Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/74 E. 2021/453 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/74 Esas
KARAR NO : 2021/453

DAVA : Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ltd. Şti.’nin %10 hissedarı olduğunu, 09.12.2019 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında şirketin mevcut olan 300.000,00 TL sermayesini 600.000,00 TL’ye yükseltildiğini, sermaye arttırımında hissesine düşen 30.000,00 TL’nin ödenmesi ile ilgili olarak şirketin sorumlu müdürü… tarafından 2018 yılından itibaren adına ödenmesi gereken aylık kar payı, maaş veya huzur hakkı bedellerinin ödenmediğinden, mağduriyetinin giderilerek hem şirket sermaye arttırımında iştirakinin sağlanabilmesini ve el konulan alacaklarının verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; davacı tarafın maaş ve kar payı alacağını şirket uhdesinde muhafaza edilmesi kararı, usul ve yasaya uygun olarak aldığını, davacının 2004 yılı itibariyle …’ya yerleştiğini ve iş hayatına orada devam ettiğini, bu süreçte şirketin işleyişinden kendi tercih ve hareketleri ile uzak kaldığını, haberdar edilmesine rağmen genel kurullara katılmadığını ve şirketin gidişatına ilişkin hususları takip etmediğini, buna karşılık müvekkili şirket tarafından 2018 Ağustos ayına kadar şirket çalışmaları ile ilgili herhangi bir çaba göstermemesine rağmen davacıya her ay düzenli olarak 01.09.2016 tarihinden 01.09.2018 tarihine kadar sehven maaş adı altında ödemeler yapıldığını, bu ödemelerin şirket kasasına iadesi için dava haklarını saklı tuttuklarını, maaşın, şirkette bir fiil mesai yapan ortaklara ödenirken sehven kendisine de yapıldığını, şuanda da ortaklar kurulu kararıyla yalnızca şirket müdürü…’in şirketten maaş aldığını, davacının ise müdürler kurulunda yer alan… ve …’ın sorumluluğu ve azli için usule ve yasaya aykırı olarak … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasını ikame ettiğini, davanın halen derdest olduğunu ve dosya kapsamında alınan 09.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda “iddia konusu olay ve olguların mevcudiyetine ilişkin dosyada belge ve delil tespit edilemediği” belirtildiğini, davacının tamamen varsayımdan ibaret ve hiçbir somut delile dayandıramadığı iddiaları ile yargı yoluna başvurduğunu ve şirkete büyük ölçüde zarar vererek ticari itibarını da zedelediğini, davacı tarafa en son 01.09.2018 tarihinde kar payı dağıtıldığını, ancak o tarihten bu yana şirkette kar payı dağıtımı söz konusu olmadığından davacı tarafa da herhangi bir ödeme yapılmadığını, ayrıca huzur hakkı ödemesinin hiçbir ortağa yapılmadığından davacı tarafın bu konudaki taleplerinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu edilen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 18/11/2020 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; dosya, incelemeye sunulan davalı şirket kayıtları ,şirkete ait davalı vekili tarafından sunulan faaliyet raporu, davacının talepleri kapsamında ayrıntıları izah edildiği şekilde davacıya 2018 yılı için kar payı ödemesi yapıldığı sunulan makbuzlarda belirlenmiş olup, kar payı dışında ikramiye ve huzur hakkı adı altında davacı dahil 4 ortağa yapılması kararlaştırılan 2018 yılına ilişkin ödemelerin yapılmadığı, dolayısıyla 2018 yılı için davacıya ödenmesi gereken 18.000 TL tutar hesaplandığı, 2019 yılında kar payı dağıtımı mevcut olmadığı ve diğer ikramiye ve huzur hakkı adı altında müdüre ödeme yapılmasının kararlaştırılmış olduğu, 2019 yılı için müdür olmayan davacıya ödemenin söz konusu olmayacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla kök raporu hazırlayan bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 28/04/2021 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; şirket faaliyet raporunda yer alan diğer ortaklara ödenen ancak davacıya ödenmediği belirlenen aylık 1.050 Euro/4.725,00 TL kar payı 2018 yılında 4 ay için 18.900 TL olarak belirlenmiştir. İtiraz kapsamındaki yukarıdaki değerlendirmeler neticesinde, kök rapordaki hesaplamaya ilave edilmesi gerektiği toplam davacının 36.900 TL 2018 yılı için faaliyet raporu içeriğine göre ödenmeyen hakları hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının Eylül 2018 tarihinden itibaren kar payı, maaş ve huzur hakkı alacağı olarak tespit ettiği 30.000 TL’nin şirketin almış olduğu sermaye artırım kararına istinaden bu alacak mahsup edilerek sermaye artırımına iştirakinin sağlanmasına ilişkin davadır.
Ticaret sicil memurluğunda … sicil no ile “… Limited Şirketinin kuruluşunun 13.11.1998 tarihinde tescil edildiği, şirketin kuruluş sermayesinin 10.000 TL olduğu (md. 6), Madde 11’de düzenlenen Kar’ın Dağıtımı Maddesinin :“Şirketin safi karı yapılmış her çeşit masraflarının çıkarılmasından sonra kalan miktardır. Kalanı hissedarlara ödenmiş sermaye üzerinden hisseleri oranında dağıtılır. Kara iştirak eden hissedarlara dağıtılması kararlaştırılan miktardan TTK’nun 466’ıncı maddesinin 2.fıkrasının 3 numaralı bendi gereğince %10 ayrılarak umumi yedek akçeye eklenir. Kardan bir kısmının hissedarlara dağıtılması ve şirket adına işletilmesi veya memurlara, hizmetlilere ikramiye olarak verilmesi gibi kararlar şirket sermayesinin en az %51’ini temsil eden hissedarların kararına bağlıdır.” şeklindedir.
Davacının kuruluş aşamasından sonra şirket ortağı olduğu görülmüştür. 27.12.2018 tarihinde tescil edilen Genel Kurul kararı ile hisse devirleri sonrası ortaklık yapısına göre, davacı sermayedar …nun sermaye tutarının 30.000,00 TL olduğu, 14.05.2019 tarihinde tescil edilen Genel Kurul kararı ile hisse devirleri sonrası oluşan ortaklık yapısında davacının sermaye tutarının 30.000,00 TL olduğu, 09.12.2019 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul yapılmasına ilişkin ilanın 21.11.2019 tarih ve 9956 sayılı Türkiye ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, sermaye artışının görüşülmesi, adres değişikliği hususlarında gündem bildirildiği ve ekinde yeni sermaye yapısının tadil örneğinin sunulduğu mevcut olup davacı …’nun sermaye tutarının 60.000,00 TL olarak belirlendiği, 09.01.2020 tarih ve 9990 sayılı Ticaret sicil gazetesinde rüçhan hakkının kullanılmasına davet yazısının ilan edildiği, 10.02.2020 tarihinde tescil edilen Genel Kurul ve Müdürleri kurulu kararı ile yeni ortaklık yapısının aşağıdaki şekilde ilan edildiği davacı … sermaye tıtarının 30.000,00 TL olarak belirlendiği, ticaret sicil kayıtları uyarınca davacının son sermaye arttırımı öncesinde toplam sermayedeki payının % 10, son sermaye arttırımı sonrasında şirket sermayesindeki payının % 5 olarak tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacı … tarafından…’e keşide ettiği … 26.Noterliği … tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile “şirkette 09.12.2019 tarihinde yapılan ortaklar kurulu toplantısında şirketin sermayesinin 600.000 TL’ye arttırılmasına karar verildiği, bu nedenle 29.03.2019 tarihinde yapılan ortaklar kurulu kararı ile Eylül 2018 tarihinden itibaren tarafına ödenmeyen maaş ve kar payını muhafaza ettiğinin ifade edildiğini, sermaye arttırımına iştiraken tarafına ait uhdelerinde bulunan paradan payına düşen 30.000 TL’nin … banka hesabına sermaye arttırım iştirak payı olarak süresinde yatırılmasını, dekontun tarafına iletilmesini” ihtar ettiği mevcuttur.
… tarafından …’na keşide edilen … 25.Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile “İhtar belirtilen somut gerçeklikten uzak haksız ve dayanaksız hususların kabulünün mümkün olmadığını, tarafıyla herhangi bir iş ilişkisi olmadığını, maaş hakkı doğmadığını, Eylül 2018 tarihinden itibaren kar payının tarafınca muhafaza edildiğine dair beyan ve taahhüdü de olmadığını, 29.03.2019 tarihli ortaklar kurulu kararında da dayanarak da böyle bir yükümlülük olmadığını, talepleri reddettiğini” ihtar etmiştir.
Davacı Eylül 2018 tarihinden itibaren kar payı ödenmediğini dava dilekçesinde bildirmiş olup, geçmiş dönemlere ilişkin kar payı talebi olmadığı ihtar ve dava dilekçesi kapsamında belirlenmiştir. Şirketin 2018 yılı karının 126.455,07 TL olduğu, Şirketin 2018 yılı karı kapsamında davacının 2018 yılında olan hisse başına düşen kar payının 9.317,62 TL olduğu, 2019 yılında raporlanan karın 13.923,69 TL olduğu, yedek akçe ayrıldıktan sonra TTK 521 uyarınca dağıtılacak kar payının bulunmadığı, 2017 yılında… ,… ve …’a 19.850 TL tutarında huzur hakları ödendiği ve 2019 yılında…’e toplam 84.000 TL huzur hakkı ödendiği, 2018 yılında herhangi bir huzur hakkı verildiğine ilişkin hesap ve açıklamanın kayıtlar ile sunulan mizan dökümlerinde mevcut olmadığı, davacının bildirdiği şekilde davacıya huzur hakkı veya maaş verildiğine ilişkin sunulan kayıtlar kapsamında ortaklar hesabında kaydın mevcut olmadığı, davacı tarafından sunulan bir kısım 2017 ve 2018 yılı tediye makbuzlarına ilişkin davacıya ait herhangi bir hesap mevcut olmadığı, tespit edilen 2018 yılına ait kayıtlar kapsamında kar payı hesabında hesaplanan 9.317,62 TL kar payına karşılık 2018 yılında kar payı olarak davacının 9.450,00 TL ödeme aldığının tediye makbuzları kapsamında tespit edildiği, kayıtlar kapsamında davacının kar payına ilişkin talep ettiği hususta yapılan hesaplamaya göre ve davacının sunduğu, davalı şirketin ödeme makbuzu kapsamında davacının 2018 yılı kar payı makbuzundaki açıklama kapsamında ön ödeme olarak aldığı, davacının diğer maaş ve huzur hakkı taleplerine ilişkin, kayıtlarda herhangi bir ödeme ve benzeri kaydın tüm ortaklar için kayıtlanmadığı ancak davalı şirket vekilinin sunmuş olduğu 2018 yılı faaliyet raporu içeriğindeki yapılan belirlemeler kapsamında davacı dahil ortaklara maaş ve aylık ödeme kararı olduğu, bu karara göre 12 aylık ödemenin 8 ayının davacıya yapıldığı, ikramiye olarak yıllık belirlenen tutarın yarısının yapıldığı, kalan tutarların ortağın açmış olduğu dava sebebiyle ödemesinin yapılmadığı, 31.12.2018 tarihinden sonra ödemelerin sadece şirket müdürüne yapılmasının kararlaştırıldığı, söz konusu 4 ortak için faaliyet raporunda yer verilen yapılan ödemelerin, ortaklara yapılacak ödemelere ilişkin ana sözleşme 11. maddesi kapsamında ortaklıkça alınan karar ve uygulamasına ilişkin olduğu, aynı faaliyet raporuna göre ortaklara borç avans dağıtılması yapıldığı ve davacı için de hesaplamanın mevcut olduğu görülmüş ise de borç avans dağıtımının bir alacak olarak talep edilebilirliği bulunmadığı, 2018 yılında şirket ortaklarına ödenen aylık tutarlar ve ikramiye adı altında tek bir ödeme olarak 8.000 TL nin olduğu, diğer ortaklara 2018 yılının tamamı için yapılan ödemenin davacı ortağa ilk 8 aylık kısmının yapıldığı, kalan dönemin ödemesinin şirket aleyhine dava açılması sebebiyle yapılmadığı, dava sonucuna göre yapılmasının kararlaştırıldığı ve 31.12.2018 sonu itibariyle huzur hakkının sadece şirket müdürlerine yapılmasının kararlaştırıldığı, davacıya bu kapsamda ödenecek tutarın 3.500,00 TL X 4 ay= 14.000,00 TL ve ikramiye 4.000,00 TL olmak üzere toplam 18.000,00 TL olduğu, davacıya 18.000 TL yapılması kararlaştırılan ödemenin yapılmadığı ve hesaplanan bu tutarın ortaklığın uygulanan kararları kapsamında 2018 yılı için davacıya ödenmesi gerektiği, 2019 yılında sadece şirket müdürlerine ödenmesi yapılması hususunun aynı faaliyet raporunda yer aldığı, davacının şirket müdürü olmaması nedeniyle 2019 yılı için kayıtlarda herhangi bir ödemenin diğer ortaklara yapılmadığı ve dağıtılacak karın raporlanmadığı kök rapor ile tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin kök rapordan sonra 26.11.2020 tarihli dilekçe ekinde … Makbuzu açıklamalı 2017 (Mayıs – Kasım) ve 2018 (Ocak –Haziran) yıllarında davacıya yapılan ödemeleri içeren tediye makbuzu suretlerini sunduğu, davalı vekili tarafından ise ara karar kapsamında ortaklar kurulu kararı, faaliyet raporu ve davacıya yapılan ödemelere ilişkin 2018 yılı tediye makbuz suretlerinin dosyaya sunulduğu görülmüş olup 29.03.2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 2018 yılına ait genel kurulu toplantısının 3. Maddesinde şirketin 2018 yılı dönem karının müdürler kurulunun alacağı kararlar doğrultusunda dağıtılmasına, davacı …’nun olumsuz oyuna karşılık karar verildiği, davalı tarafından davacıya 2018 yılında yapılan ödemelere ilişkin sunulan tediye makbuzları ve 2018 yılı faaliyet raporu kapsamında yapılan incelemede davalının bildirdiği hususta sehven … yerine “…” yazıldığı, davaya konu davacı ortağın ve diğer ortaklara yapılan ödemelerin tüm ortaklar için mizan içeriğinde kayıtlanmadığı, ancak faaliyet raporu içeriğinde ve sunulan ödeme makbuzları kapsamında yapılmış olduğu, davacı tarafından kendisine yapılacak olan ödemeyle ilgili 1.050 Euro kar payının da ilave edilerek hesap yapılması gerektiği yönünde bildirilen itirazının değerlendirilmesinde, kök raporda şirket kayıtları kapsamında kar payı ödemesinin hesaplamasından sonra davacı için hesaplanacak bir kar payı olmadığı görülerek dahil edilmemiş ise de itiraz üzerine yeniden yapılan incelemede faaliyet raporu içeriğinde diğer ortaklara kar payı ödemesinin 12 ay boyunca aylık yapıldığının itiraz üzerine tespit edildiği, ortaklar arasında salt davacıya kar payı ödemesi yapılmamış olduğu, faaliyet raporu gereği kök rapordaki hesaplamaya davacının da itirazında bildirdiği gibi 2018 yıl için ödenmeyen 4 aylık kar payının da ilave edilmesi gerektiğinden şirket faaliyet raporunda yer alan diğer ortaklara ödenen ancak davacıya ödenmediği belirlenen aylık 1.050 Euro/4.725,00 TL kar payının 2018 yılında 4 ay için 18.900 TL olarak belirlendiği, böylelikle 2018 yılı için faaliyet raporu içeriğine göre davacının toplam 36.900 TL ödenmeyen alacak haklarının hesaplandığı ek mali rapordan anlaşılmıştır.
Y. 11. HD. 19.03.2009 tarihli 2007/8554 E. 2009/3246 K. Sayılı ilamı; “…sermaye koyma borcu bulunan ortakların bu borçlarını iflas dışında dahi şirketten olan alacakları ile takas edemeyeceklerinin kabul edileceği, davalının davacı şirkete haberi olmadan ortak edildiği savunulmuş ise de, sermaye borcunun davacı şirketten olan alacağının takas-mahsubunu talep etmekle, hem ortak olduğunu hem de sermaye koyma borcu bulunduğunun davalı tarafından ikrar edildiği, iflas eden davacı şirketin dava ehliyeti bulunmadığı savunulmuş ise de, iflasın, şirketin tüzel kişiliğini ortadan kaldırmayacağı, tüzel kişiliğin tasfiye amacının gerektirdiği sınırlar dahilinde işlemlerine devam edebileceği, şirketin tüzel kişiliğinin ancak tasfiye tamamlanıp iflasın kapanması ve müflis şirketin kaydının ticaret sicilinden terkin edilmesi ile son bulacağı, davacı şirketin davalıdan 25.000 Euro asıl, 6.000 Euro işlemiş faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle, icra takibine davalı itirazının iptali ile takibin 25.000 Euro, 6.000 Euro işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine, 56.600 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” şeklinde olup her kadar davacının şirketten alacağının bulunduğu mali rapordan anlaşılmış ise de yukarıda değinilen Yargıtay ilamı ışığı altında yapılan değerlendirmede, sermaye koyma borcu bulunan ortakların bu borçlarını iflas dışında dahi şirketten olan alacakları ile takas edemeyecekleri yönündeki yerel mahkeme gerekçesini kabul eden içtihad dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL + 512,50 TL tamamlama harcından oluşan toplam 566,9‬0 TL harçtan mahsubu ile bakiye 507,6‬0‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT m. 13/4 uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”