Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/96 E. 2021/893 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/96 Esas
KARAR NO : 2021/893

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 04/09/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; 31.05.2017 tarihinde … adresinde davalı … ile Yüklenici firması …Tic. A.Ş. tarafından yapılan alt yapı çalışması sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 640,30 TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirilmiş olduğunu, davalı tarafından hasar bedelinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 640,30 TL hasar bedeli 13,42 TL gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 653,72 TL’nin tahsili amacıyla … 23. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderilmiş olduğunu, davalıların ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun itirazının haksız olduğunu, borçluların haksız fiilden kaynaklı müvekkili kuruma vermiş oldukları zararı tazmin etmemiş olduklarını, icra takibine konu olan alacağa dayanağın hasar bedeli olduğunu bildirerek davalıların İcra Müdürlüğü’ne yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalılar aleyhine hükmolunacak meblağın %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan 03/10/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Husumet yönünden itirazları olduğunu, sorumlu ve davalı aktif hasım olanın müteahhit firma olduğunu, her türlü zarar ziyan kaza ve hasarların firmaya ait olduğunu, idare ile yüklenici firma arasında bağıtlanan ve taraflar ile üçüncü şahısları bağlayıcı olan eser sözleşme ile şartnamelerde “Müteahhit firma, yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza, hasar, zarar ve ziyandan sorumlu olacağı” hükmü yer aldığını, dava konusu hasardan idarenin sorumlu olmayacağının Yargıtay kararları ile de teyit edilmiş olduğunu, Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi gereği adam çalıştıran sıfatıyla müvekkili idareye husumet tevcih edilemeyeceğini, müvekkili idarenin denetim ve gözetim yetkisinden bahsedilemeyeceğini, idarenin bir kamu kuruluşu olduğunu, inşaat işleri ile uğraşmadığı için bu işi ihale yönetmeliğine uygun olarak gerekli yeterlilik belgelerini ibraz ederek ihaleyi alan firmaya verdiğini, idarenin yüklenicinin çalıştırdığı elemanlara hiçbir şekilde talimat vermesi, onları seçmesi ve denetlemesinin söz konusu olamayıp bu görevlerin müteahhit firmaya ait olduğunu, idarenin firma tarafından yapılan işin eser sözleşmesine uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetlemek olduğunu, müvekkili idare ile müteahhit firma arasında bağımlılık ilişkisi bulunmadığından müvekkili idarenin yüklenici tarafından verilen zarardan sorumlu tutulamayacağını, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacının karşılıklı kusur durumunun araştırılması gerektiğini, yani davacıya altyapı tesislerinin projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin araştırılması gerektiğini, …’nin müvekkili idarenin yanı sıra davacı kurum da dahil olmak üzere altyapı tesisleri olan tüm kamu kurumlarına göndermiş olduğu yazıda tüm altyapı hizmeti veren kurumların uyması gereken kuralların bildirilmiş olduğunu, tesis üstüne tesis yapılamayacağının belirtilmiş olduğunu bildirerek davacının talep ettiği %20 icra inkar tazminat talebinin reddinin gerektiğini, iş bu davanın husumetten reddine, yersiz ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili tarafından sunulan 24/12/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça icra takibi başlatılmış olduğunu, yapılan inceleme sonucunda takibe konu hasarın müvekkili ile bir ilişkisi bulunmadığından itirazlarına yer verildiğini, her ne kadar davacı tarafça müvekkili şirket taraf olarak gösterilmiş ise de söz konusu hasara ilişkin eylemin müvekkili şirketçe yapıldığına dair somut bir dayanak bulunmadığını, davacı tarafin tek taraflı tespit tutanağına dayanarak takip başlatmış olduğunu, hasara ilişkin eylemin de bu çalışma sırasında müvekkilince gerçekleştirildiği yönünde müvekkili veya çalışanından alınan bir imza, onay ve bu yönde tutanak bulunmadığını, gerçekleştiği iddia edilen zararın gerçekleşip gerçekleşmediğinin bile belli olmadığını, hasara ilişkin miktarın gerçek değerinin belirtilen rakamlarda olup olmadığı hakkında objektif bir veri mevcut olmadığını, müvekkili şirketin çalışma yapılan her iş ortamında ve çevresinde en üst koruma önlemleri alarak kendisine verilen projeye uygun olarak işini yapmakta olduğunu, genel olarak farklı bölgelerde yapılan çalışmalar sırasında; davacı tarafından verilen projelerde gösterilen tesislerin gerçeğe uygun olmadığını, mahallinde farklılık gösterdiği projede yer almasına rağmen projede bulunması gereken yerlerde olmadığı gibi söz konusu hatların bulunduğu yerlerde bu yönde herhangi bir uyarı-ikaz-işaret bulunmadığını, ayrıca söz konusu tesislere dışarıdan gelebilecek etkenlerden korunması gerekmekte iken herhangi bir koruyucu bulunmadığı hususlarının tespit edilmiş olduğunu, gerçekten kusur mevcut ise dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacının kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, davacının tesislerinin projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin araştırılmasının gerektiğini, diğer yandan müvekkilince yapımı üstlenilen işe dair sözleşmenin … tarafından tek taraflı olarak feshedilmiş olduğunu, müvekkilinin çok büyük mağduriyet yaşamakta olduğunu, müvekkilin … ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığını bildirerek öncelikle davanın görev yönünden reddine, somut dayanaktan yoksun haksız ve mesnetsiz iddialarla açılmış davanın müvekkili yönünden reddine; vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… 7. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen … E. …Karar sayılı, 17/10/2019 tarihli kararında:” mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,” karar verilmiştir.
Dava dosyasının … 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 17/10/2019 tarihli görevsizlik kararı gereği mahkememize gönderildiği, mahkememizin 2020/96 Esas sayılı dosyasına tevzi olunarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce celp edilen … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 640,30 TL hasar bedeli ve 13,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 653,72 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı … Müdürlüğü tarafından 21/09/2017, davalı … A.Ş tarafından 04/10/2017 tarihli dilekçeleri ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 14/04/2021 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, hasar formu, tutanak, müzekkere yanıtı ve dosya incelenerek meydana gelen hasar, illiyet bağı ve davalının kusur durumunun tespiti ile davacının davalılardan talepte bulunup bulunamayacağı, bulunabilecek ise talep edebileceği zarar miktarının tespiti konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Elektronik Mühendisi … tarafından ibraz edilen 02/07/2021 tarihli raporda özetle; “Tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler tümüyle değerlendirildiğinde: davacı firmanın … adresinde bulunan altyapı tesislerine davalı firmalar tarafından 31.05.2017 tarihinde yapılan altyapı çalışması sırasında hasar verildiği, davacı firma çalışanlarınca tutulmuş olan hasar tespit formu, tranşe arıza formu ve ekinde yer alan fotoğraf dikkate alındığında yapılan kazı çalışmasının davalı firmaların denetim ve sorumluluğunda olması sebebiyle, dava konusu hasardan davalı firmaların müteselsilen sorumlu olduğu, hasarda kullanıldığı belirtilen malzemenin hasarın giderilmesinde kullanılacak asgari ve uygun malzeme olduğu, kullanılan malzeme bedelinin piyasa şartlarında kadri maruf olduğu, dosya münderecatında yapılan incelemelerde meydana gelen hasarın davacı yüklenicisi tarafından onarıldığını gösteren ve davacının bu iş için yüklenicisine yapmış olduğu ek ödemeye ilişkin (fatura, makbuz, ek hak ediş belgesi vb.) herhangi bir belge tespit edilemediğinden, hasarın giderilmesinde özel olarak işçi tutulup çalıştırıldığının kanıtlanamamış olduğu ve emsal Yargıtay kararları uyarınca ceza bedeli de talep edilemeyeceği, bu durumda talep edilebilecek olan tutarın, maddi hasar bedeli olarak 131,48 TL, KDV(%18) 23,66 TL olmak üzere toplam 155,14 TL olduğu, bu durumda … 23. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 24/08/2017 tarihi itibariyle 155,14 TL hasar bedeli, 3,25 TL işlemiş faiz (yıllık %9 yasal faiz, 31.05.2017-24.08.2017) olmak üzere toplam 158,39 TL talep edebileceği, Sayın Mahkemece davacı ile yüklenicisi arasında yapılmış olan … Tesislerinin Yeraltı AOB Hizmet Alım İşi Sözleşmesi uyarınca Hasara ilişkin Maddi Hasar Montaj Bedeli, Kontrol Tespit, Araç ve Eleman Bedeli ve Ceza Bedeli tutarlarının talep edilebileceğinin kabulü halinde davacının 640,30 TL hasar bedeli ve 13,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 653,72 TL alacak talebinde bulunabileceği,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; haksız fiilden kaynaklı maddi zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı, 31/05/2017 günü Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … adresinde davalı … adına çalışmalarda bulunan diğer davalı … A.Ş tarafından tesislerine zarar verildiğini, hasara uğratıldığını, davalıların bu zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Davalı … davalı … A.Ş ile aralarında akdedikleri sözleşme gereği zarardan sorumlu olmadıklarını, husumet yöneltilemeyeceğini, görevli yargı yolunun idari yargı olduğunu, dava konusu olaya ilişkin illiyet bağının bulunmadığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı … A.Ş ise davacı tarafın uğradığı zararın sorumlusunun kendisi olmadığını, kusurun, zararın kanıtlanmadığını bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalılardan …’nin yargı yoluna ilişkin itirazı yönünden, bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı; ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı, haksız eylem niteliğindeki tutumundan kaynaklanan uyuşmazlığın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yerleşik içtihatlarda belirtilmektedir. Bu yönde yargısal uygulamalar yerleşiktir. Bu nedenle itiraz reddedilmiştir. (HGK’nın 21.9.1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29.11.1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları)
Uyuşmazlık, gerçekleşen zarara kimin sebebiyet verdiğine ve bu zarardan kimin sorumlu olduğuna ilişkindir.
Dosyada bulunan ve davalı … tarafından sunulan 27/09/2018 tarihli … Genel Müdürlüğü Atıksu İnşaat Dairesi Başkanlığı yazısında, davamıza konu yerde “… Atıksu ve Yağmursuyu Kanal İnşaatı” işi kapsamında diğer davalı … A.Ş tarafından kanal çalışması yapıldığı belirtilmiştir.
Dava konusu olaya ilişkin davacı tarafından mahkememize sunulan Hasar Tespit Tutanağını tanzim eden kişiler davacının delil olarak dayanması ve dinlenmesine ilişkin talebi üzerine tanıklara tebligat çıkarıldığı ancak duruşmada hazır bulunmadığı, davacı vekili tarafından hazır bulundurulmadığından tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Yargılama sırasında, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen Hasar Keşif Tutarı Formu, Hasar Tespit Tutanağı, Fotoğraflar ve hasara ilişkin tüm belgelerin değerlendirimesi ve dava konusu olay ile ilgili zarara ilişkin sorumluların kim olduğunun ve miktarının tespit edilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait kabloların davalı … A.Ş tarafından hasara uğratıldığını, fotoğraflardan davacı şirkete ait kabloların standartlara uyulmamış olduğuna dair herhangi bir tespitte bulunulamadığının anlaşıldığı, bu nedenle hasarın meydana gelmesinde davacıya kusur izafe edilemeyeceğini, 2017 … birim fiyatları uyarınca davacının zararının 155,14 TL olduğu, araç ve personel giderlerinin montaj birim fiyatına dahil olduğu, davacının 155,14 TL asıl alacak, 3,25 TL işlemiş faiz talep edebileceği belirtilmiştir. Dosya kapsamında bulunan fotoğraflardan zararın meydana gelmesine sebep olan fiili gerçekleştirenin davalı … adına faaliyet gösteren davalı … A.Ş olduğu anlaşıldığından bilirkişinin bu yöndeki görüşüne iştirak edilmiştir.
Davacının %25 ceza bedeli talebi açısından yapılan değerlendirmede; haksız fiil hükümlerine göre zarar verenin meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olduğu, somut olaydaki %25 ceza bedeline dayanak olan bir zararın meydana geldiğine dair bir delil sunulmadığı anlaşıldığından gerçek zarar ilkesi kapsamında davalıların %25 ceza bedeli adı altında talep olunan miktardan sorumlu olmadığı anlaşılmıştır. Araç ve personel gideri talebi açısından yapılan değerlendirmede; … birim fiyat tarifeleri 32.b pozunda personel ve araç giderlerinin malzeme ve montaj bedellerine dahil olduğu belirtildiğinden davacının araç ve personel gideri talebinin mükerrerlik arz ettiği tespit edilmiş olup, bu talep yönünden davalıların sorumlu olmadığına kanaat getirilmiştir.
Davalı … diğer davalı taşeron … A.Ş ile aralarındaki sözleşme gereği sorumlu olmadıklarını, meydana gelen zararlardan davalı … Tic. A.Ş’nin sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını bu nedenle sorumlu olmadıklarını beyan etse de … idaresinin kamusal faaliyetleri niteliğinde olan altyapı çalışmalarında tüm sorumluluğu sözleşme ile yüklenici firmalara bırakmasının sadece sözleşen tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, davalılar arasındaki sözleşmenin sorumluluk ilişkisini düzenleyen hükümlerinin kendi aralarında geçerli olup 3. kişi konumundaki davacıyı bağlamayacağı, davalı …’nin TBK m.66 anlamında denetim ve gözetim yükümlüğünün olduğu ve bu kapsamda verilen zarardan asıl işi yapan şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda; davacı kuruma ait kabloların davalı … adına … Tic. A.Ş tarafından yapılan kazı çalışmalar sırasında hasara uğradığı, gerçekleşen zarar ile uygun illiyet ve kusur durumunun mevcut olduğu, haksız fiil şartlarının oluştuğu, yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, olay nedeniyle oluşan zarar miktarının bilirkişi raporunca belirlendiği, raporun denetime elverişli ve yeterli olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ilgili yönetmeliklere ve meydana gelen zarara uygun olduğundan tarafların bilirkişi raporuna yönelik itiraz ve beyanları yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 158,39 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 155,14 TL asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 158,39 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 155,14 TL asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL’nin, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu bakiye 23,40 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere 71,80 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 973,10 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 235,77 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin, davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 75,77 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın bu davalı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 158,39 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 2. fıkrası gereğince hesaplanan 158,39 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı ve davalı … tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 5.880 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip
¸¸

Hakim
¸¸