Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/720 E. 2022/427 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/720 Esas
KARAR NO : 2022/427

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin … adresinde bulunan …Hastanesinin sahibi olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında iç hastalıkları konusunda hizmet sunumu konusunda Hizmet Satın Alım Sözleşmesi imzalandığını, davalı bünyesinde bulunan … aracılığı ile iç hastalıkları konusunda hizmeti sunmayı taahhüt ettiğini, davalı şirket ile müvekkili hastane arasında bakılan hasta sayısı üzerinden gelir bölüşümü yapılmasını şeklinde Türk Borçlar Kanunu anlamında hizmet satın alınmak üzere bu sözleşme imza edildiğini, buna göre şirketin baktığı hastalarda muayene ve konsültasyon hizmetinin %40’ının, günlük hasta takip ve tedavisinin de %40’nı şirkete ödenmesi, anılan tutar toplamının 1 ayda 40.000 TL altında kalması halinde, daha sonra fazla çıkan aylarda mahsup edilmek üzere ayda 40.000 TL’ye tamamlanacak şekilde ödenmesine karar verildiğini, davalı ile müvekkili hastane adi ortaklık şeklinde bir çalışma şekline imza attıklarını, sözleşmeye göre davalıların başlamayı taahhüt ettiği tarih 01.02.2020 tarihi olduğunu, ancak bu tarihte başlamayan ve mevcut şirketi ile sözleşme şartlarını yenileyip, daha iyi şartlarda anlaşarak devam kararı alan davalıların müvekkiline sözleşme kapsamında hizmet vermeyeceklerini bildirdiklerini, bunun üzerine müvekkilinin sözleşmenin haksız feshi nedeni ile cezai şarta ilaveten sözleşmenin feshinden kaynaklı zararın da giderilmesini … 36. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile talep ettiğini, anılan madde uyarınca şirket 1.2.2020 de başlama yönündeki taahhüdünü ihlal etmek sureti ile 4 aylık hizmet bedeline ait aylık 40.000 TL’den 160.000 TL cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu beyan ile cezai şartın ve ek olarak fesih nedeni ile müvekkilin fesih sonrası yeni bir hekim arayışı, yeni hekim başlayıncaya kadar oluşan kar mahrumiyeti, ile davalı şirketin faaliyet göstereceğine inançla yapılan masraflar ve mahrum kaldığı kar kaybının fazlaya dair talep ve dava haklarımızı saklı tutarak şimdilik 1.000 TL’lik kısmının … 36. Noterliğinin …tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile öncelikle, huzurdaki davanın müvekkili … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, “Sözleşmelerin nispiliği” kuralı gereğince sözleşmenin, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlayacağını, huzurdaki davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin gerçek kişi davacı şirketin hastanesinde hizmet vereceğini, davacı şirketin merkez hastanesinin ise “…” adresinde olduğunu, bu nedenle davanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, bu nedenle haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, imzalanan sözleşme çerçevesinde müvekkili ile davacı şirket yetkilileri arasında yapılan görüşmelerde şifahen sözleşmenin fiili başlangıç tarihinin 01.05.2020 olarak kararlaştırıldığını, .una rağmen, sözleşmeye, işe başlama tarihinin 01.02.2020 tarihi yazıldığını, müvekkilinin bu tarihi düzeltmek için davacı şirket yetkilileri ile görüştüğünü, ancak kendisine “burada yazılan tarihin önemi olmadığı ve bu tarihin yazılmasının prosedürden ibaret olduğu” ifade edilerek müvekkilinin talebinin yerine getirilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin 01.05.2020 tarihinde hüküm ifade etmeye başlayacağına duyduğu güvenle hiçbir işlem tesis etmediğini, ancak davacı şirketin müvekkilinin bu güvenini boşa çıkardığını ve … 36. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek, ardından huzurdaki işbu davayı ikame ettiğini, 05.02.2020 tarihli ihtarname müvekkillerine tebliğ edildikten sonra …’un davacı şirket yetkilileri ile görüştüğünü, mevcut işyerinde ihbar süresini dahi beklemeksizin işe başlama talebinde bulunduğunu, ancak davacının bu talebi reddettiğini ve işe başlatılmayacağı kendisine bildirdiğini, hizmet ihtiyacı oluştuğu zaman, davacı şirket tarafından bu ihtiyacın müvekkili şirkete bildirilmesi ve akabinde müvekkili şirket tarafından söz konusu ihtiyacın giderilmesi için doktor temin edilmesi gerektiğini, ancak bu çağrı yahut bildirimin davacı şirket tarafından yapılmadığını, sözleşmenin sözde başlangıç tarihi olan 01.02.2020 tarihinden 4 gün sonra 05.02.2020 tarihinde müvekkillerine ihtarname keşide edildiğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine davalının uymaması nedeni ile cezai şart alacağının ve kar kaybı ile menfi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davalılar vekilinin, davalı …A.Ş nın adresi … olduğundan, yetki itirazının reddine, husumet itirazının esas hüküm ile birlikte değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Dosyanın Bilirkişiler …, …Ve …’e verilerek; taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılıp, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, davalının sözleşmeye aykırı eyleminin bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve tarafların yükümlülükleri itibariyle davacı açısından cezai şart alacağının doğup doğmadığı, var ise miktarı ve tarafların sözleşmedeki yükümlülükleri itibariyle davacının menfi ve müspet zararının olup olmadığı ve var ise miktarına dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilmekle, bilirkişiler tarafından ” davacının maddi zarar zımnında ileri sürdüklerini kanıtlayacak verinin dosyadan çıkarımı imkânı olmadığının değerlendirildiği, esasen davalılardan gerçek kişi hekimin kendi adına sözleşme yapması gerekirken, vergi planlaması vs. mülahazalarla olduğu düşünülecek şekilde davalı tüzel kişi ile davacının sözleşme yapmasının ve o sözleşme ile davalı yanın davalı gerçek kişi namına kabul ve taahhütte bulunmasının yüce mahkemece (yasayı dolanmak) olarak da tavsifi halinde (bu konuda bkz: Prof. Dr. Safa Reisoğlu, Türk Borçlar Hukuku, 23. Bası, İstanbul 2012, sh. 134 vd.) davalı yanın anlatımları da gözetilerek, davalıların tahsilde tekerrür olmamak üzere, davacı yana karşı (davacının savlarının sayın Mahkemece kabulü seçeneğinde) müteselsilen mesul olacakları; davacının cezai şart talep edebileceği düşünüldüğü, esasen davalı yanın da, davacı yanın dayandığı yazılı sözleşmeyi kabul ettiği ve buna göre, sadece, şifahen işe başlama tarihinde değişiklik (ileri bir başlangıç tarihine taşıma…) yapıldığını ve davalı yanın şifahen yapılan bu değişikliğe göre belirlenen tarihte işe başlayacakken, sözleşmede yazılan tarihte işe başlamamaya bağlı olarak davacının fesih bildiriminde bulunduğunu davalının savunduğuna nazaran, ayrıca HMK md. 200 hükmünün ruhuna bakıldıkta, yazılı bir sözleşmeyi tadil eden ve bu davada tartışılan bir meblağa taalluka eden bir durumun ortaya çıkmasını sağlayan değişiklin de (..tradi şekil olarak yazılılık esası benimsenip ona göre yapılmış bir sözleşmenin mevcut olduğu durumda…) yazılı yapılması gerekeceği, binaenaleyh: mevcut koşullarda davacının fesih gerekçesinin sözleşme ile uyumlu olduğu düşünülebileceği, somut olayın özelliklerine bakarak, davacının davada talep ettiği cezal şartın sağlık sektörü piyasa çalışma şartları dikkate alınmak suretiyle resen tenzilinin mahkemenin münhasır takdiri içinde olduğu” 30/07/2021 tarihinde rapor edilmiştir.
Önceki bilirkişi raporunun taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığı incelemekten uzak olması ve hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeni ile dosyanın Muhasebeci Bilirkişi …, Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı Bilirkişi …, Sağlık Sektörü Uzmanı Bilirkişi …’a verilerek; taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıp, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, davalının sözleşmeye aykırı eyleminin bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve tarafların yükümlülükleri itibariyle davacı açısından cezai şart alacağının doğup doğmadığı, var ise miktarı ve tarafların sözleşmedeki yükümlülükleri itibariyle davacının menfi ve müspet zararının olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş olmakla, bilirkişiler tarafından yapılan inceleme neticesinde “davacının cezai şart tazminatını talep etme şartlarının oluştuğu, davacının diğer zarar taleplerinin ispata muhtaç olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı” 12.04.2022 tarihinde rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
Davacı ile davalılardan … Şirketi arasında 16.01.2020 tarihinde imzalanan Tıbbı Hizmet Alım Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin konusunun diğer davalı …’un davacı hastane bünyesinde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışmasının olduğu, davacının davalılarca taahhüde uyulmayarak çalışmaya başlanılmadığından bahisle cezai şart ve doğan diğer zararlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, davalılardan …’un husumet yokluğundan ve esastan davanın reddi gerektiğini savunduğu, davalı … Şirketince davalı doktorun işe başlama tarihinin sözleşmede kararlaştırılan 01/02/2020 tarihi değil taraflar arasında şifahen kararlaştırılan 01.05.2020 tarihi olduğunu, bu nedenle davacının taleplerinin yerinde olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmenin davacı ile davalı şirket arasında akdedildiği, davacı şirket yönetimindeki hastanede diğer davalının iç hastalıkları hekimi olarak çalıştırılmasına ilişkin düzenlendiği, sözleşmenin 01.02.2020 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği, bir yıl süreyle geçerli olacağı, süre bitiminden en az iki ay önce yazılı bildirim ile taraflardan her birinin sözleşmenin feshini isteyebilecekleri, aksi halde aynı şartlar ile sözleşmenin bir yıl daha uzatılmış sayılacağının sözleşmenin 2.maddesinde, cezai şart hükümlerinin sözleşmenin 9.maddesinde düzenlendiği, davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan edimlerinden birine aykırı davranması halinde 4 aylık hizmet satım bedeli tutarında cezai şartı, davacı tarafında aynı tutarda cezai şartı ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki 16/01/2020 tarihli sözleşme davacı tarafça, 05.02.2020 tarihli ihtar ile feshedilmiş olup, sözleşmenin 9.maddesine dayanılarak hizmet sunumuna başlanmaması nedeniyle fesihten kaynaklı zararın ve 4 aylık hizmet satım bedeli tutarındaki ceza şartı işbu ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, davalılarca 05.02.2020 tarihinde noter kanalı ile ihtara cevap verildiği, taraflar arasında sözleşmenin fiili başlangıç tarihinin 01.05.2020 olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen sözleşmeye başlama tarihi olarak 01.02.2020 tarih yazıldığı, bunun taraflarından düzeltilmesi istenildiğinde ise prosedürden ibaret olduğu ve önemsiz olduğunun ifade edildiği, fiili başlama tarihinden önce işe başlama talebinin hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden sözleşmeye aykırı kabul edilmediği, sözleşmenin haksız nedenle feshedildiği, bu nedenle 4 aylık hizmet satım tutarındaki cezai şart bedelinin, ayrıca …’un sözleşme uyarınca mevcut çalışılan işyeri ile olan sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle uğranılan zararların tazmininin talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce taraf ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılmasına karar verilmiş, taraflara ticari defter ve kayıtların tayin edilen tarihte hazır edilmesi, aksi takdirde ibrazdan ve ticari kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ihtar edilmiş, gerektiğinde ve talep halinde yerinde inceleme yapmak üzere bilirkişilere yetki verilmiş olup, davacı tarafça yerinde inceleme yapılması talep edilmiş, ancak mali müşavir bilirkişi tarafından,12/04/2022 tarihli heyet raporunda, davacı vekili ile cep telefonundan ve ayrıca mail adresinden iletişim sağlandığı, şirket kayıt ve belgelerinin yerinde incelenmsi veya talep edilen (Özellikle İç hastalıkları biriminde çalışan doctor sayısı ve işbu doktorların aylık hasta muayene, tedavi vb. alanlardaki her bir doktorun Şubat, mart, nisan, mayıs 2020 aylarına ilişkin ciroları, davacı şirketin davalı için yapılan masraflarına ilişkin somut belgeleri, hususlarında kayıt ve belgeler …) belgelerin tarafına sunulmasının istenildiği, ancak geçen süre içinde, yerinde inceleme için randevu alınamadığı ve istenen somut belge ve kayıtlarda tarafına ibraz edilmediğinden bu yönde tespit yapılamadığı beyan edilmiş olup, dosyanın bilirkişi heyetine 15/11/2021 tarihinde tevdi edildiği, davacı vekilince bu tarihten önce yerinde inceleme talebinde bulunulduğu, raporun ise 12/04/2022 tarihinde sunulduğu, aradan geçen beş aylık süre zarfında ticari kayıtlar şirket merkezinde hazır edilerek bilirkişi incelemesine sunulmadığı yada mail vs. ortamda bilirkişiye iletilmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin 05/05/2022 tarihli rapora karşı beyan dilekçesinde ve 14/06/2022 tarihli celsede ek inceleme yaptırılması ve müvekkili kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılması yönündeki istemi yerinde görülmemekle reddine karar verilmiştir.
Husumete konu Tıbbı Hizmet Alım Sözleşmesi, davacı ile davalı …Şirketi arasında akdedilmiş olup, sözleşmenin konusu davalı …’un davacıya ait hastaneye hekim olarak çalışması ise de, bu hususun davalı şahsı sözleşmenin tarafı yapmayacağı gibi sözleşmenin cezai şartı düzenleyen hükümde de yükümlüğün davalı şirkete yüklendiği anlaşılmakla, davacının davalı …hakkındaki davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme ile davalının davacı hastanenin var olan iç hastalıkları biriminde görev alacak iç hastalıkları uzmanı doktorunun temini işini üstlendiği, sözleşmenin ikinci maddesinde, “ihtiyacı durumunda görev alacak iç hastalıkları uzmanı doktorunun” ibaresinin yer aldığı, davacı tarafça sözleşmede kararlaştırılan işe başlama tarihi olan 01/02/2020 tarihinden itibaren sözleşmenin feshedildiği 05/02/2020 tarihine kadar davalılardan bu yönde bir talebinin yada bildiriminin olduğuna dair bir iddiasının yada delilinin mevcut olmadığı, bu yönden davacının cezai şart talebinin ve ayrıca davacı taraf davalı hekimin hastanelerinde taahhüt edilen tarihte işe başlamaması nedeniyle uğradığı kar kaybı, menfi zarar ve cezai şart alacağının tazmini talep edilmiş ise de, bu zararın hasta taleplerinin karşılanmaması, yeni hekim için yapılan yatırım vs. hangi neden ile oluştuğunu açıklar ve destekler delilinin de dosya kapsamında mevcut olmadığı, davacı defter ve belgelerini incelemeye sunmamış, bu nedenle menfi zarar ve kar kaybı hesabı yapılamamış, sözleşmenin 9.3 ve 9.7 maddelerine göre cezai şart alacağının hesaplanabilmesi için defter ve belge üzerinden inceleme yapılıp tespit edilen değerler üzerinden hesaplama yapılacağından, davacının defter ve belgele incelemesine uymadığından, davalı … Ltd Şti ne karşı davasını ispatlayamadığından, davalı …’a karşı davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı …’a karşı açmış olduğu davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı … Tic. Ltd Şti ne karşı açmış olduğu davanın REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.749,48 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 2.668,78‬ TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden ve hakkındaki dava pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan maktu 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı …’a verilmesine,
6-Davalı … Tic. Ltd Şti duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca hesap olunan nispi 19.245,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı … Tic. Ltd Şti’ne verilmesine,
7-Davalılarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 14/06/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”