Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/199 E. 2022/388 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/199 Esas
KARAR NO : 2022/388

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalıların sürücüsü, işleteni ve sigortacısı olduğu … plakalı aracın 16.06.20121 tarihinde sebep olduğu kaza neticesinde müvekkillerinden …, … ve …’ın yaralandığını, davalı sürücü aleyhine ceza davası açıldığını ve davalının % 100 oranında kusurlu olduğunu, meydana gelen kazada …’nun yüzünden, karnından, kafasından yaralandığını, …’ın ise çenesinden, …’ın kafasından, dizinden, bacağından ve göğsünden yaralandığını, kaza sonrasında davalıların birçok kez ameliyat olduklarını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacılardan …, … ve … için 6100 Sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatların olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ( davalı … poliçe teminatı ile sormul olmak kaydıyla ) davacılardan … ve … için 70.000 TL’şer, … için 30.000 TL manevi tazminatların TBK 56/1 maddesi gereği olay tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sürücü ve malikten müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacılardan …’ın yaralanması sebebiyle annesi … ve babası … için TBK 56/2 maddesi gereği 20.000 TL ‘şer manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sürücü ve işletenden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı ….vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde;… Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı … Plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde … poliçe no ile 22/09/2009 -22/09/2010 tarihleri arasında geçerli Trafik kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkil şirket tarafından sigortalı ve kazaya karışan … plakalı araca ilişkin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi düzenlenmiş olması poliçede yer alan teminat tutarının müvekkil şirket tarafından doğrudan davacılara ödeneceği anlamını taşımadığını, öncelikle davacılar tarafından müvekkil şirket sigortalısı … plaka araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, trafik kazası tespit tutanağında müvekkil şirket nezdinde sigortalı aracın sürücüsü … tarafından kendisine Yeşil ışık yanarken geçtiği ifade edildiğini, dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen maluliyetleri ve maluliyetin dava konusu kaza ile irtibatı belirlenmesi gerektiğini, davacıların dava tarihinden önce müvekkil şirkete başvuruda bulunmadıklarını, ve dava konusu olay haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle müvekkil şirket faizden ancak dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceğini,davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin cevap dilekçesinde özetle; kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini talep ettiği, bundan sonra davalıların maluliyet oranını tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesine gönderilmesini, daha sonra da aktüer hesabı yapılması gerektiğini bildirerek, huzurda açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Davacı, 30/09/2013 tarihli oturumda, davaya sadece manevi tazminat açısından davalılar …Şti.ve … açısından devam ettiklerini, maddi tazminatlarını … Sigorta A.Ş’den aldıklarını, … Sigorta açısından açılan davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
… Sigorta açısından tefrik kararı verilmiş, ayrı bir esas üzerinden yargılamaya devam olunmuş, davacının feragati sebebiyle … Sigorta açısından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 07/12/2015 tarihli 2014/408 Esas 2015/834 Karar sayılı kararı ile “Davanın kısmen kabulüne, Davacı … için 20.000-TL. … için 20.000-TL. … için 10.000-TL … için 5.000-TL olmak üzere toplam 55.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara ödenmesine” dair karar verilmiş, davalı… vekilinin mahkememize sunmuş olduğu temyiz dilekçesi doğrultusunda mahkememiz dosyasının Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 09/12/2020 tarihli 2020/1032 Esas 2020/4268 Karar sayılı ilamı ile “1)Mahkemece de kabul edildiği üzere davacıların maddi tazminat talepleri yargılama sırasında davalı … tarafından karşılanmıştır. Hal böyleyken, davacıların maddi tazminat talepleri yönünden talebin konusuz kaldığı belirtilerek bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmamış olması, 2) Kazanın oluş şekline göre, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması gerekir, bu cümleden olarak Adli Tıp kurumundan tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için, rapor alınması gerekirken, rapor alınmadan hüküm kurulmuş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA,” şeklindeki kararı ile mahkememizin 07/12/2015 tarihli 2014/408 Esas 2015/834 Karar sayılı kararı bozulmakla dava mahkememizin 2021/199 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 09/12/2020 tarihli 2020/1032 Esas 2020/4268 Karar sayılı bozma ilamına mahkememizce uyulmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda; bozma ilamı kapsamında inceleme yapılmış ve kesinleşen hususlar ile kapsam dışı konular irdelenmemiştir.
Dosya kapsamından, 19.06.2010 günü saat 07.05 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüs ile … yönüne doğru …Caddesi üzerinde seyir halinde iken olay mahalli ışık kontrollü kavşağa geldiğinde idaresindeki aracın ön kısımlarıyla, sağ tarafından kavşağa giriş yapan davacı sürücü … idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sol yan kısımlarına çarpması neticesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Bozma ilamı doğrultusunda, mahkememizce 13/10/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca, meydana gelen trafik kazasındaki kusur durumunun oransal olarak tespiti konusunda dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, ATK Trafik İhtisas Kurulu tarafından ibraz edilen 25/10/2021 tarihli raporunda özetle; ” Trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde; olayın meskun mahalde gerçekleştiği, kaza mahalli yolun bölünmüş, asfalt kaplamalı, düz ve eğimsiz, kuru zeminli, cadde sınıfından yol olduğu, kaza mahallinde ışık kontrollü dört yönlü kavşağın bulunduğu, kaza saatinde vaktin gündüz, havanın açık olduğunun belirtildiği, kaza tespit tutanağında bulunan olay yeri basit krokisi tetkik edildiğinde; çarpışma noktasının ışık kontrollü kavşak mahalli içerisinde işaretlendiği, kaza mahalli yol üzerinde … plaka sayılı otobüse ait 3 metre fren izini bulunduğu, çarpışma sonrasında … plaka sayılı otomobilin 28 metre savrularak son konumunu aldığının görüldüğü, davalı sürücü … duruşma tutanağındaki ifadesinde;”… Ben olay tarihinde idaremde bulunan Servis otobüsü ile ….Caddesi üzerinden … yönüne doğru seyir halinde idim. … Sokak kavşağına geldiğimde bana yeşil ışık yanıyordu. Bu nedenle yoluma devam ettim. Kavşağa girdiğim sırada kırmızı ışıkta geçiş yapan şikayetçiye ait araçla çarpıştık olayda bir kusurum yoktur…” şeklinde beyanda bulunduğu, davacı sürücü … duruşma tutanağındaki ifadesinde;”… Olay tarihinde sevk ve idaremde bulunan araç ile … yönüne doğru seyir halinde idim. Araçta yolcu olarak komşum …’da vardı, olay yerine geldiğimde kırmızı ışık yandığı için durdum. Yeşil ışık yandığında hareket ettiğim sırada çarpışma oldu. Hızlı bir şekilde gelen sanık aracımın sol kapılarına çarptı olayda yaralandım. Kırmızı ışıkta geçerek olaya sebebiyet veren sanıktan şikayetçiyim…” şeklinde beyanda bulunduğu, Tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, cevaplar, tüm ifadeler, kaza tespit tutanağı ve ekli olay yeri krokisi, 05.12.2011 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup, mevcut taraf ifadeleri arasındaki çelişkili beyanlar dikkate alındığında hangi sürücünün kırmızı ışık ihlali yaptığı konusunda mevcut verilerden kesin bir kanaate varılamamış olup bu hususun takdiri sayın mahkemenize bırakılarak aşağıdaki şekilde alternatifli kusur dağılımına gidildiği, 1. Durumda, kırmızı ışığın varlığını dikkate alarak ilk geçiş hakkını sağ tarafından yeşil ışıkta kavşağa giriş yapan davacı sürücü idaresindeki araca vermesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmediği anlaşılmış olup, seyir yönüne yanmakta olan kırmızı ışığın varlığına rağmen kontrolsüzce kavşağa giriş yaparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği olayda; kusurlu olduğu, davacı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir yönüne yanmakta olan yeşil ışıkta kavşağa giriş yaptığı esnada sol tarafından kırmızı ışık ihlali yaparak kontrolsüzce kavşağa giriş yapan davalı sürücü idaresindeki aracın sadmesine maruz kaldığı anlaşılmakla meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, 2.Durumda: Davacı sürücü …’ nun kırmızı ışık ihlali yaptığı durumda; Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otobüs ile meskun mahalde her ne kadar seyir yönüne hitaben yeşil ışık yanmış olsa da mevcut hızını azaltıp kontrollü ve etkin tedbir alacağı şekilde kavşağa yaklaşması gerekirken anılan bu hususlara riayet etmediği anlaşılmış olup, yeşil ışıkta kavşağa giriş yaptığı sırada, sağından kırmızı ışık ihlali yaparak kavşağa giriş yapan davalı sürücü idaresindeki araca karşı almış olduğu tedbirde yetersiz kaldığı anlaşılmakla meydana gelen olayda; kusurlu olduğu, Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir yönüne hitaben yanmakta olan kırmızı ışığın varlığını dikkate alarak ilk geçiş hakkını sol tarafından yeşil ışıkta kavşağa giriş yapan davalı sürücü idaresindeki araca vermesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmediği anlaşılmış olup, seyir yönüne yanmakta olan kırmızı ışığın varlığına rağmen kontrolsüzce kavşağa giriş yaparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği olayda; kusurlu olduğu, Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; 1.Durumun kabulü halinde; A) Davalı sürücü …” ün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, B) Davacı sürücü …’ nun kusursuz olduğu, 2.Durumun kabulü halinde; A) Davalı sürücü …’ ün %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, B) Davacı sürücü …’ nun %85 (yüzde seksen beş) oranında olduğu” sonuç ve kanaatine bildirilmiştir. Somut olayda; kazaya karışan her iki sürücü de, olay sırasında, kendisinin seyrettiği yöne yeşil ışık yanmakta olduğunu ileri sürmektedir. İhtilaf bu husustan kaynaklanmaktadır. Adli Tıp Kurumu tarafından seçenekli görüş bildirildiğinden Mahkememizce 11/01/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları sundukları deliller, ceza dosyası ve dosya incelenerek meydana gelen kazanın oluş şeklinin tespiti kusur durumunun nihai olarak oransal olarak belirlenmesi konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Karayolları Fen Heyetinden …, … ve … tarafından ibraz edilen 08/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;” Dava konusu kazaya karışan her iki sürücü de, olay sırasında, kendisinin seyrettiği yöne yeşil ışık yanmakta olduğunu ileri sürmektedir. Oysa, birbirine dik yöndeki iki trafik akımına, aynı anda yeşil ışık yanması, kavşaktaki trafik güvenliğini arttırmayı amaçlayan sinyalizasyon tekniği açısından imkansızdır. Mevcut bilgi ve ifadelerin değerlendirilmesi sonunda, olay sırasında, trafik ışıkları ile kontrollu (sinyalize) kavşakta, davalı sürücünün ve davacı sürücünün seyrettikleri yönlere hangi trafik ışıklarının yandığı, dolayısıyla, davalı sürücünün mü kırmızı ışıkta kavşağa girerek ışık ihlalinde bulunduğu, yoksa davacı sürücünün mü kırmızı ışıkta seyrederek ışık ihlalinde bulunduğu konusunda kesin kanaate varmanın ve tarafların olaydaki kusur durumlarının tespitinin mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda, takdiri Yüksek Mahkemeye ait olmak üzere, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, tehlikelerin eşit olmadığı kesin olarak ortaya konamayacağı için, tehlikeler eşit kabul edilerek, kusurun ilke olarak, yarı yarıya paylaştırılmasının uygun olacağı, dolayısıyla, dava konusu olayda, davalı sürücü …’ün ve davacı sürücü …’nun hatalı davranışlarının, eşdeğer derecede, eşit oranda, % 50’şer oranında etkili bulunduğunun kabul edilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda, heyetimizce, I- Davalı şirket adına kayıtlı, davalı … şirketine Trafik sigortalı, 06-C-5319 plaka numaralı servis otobüsünün sürücüsü, davalı …’ün hatalı sevk ve idaresinin, % 50 (yüzde elli) oranında etkili olduğunun, II- 06-GN-358 plaka numaralı otomobilin sürücüsü, davacı …’nun hatalı sevk ve idaresinin de, % 50 (yüzde elli) oranında etkili bulunduğunun, kabul edilmesinin uygun olacağı” sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin yapılan yargılamanın yapıldığı … 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyasında; 1 numaralı celsede dinlenen tanık …’ın olay yerine geldiğinde …’nun kırmızı ışıkta durduğunu, yeşil ışık yanması üzerine hareket ettiğini, kavşağa girdiğinde çarpışmanın meydana geldiği, sanığın hızlı bir şekilde kavşağa girdiğini, katılan …’nun kesinlikle yeşil ışıkta hareket ettiğini beyan ettiği, aynı celsede kazanın meydana geldiği … Caddesi ile …Sokak kavşağında meydana gelen trafik kazası sebebiyle 15/06/2010 günü saat 07:30 sıralarına ait Mobese kayıtlarının celbi için müzekkere yazıldığı, … Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen cevapta suç yerine ilişkin görüntü kaydının bulunmadığının bildirildiğinin 2 numaralı celsede duruşma tutanağına geçirildiği, …’ün kusurlu olduğu, …’nun kusursuz olduğu belirtilen 05/12/2011 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, sanık …’ün sevk ve idaresindeki araçla seyir halindeyken katılanın kullanımında bulunan araca çarparak tamamen kusurlu eylemiyle katılanın yaralanmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın … tarafından itiraz edilmeksizin 09/03/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarına itirazlarında davalı taraf, olaya ilişkin kamera görüntülerinin celbini talep etmişse de olaya ilişkin Mobese kaydının bulunmadığı ceza dosyası içeriğinden anlaşıldığından bu hususta yeniden müzekkere yazılmamıştır. (Ceza dosyası 2 numaralı celse duruşma tutanağı)
Kusur yönünden mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; … 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin …E. …K. Sayılı ilamında kırmızı ışıkta geçen tarafın davalı … olduğu kabulüyle mahkumiyet kararı verildiği, bu kabulün maddi olgu açısından mahkememizi bağladığı, ayrıca davalı … tarafından karara da itiraz edilmediği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla Adli Tıp Kurumu’nun belirttiği 1. durum doğrultusunda kazanın meydana geldiği, kırmızı ışığın varlığını dikkate alarak ilk geçiş hakkını sağ tarafından yeşil ışıkta kavşağa giriş yapan davacı sürücü idaresindeki araca vermesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmeyip, seyir yönüne yanmakta olan kırmızı ışığın varlığına rağmen kontrolsüzce kavşağa giriş yaparak kazanın oluşumuna sebebiyet veren davalı sürücü …” ün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir yönüne yanmakta olan yeşil ışıkta kavşağa giriş yaptığı esnada sol tarafından kırmızı ışık ihlali yaparak kontrolsüzce kavşağa giriş yapan davalı sürücü idaresindeki aracın sadmesine maruz kaldığı anlaşılmakla meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Hukukumuzda trafik kazasından kaynaklanan zararların ve sorumlulukların kapsamı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bu kanuna uygun olarak çıkarılan ZMMS Genel Şartları’ında düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu m.85’de belirtildiği üzere; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Somut olayda; … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olması nedeniyle anılan hükümler uyarınca davacıların uğradığı maddi ve manevi zararları davalı sürücü …’ün ve işleten davalı…’in gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır.
Yargılama sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporlarda; davacı …’ın, kaza nedeniyle maluliyet durumunun fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiği ve sürekli maluliyetinin bulunmadığı, davacı …’ın kaza nedeniyle %3,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin 4 ay olduğu, davacı …’nun kaza nedeniyle %15 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin 1 ay olduğu tespit edilmiştir.
Manevi tazminat açısından yapılan değerlendirmede; TBK m.56’da; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği ve ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, tanık beyanları, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıların yaralanmaları ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ve usuli kazanılmış haklar kapsamında davacıların önceki kararı temyiz etmediği değerlendirilerek; davacı …’nun kaza nedeniyle %15 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin 1 ay olduğu dikkate alınarak lehine 20.000,00 TL, davacı …’ın(…) kaza nedeniyle %3,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve iyileşme süresinin 4 ay olduğu, kaza nedeniyle manevi zararının yüksek olduğunun tanık beyanlarından anlaşıldığı dikkate alınarak lehine 20.000,00 TL, davacı …’ın kalıcı maluliyetinin bulunmadığı ancak kaza nedeniyle yaralandığı dikkate alınarak lehine 5.000,00 TL kendisi için, ayrıca kızı …’ın kaza nedeniyle kalıcı ağır bedensel zarara uğraması nedeniyle 5.000,00 TL olmak üzere lehine toplam 10.000,00 TL, davacı …’ın kızı …’ın kaza nedeniyle kalıcı ağır bedensel zarara uğraması nedeniyle lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Fazlaya ilişkin istemler reddedilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; bozma ilamı doğrultusunda usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davacılar …, …(…) ve …’ın maddi tazminat istemleri hakkında konusuz kalan talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat açısından; Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, Davacı …’nun talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı …(…)’ın talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı …’ın talebinin KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar…Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı …’ın talebinin KISMEN KABULÜ ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacılar …, …(…) ve …’ın maddi tazminat istemleri hakkında konusuz kalan talepler hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat açısından;
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla
-Davacı …’nun talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı …(…)’ın talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı …’ın talebinin KISMEN KABULÜ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davacı …’ın talebinin KISMEN KABULÜ ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.757,05 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 626,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.130,35 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 626,70 peşin harç ile 21,15 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 647,85 TL harcın davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5.678,43 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.487,21 TL’nin davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 73,81 TL’nin davacıdan alınarak davalı… Ltd Şti verilmesine, bakiye kısmın bu davalı üzerine bırakılmasına,
-Manevi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
-Manevi tazminat yönünden; davalı… Ltd Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
-Manevi tazminat yönünden; davacı … (…) kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
-Manevi tazminat yönünden; davalı… Ltd Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı … (…)’dan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
-Manevi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
-Manevi tazminat yönünden; davalı… Ltd Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
-Manevi tazminat yönünden; davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar… Ltd Şti ve …’den müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
-Manevi tazminat yönünden; davalı… Ltd Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ileYargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.