Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/148 E. 2022/607 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/148 Esas
KARAR NO : 2022/607

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2022

Mahkememizdeki İtirazın İptali davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hava taşıma hizmeti veren bir şirket olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete taşıma hizmeti verildiğini, bu kapsamda oluşan cari hesap alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla … 28. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından alacağın kaynağı belirtilmediğini, davacı tamir için yurtdışına gönderdiği teknik bir ürünün geçici ihracat ithalat rejimi yerine davacının hatası ile sehven kati ithalatı rejimi uygulaması sebebiyle İngiltere de doğan verginin haksız yere müvekkilinden tahsiline ilişkin olduğunu, kayıtlara geçici ithalat değilde standart ithalat olarak girildiğinden kaynaklandığını, müvekkilinin olayda bir kusurunun bulunmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 28. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı hakkında toplam 87.564,67 TL toplam alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir ile Gümrük Müşaviri bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 09/08/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle;
Husumete konu Faturalar : Dava dosyasında, davacının icra takibine konu ettiği; 05.05.2020 Tarihli, … nolu 82.210,59 TL. tutarında e-arşiv fatura ile 25.09.2020 Tarihli, … nolu 303,72 TL. tutarında e-arşiv faturanın bulunduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca davalının incelemede tarafımıza sunduğu, husumete konu faturayı kabul etmeyip, karşılığında 08.05.2020 tarihli … nolu 82.210,59 TL. tutarındaki e-arşiv iade faturasını düzenlediği; Davalının e-arşiv fatura olarak düzenlediği iade faturasını, davacıya 08.05.2020 tarihinde e-mail yolu ile (… ve davacının 8 farklı mail adresine) gönderdği tespit edilmiştir. Ba-Bs Formları : Davacının mükellefi olduğu “Büyük Mükellefer Vergi Dairesi” tarafından 08.03.2021 tarihinde dava dosyasına sunduğu 2020/05 dönemine ait BS Formu incelendiğinde davacının davalıya tanzim ettiği, 05.05.2020 Tarihli, … nolu 82.210,59 TL. tutarında e-arşiv faturayı 2020/05 döneminde beyan ettiği, davalının tanzim ettiği iade faturasının davacının BA beyanında olmadığı, Davalının, inceleme sırasında tarafımıza sunduğu 2020/05 BA ve BS formu incelendiğinde, husumete konu edilen 05.05.2020 Tarihli, … nolu 82.210,59 TL. tutarında e-arşiv faturayı 2020/05 BA beyanı ile beyan edildiği akabinde kesilen iade faturasını 2020/05 BS beyanı ile beyan ettiği tespit edilmiştir. EK 3
… 26.Noterliği … Tarih-… Yevmiye Nolu İhtarname (Davacı) : Davacı tarafından, davalının 82.210,59 TL. vadesi geçtiği halde ödenmediği, ihtarnamenin tebellüğ tarihinden itibarren 3 iş günü içerisinde ödenmesi ihtar edilmiştir. İhtarname işyerinde daimi çalışana 28.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.
TİCARİ İLİŞKİ ve İFA SÜRECİ DEĞERLENDİRMESİ :
GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ ( HARİÇTE İŞLEME GEÇİCİ İHRACAT ) ( SERİ No:1)
Tamir amaçlı hariçte işleme
MADDE 3 – (1) Gümrük Kanununun 142, 143 ve 144 üncü maddeleri kapsamında, Türkiye Gümrük Bölgesi dışında tamir ettirilmek istenen eşyaya ilişkin hariçte işleme izni, ilgili gümrük idaresi tarafından verilir. Gümrük idaresi tarafından onaylanan beyanname hariçte işleme izni hükmündedir. Ayrıca izin belgesi düzenlenmez. Gümrük idaresince eşyanın ihracat rejimi hükümlerine göre işlemleri yapılarak beyannamenin 44 numaralı kutusuna; işleme faaliyetinin mahiyeti, eşyanın marka, seri numarası, model yılı gibi ayırt edici özellikleri ile özel işaretleri kaydedilmek suretiyle, eşyanın ayniyet tespiti Gümrük Yönetmeliğinin 398 inci maddesi çerçevesinde yapılır
Tamir amaçlı hariçte işleme Seri No:1 tebliği kapsamında dosyada mevcut bulunan: …Kargo Gümrük Müdürlüğünden tescil işlemi gören ve onaylanan … tarihli, … sayılı geçici çıkış ( tamir amaçlı ) çıkış beyannamesinin Bilirkişi Heyeti olarak detaylı ve titiz incelenmesi sonucunda;
Gönderici Firma : … A.Ş.
Alıcı firma : …
Taşıyıcı Firma : …TİC. A.Ş.
FOB : … Teslim.
Kıymeti : 52.000,00EUR 1EUR – 6.4355tl
Aracı Banka : Yok BEDELSİZ
Rejim kodu : 2100 Geçici İhracat ( hariçte İşleme Rejimi. Tamir amaçlı geri gelecek eşya. Olarak beyan edilmiştir ( beyannamenin 44.lu kutuda beyan edilmiştir.
Beyanname ekinde beyan edilen ve … A.Ş. Fırma tarafından … ki firmaya kesilen fatura kıymeti 52.000,00EUR kıymetinde …, …( Gümrük için değerdir, tamir amaçlı çıkıştır. Tamirden sonra geri gelecektir.)
Bu durum muvacehesinde İhraç beyannamesi ve ekinde bulunan faturalarda herhangi problem bulunmadığı görülmektedir.
Yurtdışında ki, firmaya geçici olarak tamir amaçlı olarak gönderilen söz konusu eşya … LTD. firması adına tamir amaçlı gönderilen ithalatçı firması adına almış olduğu yetkiye istinaden … A.Ş tarafından sehvende olsa ithalat yapma yetkisi bulunmaktadır. Dosya ekinde bulunan … tarafından bilgi yazısında:
“Yurtdışından ( Türkiyeden geçici ihraç ( tamir amacıyla ) gönderilen eşya Fiziksel ağırlığı 199Kg ve fatura değeri 52.000EUR olarak belirtilmiştir.”
Sehven … A.Ş firmasınca ithalatı yapılan söz konusu eşya İngilteredeki … A.Ş firmasına 13. 01.2020 tarihinde … ki alıcı firmasına … imzası ile teslim edilmiştir. Bu durum muvacehesinde … A.Ş sahibi bulunan eşyaya neden tekrar 52.000 EUR deperinde ki eşyaya ödeme yapsın. Ticaret Hukukuna göre Etik olmayan bir ödemedir. … A.Ş firması, adına ithal ettiği … A.Ş firmasına fatura edilmesi gerekmektedir. … firması yetkilisi … tarafından İngilterede ki ithalatçı firmaya fatura edilmesi gerekmektedşr. … tarafından geçici çıkış yapılan ve kendi ürününe neden mükerrer para ödesin. Uluslararası Ticari teammüllere aykırı bulunmaktadır.
… A.Ş Lojistik firması ile … firması arasından yaplan sözleşmeden dolayı, Türkiyeden İngiltereye gidiş, İngiltereden Türkiye ye geliş navlun ğcreti ödenmesi gereken bir mablağ var ise, Türkiyeden … gidiş navlun ücreti talep edilebilir.
TEMERRÜT : Davacının, davalıyı 28.09.2020 tarihinde davalının çalışanına tebliğ edilen ihtarname ile temerrüte düşürdüğü, ihtarname ile 3 iş günü ödeme süresi verdiğinden;
Davalının 01.10.2020 Tarihi itibariyle temerrüte düşütüğü tespit edilmiştir.
28.09.2020 + 3 İş günü = 01.10.2020
ANA PARA ALACAĞI VE TEMERRÜT FAİZİ TESPİTİ : Tarafımızca davacının, davaya konu ettiği tutarları davalıdan talep edemeyeceğine ilişkin tespit yapmış olmamızla birlikte, yargıda hedef süre dikkate alınarak, raporun ek rapora gelmemesi amacıyla tespit ve kanaatimizin aksi davacı tarafından ispat edilmesi halinde, davacının;
01.10.2020 Temerrüt Tarihi ile 15.10.2020 İcra Takip Tarihine Kadar Davalıdan;
Ana Para ; 82.514,31 TL.
Temerrüt Faizi ; Yıllık % (13,75) Oranı ile 14 Gün için 435,18 TL.
Toplam ; 82.949,49 TL. talep edebileceği tespit edilmiştir.
Mahkemenin, davacı lehine karar vermesi durumunda; davacının, icra takibi ile talep ettiği ana para talebinin yerinde olduğu, işlemiş faiz talebinin ise “icra takibinden önce borcun muaccel olduğuna ilişkin belge bulunmadığından” yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
DEĞERLENDİRME : Mahkemenin huzurunda görülen uyuşmazlık Davacı … A.Ş. tarafından, “davalıya ait malzemenin … nakledilmesi”ne ilişkin verdiği hizmet bedeli olarak tanzim ettiği 05.05.2020 tarihli … nolu 82.210,59-TL tutarında e-arşiv fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı … A.Ş. Şti’ne …28.İcra Müd… E sayılı icra takibi yaptığı, davalı borçlunun borca itiraz etmesi ile davacının açtığı “İtirazın İptali” davası olduğu,
Dava dosyasına gümrük belgeleri, yazışmalar incelendiğinde davalının, husumete konu ürünü yasalara ve usule uyğun tamir amarçlı ve tamirden sonra geri geleceğini belirterek belgelerini hazırlamak suretiyle üzerine düşen görevi yerine getirmiş, İhraç beyannamesi ve ekinde bulunan faturalarda herhangi problem bulunmadığı, Sehven … A.Ş firmasınca ithalatı yapılan söz konusu eşya İngilteredeki … A.Ş firmasına 13.01.2020 tarihinde İngilterede ki alıcı firmasına … imzası ile teslim edildiği dikkate alındığında;
… A.Ş sahibi bulunduğu 52.000 EUR değerinde ki eşyaya tekrar ödeme yapmasının hayatın doğal akışına uygun olmadığı,
Tarafların katıldığı arabuluculuk görüşmelerinde; anlaşma sağlanamadığı,
Davacı … A.Ş’nin incelenen defter, belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu,
Davalı … A.Ş’nin incelenen defter, belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu,
Husumete konu edilen fatura;
Davacı tarafından 2020/05 döneminde BS beyanı ile beyan edildiği, davalının tanzim ettiği iade faturasının davacının 2020/05 BA beyanında bulunmadığı,
Davacı tarafından ise 2020/05 döneminde BA beyanı ile beyan edildiği akabinde iade faturası düzenlendiği ve 2020/05 BS beyanı ile beyan edildiği,
İcra takibine … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile 15.10.2020 tarihinde başlanmı, yetkisizlik sonucunda, … 28.İcra Müdürlüğü … E. dosya numaralı icra dosyası icra takibinin yapıldığı,
Hizmete ilişkin tarafların yazışmaları varlığı dikkate alındığında, TTK. 18. Madde ile 23.Maddeye ayıplı olduğuna ilişkin ihbarın yapıldığı,
Ticari defter kayıtları Sayın Mahkemenizin tarafımı görevlendirilen kararında da açık bir biçimde belirtildiği üzere, dayanakları ile birlikte dikkate alınmalıdır. İncelememizde davalının, davacının düzenlediği faturayı kabul etmeyip, karşılığında 08.05.2020 tarihli … nolu 82.210,59 TL. tutarındaki e-arşiv fatura olarak iade faturası düzenlediği, faturanın davacıya 08.05.2020 tarihinde e-mail yolu ile ([email protected] ve davacının 8 farklı mail adreslerine) teslim edildiği, davalının husumete konu faturaya TTK. 21/2 Mad. göre itiraz ettiği,
Tarafımızca davacının, davaya konu ettiği tutarları davalıdan talep edemeyeceğine ilişkin tespit yapmış olmamızla birlikte, yargıda hedef süre dikkate alınarak, raporun ek rapora gelmemesi amacıyla tespit ve kanaatimizin aksi davacı tarafından ispat edilmesi halinde, davacının;
01.10.2020 Temerrüt Tarihi ile 15.10.2020 İcra Takip Tarihine Kadar Davalıdan;
Ana Para ; 82.514,31 TL.
Temerrüt Faizi ; Yıllık % (13,75) Oranı ile 14 Gün için 435,18 TL.
Toplam ; 82.949,49 TL. talep edebileceği
Mahkemenin, davacı lehine karar vermesi durumunda; davacının, icra takibi ile talep ettiği ana para talebinin yerinde olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 15/11/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi 1. ek raporunda özetle;
Taraflar arasında süre gelen bir taşıma işinin olduğu, işinin davacı tarafından ifa edildiği hususunda bir çekişme bulunmamaktadır. Davacının öncelikle talebinin konusunun taşıma hizmetinin yerine getirilmesinden bir alacak mı (navlun, depo v.s. ücretleri) yoksa gönderen (davalı şirket) yerine veya onun kusuru yüzünden ödediği bir meblağın tahsilini mi istediğini netleştirmesi gerekmektedir. Tarafımızdan dava huzurdaki davanın DHL tarafından yapılan taşıma hizmetine karşılık navlun ücretinin tahsiline ilişkin bir dava olmadığı, Türkiye’den hariçte işleme rejimi kapsamında tamir edildikten sonra geri getirilmek üzere geçici ihracatı yapılan emtianın, sehven daimî/sürekli ithalat rejimiyle İngiltere’ye sokulması nedeniyle davacı tarafından ödenen fazladan vergilerin davalıdan tahsiline ilişkin olduğu düşünülmektedir. Zira yukarıda inceleme kısmında ifade edildiği gibi davacı faturada herhangi bir şekilde navlun veya demuraj ücreti gibi kendisi tarafından sunulan bir hizmetten doğan bir ücretten söz etmemekte ve 10.677,81 Euro’nun 7,6992 TL olan kur üzerinden hesaplanan 82.210,59 TL tutarındaki bir meblağ talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin davalı tarafa gönderdiği faturaya 8 gün içinde itiraz edilmediğinden TTK m.22/2 gereği sekiz gün içinde itiraz etmediğinden içeriğini kabul etmiş sayılacağını ileri sürmesine rağmen, davalı şirket tarafından davacı tarafa gönderilen 08.05.2020 tarihli e-fatura incelendiğinde iade bedeli olarak 82.210,59 TL gösterildiği görülmektedir. Böylece davalı şirket davacı tarafından kendisine gönderilen 05.05.2020 tarihli faturaya TTK m.22/2 gereği sekiz gün içinde iade fatura düzenlemek suretiyle itirazda bulunduğundan ve aynı hüküm gereği aleyhine ispat karinesi oluşmasını önlemiş olmaktadır. Zira söz konusu hüküm gereğince kendisine gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz etmeyen tacir, faturanın olağan içeriğinden olan hususlar bakımından içeriği kabul etmiş sayılır, yani artık fatura içeriğinde yer alan ve olağan içerik olarak değerlendirilen hususların (mal/hizmet miktarı, birim fiyatı, toplam fiyat vb) aksini ispat külfeti kendi üzerine düşmektedir.
Sonuç olarak davalı taraf davacı tarafa gönderdiği 08.05.2020 tarihli iade bedelli fatura ile kendisine tebliğ edilen faturaya sekiz gün içinde itiraz ettiğinden dolayı faturanın, başlı başına delil olarak davalı aleyhine ispat kuvveti kalmamıştır.
Davacı vekili taraflar arasında kurulu cari hesap abonman sözleşmesine göre davalı tarafın kendisine gönderilen faturalar bakımından, fatura tarihinden itibaren 15 gün ödeme süresi olduğunu, 05.05.2020 tarihinden itibaren 15 gün sonra yani 20.05.2020 tarihinde davalının temerrüde düştüğünü, ayrıca temerrüt faizinin de aylık %3 ve/veya ticari faiz (hangisi yüksek olursa) olduğunu ileri sürmesine rağmen dava dosyasına söz konusu sözleşmeyi sunamamış görünmektedir.
Dolayısıyla huzurdaki davada davacı lehine davalı aleyhine bir alacak olduğuna kanaati hasıl olursa temerrüt tarihinin davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamenin davalıya 28.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, üç iş günü de ödeme süresi verildiğine göre davalının temerrüt tarihinin 01.10.2020 olduğunun ve temerrüt faizinin de bu tarihteki ticari (avans faizi) faiz oranı olduğunun kabul edilmesi gerektiği kanaati hasıl olmaktadır. Buna göre davacının davalıyı temerrüde düşürdüğü 01.10.2020 tarihinden icra takibinin başlatıldığı 15.10.2020 tarihine kadar 14 gün 3095 sayılı kanun gereği avans faiz oranına göre faiz isteme hakkı bulunmaktadır. Merkez Bankası verileri (31.10.2021))dikkate alındığında13.06.2020 ile 19.12.2020 tarihleri arasında avans faiz oranı % 10’dur. Ancak 3095 sayılı Kanunun 2/2. Maddesi gereği 31.12.2019 tarihinde geçerli olan 13,75 oranı bu tarihlerde gerçekleşen temerrüt bakımında uygulama alanı bulur.
Sonuç olarak davacı lehine bir alacak olduğu ve davalıdan bunu tahsile yetkili olduğu kanaati hasıl olursa davalının temerrüt tarihi 01.10.2020, temerrüt süresi icra takibinin yapıldığı 15.10.2020 tarihine kadar 14 ve temerrüt faiz oranı ise 13,75 olmaktadır. Buna göre faiz alacağı hesaplaması yapıldığında (82.949,49:100) x (13,75/365) x 14=437,473338 TL
Alıcı ülkedeki firma, aracı gümrük müşavirine, bu konu özelinde müvekkil şirket …’ye yetki verdiğini, bu sırada gönderinin geçici ithalat olmasını söylemesi gerektiğini ileri sürmesine rağmen yukarıdaki inceleme kısmında ifade edildiği gibi davacının elinde olan belgelerin -ki bunları İngiltere’deki acentesine sunduğundan kuşku duyulmaması gerekir. birçoğunda söz konusu ihracatın geçici ihracat rejimi kapsamında yapıldığı ifadelerini içermektedir.
İkinci olarak davacının kök rapora itirazlarını içeren dilekçesine eklediği ve neredeyse yarısı görünmeyen mail çıktısının sol üst köşesindeki çerçevenin en alt satırında …(geçici ihracat) ifadesinin “…” şeklinde kesilmiş olduğu hali ve en alt kutucukta ise “permanet” (sürekli) ifadesi bulunmaktadır. Aynı belgeden vergi kesintisinin 52.000,00 Euro üzerinden yapılacağı/yapıldığı da anlaşılmaktadır. Davacı taşıyıcının kendi kayıtlarından ve sunduğu belgelerden dahilde işleme rejimi ile giriş yapıldığı için teminat alındığı ve bunun iade edileceği değil tam aksine daimi ithalat olarak gümrüklemenin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Üçüncü olarak davacının dava dilekçesine eklediği konişmento (way bill) incelendiğinde “incoterm : …” ifadesi bulunmaktadır. Yani eşyanın varma yerinde alıcısına tesliminde … teslim kuralları geçerlidir. … Vergileri Ödenmiş Teslim) şeklinde satıcı (somut olayda davalı), gümrük vergilerini ödemek zorundadır. Alıcının ülkesinde yerel bir satıcıdan farksız şekilde malları devreder (teslim eder). Yani davacının itiraz dilekçesindeki ifadelerinin aksine ihracat ülkesindeki gümrük işlemlerine ve vergilerine karışmadığı gibi kendi ülkesindeki gümrük işlemleri ve vergilerine de karışmaz. Dolayısıyla taşıma süreci ve gümrük işlem ve masrafları bakımından alıcının herhangi bir yetkisi, görevi, müdahalesi veya sorumluluğu bulunamaz; bu bakımlardan tek yetkili ve sorumlu davalı taraf/gönderendir.
Dördüncü olarak eğer davacı vekilinin ifade ettiği gibi gönderilenin hatalı bir talimatı nedeniyle söz konusu masraf yapılmış olsaydı, davacının İngiltere’deki acentesi/şubesi bu masrafı yapmış olur ve …’deki gönderilenden tahsilat yapılması/talebin ona yöneltilmesi gerekirdi.
Beşinci olarak söz konusu iddia tamirat işleminin doğasına da aykırıdır. Eşyası tamir edilmesi gereken kişi gönderen/davalıdır. Tamir yapacak olan ise İngiltere’deki alıcıdır. İster imalatçı olsun tamir işini yapan, ister başka biri olsun müşterisinin eşyasının gümrükleme, taşıma vb. faaliyetleri ile ilgilenmez; ya eşyanın bulunduğu yerde tamiri yapar veya eşyanın kendi işyerine getirilmesini ister.
Yedinci olarak, davalı tarafın davacının İngiltere Şubesi ile yaptığı mail yazışmalarının çevirisi henüz dosyaya sunulmamakla birlikte ve yine sunduğu mail metni ve cevap dilekçesindeki metnin tam olarak örtüşmemesine rağmen en azından hatanın kendi işletme/risk alanlarında ortaya çıktığını kabul ettikleri anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak davacı tarafın söz konusu işlemi bir satış işlemi gibi alıcının gerekli talimatı vermemesi veya yanlış talimat vermesi nedeniyle eşyanın geçici ithalat rejimi yerine daimî ithalat rejimi altında varış ülkesi İngiltere’ye giriş yaptırıldığı yönündeki iddiasının hukuki delillerle desteklenmediği, söz konusu masrafın kendi işletme (risk) alanından ortaya çıkmasından dolayı sorumlusunun da kendisi olduğu kanaati oluşmaktadır.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 08/03/2022 tarihinde tanzim olunan bilirkişi 2. ek raporunda özetle; itirazlar yönünde yapılan değerlendirme neticesinde Kök ve 1. Ek raporda belirtilen görüş ve kanaatlerde bir değişiklik yapılmasının gerekli olmadığının değerlendirildiği; mahkemenin faiz hesaplaması yönünden belirlediği temerrüt tarihi ve alternatifli hesaplamaya ilişkin görevlendirme gereği yapılan hesaplamalar konusunda tekrardan kaçınmak amacıyla yukarıdaki metne atıf yapılmasının yerinde olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 01/09/2022 tarihinde tanzim olunan bilirkişi 3. ek raporunda özetle; Kök, 1.Ek ve 2.Ek raporlarda inceleme ve değerlendirme sonuçlarından başkaca yeni bir sonuç ve kanaat hasıl olmamıştır. Hukuki niteleme, değerlendirme ve takdiri davacının talep ettiği alacak bakımından taşıma sürecinde teamüle uygun bir iş olmadığı, emir ve talimat olmaksızın ödendiği hususları gözetilerek nihai takdir ve değerlendirmesi mahkemeye aittir. Bilirkişi raporu takdiri olarak mahkeme değerlendirmesinde olup, kesin ve bağlayıcı bir niteliği olmadığı da mahkemenin takdiri olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı tarafından tamir amacıyla geçici ihracat rejimi altında İngiltere’ye gönderilen eşyanın varış ülkesine sehven daimi ithalat rejimi altında giriş yaptırılmasından doğan ve fazladan ödenen bedelin icra takibine konulması üzerine davalı borçlunun icra müdürlüğünün borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamında alınan mali ve gümrük uzmanı bilirkişi heyeti kök raporunda, tamir amaçlı hariçte işleme Seri No:1 tebliği kapsamında dosyada mevcut bulunan: … Müdürlüğünden tescil işlemi gören ve onaylanan 09.01.2020 tarihli, … sayılı geçici çıkış (tamir amaçlı) çıkış beyannamesinin incelenmesinde, beyanname ekinde beyan edilen ve … A.Ş. Fırması tarafından … firmaya kesilen faturanın 52.000,00 EURO kıymetinde ve “… (Gümrük için değerdir. Tamir amaçlı çıkıştır. Tamirden sonra geri gelecektir.)” şeklinde olduğu, bu nedenle İhraç Beyannamesi ve ekinde bulunan faturalarda herhangi problemin bulunmadığı, yurt dışındaki firmaya geçici olarak tamir amaçlı olarak gönderilen söz konusu eşyanın, … LTD. firması adına tamir amaçlı gönderilen eşyanın ithalatçı firması adına almış olduğu yetkiye istinaden davacı … A.Ş nin sehven de olsa ithalat yapma yetkisinin bulunduğu, dosya ekinde bulunan …tarafından gönderilen bilgi yazısında: “Yurt dışından (Türkiyeden) geçici ihraç (tamir amacıyla) gönderilen eşyanın fiziksel ağırlığı 199 Kg ve fatura değeri 52.000 EURO” olarak belirtildiği, sehven … A.Ş firmasınca ithalatı yapılan eşyanın, İngilteredeki … A.Ş firmasına 13. 01.2020 tarihinde …’deki alıcı firmasına … imzası ile teslim edildiği, bu nedenle davalı …A.Ş sahibi bulunduğu 52.000 EURO değerindeki eşyaya tekrar ödeme yapmamasının etik olmayan bir ödeme olacağı, … A.Ş firmasının, adına ithal ettiği … A.Ş firmasına bedelin fatura edilmesi gerektiği, … firması yetkilisi …tarafından İngiltere’deki ithalatçı firmaya fatura edilmesi gerektiği, … AR-GE tarafından geçici çıkışı yapılan eşyaya ve kendi ürününe mükerrer para ödememesinin uluslararası ticari teammüllere aykırı olduğu, … A.Ş Lojistik firması ile .. firması arasından yaplan sözleşmeden dolayı, Türkiyeden …’ye gidiş, …’den Türkiye’ ye geliş navlun ücreti ödenmesi gereken bir mablağın olması durumunda, Türkiye’den İngiltere’ye gidiş navlun ücretinin talep edilebileceği, bu nedenlerle gümrük belgeleri, yazışmalar incelendiğinde davalının, husumete konu ürünü yasalara ve usule uygun olarak tamir amaçlı ve tamirden sonra geri geleceğini belirterek belgelerini hazırlamak suretiyle üzerine düşen görevi yerine getirdiği, İhraç Beyannamesi ve ekinde bulunan faturalarda herhangi problemin bulunmadığı, sehven … A.Ş firmasınca ithalatı yapılan söz konusu eşyanın İngiltere’deki … A.Ş firmasına 13.01.2020 tarihinde İngiltere’deki alıcı firmasına … imzası ile teslim edildiği dikkate alındığında davalı … A.Ş’nin sahibi bulunduğu 52.000 EURO değerindeki eşyaya tekrar ödeme yapmasının hayatın doğal akışına uygun olmadığı, tarafların incelenen ticari defter, belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, hizmete ilişkin tarafların yazışmalarının varlığı dikkate alındığında, TTK. 18. ile 23. Maddeye göre hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin ihbarın yapıldığı, davalının, davacının düzenlediği faturayı kabul etmeyip, karşılığında 08.05.2020 tarihli … nolu 82.210,59 TL tutarındaki e-arşiv fatura olarak iade faturası düzenlediği, faturanın davacıya 08.05.2020 tarihinde e-mail ile ([email protected] ve davacının 8 farklı mail adreslerine) teslim edildiği, davalının husumete konu faturaya TTK. 21/2 Mad. göre itiraz ettiği, davacının, davaya konu ettiği tutarları davalıdan talep edemeyeceği bildirilmiştir.
Dosya kapsamında alınan mali, gümrük, taşıma ve vergi uzmanı bilirkişi heyeti ilk ek raporunda; taraflar arasında bir taşıma ilişkisi olduğundan bundan doğan edimlerin ifa edildiği noktasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı; davanın konusunun davacı tarafından tamir amacıyla geçici ihracat rejimi altında İngiltere’ye gönderilen eşyanın varış ülkesine sehven daimi ithalat rejimi altında giriş yaptırılmasından doğan ve fazladan ödenen meblağa ilişkin olduğu, davacı tarafın davalı tarafa gönderdiği 05.05.2020 tarihli faturalara davalı tarafın 08.05.2020 tarihli iade faturası düzenleyip davacı taraf maillerine göndermek suretiyle sekiz gün içinde itiraz ettiği ve TTK m.21/2 gereği aleyhine ispat karinesi oluşmasını önlediği, davacı tarafın temerrüt tarihi ve faizi bakımından cari hesap abonman sözleşmesini ileri sürmesine rağmen dava dosyasına sunmadığı, bu nedenle davacı lehine bir alacak bulunduğu kanaati hasıl olursa ihtarnameye göre temerrüt tarihinin 01.10.2020 olacağı, icra takibi tarihine kadar faiz alacağının [(82.949,49:100) x (13,75/365) x 14]= 437,47 TL olacağı, davacı tarafın faturalara konu alacağının, davacı tarafın söz konusu işlemi bir satış işlemi gibi alıcının gerekli talimatı vermemesi veya yanlış talimat vermesi nedeniyle eşyanın geçici ithalat rejimi yerine daimi ithalat rejimi altında varış ülkesi İngiltere’ye giriş yaptırıldığı yönündeki iddiasının hukuki delillerle desteklenmediği, söz konusu masrafın kendi işletme (risk) alanından ortaya çıkmasından dolayı sorumlusunun da kendisi olduğu, taşıma senedinde açıkça … teslim şeklini davacının da bildiği ve buna göre taşımayı üstlendiği gözetildiğinde İngiltere ithalat kaynaklı ek ödeme yapması bakımından davalı taraftan herhangi bir alacak talebinin yerinde olmayacağı kanaatinin oluştuğu, davacının gerçekte geçici ithalat ile tamir ve servis için taşıdığı emtia için kalıcı-daimi ithalat beyan edilerek fazladan katlandığı bedelleri, beyanın düzeltilerek İngiliz kamu idaresinden talep ve dava etme hakkının işbu dava konusu dışında kaldığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosya kapsamında alınan mali, gümrük, taşıma ve vergi uzmanı bilirkişi heyeti 2. ek raporunda; davacı vekili itirazlarında, Motreal Konvansiyonu kapsamında bir taşıma yaptıklarını, bir ücrete hak kazandıklarını, eşyanın zıya ve hasara uğramadığını belirtmiş ancak kök ve 1. Ek raporun hangi kısmında bunların yapılmadığına ilişkin kanaat beyan edildiğini belirtmediği, ek raporun “değerlendirme” başlığının 1 Nolu açıklamasında bu hususların ifade edildiği, ancak davacı vekilinin navlun talebinde mi bulunduğu yoksa davalı varış ülkesi gümrüğüne davalı yararına yaptığı ödemeleri mi talep ettiğinin açıkça ifade edilmediği, bilirkişi heyeti tarafından dava konusu edilen alacağın davalı yararına davacı taşıyıcı tarafından yapılan gümrük ödemelerine ilişkin olduğunun değerlendirildiği (bkz. Değerlendirme, No.1), zira navlun ücreti arada başkaca bir anlaşma olmaması halinde eşyanın tesliminde ödeneceğinden (TTK m.870/1), aksi halde taşıyıcının eşya üzerinde hapis hakkını kullanabileceğinden davacı vekilinin davasını açıkça navlun alacağına dayandırması halinde (faturaların açıklama kısmında da navlun vb ifadesi bulunmamaktadır) ve davalı yanın navlun alacağını ödemediğine ilişkin delillerini sunması koşuluyla navlun alacağı olduğuna ilişkin kanaatin oluşmasının mümkün olabileceği, dosyada navlun alacağının ödenmediğine ve talep edildiğine ilişkin delil olmadığı gibi beyan ve talebinde bulunmadığı, davacı vekilinin TTK m. 864 yönünden itirazlarında, maddenin hangi fıkrasının gönderen tarafından ihlal edildiğine, dava konusu alacak iddiası ile ne şekilde bir bağlantı kurulduğunu açıklamadığını, ancak beyanlarından itirazının dolaylı olarak “Taşıma senedine yazılan bilgilerdeki gerçeğe aykırılıklar ile yanlışlık ve eksikliklerden” (TTK m.864/1-b) ve “belirtilen belge ve bilgilerdeki eksikliklerden, gerçeğe aykırılıklardan, belge ve bilgilerin yokluğundan” (TTK m.864/1-d) şeklindeki hükümlere ilişkin olduğu kanaati varılmakla, davalı yanın emtianın “geçici ihracat rejimi” kapsamında İngiltere’ye gönderildiğine dair belgeler “ 3. Davacı Delillerinin İncelemesi” başlığı altında incelendiği, “Değerlendirme” başlığı 4 no altında değerlendirildiği, “Kanaat ve Sonuç” başlıklı 5 No altında ise “Davacı tarafın faturalara konu alacağının, davacı tarafın söz konusu işlemi bir satış işlemi gibi alıcının gerekli talimatı vermemesi veya yanlış talimat vermesi nedeniyle eşyanın geçici ithalat rejimi yerine daimî ithalat rejimi altında varış ülkesi İngiltere’ye giriş yaptırıldığı yönündeki iddiasının hukuki delillerle desteklenmediği, söz konusu masrafın kendi işletme (risk) alanından ortaya çıkmasından dolayı sorumlusunun da kendisi olduğu, bu nedenle davalı taraftan herhangi bir alacak talebinin yerinde olmayacağı kanaatinin oluştuğu” yönünde görüşün belirtildiği, TTK m. 864’de yer alan sair hükümlerin, zıya, hasar ve gecikmeden dolayı taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin olması nedeniyle somut olayda böyle bir iddia, savunma ve vakıa olmamasından dolayı uygulanma alanı bulamayacağı, TTK m. 870 bakımından “Taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenir. Taşıyıcı, taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderleri de isteyebilir” (TTK m.870/1) hükmü gereğince bu raporda ve 1. Ek raporda ifade edildiği gibi davacı tarafın iş bu davada taşıma ücreti talep ettiğine dair bir delil sunmadığı ve bu yönde talepte de bulunmadığı, tüm delillerin İngiltere’ye “geçici ithlat rejimi” ile girmesi gereken emtianın “daimi ithalat rejimi” statüsünde girmesine ilişkin olmakla davacının tahsil etmediği bir alacağının bulunması halinde buna ilişkin açık bir talep ve sunulacak deliller bağlamında değerlendirme yapılabileceği,itirazlar yönünde yapılan değerlendirme neticesinde Kök ve 1. Ek raporda belirtilen görüş ve kanaatlerde bir değişiklik yapılmasının gerekli olmadığının değerlendirildiği belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından son rapora karşı sunulan itiraz dilekçesinde, davalı tarafından talimatların yanlış ya da eksik yazılması, taşıyıcı müvekkilimin bundan dolayı bir zarara uğraması nedeniyle TTK m 864/1 b (b) uyarınca davalının kusursuz olarak sorumlu olacağı, kusursuz sorumluluğun ortaya çıkabilmesi için gerçeğe aykırılık, eksiklik ya da yanlışlıkların taşıma senedindeki herhangi bir bilgi açısından söz konusu olmasının yeterli olacağı, böyle bir durumda gönderenin, ilgili bilgilerin gerçeğe aykırı, yanlış ya da eksik olmasından dolayı meydana gelen taşıyıcı zarar ve giderlerini karşılamakla yükümlü olacağını, taşıma senedindeki bilgilerin gerçeğe aykırılıkları gibi bu bilgilerde “yanlışlık” olması durumunun bir kusursuz sorumluluk nedeni olarak sayıldığını, bu yönüyle davacı taşıyıcının, senetteki bilgilerin doğru ve tam olduğuna güvenerek hareket etme hakkına sahip olduğunu, … alıcı gümrükte olusan tüm vergilerin gönderici tarafından ödenmesi anlamına geldiğini, gönderinin … secilmesi, geçici ihracat ve ithalat mantığına uymadığını (Geçici ihracat çıkan gönderi geçici ithalat oldugunda, gönderinin alıcı ülkede kalma ihtimaline karşı vergi tutarı kadar blokaj konulmaktadır), … teslimde, Satıcının, malların ithal edilen yere getirilmesiyle ilgili tüm maliyetler ve riskler dahil olmak üzere, malların ithalat ülkesinde belirtilen yere teslim edilmesinden sorumlu olacağı, buna tüm ihracat ve ithalat vergileri, vergiler ve gümrük formaliteleri dahil olacağını, bu kapsamda TTKm. 870/1 uyarınca “Taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenir. Taşıyıcı, taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderleri de isteyebilir.” hükmü de paralel düzenlemeyle taşıma ücreti haricinde oluşan masraf ve giderlerin istenebileceğini, davalı tarafın taşınan eşya ve IPR numarası, ithalat rejimi hakkında doğru ve yeterli bilgi vermemesi, … de her iki rejimin yer alması da birlikte değerlendirildiğinde davalının kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme, dosya kapsamı, TTK m 864 ve TTK m 870/1 ile Montreal Sözleşmesi hükümlerinin birlikte değerlendirilerek davanın kabul edilmesi gerektiği yönünde itirazda bulunmuştur.
Dosya kapsamında alınan mali, gümrük, taşıma ve vergi uzmanı bilirkişi heyeti 2. ek raporuna itiraz sonucu alınan son heyet raporunda; TTK m. 864 incelemesinde, gönderenin kusursuz sorumlu olduğu haller düzenlendiği, 2. ek raporda 3. sayfada madde metni dipnotta gösterildiği, metin içinde de maddenin değerlendirildiği, hukuki niteleme ve değerlendirme ile takdirin mahkemeye ait olacağı, gönderenin kusursuz sorumluluğu halleri için sorumluluk sebeplerinin malda meydana gelen zayi veya hasar zararları olduğu, somut olayda TTK m. 864 hükmüne uygun bir zararın söz konusu olmadığı, TTK m.870/1 hükmünün taşıma ücretinin ödeme zamanı-muacceliyete ilişkin olduğu, taşıma tamamlandığında, yük teslim edilme anında muacceliyetin olacağı, taşıyıcının taşıma ücretine ek olarak katlandığı masrafları ve gördüğü ek işlere ilişkin bedelleri de talep edebileceği, somut olayda, davacının taşımayı yapması ve işi tamamladıktan sonra taşıma bedeli talep etmesinde bir haksızlığın olmadığı, ancak yükün geçici ithal edilmesi sürecinde, tam bir ithalat var gibi katlanılan masraflar ve alacaklar bakımından uyuşmazlık olduğundan kök ve ilk iki ek rapor değerlendirmelerine eklencek yeni bir hususun olmadığı, Montreal Konvansiyonu hükümlerine göre ücret karşılığı taşıma yapan davacınn talep edebileceği ücretin miktarı ve içeriği konusunda konvansiyonda özel bir düzenlemenin bulunmadığını, ancak, davacıın hava yük senedi kapsamında yaptığı taşımalarda taşıma ücretine hak kazanacağı, özel bir anlaşma olmadığında davacının kendi tarifesine göre fatura tanzim etmesinin mümkün olduğu, ancak davacının verilen talimat veya taahhüt edilen taşıma sürecine aykırı katlanılan yükümlülükleri davalıya yansıtamayacağı, sonuç olarak; Kök, 1. Ek ve 2. Ek raporlarda inceleme ve değerlendirme sonuçlarından başkaca yeni bir sonuç ve kanaat hasıl olmadığını, davacının talep ettiği alacak bakımından taşıma sürecinde teamüle uygun bir iş olmadığı, emir ve talimat olmaksızın ödemenin yapıldığı hususları gözetilerek nihai takdir ve değerlendirmesi mahkemeye aittir.
Taraf ticari kayıtlarının lehe delil vasfında olduğu, davalının faturaya süresinde itiraz ettiği, dava konusu masrafın kendi işletme (risk) alanından ortaya çıkmasından dolayı sorumlusunun davacı olduğu, taşıma senedinde açıkça … teslim şeklini davacının da bildiği, buna göre taşımayı üstlendiği gözetildiğinde İngiltere ithalat kaynaklı ek ödeme yapması bakımından davalı taraftan herhangi bir alacak talebinin yerinde olmayacağı, davacının gerçekte geçici ithalat ile tamir ve servis için taşıdığı emtia için kalıcı-daimi ithalat beyan edilerek fazladan katlandığı bedelleri, beyanın düzeltilerek İngiliz kamu idaresinden talep edilebileceği, TTK m. 864 hükmünde gönderenin kusursuz sorumlu olduğu hallerin düzenlendiği, gönderenin kusursuz sorumluluğu halleri için sorumluluk sebeplerinin malda meydana gelen zayi veya hasar zararları olduğu, somut olayda TTK m. 864 hükmüne uygun bir zararın söz konusu olmadığı, TTK m.870/1 hükmünün taşıma ücretinin ödeme zamanı-muacceliyete ilişkin olduğu, taşıma tamamlandığında, yük teslim edilme anında muacceliyetin olacağı, taşıyıcının taşıma ücretine ek olarak katlandığı masrafları ve gördüğü ek işlere ilişkin bedelleri de talep edebileceği, somut olayda, davacının taşımayı yapması ve işi tamamladıktan sonra taşıma bedeli talep etmesinde bir haksızlığın olmadığı, ancak yükün geçici ithal edilmesi sürecinde, tam bir ithalat var gibi katlanılan masraflar ve alacaklar bakımından uyuşmazlık olduğu gözetildiğinde yukarıda belirtilen dosya kapsamında alınan hükme elverişli teknik bilirkişi heyet raporlarında belirtilen sebeplerle davalının kusursuz sorumluluğunun olmayacağı, taraflar arasındaki sözleşmede de dava konusu uyuşmazlığın meydana gelmesi halinde bundan sorumluluğun davalı tarafa ait olacağı yönünde özel bir hükmün bulunmaması, Montreal Konvansiyonu hükümlerine göre ücret karşılığı taşıma yapan davacınn talep edebileceği ücretin miktarı ve içeriği konusunda konvansiyonda özel bir düzenlemenin bulunmadığı, davacının hava yük senedi kapsamında yaptığı taşımalarda taşıma ücretine hak kazanacağı, özel bir anlaşma olmadığında davacının kendi tarifesine göre fatura tanzim etmesinin mümkün olduğu, ancak davacının verilen talimat veya taahhüt edilen taşıma sürecine aykırı katlanılan yükümlülükleri davalıya yansıtamayacağı teknik heyet bilirkişi raporları ve dosyadaki delil durumundan anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.495,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.414,69 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 2.000 TL bilirkişi ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 14.010,35 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320 TL bedelin davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”