Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2021/724 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/16 Esas
KARAR NO : 2021/724

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın … Şubesi ile davalı kredi lehtarı (asıl borçlu) … şahıs firması arasında Kredi Sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşmeyi diğer davalının da müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, anılan sözleşmeye istinaden … teminatlı taksitli kredi kullandırıldığını, verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle Genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden … 6.Noterliğinin… tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, ihtarla verilen süre içinde 196.486,47 TL nakdi borcun ödenmemesi üzerine, bu kez … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun takip ve tüm ferilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, … A.Ş. tarafından 11.09.2020 tarihinde 120.553,87 TL ödeme yapıldığını, müvekkil ek kefalet protokolünün 4.2.3 bendi uyarınca takibe aynen devam etme hak ve yetkisinin bulunduğunu, sözleşmenin 11/b maddesi ile temerrüt hükmünün düzenlendiğini, yine 13.2 maddesine göre müvekkil banka kayıtlarının HMK 193 maddesi uyarınca delil olacağı ve sözleşmenin 10.9 maddesi altında kefilin sorumluluklarının düzenlediğini, müvekkil bankanın toplam 161.731,50 TL nakdi alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkil söz konusu icra dosyasına yapmış olduğu itirazın dayanaksız olmadığını, davacının 24/02/2020 tarihinde hesapların kat edildiğine ilişkin ihtarname gönderdiğini ve alacağının muaccel hale geldiğini beyan ettiğini ancak dosyada ihtarnamenin arka yüzündeki tebliğ şerhi kısmında tebligatların iade edildiğinin ve tebliğ edilemediğinin görüldüğünü, dosyaya sunulan ihtarnamede borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içerisinde ödenmemesi halinde muaccel olacağının beyan edildiği, dosya kapsamında borcun muaccel olduğunu ispatlar nitelikte bir evrakın bulunmadığını, müvekkili … davalı bankaya karşı edimlerini uzun süre aksatmadan yerine getirdiğini, bankaya müvekkilin işlerinin kötü gittiği bir dönemde birkaç ödemeyi ödeyememesi nedeniyle tek taraflı fesih hakkı tanıyan sözleşme hükmü hakkaniyete aykırı olduğunu, bu durumu düzenleyen bir mevzuatın bulunmadığını ve bankaların kredi verirken eşitler arası bir sözleşme imzalandığını bildirerek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacının 156.482,94 TL asıl alacak, 4.480,04 TL temerrüt faizi, 224,00 TL gider vergisi, 544,52 TL masraf olmak üzere toplam 161.731,50 TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce, 26/05/2021 tarihli ara karar uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, banka kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Bankacı … tarafından ibraz edilen 12/07/2021 tarihli raporda; “Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı (asıl borçlu) … şahıs firması (KOBİ Kategorisinde) arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 300.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 156.482,94 TL’sının kefalet limitlerinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin kefalet limitiyle sınırlı olarak (Çünkü, kefil takip tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş oldukları için) borçtan müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin düşünülebilineceği, Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacakları: Davalı kredi lehtarı asıl borçlunun sorumluluğu yönünden 156.482,94 TL talep edilen, 4.480,04 TL işlemiş faiz, 224,00 TL BSMV, 544,52 TL masraf olmak üzere toplam talebin 161.731,50 TL olduğu, talep edilmesi gereken miktarın 156.482,94 TL, 1.996,57 TL işlemiş faiz, 99,83 TL BSMV, 544,52 TL masraf olmak üzere toplam 159.123,86 TL olduğu, fazlaya ilişkin 2.607,64 TL’nin 161.731,50-159.123,86) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren %24,024 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi BSMV ile birlikte istenilebileceği, davalı kefilin sorumluluğu yönünden 156.482,94 TL talep edilen, 4.480,04 TL işlemiş faiz, 224,00 TL BSMV, 544,52 TL masraf olmak üzere toplam talebin 161.731,50 TL olduğu, talep edilmesi gereken miktarın 156.482,94 TL, 1.663,78 TL işlemiş faiz, 83,16 TL BSMV, 544,52 TL masraf olmak üzere toplam 158.773,43 TL olduğu, fazlaya ilişkin 2.957,07 TL’nin (161.731,50-158.774 43-) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 156.482,94 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %24,024 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, … Mevzuatı Bakımından Takip Edilmesi Gereken Süreç Yönünden … A.Ş. dava tarihi 11.01.2021’den önce olmak üzere 11.09.2020 tarihinde davacı bankaya 120.553,87 TL tutarında tazminat ödemesi yapmıştır. Davacı banka kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalıdan tahsil edilmesinde sözleşmesel! olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen bedel bakımından takibe devam etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir başka deyişle davacı banka, … A.Ş. İle imzalanan kefalet protokolü ve Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında yukarıda takip tarihi itibariyle hesaplanan alacak kalemleri üzerinden icra takibine aynen devam edilebilineceğinin düşünüldüğü, Çünkü, bahse konu ödeme davalılar tarafından yapılmamıştır. İşte bu bakımdan gerek davacı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen Ek Kefalet protokolü ve gerekse de Bakanlar Kurulu Kararına atfen sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takibe aynen devam edilebileceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Uyuşmazlık, kredi ilişkisi kapsamında davalıların borçlu olup olmadığı ve kefilin kefaletinin geçerli olup olmadığı noktalarına ilişkindir.
Davacı ile davalı … arasında 23/01/2019 tarihinde 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı …’in 300.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı görülmüştür. Genel kredi sözleşmesinin 13.2 maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda bankanın ticari defter ve kayıtlarının HMK m.193 kapsamında kesin delil olarak kabul edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Genel kredi sözleşmesindeki delil sözleşmesinin HMK m.193 hükmüne uygun olarak yapıldığı tespit edilmiştir. Davalının genel kredi sözleşmesinde bulunan kefalet taahhüdünün incelenmesinde; kefalette bulunan davalının el yazısıyla kefalet miktarını, türünü ve kefalet tarihini yazmış olduğu, davalının ıslak imzasının bulunduğu görülmekle kefaletlerin şekil şartlarına haiz olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında HMK m.193 uyarınca münhasır delil sözleşmesi yapılmış olduğundan, dava konusu uyuşmazlığın davacı bankanın defter ve kayıtları uyarınca değerlendirilerek çözümlenmesi zorunludur. Bu doğrultuda taraflar arasındaki kredi ilişkisi kapsamında davacı tarafın alacaklı olup olmadığının tespiti için bankanın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yukarıda özeti yapılan bilirkişi raporunda; davacının toplam 159.123,86 TL alacağı bulunduğu, davalı kefil …’in 158.774,43 TL’lik kısmından ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, takip tarihinden itibaren 156.482,94 TL asıl alacağa yıllık %24,024 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ile davalı … arasında 23/01/2019 tarihinde 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı …’in 300.000,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, kefalet sözleşmelerinin geçerli olduğu, davacı bankanın kayıtları uyarınca alacaklı olduğu, … 6. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle hesabın kat edildiği, ihtarnamenin davalılara tebliğ edilemediği, tebligatların 26.02.2020 tarihinde bila ikmal iade edildiği, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 13.2 maddesi ve İİK m.68/B maddesi uyarınca davalı …’e ihtarnamenin tebliğ edilmiş sayıldığı, davalı …’in ihtarname ile tanınan bir günlük sürenin sonunda 28/02/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, diğer davalı …’in aleyhine temerrüt faizi işletilebilmesi TTK m.7 uyarınca ihtarla temerrüde düşürülmesi gerektiği, İİK m.68/B hükmünün ve taraflar arasındaki sözleşmenin 13.2 maddesinin davalı kefil açısından uygulanamayacağı, dolayısıyla davalı kefilin takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, sözleşmenin 11. maddesinde temerrüt halinde bankanın TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihi itibariyle en yüksek olan kredi faiz oranına, bu oranın %30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizinin uygulanabileceğinin kararlaştırıldığı, bankanın TCMB’ye bildirdiği en yüksek kredi faiz oranının %36 olduğu, ancak sözleşme aşamasında oran olarak belirlenmemiş ve davacının inisiyatifine bırakılmış bu hükmün uygulanmasının mümkün olmadığı, Yargıtay 19. HD’nin istikrar kazanmış içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.05.2019 tarih 2017/19-1650 E. 507 K. Sayılı ilamına göre bu durumda temerrüt faiz oranının hesabında uygulanan akdi faizin dikkate alınması gerektiği, davacı tarafından ticari krediye uygulanan faiz oranının %18,48 olduğu anlaşıldığından bu orana yüzde otuz ilave edildiğinde uygulanması gereken temerrüt faiz oranının %24,024 olduğu, davacı vekili tarafından kefilin temerrüt tarihinin hatalı tespit edildiği ve sözleşme uyarınca %46,80 temerrüt faizi uygulanması gerektiği bildirilerek bilirkişi raporuna yapılan itirazların yerinde olmadığı, davalıların bilirkişi tarafından tespit edilen asıl alacak ve ferilerden sorumlu olduğu, davalılar tarafından borcun ödendiğine veya ödenmemesi gerektiğine dair yazılı bir delil sunulmadığı anlaşılmakla yukarıda özetlenen dosya kapsamındaki bilirkişi raporu hükme esas alınmış, açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 159.123,86 TL üzerinden devamına, (davalı kefil … açısından takibin 158.774,43 TL açısından devamına, kefilin bu miktardan sorumlu olmasına,) takip tarihinden itibaren 156.482,94 TL asıl alacağa yıllık %24,024 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, (davalı … açısından sorumlu olduğu miktar üzerinden hesaplanacak bedelden sorumlu olması kaydıyla,) fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 159.123,86 TL üzerinden devamına, (davalı kefil … açısından takibin 158.774,43 TL açısından devamına, kefilin bu miktardan sorumlu olmasına,) takip tarihinden itibaren 156.482,94 TL asıl alacağa yıllık %24,024 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 31.824,77 TL %20 icra inkar tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, (davalı … açısından 31.754,88 TL’den sorumlu olması kaydıyla,)
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 10.869,75 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 1.956,04 TL peşin harç ve 805,93 TL icra veznesine yatan harç olmak üzere toplam 2.761,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.107,78 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı … açısından 8.083,91 TL’den sorumlu olması kaydıyla,)
4-Davacı tarafından yatırılan 2.761,97 TL peşin harç ile 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.821,27 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 912,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 897,78 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı … açısından 895,81 TL’den sorumlu olması kaydıyla,)
6-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 19.066,77 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı … açısından 19.033,57 TL’den sorumlu olması kaydıyla,)
8-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.957,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, (davalı kredi borçlusuna … açısından bakiye 2.607,64 TL’ye kadar olmak kaydıyla)
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 21,29 TL’nin davacıdan, 1.298,71 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (davalı … açısından 1.295,86 TL’den sorumlu olması kaydıyla,)
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸