Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/736 E. 2022/403 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/736 Esas
KARAR NO : 2022/403

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 14/12/2020 tarihli dava dilekçesinde; Davalı şirketin 15.09.2020 günü usulsüz şekilde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan ibra, huzur hakkı, rüçhan hakkı ve sermaye arttırım kararlarının usul, esas, sözleşme ve yasal düzenlemeler ve dürüstlük kurallarına uygun alınmadığı gerekçeleri ile iptalini talep ederek, davalı şirketin …adresinde bilişim iştigal konusu ile faaliyette bulunduğunu, müvekkillerinin 50.000.-TL sermayeye sahip şirkette Ticaret sicil Kayıtlarına göre; …’nun %9, …’ün %9, …’ın % 9 hisse ile ile pay sahibi bulunduklarını, Diğer %73 hissenin dava dışı … ‘a ait olduğunu belirterek müvekkillerinin davacı tarafından 15.09.2020 tarihli genel kurula usule uygun davet edilmediklerini ve yokluklarında karar alındığını, davalılardan bir kısmına TTK 410 gereği usulüne uygun İTM tebliğ edilmediğini, bir kısmına tebliğ işlemi yapılmadığından genel kurulda belirlenen gündem maddelerine olumsuz oy kullanamadıklarını, Hazırlanmış faaliyet raporu ve davet mektubunda davacılardan …’ın pay oranın yansıtılmamış olduğu ve genel kurul toplantısına pay sahibi olduğu iddia edilen, ticaret sicil kayıtlarında ise devirleri tescil ettirilmemiş dava dışı yetkisiz temsilcilerin genel kurul toplantısına katıldığı ve oy kullandığını, 15.09.2020 tarihli genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 50.000.-TL’den 250.000.-TL’ye çıkarma kararı alındığını, buna ilişkin olarak 01.10.2020 tarih,… sayılı TTSG ilan olunan 18.09.2020 tarihli yönetim kurulu kararında ortakların 15.09.2020’de yapılan olan genel kurul toplantısında, alınanı, belirterek sermaye arttırımı rüçhan haklarını kullanmaları için çağrı yapılmasına karar verildiğini belirterek bahse konu Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların müvekkillerinin çıkarlarına halel getirecek mahiyette olduğunu, sermaye arttırım kararının dürüstlük kuralına aykırı alınmış olduğunu, davalı şirketin aktif ticari faaliyetini sonlandırdığını, ana sözleşmedeki belirtilen amaç ve konu faaliyetlerinin hiç birini gerçekleştiremediğini, yüklü miktarda vergi borçları, yönetimsel ve finansal sorunlar sebebi ile davacı müvekkil ortaklarından … tarafından şirketin 11.ATM … E.sayılı dosyasında dava açıldığını, tasfiye halinde olan şirket için sermaye artışı yapılmasının hakkın kötüye kullanılması olacağını, şirket borçlarının arttırılması istenilen sermaye payının üzerinde olduğunu, bu işlemden müvekkillerinin ya da şirketin menfaatinin bulunmadığını sermaye arttırımı kararı ile müvekkillerinin pay oranları üzerinde tasarruf yetkisini azaltacak olması ile, sermaye arttırım hakkının kötüye kullanılması ilkesi ve münferit ve azınlık pay sahiplerinine en az zarar verecek şekilde kullanılması ilkesi ve şirket gereksinimlerine paralellik gösterdiğinin faaliyet raporlarında açıklanması ile alınması gerekli Şirketin 2 senedir faaliyeti bulunmadığı ve yüklü miktarda borçlu olduğu sebebi ile kötü niyetli olduğunu, müvekkillerinin rüçhan hakkının kullanılmasının müvekkili ….’ın genel kurul toplantısına davet edilmemesi ile müvekkilinin pay değerinin düşürülmesinin hedeflendiğini, huzur hakkı uygulamasının TTK 394 te tanımlandığını, huzur hakkı kararı alınabilmesi için şirketin yapısı, faaliyet durumu, şirketin gelirine uygun bir tutarın belirlenmesi gerekirken fahiş tutarda belirlenen huzur hakkının yönetim kurulu üyesi olmayan ortakların kar payı alma haklarını zayıflattığını, davalı şirketin 16.03.2009 tarih, 7270 sayılı TTSG yayınlanan esas sözleşmesinde huzur hakkına yönelik bir hüküm bulunmadığını, Olağan Genel Kurul Toplantısında görüşülen ve ibra edilen faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığını, karşılaştırmalı mali tablolar hakkında gerekli açıklamalarda bulunulmadığı gerçek durumların görülmediği, muhasebe kayıtlarının doğruluğu teyit edilmeden ibra kararı alındığından ibra kararının geçersiz olduğunu, Mmüvekkillerinin davalı şirket muhasebe kayıtlarını inceleme taleplerine karşılık tehdit edildiklerini, Usulüne uygun olmayan davet, müvekkilinin pay oranının faaliyet raporunda yer almaması, genel kurul toplantısna yetkisiz kişlerin katılması, dürüstlük kuralına uymayarak alınmış sermaye arttırım kararı belirlenen huzur hakkının sözleşmede yer almamasına karşın menfaat sağlamak amacı ile kötüye kullanılması, Gerçeğe aykırı finansal tablolarla yönetim kurulunun hukuka aykırı kendilerini ibra etmiş olmaları gerekçeleri 15.09.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan ibra, huzur hakkı, rüçhan hakkı ve sermaye arttırım kararlarının usul ve esas, sözleşmeye uygun alınmaması sebebi ile genel kurulun iptalini ve … 11.ATM … E.sayılı dosyasında görülmekte olan şirketin tasfiyesine ilişkin davanın iş bu davanın sonucunu etkileyeceğinden bekletici mesele yapılmasını ve verilecek tedbir kararı ile genel kurul kararlarının uygulamasının geri bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 26/01/2021 cevap dilekçesinde; Davacıların hissedar olmayan kişileri ortak, genel kurula iştirak etmeleri için genel kurula katılmış gibi göstermeye çalışmakta olduğunu, genel kurul toplantısının bakanlık temsilcisi gözetiminde yapıldığını, genel kurula çağrı ve yapılan tebligatların TTK ya uygun olduğunu, ortak olmayan davacıya çağrı yapılmadığı iddiasının hukuken isabetsiz olduğunu, Bilanço, Gelir Tablosu ve faaliyet raporunun genel kurula 15 gün öncesinde ilanda belirtilen adreste incelemeye hazır olduğu hususunun TTSG ilan edildiğini, çağrının İTM ile ortaklara 24.08.2020 ve 25.08.2020 de ortak olan davacılara tebliğ edildiğini, davacıların genel kuruldan haberdar olduklarını, davacılardan … genel kurul toplantısına fiilen katılmadığını ,sermaye artırım kararının şirketin olağan faaliyetlerini sürdürmesinin gerekli olduğunu, şirketin öz kaynaklarını yitirdiğini, şirket yönetim kurulu üyesi …’ın şahsi mal varlığından davalı şirket yararına aktarımda bulunduğunu, sermaye artırım ve rüçhan hakkının kullanılmasının yasa ve usüle uygun olduğunu, davacıların sınırlaman iddialarının gerçek dışı olduğunu, huzur hakkı kararının yasa ve usule uygun olduğunu, davacıların faaliyet raporu ve ibra konusundaki taleplerinin asılsız bulunduğunu, davacıların mali tablolar hakkındaki iddialarının , bekletici mesele taleplerinin ve 2019 yılı olağan genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesi ile davanın reddini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 21/03/2022 tarihli raporda: davacılardan …’ın davalı şirketin ortağı olmadığı, dolayısıyla genel kurul kararının iptalini dava edecek aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, diğer davalılar … ve …’e çağrının usulüne göre yapıldığı ancak davacıların toplantıya katılmadığı bu durumda dava açma hakları bulunmadığı, Toplantıya yetkisiz kimselerin katıldığı iddiası dosya münderecatı ve şirket kayıtlarından tespit edilemediğinde davacıların buna dayalı olarak iptal davası açamayacağı sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı şirketin incelenen ticaret sicil özeti ve kayıtlarından davacılardan … kurucu sıfatı ile ticaret sicil gazetesinde kaydı bulunduğu, anlaşılmıştır. Anonim Şirketlerde payın devrinin ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmesi gereklilik değildir. Davalı şirketin payları nama yazılı olup, esas sözleşmesinde payın devri bakımından herhangi bir bağlam hükmü bulunmamaktadır. Davalı şirketin payları pay senedi çıkarılmışsa ciro ve tescil ile, çıkarılmamışsa alacağın temliki yoluyla devir edebileceğinden devrin şirkete karşı geçerli olabilmesi için şirket onayına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bağlam ön görülmeyen hallerde şirket pay defterine kayıt sadece ispat vazifesi göreceğinden davalı şirket kayıtlarında da …’ın paylarını devrettiği 29/04/2016 tarihli 2016/1 nolu yönetim kurulu kararı ile payın devrinin pay defterine işlendiği, bu suretle …’ ın ortaklıktan ayrıldığı, davacının paylarının bir kısmını diğer iki davacıya devredildiği, devir kaydının da 29/04/2016 tarihinde yapıldığı, pay devrinin ticaret sicilinde tescil edilmemiş olmasının devri geçersiz kılmayacağı, …’ın kurucular arasında yer almasının pay sahibi sıfatını koruduğu ve bundan kaynaklanan haklarını kullanabileceği anlamına gelmediği, pay defterine işlenen kaydın geçersiz olduğununda davacı tarafından ispatlanmadığı anlaşıldığından davacı …’ın davalı şirketin ortağı olmadığı sonucuna varılarak Genel kurul kararının iptalini dava etmekte aktif dava ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından bu davacı hakkında açılan davanın aktif husumetten davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK’nun 446. maddesine göre toplantıda hazır bulunupta karara olumsuz oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilecekleri, TTK’nın 445.maddesinde de 446.madde de belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararlarına aleyhine karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabileceği düzenleme konusu yapılmıştır.
… 1. ATM nin …Esas … karar sayılı ilamı ile davacı şirkette pay sahibi olarak bulunan …’a davalı şirketin genel kurulunun yapılabilmesi için çağrı izni verildiği, dava konusu edilen 15/09/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına ait çağrının 25/08/2020 tarihli 10145 sayılı ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, 2019 yılı olağan genel kurul toplantısına ait ortaklara yapılan davet çağrısının …, …, … , …, …, …’e 20/08/2020 tarihinde iadeli taahhütlü mektup ile yapıldığı, tebligatın davacılar …, … tarafından 28/08/2020 tarihinde tebliğ alındığı, davalı şirketin davacıların şirkete bildirdiği adrese tebligat yapmak sureti ile tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde tebligat yapılır şeklindeki kurala riayet etmiş oldukları, davacıların bilinen en son adresine tebligatın yapılmış olması sebebi ile çağrı usulüne aykırılığın söz konusu olmadığı, davacıların usulüne uygun olarak çağrıldıkları toplantıya katılmadıklarından Genel Kurul Kararlarının iptalini talep etme hakları bulunmadığı, toplantıya yetkisiz kimselerin katıldığı iddiasının davalı şirket pay defterinde kayıtlı kimseler dışında toplantıya katılım olduğu tespit edilemediğinden ispat edilemediği anlaşıldığından davacılar … ve …’nun açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacı … açısından davanın aktif husumetten reddine,
2-Diğer davalılar …, … açısından davanın reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70-TL’nin, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 26,30- TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL Maktu vekalet ücretinin davacılar …, …’den alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı … açısından dava aktif husumet yönünden reddedildiğinden Avukatlık asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/06/2022

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.