suretle fayda elde ettikleri , bu hususun karlılığa olan etkisinin de değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca çok büyük miktarlı şirket giderlerinin incelenerek, harcamaların kadri maruf olup olamadığı , şirket karlılığına etkisinin de değerlendirmede nazara alınması gerektiğini bildirerek; TTK. 493 maddesi gereğince müvekkiline intikal eden davalı şirket hisselerinin değerinin tespitine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, ibraz edilen 10/05/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pay sahiplerinden … ve …’ın vefat ettiklerini, davacının müteveffa … mirasçısı olduğunu, müvekkili şirketin müteveffa pay sahiplerine ait şirket paylarının gerçek değerinden satın almak istediğini ve her iki müteveffa pay sahibinin mirasçılarına bildirildiğini, müvekkili şirketin müteveffa pay sahiplerinin vefat tarihlerine en yakın ara dönem sonu olan 30/09/2020 tarihi itibariyle müteveffa pay sahiplerine ait şirket paylarının gerçek değerinin tespiti için yapılacak çalışmaya dayanak teşkil etmek üzere 30/09/2020 tarihli finansal tablolarına ilişkin olarak bağımsız denetim ve ardında da şirket değerlemesi yaptığını, bağımsız denetim ve şirket değerlemesinin … A.Ş’ne yaptırıldığını, yapılan değer tespiti çalışması sonucunda; müvekkili şirket paylarının gerçek değerinin 47.214.808,00 TL olduğunu ve müvekkili şirket sermayesinin 200 adet paydan oluşması sebebiyle her bir payın gerçek değerinin 236.074,04 TL olduğunu, müvekkili şirkete 04/11/2020 tarihinde gönderilen 15 Sulh Hukuk Mahkemesinin … E, 2020/656 Karar sayılı ilamına göre müvekkili şirkette 12 adet payı bulunan müteveffa …’nın mirasçılarından davacının miras payı 1/4 olduğundan müvekkili şirketin davacı tarafın miras payına karşılık gelen 3 adet şirket yapını toplam 708.222,12 TL bedelle satın almayı teklif ettiğini, ancak davacının müvekkili şirketin bu teklifini kabul etmediğini, davacının her bir pay başına 965.000 TL olmak üzere 3 adet pay için 2.895.000,00 TL talep ettiğini, müteveffa …’ın mirasçıları … ve … ile pay devir vaadi protokolü imzalandığını, …’a ait 8 adet nama yazılı şirket payının mirasçılardan …’a 1.159.000,00 TL ve …’a 1.159.000,00 TL ödenmek üzere toplam 2.318.000,00 TL karşılığında müvekkili şirket tarafından satın alınması hususunda anlaşıldığını, bu yönde … ve …ile müvekkili şirket arasında 29/04/2021 tarihinde pay devir sözleşmesinin imzalandığını, böylece mirasa konu her bir şirket payının gerçek değerinin 29/04/2021 tarihi itibariyle 289.750,00 TL olduğunu gösteren piyasa fiyatı oluştuğunu, mutabık kalınan pay devir bedelinin şirket değerleme raporu ile uyumlu olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirket ortaklarına kar payı dağıtılmayarak çoğunluk hissenin kötüye kullanıldığı ve ortakların kar yapı alma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının gerçek dışı ve asılsız olduğunu bildirerek; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davalı şirketin hüküm tarihine en yakın gerçek değeri tespit edilerek davacının payına düşen miktarın ne olabileceğinin hesap edilmesi açısından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 06/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; Şirket değerlemelerinde en yaygın kullanılan değerleme yöntemi indirgenmiş nakit akış yöntemi olduğunu, özellikle uzun yıllar faaliyette bulunan ve kendi bünyesinde kendi markalarını yaratan ancak bu markaların değerini mevcut standartlar kapsamında aktiflerine yansıtamayan şirketlerde indirgenmiş nakit akış yöntemi bu handikapı kapatacak niteliğe sahip göründüğünü, uzun süre ticari faaliyete devam eden şirketlerin kendi ticaret ünvanları da tüketici nezdinde bir marka olarak algılanabileceğini, bu yaklaşım nedeniyle değerleme uzmanları tarafından izlenen genel eğilim bu niteliğe sahip şirketlerin şirket değerinin tespitinde İndirgenmiş Nakit Akımının tek başına kullanılması olduğunu, yapılan değerlemede muhafazakar yaklaşarak şirketin değerinin tespitinde diğer yöntemler sonucu bulanan değerlerde belirli oranlarda hesaplamaya dahil edildiğini, buna göre üç farklı yönteme göre hesaplanan değerler aşağıdaki oranlar kapsamında ağırlandırılarak 72.391.129,89 TL “Ağırlıklandırılmış Şirket Değeri” tespit edildiğini, 1 adet pay değeri 72.391.129,89 /200- 361.955,65 TL, 12 adet payı bulunan müteveffa …’nın mirasçılarından davacı …’nın miras payı 1/4 olduğundan müvekkil şirket davacı miras payına karşılık gelen 3 adet şirket payı 3×361.955,65= 1.085.866,95 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili 23/06/2022 tarihli oturumda; dava konusu edilen hisseleri devrettiklerini, davada aktif husumetlerinin kalmadığını, davanın konusuz kaldığını beyan etmiş, davalı da, 2022/07 sayılı 10/03/2022 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacının müteveffa …’dan miras kalan şirket paylarının devredilmesinin hukuken mümkün olmadığı, davacı tarafından …’a devredildiği bildirilen 3 adet payın şirket pay defterine … adına işlenmesi işleminin reddine karar verildiği, davacı tarafından gerçekleştirilen pay devrinin TTK hükümlerine ve şirketin esas sözleşmesine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin nama yazılı hisse senedi çıkarttığını, TTK.nun 490/2 maddesi uyarınca payın devri için adi yazılı şekilde pay devir sözleşmesi akdedilmesinin yeterli olmadığını, nama yazılı hisse senedinin pay defterine usulüne uygun şekilde pay sahibi olarak işlenmiş pay sahibi tarafından devralınan ciro ve teslim edilmesinin şart olduğunu, pay defterine pay sahibi olarak işlenmeyen ve devralana usulüne uygun şekilde ciro ve teslim edilmiş, hisse senedinin bir suretini sunmayan davacının dava dışı diğer mirasçı …’a yaptığını iddia ettiği pay devir işleminin geçersiz olduğunu, bu nedenle davanın konusuz kaldığına ilişkin iddianın reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin miras konusu şirket paylarını alım önerisine kanunen öngörülen süre içerisinde olumsuz cevap vermediğini ve huzurdaki davayı açtığını, huzurdaki davanın açılmasının dahi söz konusu payların gerçek değeri üzerinden müvekkili şirkete satılması hususunda taraflar arasında mutabık kalındığını açıkça ortaya koyduğunu, bu nedenle davacının mirasa konu paylarının iş bu dava kapsamında tespit edilen beher pay bedelinin oldukça üzerinde bir bedel ile dava dışı diğer mirasçı …’a devrettiğini iddia etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, TTK.nun 493/6 maddesi uyarınca devralanın gerçek değeri öğrendiği tarihten itibaren 1 ay içinde bu fiyatı reddetmezse şirketin devralma önerisini kabul etmiş sayılacağı, davacının paylarının gerçek değerinin tespit edilmesi talebi ile dava açtığını, bu durumunda miras payına karşılık gelen hisselerin gerçek değeri üzerinden müvekkili şirkete satma iradesinin ortaya koyduğunu, davacının kötü niyetli şekilde pay devir iddiasını ileri sürerek davayı sonlandırmaya çalıştığını, müvekkili şirketin 19/04/2022 tarihli 2.olağan kurul toplantısında 2021 yılı şirket karının tamamının dağıtılmasına karar verdiğini, bu durumun müvekkili şirketin pay değerlerinde değişiklik meydana getireceğini açık olduğunu, davacının davanın konusuz kaldığı iddiası ile davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi talebinin reddedilmesi gerektiğini ve davanın esastan görülmeye devam edilerek 25/01/2022 tarihli dosyaya sundukları bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı, davalı şirkette hisse sahibi …’nın vefatı ile 3/200 oranındaki şirket hissesinin miras yolu ile kendisine intikal ettiğini, şirket hisselerinin kendi adına kaydını talep ettiğini, ancak davalı şirket tarafından TTK.nun 493 ve şirket esas sözleşmesinin 9.maddesi uyarınca; müteveffanın şirketteki paylarının tamamının gerçek değeri üzerinden devralınmasına karar verildiği ve istemlerinin reddedildiğini, şirket tarafından biçilen pay değerinin kabul edilmediğini, TTK.nun 493.maddesi gereğince davalı şirket hisselerinin değerinin tespitini talep etmiş, yargılama sırasında davacı tarafından kendisine intikal eden hisseler dava dışı 3.kişiye devredilmiştir.
Davalı şirket davacı ile dava dışı 3. Kişi arasında yapılan şirket hisse devrinin kabul edilmeyerek şirket pay defterine işlenmediğini ve davacı ile davalı arasında devre konu şirket hisselerinin gerçek değeri üzerinde mutabakatsızlık bulunduğunu, davacının şirket hisselerinin değerinin tespiti davasını açarak miras payına karşılık gelen hisseleri gerçek değeri üzerinden müvekkili şirkete satma iradesini gösterdiğini, hisselerin 3.kişilere devrinin geçersiz olduğunu, yargılamaya devam edilerek davacının hisselerinin gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
Anonim şirketlerde pay senetleri TTK’nın 484 vd maddelerinde düzenlenmiştir. 490. Maddede nama yazılı payların ve pay senetlerinin devrinde ilke, devamı maddelerinde devrin sınırlandırılması, 491. Maddede kanuni sınırlandırma, 492. Maddede esas sözleşme ile sınırlandırma düzenlenmiştir.
493. Maddede ise borsaya kote edilmemiş nama yazılı payların devrinin reddi sebepleri belirtilmiş, 1, 2, 3 ve 4, fıkralarda şirketin devir işlemini hangi hallerde reddedebileceği düzenlenmiştir. 1. Fıkrada iradi devir işleminin reddi sebebi belirtilmiş, fıkraya göre şirket nama yazılı payların devrine onay vermeyi devredene payların gerçek değeri ile kendisi veya diğer pay sahipleri ya da 3. Kişiler hesabına almayı önererek reddedebileceği açıklanmıştır. 4 fıkrada ise payların miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra gibi kanun gereği iktisabı halinde, devralana, sadece paylarını gerçek değeri ile şirket adına devralmayı önerdiği takdirde devre onay vermeyi reddedebileceği düzenlenmiştir.5. Fıkrada ise bu halde yani 4. Fıkrada belirlenen ve payların kanun gereğince iktisabı halinde şirketin payları gerçek değeri ile satın almayı teklif ederek devre onay vermeyi reddedebileceği durumda, devralana (payları kanun gereğince iktisap edene) payların gerçek değerini mahkeme aracılığı ile tespit ettirme imkanı tanınmıştır. 6. Fıkrada da payların kanunen iktisap eden tarafından gerçek değerinin mahkeme aracılığı ile tespit edilmesini talep etmesi halinde mahkemece tespit edilen bu değeri öğrendiği tarihten itibaren 1 ay içinde reddetmemesi durumunda şirketin devralma önerisini kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemelere göre nama yazılı payların iradi şekilde devrinde şirketin devre şirket ana sözleşmesinde ön görülen haklı sebeplerle ve devre konu payları gerçek değeri ile şirket, diğer pay sahibi veya 3. Kişi adına almayı önererek onay vermeme hakkı bulunmaktadır. Burada gerçek değerden satın alma önerisi devredene yapılacaktır. Devreden kararlaştırılan miktarı kabul ederse şirketçe önerilen devralma işlemi gerçekleşecek ve paylar devredilebilecektir. Buna göre bu durumda yani iradi devirde şirket paylarının gerçek değerinin tespiti için mahkemeye başvurulması düzenlenmemiştir. Maddenin 5. Fıkrasında düzenlenen payların gerçek değerinin mahkeme aracılığı ile tespitini talep etme hakkı payları 4. Fıkrada belirtilen şekilde kanunen edinmiş olan devralana tanınmış bir haktır ve yaptırımı da 6. Fıkrada değer tespitinin öğrenilmesinden itibaren 1 ay içinde belirlenen değerin reddedilmemesi halinde şirketin devralma önerisinin kabul edilmiş sayılması olarak belirlenmiştir.
TTK’nın 493/5. maddesin de gerçek değerin tespitini mahkemeden talep etme hakkı sadece nama yazılı payları kanunen edinmiş olana tanınmış bir hak olup diğer pay devri işlemlerinde taraflara mahkemeden payın gerçek değerinin tespitini talep etme imkanı tanınmamıştır. Davalı şirketin nama yazılı payların gerçek değerinin tespitini istemesine yasal olanak bulunmamaktadır. Davacı tarafından miras yolu ile kendisine intikal eden payların dava dışı 3.kişiye devredildiği bildirilmiş olduğundan TTK. 493/5 maddesi uyarınca da bu hisselerin değerinin sadece payları kanun gereğince iktisap edene gerçek değerinin Mahkeme aracılığıyla tespit ettirme imkanı tanındığından miras hisselerini devreden davacı açısından dava konusuz kaldığından davanın reddine, davanın konusuz kalmasında davalının bir kusuru bulunmadığından davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın reddine,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar harcından başlangıçta alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile eksik harç olan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/06/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.