Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/131 E. 2023/131 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/131 Esas
KARAR NO : 2023/131

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlu şirketin, yıllardır ticari ilişki içerisinde olduğu, bu ilişki çerçevesinde müvekkili şirketin muhtelif tarihlerde davalı borçluya süt ürünleri malzeme satışı yaptığı, yapılan tüm satışların faturalandırıldığı ve tarafların ticari defterlerine kaydedildiği, 2017 yılı cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere davalı tarafın 31.12.2017 tarihi itibariyle müvekkile olan borcunun 273.041,11 TL olduğu, 31.12.2017 tarihinden sonra davalı tarafından sürekli iade faturaları kesilerek müvekkiline gönderildiği ve bu iade faturaların müvekkili tarafından kabul edilmediği, davalının hiçbir hukuki gerekçe sunmadan keyfi olarak kestiği ve müvekkiline gönderdiği iade faturaların 26.08.2019 icra takip tarihine kadar devam ettiği, Davalı/borçlunun dava konusu fatura bedelini ödememesi üzerine müvekkili tarafından ödeme talebinde bulunulduğu, davalı/borçlunun herhangi bir ödeme yapmadığı, Borcun ödenmemesi üzerine, davalı hakkında … 20. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası marifetiyle icra takibi yapıldığı ve borçluya … ödeme emri tebliğ edildiği, davalı borçlu gönderilen bu ödeme emrine karşılık “Alacaklıya müvekkilin herhangi bir borcu bulunmamaktadır.” diyerek kötü niyetli olarak itiraz ettiği, Davalı tarafın takip tarihinden sonra da iade faturası göndermeye devam ettiği, borcunu ödemediği gibi kanuna ve ticari teamüllere aykırı olarak iade faturası kesmek suretiyle alacaklı durumuna geçme çabası içerisinde olduğu, Davalının keyfi olarak, kendisine verilen ürünlerin bozulduğu ve imha edildiği iddiası ile iade faturası kesildiğini iddia etmesine rağmen bozulduğunu iddia ettiği ürünlerle ilgili hiçbir delil sunmadığı, Müvekkili şirket ve davalı şirket kayıtlarının celb edilip değerlendirildiğinde davalının, müvekkili şirkete borçlu olduğunun anlaşılacağı, borçlu davalının bu itirazının tamamen kötü niyetli olduğu, Davanın kabulü ile davalı borçlu şirketin … 20. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi asıl alacağı olan 273.041,11 TL’ye vaki itirazının iptaline, alacağın takip tarihinden itibaren ticari avans faizleri ile birlikte tahsiline, davalı borçlunun takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … A.Ş. ticari unvanıyla tanınıp bilindiği, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip olduğu, sürekli olarak yazılı ve görsel (TV-Radyo-Basılı Yayınlar) medyada tanıtım ve reklamları yapılan “…’’ Mağaza adı/Markası ile halk arasında ve sektörde bilinen/tanınan marka olarak ön plana çıkarılarak “…” olarak tarif edilen konseptte 2008 yılında kurulduğu, Türkiye çapında 45.000’i aşkın çalışanı, 41 Bölge Müdürlüğü ve 8.000’i aşkın mağazası ile hızla büyüyen, ülkemizin tamamında faaliyette bulunan, kendi adına tescilli yüzlerce markası ve yanında ulusal çapta bilinen 3. kişi firma ürün/ markaları ile müşterilerine, uygun fiyatlarla ve düşük maliyette kaliteli gıda ve tüketim malzemeleri sunma amacı güden nitelikli, saygın bir perakende satış firması olduğu, müvekkili firmanın 28 Nisan 2008 tarihinde … markasıyla ilk marketini açtığı ve bir ay içerisinde hedefi olan “… market” sayısını aşarak 121. marketinin açılışını gerçekleştirdiği, konsept itibari ile müvekkili firmanın potansiyel alıcıları ve tüketicilerinin, her gelir düzeyinde tüketiciler olduğu, Müvekkili şirketin Türkiye çapında birçok büyük şirket ile çalıştığı, tüm ticari ilişkilerinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiği, müvekkili şirketin davacı yan olan … A.Ş. ile ticari ilişkisinde de tüm sorumluluklarını yerine getirdiği, davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığı, İcra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığı, iş bu davanın da yetkisiz mahkemede ikame edildiği, bu bakımdan davanın öncelikle usulden reddi gerektiği, Davacı tarafın… 20.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile müvekkili …. A.Ş. aleyhine haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibi başlattığı, kendilerine tebliğ edilen ödeme emrine istinaden yasal süresi içinde itiraz ettikleri ve takibin durdurulduğu, Müvekkili şirket ile davacı arasında ikame edilmiş sözleşmede müvekkilinin alıcı,… Tic. A.Ş.’nin ise satıcı konumunda olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun kaşar peynir alım – satımı olduğu, davacı tarafın ticari ilişkiden doğan sorumlulukları yerine getirmediği, müvekkili şirkete defalarca ayıplı ürünler teslim ettiği, davacı taraftan satın alınan ürünlerin Bakanlıkça analiz edilmesi sonucunda ürünlerde Natamisin tespit edildiği, davacı tarafa ürünlerde halk sağlığına zararlı bir madde olan Natamisin’in tespit edildiği bildirilmiş olsa da dosyaya sunmuş oldukları mail yazışmalarından da görüleceği üzere davacı tarafça hiçbir aksiyon alınmadığı, Dosyaya sundukları, taraflar arasında imzalanan Çerçeve Sözleşme’nin 8.maddesinde, “Satıcı, bu sözleşme ve/veya eklerindeki yükümlülüklerinden herhangi birini ihlali halinde ve/veya siparişi verilen emteayı şahit numuneye birebir uygun olarak ve/veya süresinde ve/veya EKSİKSİZ ve/veya AYIPSIZ olarak teslim etmediği takdirde, alıcının sözleşmeyi fesih ve/veya devam etme hakları saklı kalmak kaydıyla ve her iki halde de siparişin %20’si tutarında cezai şartı derhal nakden defaten ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Sadece kısmi teslimat yapıldığı ve/veya emteada kısmi ayıplar bulunması veya sair herhangi bir yükümlülüğün kısmen ifası halinde de bu hüküm geçerlidir.” hükmünün amir olduğu, dolayısıyla müvekkili şirket ile davacı tarafın imza etmiş olduğu çerçeve sözleşmede açıkça, davacı tarafın ürünleri ayıplı şekilde teslim etmiş olması ihtimalinde cezai şart ödeyeceğinin belirtildiği, ancak davacı tarafın hem ürünleri ayıplı şekilde teslim ettiği, hem de konunun çözümüne ilişkin olarak hiçbir aksiyon almadığı, bunun üzerine müvekkili şirketin çerçeve sözleşmenin 8.maddesi uyarınca davacı şirkete cezai şart faturaları düzenlediği, Yine taraflar arasında imzalanan çerçeve sözleşmenin 10.maddesinde “Satıcı, alıcının bildirimde bulunmasına veya hüküm almasına gerek kalmaksızın, cezai şart da dahil alıcı nezdindeki her türlü alacaklarının, vadesi gelmemiş olanlar dahil alıcıya olan borçlarına mahsup edilmesini gayrikabili rücu kabul etmiştir.” ibaresi gereği müvekkili şirketçe sözleşmenin 8.maddesi gereğince haklı olarak kesilmiş olan faturaları yine sözleşmenin 10.maddesi gereğince davacı tarafın cari hesabından mahsup ettiği, Davacı tarafla yaşanan bir diğer sorunun da davacı tarafın ürünlerinde halk dilinde şişme olarak adlandırılan bombaj problemi olduğu, dosyada sunulan mail yazışmalarından da görüleceği üzere davacı tarafın göndermiş olduğu ürünlerde bombaj probleminin ortaya çıktığı, davacı tarafın yetkilisi … tarafından gönderilen mailde ürünlerdeki şişme, hava baloncuğu oluşma ve bombaj probleminin kabul edildiği, Müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığının açığa çıkacağı, bu sebeple davanın reddi gerektiği, Davacı tarafın icra takibini başlatmakta ve iş bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunun sabit olduğu, İİK madde 67 gereği alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 20. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı hakkında toplam 347.727,21 TL toplam alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine, borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Davacının iddiaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi mali müşavir … ve Gıda Uzmanı …’e tevdii edildiği, bilirkişilere tevdii edilen dosyaya 26/11/2021 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle;
Davacı … A.Ş’nin incelenen defter belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı … A.Ş. nezdinde inceleme yapılamadığı, 05.04.2017 tarihinde yapılan denetimde … Valiliği Tarım ve Orman Müd. ile Müdürlüğü bağlı birimlerce davacının ürettiği ürünlere ilişkin sağlığa zararlı maddeye rastlandığı, … tarih ve … sayılı resmi gazetede yayınlanan “Gıda Güvenliği ve Kalitesinin Denetimi ve Kontrolüne Dair Yönetmelik” Madde 13’e göre tanzim edilmiş “mevzuata uygun olmayan ürünlerin kamuya geçirilerek imhası yapıldığına ilişkin” belgeye dava dosyasında rastlanmadığı, davalıdan talep edilmesine rağmen davalı tarafça bilirkişi heyetine sunulmadığı, davacının davalıyı 27.08.2019 tarihinde temerrüte düşürdüğü, davacının ticari defter kayıtlarında; davalıdan 273.041,11 TL alacağının olduğu, davacının icra takibi ile talep ettiği; 273.041,11 TL alacağının yerinde olduğu, 74.686,10 TL işlemiş faiz alacağının yerinde olmadığı, 273.041,11 TL alacağı için 27.08.2019 icra takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talep edebileceği, icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mahkemece münhasıran yargılama yetkisine dair bir husus olduğu görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi Raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını dosyaya sundukları, mahkememizin 28/12/2021 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı gereğince dosyanın ek rapor alınmak üzere aynı bilirkişi heyetine tevdii edildiği, bilirkişi heyetinin 29/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
Davalı … A.Ş’nin 2017-2018-2019-2020-2021 Takvim yılına ait incelenen defter ve belgelerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında; çok sayıda faturaya ait birden fazla muhasebe kayıdının olduğu ile davacının bilgisi dışında resen tanzim edilmiş faturaların varlığı tespit edilmiş olduğu, bu tespitlerden sonra davalının ticari defter kayıtlarında davacıya borcunun olmadığı,14.03.2022 tarihinde yapılan incelemede ve inceleme sonrası heyete sunulan belgelerin ekindeki yazışmaları, imha edilmiş ürünlerin bulunduğu, bu yazışmaların husumeti aydınlatmaya yeterli olmadığı, bilirkişi kök raporundaki teknik değerlendirmeler aynen muhafaza edildiği, 14.03.2022 tarihinde, davalı tarafa davacının husumete konu ettiği ve bilirkişi kök raporumuza eklediğimiz fatura listesinin verildiği, davalı tarafça; öncesinde üzerinde açıklama olmayan oldukça fazla sayıda fatura, dekont ve mail yazışmaları sunulmuş bazı faturaların; “Yıl sonu dönüş faturası yıl içinde oluşan fire, kalite sorunları vb durumlardan kaynaklı olan tutarlara istinaden dönüş yapılan tutar” açıklaması ile resen davalı tarafından tanzim edildiği, bunun üzerine bu faturalar listeden ayıklanarak ek rapora sunulmuş olduğu, davalı tarafça resen tanzim edilen fatura tutarının; 87.352,28 TL olduğu, tarafların arasındaki husumetin kökeninde “Tarafların arasındaki hesap mütabakatı” yattığı, takdiri mahkemeye ait olduğu, tarafların aralarında öncelikle hesap mütabakatı yapmaları gerektiği, hesap mütabakatı ile ortaya çıkacak ihtilaflar üzerinden husumetin çözülebileceği aksi halde “Yargıda Hedef Süre” dikkate alındığında husumetin çözülmesinin daha uzun süreceği, bilirkişi Kök Raporunda, davacının ticari defterlerinde 273.041,11 TL alacağının olduğu, dava dosyasına sunulan “Çerçeve Sözleşmesi”nde, davacının geciken tahsilatlarına ilişkin hüküm bulunmadığı, davacının 273.041,11 TL alacağı için işlemiş faiz talep edemeyeceği tespit edilmiş ise de, davacının dava dosyasına bilirkişi incelemesi ile sunduğu “ihtilaflı fatura” listesinin davalı tarafça cevaplandırılmış halinin teyite muhtaç olduğu, listede davalı tarafça resen tanzim edilmiş “Yıl sonu dönüş faturası yıl içinde oluşan fire, kalite sorunları vb durumlardan kaynaklı olan tutarlara istinaden dönüş yapılan tutar” açıklamalı faturaların neye istinaden tanzim edildiğine ilişkin belge/bilgi sunulmadığı, sunulanların da teyite muhtaç olması sebebiyle, 87.352,28 TL tutarındaki bu faturaların davacının iradesi ve teyiti olmadan tanzim edilmiş olması sebebiyle davacının 87.352.,28 TL için 27.08.2019 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talep edebileceği görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür.
Dosyanın mahkememizin 11/05/2022 tarihli duruşma tutanağının 1 nolu ara kararı gereğince mali müşavir …, Gıda Mühendisi … ve Finans uzmanı …’e tevdii edildiği, bilirkişi heyetinin 07/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Dava dosyasında yer alan mailler incelendiğinde, davacı tarafından davalı tarafın … için üretilen … marka kaşar peynirlerinde Şubat 2017 yılından beri dönem dönem ürün kalitesinde şişme, renk değişikliği, küflenme, kokma gibi problemler yaşandığı, davalı taraf çalışanları tarafından davacı tarafa bildirimler yapıldığı, davacı taraf personelinin bir mailinde problemi kabul ettikleri ve problemin kaynağının haşlama makinesinde yapılan değişiklik olduğu, problemi fark ettiklerinde eski haşlama makinesine döndükleri ile ilgili açıklamalarda bulunduğu, … tarafından asil numunenin peynir iç yüzeyinde yapılan … analiz sonucu ve … tarafından şahit numunenin peynir iç yüzeyinde yapılan … analiz sonucuna göre, … Tam Yağlı Taze Kaşar Peyniri (PN: … isimli ürünün ayıplı olduğu, … Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu, güvenilir olmayan gıda olduğu kanaatine varıldığı, davalı tanığı …’ın ifadesinde “söz konusu ürünleri imha ettikleri ve davacı şirkete fatura ettikleri, ilgili Bakanlıkça ürünlerin bozuk olduğu tespit edildikten sonra, söz konusu ürünlerde yurt içi ve yurt dışı laboratuvarlarda analizler yaptırdıkları, Bakanlığın analizleriyle aynı sonuçlara ulaştıkları, ürünlerde Natamisin tespit edildiği” ifadelerini verdiği, davalı tanığı …’nun “şişme olayına ilişkin fotoğrafların genel merkeze gönderildiği, natamisinin anlaşmalı oldukları firma tarafından tespit edildiği, şişme ve natamisin ayıbına ilişkin bildirimi mail yoluyla davacı şirkete bildirdikleri” ifadesini verdiği, bir başka deyişle davalıya satılan ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının da zamanında yapıldığı, dava konusu Çerçeve Sözleşmenin 8. Ve 10. Maddeleri incelendiğinde imha tutanağı ile ilgili herhangi bir hususun geçmediği, imha tutanağının olup olmamasının sözleşmeye etkisinin bulunmadığı, bu bakımdan davalının ayıplı ifa nedeniyle uğramış olduğu zararların tazmin edilmesi (davacının alacağından mahsup edilmesi) gerektiği, mali incelemelerde kapsamında ayıplı ürün iade faturaları dışındaki kabul edilmeyen davalı faturalarının sözleşme md.si ve irsaliye vb dayanakları bulunmadığı ayıplı ürünlare ilişkin teknik tespitler kapsamında ayıplı bedellerinin toplam davacı alacağından düşülerek davacının talep edebileceği alacak tutarının 78.644,35 TL olarak hesaplanabileceği” şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; taraflar arasındaki kaşar peyniri alım satımı ticari ilişkisi nedeniyle davacı şirketin cari hesap alacağını icra takibine koyması üzerine davalı borçlunun borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ürünün, asil numunesi ile şahit numunesi üzerinde resmi yetkilerce yapılan muayene ve analiz raporlarına göre natamisin etken maddesinin bulunmasının … Gıda Katkı Maddeleri Yönetmelik hükümlerine aykırı olması nedeniyle güvenilir olmayan gıda olduğu alınan tüm raporlarda tespit edilmiştir.
Davalı taraf çalışanları tarafından davacı tarafa ayıpla ilgili bildirimlerin yapıldığı, davacı taraf personelinin bir mailinde problemi kabul ettikleri ve problemin kaynağının haşlama makinesinde yapılan değişiklik olduğunu, problemi fark ettiklerinde eski haşlama makinesine döndükleri ile ilgili beyanlarının bulunduğu tespit edilmiştir.
Dinlenen tanık beyanlarında da ayıbın davacıya bildirildiği, iki tarafın kabulü ile dava konusu ürünlerin sağlığa zararlı olduğu resmi merciler tarafından belirlendiğinden ve süt ürünleri olması nedeniyle yeniden kullanımının mümkün olmaması nedenleriyle ürünlerin toplanmasının ve iade prosedürünün işletilmesinin daha maliyetli olacağı gözetilerek davalı tarafça iade faturalarının kesilerek ürünlerin imha edildiği dosya kapsamındaki belgelerden, dinlenen tanık beyanlarından, mail yazışmalarından ve teknik raporlardan anlaşılmıştır. Ürünlerin yeniden kullanımının mümkün olmaması ve ayıbın davacı tarafça mail yazışmasıyla kabul edilmesi ve tarafların kabulüyle imha sürecinin işletilmesi gözetildiğinde imha tutanağının olup olmamasının sözleşmeye bir etkisinin bulunmadığı kanaatine mahkememizce varılmıştır. Bu nedenle TBK. m. 227 gereğince ayıp bedeli satış bedeline yakın olduğundan (süt ürünlerinin yeniden kullanımının mümkün olmaması nedeniyle) davalının sözleşmeden dönerek ayıplı ifa nedeniyle uğramış olduğu zararlarının dava konusu Çerçeve Sözleşmenin 8. maddesi gereğince tazmin edilmesi ve cezai şart bedelinin davalıya borç olarak kaydedilerek anılan sözleşmenin 10. maddesi gereğince davacının alacağından davalının iade fatura bedelleri ile cezai şart bedelinin mahsup edilmesi gerekecektir.
Son rapordaki mali incelemelerde ayıplı ürün iade faturaları dışındaki kabul edilmeyen davalı faturalarının, sözleşmede aksiyon faturası kesileceğine dair hüküm bulunmaması ve diğer davalı faturaları yönünden ise irsaliye vb. dayanak belgelerin sunulmaması nedeniyle ayıplı ürünlere ilişkin teknik tespitler kapsamında ayıba ilişkin iade fatura bedeli toplamı 194.396,76 TL ayıp bedeli ile bu bedel üzerinden sözleşmenin 8. maddesi gereğince belirlenen %20 cezai şart bedeli olan (194.396,76:5) 38.879,35 TL bedelin sözleşmenin 10. maddesi gereğince toplam davacı alacağı olan 273.041,11 TL alacak bedelinden mahsup edilmesi neticesinde davacının talep edebileceği alacak tutarının 39.765,00 TL olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile itirazın kısmen iptali ile takibin 39.765,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak 39.765,00 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.716,35 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.924,22 TL harcın mahsubu ile artan 207,87 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.716,35 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 5.124,25 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre 746,28 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 35.672,66 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ücretinden oluşan toplam 1.618,75 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre 1.382,99 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine, bakiye masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL bedelin kabul red oranına göre 192,24 TL’sinin davalıdan, 1.127,76 TL’sinin ise davacıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/02/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır