Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/112 E. 2023/706 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/112 Esas
KARAR NO : 2023/706

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı müvekkil, unvan, adres ve teleton bilgileri belirtili işveren ile12.02 2010 tarihli ve süresiz acentelik sözleşmesi ve yine aynı tarihli zorunlu deprem sigortasına ilişkin ek sözleşme imzalamıştır. Yine, bu sözleşmelerde belirtilen iş ve işlemleri yapabilmek ve yetkileri kullanabilmek amacıyla da … 18. Noterliğince düzenlenen … Tarihli ve … Yevmiye Numaralı vekaletname ile davacı müvekkil, karşı yanca vekıl tayin edildiğini, yine bu sözleşmelere ilave olarak taraflar arasında, 01.05.2018 tarihli Acenlelik Ek Protokolü ve 01.03.2019 Tarihli Veri İşlemesinde Uyulacak Esaslara Dair Genel Şartlar” başlıklı Ek Acentelik sözleşmesi imzalandığını, akdedilmiş olan tüm bu sözleşme ve ek sözleşmeler karşı yanca hiçbir haklı gerekçe gösterilmeksizin … 15. Noterliği’nin …. Tarihli, … Yevmiye Numaralı azilname ve Fesih İhbarnamesi il tek taraflı olarak fesbedilmiş ve yine başvurucu müvekkil aynı azilname ile … 18 Noterliğince düzenlenen … Tarihli ve … Yevmiye Numaralı acentelik vekaletnamesi yönünden de azledildiğini, … No’lu Sigortacılık Kanunu Madde 23/15’e göre “Sigorta acentesi, acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa süre içinde yapacağı işlerle ilişkili sözleşme ilişkisi devam etmiyor olsaydı elde edeceği komisyona hak kazanır’ denildiğini, ve yine aynı Kanunun 23 Maddesinin 16 fıkrasına göre de “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra, sigorta şirkeli sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi sigorta şirketinden tazminat talep edebileceğini, ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin fesbine neden olması halinde tazminat hakkı düştüğünü, yine TTK madde 122/1 göre. ” Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra, müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, acente, sözleşme ilişkisinin sonc ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acentenin müvekkilden uygun bir tazminat isteyebileceğini, Sigortacılık Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca taraf durumları değerlendirildiğinde, davacı müvekkil tarafindan iş bu sözleşme süresince işletmeye kazandırılmış yeni müşteriler bulunduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan acentelik sözleşmesi işveren tarafından hiçbir haklı nedene dayanmaksızın tek taraflı olarak feshedildiğini, feshe rağmen işletme, başvurucu müvekkilin bulmuş olduğu müşterilerden hala menfaat elde etmeye devam etmekle birlikte, acente sözleşmesi sona erdiği için başvurucu müvekkil bu mentaatlerden doğan ücret haklarını kaybettiğini, bu şartların varlığı dolayısıyla başvurucu müvekkilin işverenden uygun bir denkleştirme tazminatı hakkı doğduğunu, her ne kadar 12.10.2010 tarihinde taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesi madde 19’a göre ” Sözleşme acente veya şirket tarafından feshedildiğinde, acente portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talehinde bulunamuaz.© Denilmiş olsa da bu haktan vazgeçilemeyeceği, TTK Madde 122’de belirtildiğini, TTK S/A’nın 4 maddesine göre ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması şartı getirildiğinden, iş bu davayı açmadan önce tarafımızca … Arabuluculuk Bürosunun … Başvuru Dosya Numaralı, …Arabuluculuk Numaralı dosya kapsamında Arabuluculuk başvurunda bulunulmuş olup, davalı yanca anlaşmaya varılmaması nedeniyle Arabuluculuk süreci olumsuz sonuçlandığını, taraflar arasında yapılmış acentelik sözleşmesi madde 10’a göre taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda İstanbul Çağlayan Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığını, davanın kabulü ile, davacı müvekkil ile davalı yan arasında akdedilen acentelik ana ve ek sözleşme ve ek protokollerinin davalı yarıca haksız biçimde feshedildiğinin tespitine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve dosya kapsamında toplanacak deliller sonrasında belirli hale getirmek ve değer artışı yapmak üzere şimdilik 5.000 TL tutarında (portföy) denkleştirme tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak davacı müvekkile ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı her ne kadar sözleşmesinin haksız bir şekilde fesih edildiğini iddia etse de iş bu iddia gerçeği yansıtmadığını, dava konusu olayda kanun hükümlerine uygun hareket edilerek fesih işlemleri yapıldığını, zira taraflar arasında imzalanmış olan Acentelik Sözleşmesinin 25. maddesi “Taraflardan her biri diğer tarafa noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü bir mektupla üç ay evvelden haber vermek şartıyla sözleşmeyi her zaman yürürlükten kaldırabilir” hükmü içerdiğini, ayrıca yine aynı maddede sözleşmenin acente veya şirket tarafından feshi halinde acentenin portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamayacağı hüküm altına alındığını, bu nedenle davacının iddiaları hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında 01.03.2019 tarihinde “EK ÇALIŞMA PROTOKOLÜ imzalandığını, acente tarafından verilen taahhüdün yerine getirilememesi halinde protokolün acentelik sözleşmesi ile birlikte fesih edileceği acente tarafından peşinen kabul ve taahhüt edildiğini, gerekli taahhüdün yerine getirilmemesi sonucu “Verimsizlik , Üretim yetersizliği” sebebiyle davacıya sözleşmenin feshedildiği … 15.Noterliğinin… Tarihli ve … yevmiye numaralı azilnamesi keşide ve tebliğ edilerek sözleşme sonlandırıldığını, gerek sözleşme ve gerekse TTK hükümlerine uygun olarak, müvekkil Şirket, davacı taraf ile yapmış olduğu “belirsiz süreli” acentelik sözleşmesini karşı tarafa yapılan yazılı bir beyan ile feshettiğini, davacı tarafça müvekkil şirkete bir müşteri portföyü kazandırılması ve bu portföy sayesinde gelir elde edilmesinin söz konusu olmadığını, davacı tarafın poliçe tanzim etmiş olduğu müşteri çevresi ve portföyünün davacı tarafa ait olduğunu, Müvekkil şirkete herhangi bir portföy devri söz konusu olmadığını, poliçe tanzim edilen müşterilere ilişkin olarak poliçe vadesinin bitimi ile müvekkil şirketle olan ilişkisi sona erdiğini, davacının sadece müvekkil şirketin acentesi olmayıp birden fazla şirket acenteliği yaptığını, poliçe vadelerinin bitmesi ile başka sigorta şirketlerinden poliçe tanzim etmesi ve komisyon kazanmasının normal olduğunu, bu nedenle davacı tarafın kaybetmiş olduğu herhangi bir portföyden söz edilemeyeceği gibi buna bağlı olarak portföy tazminatı talebinin de bir mesnedi bulunmadığını, fiili olarak da bu durumun böyle olduğunu, davacı tarafın hangi müşterisinin poliçesinin müvekkil şirket tarafından doğrudan yenilenerek kazanç elde edildiğinin ortaya konulması gerektiğini, bir başka anlatımla müddei iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafça düzenlenen poliçelerin karlı olup olmadığı, poliçelerin yenilenip yenilenmediği, müşterilerden önemli menfaat sağlayıp sağlamadığının ispatı gerektiğini, davacı tarafın hedeflenen hasar primini dahi tutturamamış olup zarar ettiğini, müvekkil şirket hayat dışı branşlarda ruhsat sahibi şirket olarak faaliyet göstermekte olduğunu, sunmuş olduğu ürünlerin kısa süreli (genellikle bir yıllık) sigorta poliçeleri olduğunu, portföy tazminatı sigortacılık alanında “uzun vadeli” sigorta branşlarında söz konusu olabilecek bir durum olduğunu, bireysel emeklilik sigortası, uzun süreli hayat sigortası, birikimli hayat sigortası gibi sigorta ürünlerinde müşteri sigorta şirketine kazandırıldığında acente ile sözleşme ilişkisi sona erse bile poliçe kapsamında prim ödemeleri devam etmekte ve sigorta şirketi bir gelir elde ettiğini, Portföy tazminatı talebinde poliçe sürelerine ilişkin olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10.11.2015 tarihli ve 2015/4466 E. 2015/11816 K. Sayılı kararında özel olarak vurgu yapıldığı ve bu hususun araştırılması gereken önemli hususlardan birisi olduğu belirtildiğini, müvekkil şirketin sunmuş olduğu ve davacı acentenin bir kısım poliçelerde aracılık etmiş olduğu, trafik, kasko, konut, işyeri gibi sigorta poliçeleri kısa süreli olup vade bitiminde sigorta şirketinin müşteri ile ilişkisi sona erdiğini, acente tarafından yeniden poliçe tanzimi talebi yapıldığında poliçe yeniden tanzim edildiğini, bu nedenlerle öncelikle zamanaşımı itirazımızın kabulü ile davanın zamanaşımından reddine, haksız ve mesnetsiz, hukuka aykırı davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 20/04/2021 tarihli celse ara kararı gereği, davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiş olup, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin…talimat sayılı dosyasından alınan raporda, davacı tarafın ticari defterlerinin asılları tarafıma ibraz edilmediğinden açılış. Kapanış kayıtları vs) usulüne uygun tutulup tutulmadığının tespitinin yapılamadığı, davacı tarafın 2015 ile 2019 yılları arasında ki gelirlerine bakıldığında, davacı tarafın davalı taraftan elde etmiş olduğu aylık ortalama gelirin 4.194.73 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirdiği görüldü.
Mahkememizin 18/11/2021 tarihli talimat yazısı doğrultusunda, davacının alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınması istenilmiş olup, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasından alınan raporda, Taraflar arasında akdedilen 01.03.2019 tarihli Ek Çalışma Protokolüne göre ; acente 01/03/2019 – 31/08/2019 tarihleri arasında prim üretim ve branş dağılımını gerçekleştirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, acente tarafından verilen taahhüdün yerine getirilememesi halinde protokolün acentelik sözleşmesi ile birlikte fesih edileceği acente tarafından peşinen kabul ve taahhüt edildiğini, yapılan değerlendirmede davacı acentenin 01.03.2019 tarihli Ek Çalışma Protokolünde yer alan üretim miktarına ulaştığına ilişkin bir tespit yapılamadığını, bununla birlikte davacı acentenin yıllara göre prim üretim tutarları aşağıdaki şekilde belirlenmiş olup işbu tutarlarda düşüş tespit edildiğini, … 15.Noterliğinin … Tarihli ve … yevmiye numaralı azilnamede ; “Verimsizlik , Üretim yetersizliği” sebebiyle sözleşmenin feshedildiği belirtildiğini, mevzuat çerçevesinde , acentelik sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra acentenin aracılık yaptığı sigorta şirketinden uygun bir tazminat elde edebilmesi için ; öncelikle feshin haksız sebeple olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, başka bir deyişle acentenin kusuru nedeniyle sigorta şirketinin haklı bir nedene dayanarak sözleşmeyi feshetmesi durumda acente denkleştirme isteminde bulunamadığını, dosyada portföyün verimli olmamasının fesih için gerekçe gösterildiği dikkate alındığında, acentenin ek protokolde taahhüt etmiş olduğu üretimi gerçekleştirememiş olması ve sigorta prim tutarlarındaki düşüş çerçevesinde , acentenin kendi kusuru ile sözleşmenin feshine neden olması kapsamında sayılması hususu Sayın mahkemenizin takdirlerine bırakıldığını, acentelik sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığına ilişkin takdir oluşması halinde, acentenin tazminat hakkının da sona erdiğinin hakkaniyete uygun düşeceğinin kabulü ile herhangi bir tazminat hakkının doğmayacağı kanaatinin hasıl olacağını, dosya muhteviyatında yukarıda yazılı hallerin tespitine ve davalının ne gibi önemli menfaatler elde edeceği, davacı portföyünün sigorta şirketine kazandırıldığına ilişkin herhangi bir belge bulunmamakla birlikte davacı tarafın defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde; davacı tarafın 2015 ile 2019 yılları arasında ki gelirlerine bakıldığında, davacı tarafın davalı taraftan elde etmiş olduğu aylık ortalama gelirin 4.194.73 TL olduğu tespit edildiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 15/09/2021 tarihli celse ara kararı gereği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişilerin 31/05/2022 tarihli raporunda, Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmakla birlikte, davalı tarafından sözleşme dönemi çerçevesinde belirlenmiş olan kriterleri yerine getiremediği olgusunun mahkemece haklı sebep olarak değerlendirilmesi halinde davacının denkleştirme ödemesine hak kazanamayacağı, mahkeme aksi kanaatte ise davacının davalıdan 51.481,80 TL denkleştirme ödemesine hak kazanacağı yolunda görüş ve kanaate varıldığını bildirdikleri görüldü.
Mahkememizin 05/10/2022 tarihli celse ara kararı gereği, Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek 01/05/2018 tarihli acentecilik ek protokolü, 01/03/2019 tarihli ek acentecilik sözleşmesi, … 15. Noterliğinin … tarihli fesih ihbarnamesindeki fesih nedeni olarak gösterilen nedenlerin denetime elverişli şekilde irdelenerek davacının davalı sigorta şirketine yeni müşteri kazandırdığı ve bu yeni müşterilerin gelirlerinden mahrum kaldığı itirazının değerlendirilmesi açısından varsa davacının denkleştirme tazminatı alacağının tespit edilmesi konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişilerin 03/04/2023 tarihli raporunda, hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmakla birlikte, denkleştirme talebinin ileri sürülmesi için 1 yıllık hak düşürücü olduğu sürenin olduğu, sözleşmelerin 11.11.2019 tarihinde fesholunduğu bu durumda denkleştirme talebinin 11.11.2020 tarihine kadar ileri sürülmesi gerektiği, uygulamada 1 yıllık süre zarfında ihtar çekildiyse davanın 5 yıllık zamanaşımı süresinde açılabileceği, davalı tarafından sözleşme dönemi ve ek protokol çerçevesinde belirlenmiş olan kriterleri yerine getiremediği olgusunun mahkemece haklı sebep olarak değerlendirilmesi halinde davacının denkleştirme ödemesine hak kazanamayacağı, mahkeme aksi kanaatte ise davalının davacı portföyünden fesihten sonra yaralandığı kısım dikkate alınarak 7.495,00-TL denkleştirme ödemesine hak kazanacağı görüş ve kanaatine varıldığını bildirdiği görüldü.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında aldırılan 03.04.2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı müvekkilin davacı müvekkilin 7.495,00 TL. Denkleştirme alacağına hak kazanacağı belirtilmiş olmakla, 5.000,00 TL olan davasını, 2.495,00 TL daha arttırarak 7.495,00 TL olarak ıslah ettiklerini, ıslah harcını ikmal ettikleri görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda, Davacı taraf, davalının acentesi olup, aralarında süresiz acentelik sözleşmesi yaptıklarını davalı tarafın … 15. Noterliğinin … tarihli … yevmiye no lu azilname ve fesih ihbarnamesi ile sözleşmeyi tekrardan feshettiğini, bu feshin haksız olduğunu, kendisinin davalı tarafa sözleşme süresince kazandırdığı yeni müşteriler olduğunu, davalı tarafın bu müşterilerden hala kar elde etmeye devam ettiğini, acente sözleşmesinin sona ermesi sebebiyle davacı bu menfaatlerden doğan ücretlerini kaybettiğini, bu sebeple davalıdan denkleşme tazminatı hakkı doğduğunu belirterek 15/02/2021 tarihinde davayı açmıştır. Dosyaya sunulan 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda, denkleştirme taleplerinin TTK 122/4 maddesi gereğince, sözleşme fesih tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, ve bu 1 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu belirtilmiş ve davacının denkleştirme talebinin 11/11/2020 tarihine kadar ileri sürmesi gerektiği anlaşıldığından, davacı tarafın TTK 122/4 maddesinde belirtilen 1yıllık hak düşürücü sürede davasını açmadığından, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Hak düşürücü süre nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85-TL karar harcının peşin alınan 85,39-TL harçtan mahsubu ile bakiye 184,46‬-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı vekiline takdir olunan 7.495,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL bedelin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.. 11/10/2023

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.