Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/716 E. 2022/653 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/716 Esas
KARAR NO : 2022/653

DAVA : Alacak, Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 04/03/2008
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak, Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 04/03/2008 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …de … nolu hesabının bulunduğunu, bu hesapta bulunan birçok hisse senedinin davalının 2 nolu hesabına … kapalıyken herhangi bir talimat bulunmaksızın virman yapıldığını, bu hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinde müvekkilinin hesabından davalıdaki 2 nolu hesaba giden ancak …müşterisine ait olduğu iddiası ile fon tarafından 2 nolu hesap sahibi …’tan talep edilen hisse senetleri dışında kalan hisse senetleri olduğunu, müvekkilinin … nolu hesabında 2 grup hisse senedi bulunduğunu, talepleri dışındaki hisse senetlerinin dava dışı data Aracı Kurum müşterilerine ait olduğunu, davalı tarafından … nolu hesapta bulunan müvekkiline ait hisse senetleri ve dava dışı …müşterilerine ait tüm hisselerin davalı aracı kurumda bulunan 2 nolu hesaba müvekkilinin herhangi bir talimatı olmaksızın rıza dışı virmanlandığını, dava dışı data aracı kurum müşterileri adına yatırımcıları koruma fonunun müvekkilinin … nolu hesabında bulunupta 2 nolu hesaba giden hisse senetleri için …. 7 ATM nin … E. Sayılı dosyası ile dava açtıklarını, yapılan yargılama sonucunda …sayılı karar ile hisse senetlerinin müvekkilinin … nolu hesabından diğer davalının 2 nolu hesabına virmanlanmasının usulsüz olduğu, davalıların rehin iddialarının geçersiz ve usulsüz olduğunun kararda açıklandığını, 07/03/2005 tarihinde davalı aracı kuruma ihtarname gönderilerek müvekkillerine ait hisse senetlerinin akıbeti ve müvekkillerine teslim edilmeyen bilgi, belge ve sözleşme örnekleri ile müvekkili hakkında alacak iddia edilmekte ise dava icra dosyası bilgilerinin bildirilmesinin istendiğini, ancak aracı kurumun ihtarlarına açıklayıcı herhangi bir cevaplarının olmadığını, bunun üzerine SPK’ya müracaat edildiğini, SPK’ya yapılan müracaat üzerine … nolu hesaptan bazı hisse senetlerinin davalı aracı kurumda bulunan 2 nolu hesaba müvekkillerinin talimatı olmaksızın geçirildiğini öğrendiklerini, SPK’dan alınan bilgi ve belgelerden sonra… tarih ve … sayılı ihtarname ile davalıdan yeniden hisselerin akıbeti konusunda açıklayıcı bilgi talep edildiği ancak davalının herhangi bir cevap vermediğini, 16/03/2007 tarihinde davalıya yeniden ihtarname gönderilerek müvekkilinin hesabı ile ilgili bilgi alma haklarının devamlı olarak ihlal edildiğini, … nolu hesapla ilgili hesap ekstresinin 01/03/2003 tarihinden sonra gerçekleşecek tüm hareketleri gösterir şekilde gönderilmesinin istendiğini ancak davalı aracı kurumun bu ihtarnameye de herhangi bir cevap vermediğini, aracı kurumun gerçekleştirmiş olduğu usulsüz işlemleri gizlemek amacıyla taraflarına bilgi vermekten kaçındığını, müvekkili ile davalı aracı kurum arasında imzalanmış olan telefon ve faks talimatları sözleşmesinin 4.maddesinde telefon ile verilen talimatların teyidi niteliğindeki faks mesajlarına atıf yapıldığını, faks ile gönderilen talimatların daha önce telefon ile verilmiş bulunan talimatların teyidi niteliğini taşıdığını, dava konusu olayda ise ne faks ne de telefon ile virman hakkında müvekkilinin herhangi bir talimatının bulunmadığını, … tarihli … sayılı resmi gazetede yayınlanan tebliğin 9.maddesinde de; müşterilerden gerek seans sırasında gerekse seans öncesinde telefon ve benzeri şekillerde müşteri imzası olmaksızın emir alınabileceği, bu emirlerde ispat yükümlülüğünün aracı kuruluşa ait olduğu, müşteri mutabakatını içermeyen aracı kuruluş kayıtlarının tek taraflı delil oluşturulamayacağının düzenleme konusu yapıldığını, davalı aracı kurumun hisse senetlerini davacının rızası ile virmanladığını , müşteri mutabakatı içeren şekilde ispatlaması gerektiğini, davalının müvekkilinin hesabında onun adına ve namına Takasbank’ta menkul kıymetleri saklaması gerekirken saklamadığını, vedia akdinden dolayı yükümlülüklerini ihlal ettiğini, sermaye piyasası araçları alım satımına ilişkin aracılık sözleşmesi seriV46 nolu tebliğ uyarınca sahip olduğu vekalet görevini kötüye kullandığını, müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, müvekkilinin hisse senetlerini talimatı olmaksızın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak hesabından virmanlandığını, müvekkilinin eşinin 3.kişilerden aldığı ölüm tehditleri sebebiyle zor günler geçirdiğini ve çocuklarının daha güvende olmasını sağlamak amacıyla 06/03/2003 tarihinde yurtdışına çıktığını bildirerek; davalıların müvekkilinin talimatı olmaksızın rızası dışında 2 nolu hesaplarına virmanladığı menkul kıymetlerin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 06/03/2003 tarihinden itibaren tüm semereleri ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hisse senetlerinin misli ile müvekkiline iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalılar 02/06/2008 tarihli cevap dilekçelerinde özetle; davacının Türkiye de oturmadığını, Türkiye de ikametgahı olmadığı dolayısıyla HUMK 97 maddesi gereğince teminat göstermek zorunda olduğunu, müvekkillerinin tüm iş ve işlemlerinin kanun dahilinde olduğunu, kanundan ve müşteri aracı kurum ilişkisinden kaynaklanan görevleri ve bilgi verme yükümlülüğünü ihlal etmediklerini, davacının mal varlığı olarak adlandırdığı hisse senetlerinin müvekkillerinden kullandırılan kredi ile alındığını, bunların bedellerinin müvekkilleri tarafından açılan kredi ile ödendiğini, davacının da müvekkillerine borçlu olduğunu bildirdiğini, bu hususunda göndermiş olduğu ihtarname ile kabul ettiğini, borçlu olduğunu bildiği halde 2003 yılından bu yana borcunu ödemediğini, davacının hak talep edebilmesi için öncelikli olarak borcunu ödemesi gerektiğini, SPK’nın seriV no 18 sayılı kredili menkul kıymet satış ve menkul kıymetlerin ödünç alma ve verme işlemleri hakkında tebliğinin 12.maddesinde tamamlama bildiriminin müşteriye yapıldığı andan itibaren öz kaynağın 2 iş gününü geçmemek üzere sözleşmede belirlenen süre içerisinde tamamlanmaması halinde aracı kuruluşun menkul kıymetleri satarak kredi hesabını kapatma yetkisine sahip olduğunun düzenleme konusu yapıldığını, aynı hak ve yetkinin taraflar arasında imzalanan alım ve satıma aracılık çerçeve sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesi hükümlerince de mevcut olduğunu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 10.maddesinde hisse senetlerinin her çeşit menkul kıymetler ve mal varlığı değerleri üzerinde bankanın gerek bu sözleşmeden gerek diğer sebeplerden doğmuş ve doğacak alacaklar, tanzim edilmiş veya edilmemiş risk veya alacakları için herhangi bir ihbar olmadan rehin ve hapis hakkının olduğu, 38.maddesinde bankanın kendisine rehnedilmiş veya ileride rehnedilmiş bulunan veya üzerinde hapis hakkı kullanıldığı taşınır mal ve değerleri icraya veya resmi bir makama başvuru olmaksızın özel olarak paraya çevirmeye veya bedellerinin bu sözleşme ile müşteriye açtığı krediler dolayısıyla müşterinin borçlarına mahsup etmeye veya müşterinin bu sözleşme ile olan taahhütlerine karşılık olarak nezdinde tutmaya yetkili olduğunun düzenleme konusu yapıldığını, müvekkillerinin davacı hesabında bulunan hisse senetlerini kredi borcuna mahsuben satmasının bizzat kanun ve sözleşme hükümlerinden kaynaklanan hakkın kullanımından kaynaklandığını, SPK’nın 07/03/2003 ve 13/03/2003 tarihli kararları ile maddi vakanın ortaya çıkmasından sonra müvekkillerinden …’ın diğer müvekkili …nezdindeki hesaba konulan blokenin kaldırıldığını ve hesapta kalan hisse senetleri üzerindeki tasarruf yetkisinin müvekkillerinden …’a bırakıldığını, davacıya kullandırılan kredi ile alınan ve kredinin teminatını oluşturan hisse senetlerinin satışı yapılmak üzere davacı hesabından müvekkili …’ın diğer müvekkili … hesabına aktarılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığının SPK tarafından da onaylandığını, davacının… tarih … sayılı ihtarnamesinde de borcunu kabul ettiği ve hesabındaki hisse senetlerinin satılması ve borcuna mahsup edilmesi talimatını verdiğini, … 7 ATM’nin …E. Sayılı dosyasından verilen kararın bu davanın konusunu teşkil eden hisse senetleri ile ilgili olmadığını, bu hisse senetlerinin dava dışı …müşterilerine ait olan hisse senetleri ile ilgili olduğunu, dava konusu edilen hisse senetlerinin ise müvekkillerine borçlu olan davacının teminat olarak gösterdiği ve müvekkillerinin hesabında olan hisse senetleri ile ilgili olduğunu, müvekkillerinin rehin hakkının meşru ve geçerli olduğunu, bir an için müvekkillerinin rehin hakkının mevcut olmadığı kabul edilse bile davacının müvekkillerine ait kredi borcu nedeniyle BK, MK ve SPK’nın genel hükümleri ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeler gereğince hesabında bulunan hisse senetlerini talep etmesinin mümkün olmadığını, MK.nun 950 maddesi kapsamında müvekkillerinin bu hesap üzerinde hapis hakkının mevcut olduğunu ve ödenmeyen kredi borcu nedeniyle hesapta bulunan hisse senetlerini alıkoyma yetkisine sahip olduklarını, … 16.noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin davacının eşi ve aynı zamanda yetkili vekili olan … tarafından gönderildiğini ve ihtarname içeriğinin davacının hesabı ve hakları ile ilgili olduğunu, davacının yetkili vekili tarafından gönderilen bu ihtarname ile borcunu ve hesabındaki tüm işlemleri ikrar ve kabul ettiğini, davacı ve eşinin başkalarına ait hak ve alacaklar üzerinde hak iddia ederek büyük miktarda dolandırıcılık yaptıkları için yurt dışına kaçtıklarını, … 12 ATM… Esas sayılı dosyası ile yargılandıklarını bildirerek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava konusu hisselerin bir kısmını temlik alan … 14/02/2011 tarihli dilekçesinde; davacı … ile akdetmiş olduğu temliknameyi ibraz ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla temlike konu … hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri üzerindeki …. A.Ş ve …den hukuki ve cezai dahil her türlü dava açma hakları, gayrikabili rücu olarak temlik alan …’e geçtiğinden … … yanında davacı sıfatıyla davaya dahil edilmesi talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce usulüne uygun temlikname sunan … , temlik alan sıfatıyla davaya kabul edilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Temlik alan davacı … 06/03/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla temliknameye konu hisse senetlerinden … dışında kalan 119.900 lot ve … dışında kalan 49.900 lot hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren tüm semereleri ile birlikte müvekkiline iadesini talep ederek, ıslah ettiği toplam 120.000 lot … ve 50.000 lot … hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri üzerindeki tüm hakları ile birlikte kendisine iadesine karar verilmesini talep etmiş, 6.000.000 TL üzerinden ıslah harcını yatırmıştır.
Davacı … vekili 04/04/2014 tarihli dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla, dava konusu hisse senetlerini tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla misli ile ve 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri üzerindeki tüm hakları ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ederek, talep sonucunu arttırmış ve 15.270.333,00 TL üzerinden ıslah harcını yatırmıştır.
Davalılar tarafından davacının ıslah taleplerinin zaman aşımına uğradığı itirazında bulunulmuş ise de, taraflar arasında menkul kıymetlerin saklanması yönünden Vedia akdi kurulmuş bulunduğundan, BK.nun 125.maddesi uyarınca 10 yıllık zaman aşımı süresi uygulanması gerekmektedir. Bu zaman aşımı süresi alacağın muaccel olduğu ve davacının zararını öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar, davacı tarafından davalılara çeşitli tarihlerde ihtarname gönderilerek, hesabına ait işlemler hakkında bilgi talep edilmiş, ancak davalılar tarafından cevap verilmemiştir. Davacı, SPK ya yapmış olduğu müracaat sonucunda 20/04/2005 tarihli SPK kurulunun göndermiş olduğu raporlarla birlikte hesabından virman yapıldığını öğrenmiş olduğundan, ıslah tarihleri itibariyle zaman aşımı müddeti dolmadığından, davalıların zaman aşımı itirazlarının reddine, davalılardan …nin sermayesinin büyük bir kısmının …’a ait olduğu, borsada gerçekleştirilen işlemler yönünden davalı …’ın davalı … Yatırımın acentası olduğu, hisse senedi işlemlerinin… yerine getirdiği, davalı banka ile davacı arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi çerçevesinde davacıya kredi kullandırıldığı, bu krediler ile birlikte davacının … nolu yatırım hesabında bulunan kendisine ait hisse senetlerinin satın alındığı, kredinin teminatı olarak da yine … nolu yatırım hesabında bulunan hisse senetlerinin davalı bankaya rehnedildiği, rehin sözleşmesi ve taahhütnamelerinin davacı tarafından imzalandığı, hisse senetlerinin yediemin sıfatıyla …’a teslim edildiği, genel kredi sözleşmesi uyarınca verilen krediler geri ödenmeyince banka tarafından hesabın kat edildiği, icrai işlem yapıldığı, davacının temerrütü üzerine hisse senetlerinin bankaca nakde dönüştürülüp kredi borcundan mahsup edildiği, davacının dava konusu hisse senetlerini satın almak amacıyla …’tan kredi kullanarak …a karşı borçlu hale geldiği, Yargıtay içtihatlarında da belirlendiği üzere kaydi olarak işlem gören hisse senetleri üzerindeki rehnin alacakların ve hakların rehnine ilişkin esaslara tabi olduğu, alacakların ve hakların rehninde yazılı rehin sözleşmesinin yapılmasının rehin hakkının doğması için kurucu nitelikte bulunduğu, genel kredi sözleşmesinin 11.maddesi rehin senedi ve taahhütnamesi, davacı tarafından davalı bankaya verilen taahhütnameler değerlendirildiğinde; davacının … nolu hesabında bulunan hisse senetlerinin bankaya rehin olarak verdiği davacının bir tek hesabının bulunduğu dikkate alındığında rehin verilen menkul kıymetlerin nelerden ibaret olduğunun tek tek yazılmamış olmasının davacıya ait hisseler üzerindeki belirlenebilir olma koşulunu ihlal etmediği, tarafların iradelerinin davacıya ait … nolu hesapta bulunan hisse senetleri üzerinde rehin koyulması konusunda birleştiği, davacının vekili sıfatıyla hareket eden İbrahim Sezgin’in 04/11/2003 tarihli ihtarnamesinde rehin hakkının kullanılması yönünde davalı bankaya talimat verdiği, rehin hakkının geçersiz olduğu kabul edilse bile davalıların ödenmeyen kredi borcu nedeniyle davacıya ait hisse senetleri üzerinde hapis hakkının bulunduğu, … ‘ın yediemin sıfatıyla hisse senetlerinin doğrudan zilyedi olduğu, …’ın da hisse senetleri üzerinde dolaylı zilyetliğe sahip olduğu, hisse senedi rehninin sadece rehin sözleşmeleri ile değil bankaların kredi sözleşmelerinde yer alan genel işlem şartları veya bu sözleşmelerinde yer alan rehin klozlarında gerçekleştiği, müşterinin bankaya genel kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında banka üzerinde sahip bulunduğu veya daha sonraki bir tarihte sahip olacağı alacaklar ve değerli kağıtlar mallar üzerinde rehin ve hapis hakkı sağlamasının mümkün olduğu, rehnedilmiş menkul kıymetlerin menkul kıymet hesaplarında kayden saklanmak üzere yediemin teslim tutanağı ile bankanın acentası olduğu aracı kuruma tevdi edilmiş olmasının bankanın zilyedinde bulunan hisse senetlerinin neler olduğu açıkça belli olduğundan belirlilik ilkesinin ihlalini oluşturmadığı, … 7 ATM nin …E. Sayılı dosyasındaki davanın dava dışı … A.Ş müşterilerine ait hisse senetlerinin usulsüz olarak kullanılmasından kaynaklandığı, dava konusu olayda ise davacının kendi şahsına ait hisse senetlerinin davalı bankaya rehin verilmesinden kaynaklandığı, bu sebeple … 7 ATM’nin … E. Sayılı dosyasındaki kararın dava dosyamızda emsal teşkil etmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 2014/305 Esas, 2015/672 Karar ve 15/10/2015 tarihli kararı taraf vekili ve temlik alan vekili temyiz etmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5065 Esas, 2017/4098 Karar sayılı 12/07/2017 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma ilamında; “…1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı ile davalı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olmasına, davacı ile diğer davalı aracılık şirketi arasında akdedilen sözleşmenin ise doktrinde ve Dairemiz uygulamalarında (05.11.2009 tarih 2009/7920 E. 2009/11418 K. sayılı ilam ve 22.11.2010 tarih 2009/8161E. 2010/11870 K. sayılı ilam) menkul kıymet alım satım (portföy yönetim) sözleşmelerinin; vekalet, komisyon ve vedia sözleşmelerine ilişkin unsurların kimi zaman tamamının, kimi zaman bir kısmının yansıtıldığı karma nitelikli sözleşmeler olduğu kabul edilerek, ortaya konulan karma niteliğinin bir sonucu olarak da taraflar arasında bir uyuşmazlık doğması halinde bu karma sözleşmeyi oluşturan unsurların ait olduğu sözleşme tiplerine ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacak olmasına, somut uyuşmazlıkta uyuşmazlığın sözleşmenin vedia yönünün ihlalinden kaynaklanmasına ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacak olmasına göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı ve temlik alan, davacının davalı …Ş. nezdindeki hesabında bulunan hisse senetlerinin talimatı olmaksızın, diğer davalı bankanın davalı …nezdindeki hesabına virman yapıldığını, işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek hisse senetlerinin semeresi ile iadesini talep etmişlerdir. Davalılar ise, hisse senetlerinin davalı banka ile akdedilen kredi sözleşmesinin teminatı olarak rehnedildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine bu işlemin gerçekleştirildiğini savunmuş olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas 2008/18 Karar sayılı dosyasında verilen kabul hükmü, Dairemizin 2010/1881 Esas 2010/4939 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Anılan ilamda ”..davalı …de hesabı bulunan davalı … ile dava dışı … ve davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmelerine dayanan rehin sözleşmelerinde, menkul kıymetlerin hangi hesapta bulunduğu, türü, hesap numarası, menkul kıymet tevdi bordrosu düzenlenmediği için menkul rehninin geçersiz kabul edilmesinde bir usulsüzlük olmamasına..” denilerek, davalıların savunmalarına dayanak teşkil eden rehin sözleşmesinin geçersiz olduğu vurgulanmıştır. Öte yandan mahkemece, görüşüne başvurulan ve farklı uzmanlardan oluşan iki bilirkişi heyetinde de içlerinden bir bilirkişinin ayrık görüş sunması üzerine dosya yeni bir heyete tevdii edilmiş, son bilirkişi heyeti kök ve itirazlar üzerine alınan ek raporunda ilk ve ikinci bilirkişi heyet raporlarındaki ayrık görüşlere paralel olarak, Dairemiz onamasından geçerek kesinleşen … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E …K sayılı ilamında da belirtildiği üzere belirlilik ilkesine uygun geçerli bir rehin sözleşmesinin varlığından bahsedilemeyeceği, davacının rızası alınmaksızın yapılan virman işleminin lexcommisoria yasağını ihlal edeceği, davalı bankanın TMK 950/1 maddesi gereğince hapis hakkı savunmasına davalı bankanın dava konusu hisse senetlerine rıza ile zilyet olmaması sebebiyle itibar edilemeyeceği mütaala edilmiştir. Bu itibarla, Dairemiz onamasından geçerek kesinleşen … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E …K sayılı ilamı, birinci ve ikinci bilirkişi raporlarında yer alan ayrık görüşler ve son bilirkişi raporundaki tespitler gözönünde bulundurularak bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5065 Esas, 2017/4098 Karar sayılı 12/07/2017 tarihli bozma ilamına karşı davalılar tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/3728 Esas, 2018/889 Karar sayılı 08/02/2018 tarihli karar düzeltme ilamında; “…Temlik alan …, davacı … ile akdetmiş olduğu temliknameyi ibraz ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla temlike konu …ve… hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri üzerindeki … A.Ş ve …den hukuki ve cezai dahil her türlü dava açma hakları, gayrikabili rücu olarak temlik alan …’e geçtiğinden … yanında davacı sıfatıyla davaya dahil edilmesi talebinde bulunmuş, 06.03.2013 tarihinde davasını ıslah etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce davacı ve temlik alan yararına bozulmuştur. Davalılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulması halinde davacı vekili ve temlik alan vekilince verilen ıslah dilekçelerinin de değerlendirileceğinin tabii olmasına göre, davalılar vekilinin karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5065 Esas, 2017/4098 Karar sayılı bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamı doğrultusunda açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememize sunulan 1. ve 2. raporlardaki ayrık görüşler, son alınan kök ve ek bilirkişi raporları ve … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas,… Karar sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde, taşınır rehininin kurulmasında aranan koşulların rehine konu olan eşyanın belirli olmasına bağlı olduğu, tarafların hangi menkul kıymet üzerinde rehin kurulduğunu bilmeleri ve bunu belirtmeleri gerektiği, kredi sözleşmesinin 51. maddesinde menkul kıymetlerin açıkça belirlenmediği, rehin senedi ve taahhütnamesinde rehine konu kıymetlerin ekte olduğu, ancak ekte bir listenin görülmediği, davacının … nolu hesabı üzerinde tasarruf ettiğine dair birçok işlem ve virman olduğu, davacının … nolu hesabı üzerinde tasarrufunu engelleyen bir blokajının bulunmadığı, … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında onama kararı da dikkate alındığında, davalı … Bankasının davaya konu menkul kıymetler üzerinde hukuken geçerli bir rehin hakkının oluşmadığı, davalı aracı kurumun … nolu davacı hesabında bulunan hisse senetlerini davalı bankanın 2 nolu hesabına davacının rızası olmaksızın virmanlamasının lexcommisoria yasağının ihlalini oluşturduğu, davalı bankanın dava konusu senetlere davacının rızası dışında zilyet olduğu, bu nedenle TMK’nun 950/1 maddesi uyarınca hapis hakkı savunmasının da yerinde olmadığı, …ile dava dışı …’ye ait olan hesapların aslında tek bir hesap olarak işlemlere konu edildiği, hisse senetlerinin borsaya kote edilmesi sebebiyle değerleri ve semerelerinin sürekli değiştiği, … nolu hesaptan 2 nolu hesaba virman tarihi 06/03/2003 olduğu, dava tarihi olan 04/03/2008 tarihinde dava konusu hisse senetlerini semereleri ile birlikte portföy tutarının 21.270.332,75 TL olduğu hüküm vermeye elverişli, denetime açık 1. ve 2. bilirkişi heyeti ayrık raporları ve son bilirkişi heyetinin kök ve 2 ek raporundan anlaşıldığından, davacıların hisse senetlerini semereleri ile birlikte iadesi hakkına sahip oldukları, davalı bankanın davaya konu menkul kıymetler üzerinde hukuken geçerli bir rehin hakkının bulunmadığı, davalı aracı kurumunda davacı hesabında bulunan hisse senetlerinin davalı bankanın hesabına rızası olmaksızın virmanlamasının lexcommisoria yasağının ihlalini oluşturduğu , davacıların talebinin hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri ile iadesi yönünde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 2018/227 E. 2018/1219 Karar sayılı 06/12/2018 tarihli karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/927 E. 2019/6572 K. Sayılı 22/10/2019 tarihli ilamı ile bozulmuş olup, bozma ilamında “…Davacı tarafça, davalı …Ş. nezdindeki hesabında bulunan hisse senetlerinin talimatı olmaksızın diğer davalı bankanın, davalı …Ş.’deki hesabına hukuka aykırı olarak virman yapılması nedeniyle hisse senetlerinin semeresiyle iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada, davanın kabulüne, davacı ve temlik alana ait dava konusu hisse senetlerinin 06.03.2003 tarihinden itibaren semereleri ile birlikte davalılardan aynen iadesine karar verildiği, 6100 sayılı HMK’nın 294/3 madde ve fıkrasında “Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.”, aynı Yasa’nın 297/2 madde ve fıkrasında ise “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünün düzenlendiği, Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul ettiği Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse de yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlandığı Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edildiği, bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması gerektiği Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacağı Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kıldığı
Öte yandan, İİK’nın 24/son maddesinde de ”Hükmolunan taşınırın değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmıyan yerlerde icra memuru tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin edilir.” hükmü düzenlendiği, mahkemece ”hisse senetlerinin 06.03.2003 tarihinden itibaren semereleri ile birlikte aynen iadesine” ifadelerine yer verilerek hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, dava konusu hisse senetlerinin semerelerinden muradın ne olduğu, hangi senedin ne miktar sermayesi olduğu, kaç lota tekabül edeceği belirlenmediğinden İİK’nın 24/son maddesinin uygulanma imkanı olmayıp hükmün infaza elverişliliği de bulunmadğı, ayrıca, her davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerektiğinden dava tarihinden sonraki dönemleri de kapsayacak, infaza elverişli olmayan ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı.bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmediği,..” gerekçesi ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/927 E. 2019/6572 K. Sayılı 22/10/2019 tarihli bozma ilamına uyularak ,bozma ilamı kapsamında;”.. hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar bedelli , bedelsiz hisse senetleri ile ilgili temettü miktarının ne olduğunun, hangi senedin ne miktar sermayesi olduğu, kaç lota tekabül edeceği, davacı ve temlik alan … açısından ayrı ayrı hesap edilerek hisse senetlerinin semerelerinin ne olduğunun tespiti açısından önceki bilirkişiler …,, …VE …’dan ek rapor alınmasına…” karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından ibraz edilen 16/03/2022 raporda; Dava konusu edilen hisse senetleri … da kalan ve dava konusu edilen hisse senetleri; …bank 8,291 adet, … 160 adet … 2,413 adet, … 2,246,166 Adet, … 126 adet, … 401 adet, … Bankası 48,166 adet, … 3,841 adet, … 193,544 adet … D 23,711 … 7 adet, … 455 adet, … 2000 adet, … 135,294T…. 33,797 adet , … 4,756, … 73,492 adet, …’e kısmi temlik edilen hisse senetleri … e edilen hisse senetleri … 120.000, … 50,000, … ‘da kalan ve kendisi tarafından dava edilen hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden 04/03/2008 dava tarihine kadar olan semerelerinin adetsel sayıları , … da kalan ve dava konusu hisse senetleri Başlangıç 06/03/2003 tarihli … 8.291 adet, … 160 adet, … 2,413 adet, … 2.126.166 adet, … 126 adet, … 401 … 48.166 adet, … 3.841 adet, … 143.544 adet, … 23,711 adet, … 7 adet, … 455 adet, … 2.000 adet, … 135.294 Adet, T. … 33.797 adet, … 4.756 adet, … 73.492 adet, …’e kısmi temlik edilen hisselerin hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden 04/03/2008 dava tarihine kadar olan semerelerinin adetsel sayıları …’e kısmi temlik edilen hisse senetleri … Başlangıç 06/03/2003 başlangıç tarihli ve 04/03/2008 bitiş tarihli 120.000 adet, … 50.000 adet, davacı …’ın kendisinde kalan ve dava konusu edilen hisse senetleri ve bu senetlerin 06/03/2003 tarihinden dava tarihi olan 04/03/2008 tarihine kadar olan semereleri … 8291 başlangıç tarihli,27938,8 … 160 adet 2147,98, … 2413, 21645,24, … 2126166 … 126 , 319,54 , … 401 , 7631,03, … 48166, 127759,95, … 3841, 13059,68, …143544, 1290050,06, …. 23711, 279395,17, … 7, 1767, … 455,455, … 2000 , 3898, … 135294 , 243529,2, … 33797, 112586,33, … 475620928,02, … 73492, 185588,75 Kısmi temlik alan …’in hisse senetleri ve bu hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden dava tarihi olan 04/03/2008 tarihine kadar olan semereleri Dohol 120.000, Kchol 50.000 olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi Ek Raporunda Davacı … da kalan hisse senetlerinin hesaplanmasına ilişkin tablo 3 de bedelsiz ödemelere ilişkin Genel Toplam 889.264,68-TL olmasına rağmen sonuç kısmında 1.157.811,18-TL olarak 22/01/2015 tarihli ek raporda ki gibi belirlendiği ancak bu belirleme ile birlikte yapılan hesaplama sonucunda Tablo 3’deki toplam tutar olan 19.102.535,65-TL ye ulaşılamadığı, bu rakamsal hatanın nereden kaynaklandığının bildirilmesi ve düzeltilmesi için bilirkişilerden 2. Ek Raporun alınmasına karar verilmiştir, bilirkişiler tarafından sunulan 16/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; … ‘da kalan ve dava konusu edilen hisse senetleri ve bu senetlerin 06/03/2003 den 04/03/2008 tarihine kadarki semerelerin 06/03/2003 başlangıç tarihinde 8.291 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 27.938,80 Lot, … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 160 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 2.147,98 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 2.413 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 21.645,24 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 2.126.166 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 7.048.448,73 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 126 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 319,54 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 401 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 7.631,03 Lot … hissesinin,06/03/2003 başlangıç tarihinde 48.166 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 127.759,95 Lot … hissesinin,06/03/2003 başlangıç tarihinde 3.841 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 13.059,68 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 143.544 Lot …in dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 1.290.050,06 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 23.711 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 279.395,17 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 7 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 17,67 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 455 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 455 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 2.000 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 3.898 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 135.294 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 243.529,20 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 33.797 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 112.586,33 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 4.756 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 20.928,02 Lot … hissesinin, 06/03/2003 başlangıç tarihinde 73.492 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte 185.588,75 Lot … hissesi , kısmi temlik alan …’in hisse senetleri ve bu hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden 120.000 Lot, … hissesinin, semereleri ile birlikte 397.800,48 Lot … hissesinin 04/03/2008 tarihinde 50.000 Lot, … hissesinin, semereleri ile birlikte 381.215,33 Lot … hisse olduğu bildirilmiştir.
Davalılar, davacıların talebinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, iddia etmişler ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5065 E.ve 2017/4098 Karar Sayılı bozma ilamında “…Davacı ile davalı banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, davacı ile diğer davalı aracılık şirketi ile akdedilen sözleşmenin ise doktrinde ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının uygulamalarında menkul kıymet alım satım sözleşmelerinin vekalet, komisyon ve vedia sözleşmelerine ilişkin unsurlarının kimi zaman tamamının kimi zaman bir kısmını yansıtan karma nitelikli sözleşmeler olduğu kabul edilerek, ortaya konulan karma niteliğinin bir sonucu olarak taraflar arasında bir uyuşmazlık doğması halinde, bu karma sözleşmeyi oluşturan unsurların ayrık olduğu sözleşme hükümlerinin kıyasen uygulanacak olmasına dava konusu uyuşmazlığın sözleşmenin vedia yönünden ihlalinden kaynaklanmasına ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacak olmasına göre…” mahkememizin davalıların zamanaşımı itirazının reddine dair kararına yönelik temyiz itirazlarının yerinde olmadığına hükmedilmiş bulunduğundan, olayda uygulanması gerekli olan zamanaşımının 10 yıl olduğu, zamanaşımı itirazına yönelik temyiz itirazlarının da reddedilmiş olduğu, hükmün zamanaşımı itirazı yönünden kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, davalıların zamanaşımı itirazları yeniden değerlendirilmemiştir.
Davacı … ile Temlik Alan … arasında akdedilen temlikname ile davacı … fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile temlike konu … 100 LOT ve … 100 LOT hisse senetlerini ve … 119.900 LOT ve … 49.900 LOT hisse senetleri olmak üzere toplam …120.000 LOT, …50.000 LOT olmak üzere bu hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri üzerindeki tüm hakları ile bu hisse senetleri ve semereleri hakkında …A.Ş. Ve … A.Ş.’den hukuki ve cezai dahil her türlü dava açma haklarını temlik alana devretmiştir. HMK’nun 125/2 maddesinde dava açıldıktan sonra davacının dava konusunu bir başkasına temlik etmesi durumunda, devralmış olan kişinin görülmekte olan davada davacının yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden devam edeceği düzenleme konusu yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre temlik alan temlik aldığı tarihten önce davada yapılan işlemlerin tekrarlanmasını isteyemez. Temlik alan temlik aldığı kısım yönünden davada davacı yerine geçip davaya kaldığı yerden devam edeceğinden birlikte yürütülen kısımlar yönünden her bir davacı ıslah hakkını ayrı ayrı kullanabilir, birinde kullanılan ıslah imkanı diğerinde kullanılmış sayılmaz. (Hakan Pekcantez, Usul Hukuku, 2. Cilt, sayfa 1529) Temlik alan … 06/03/2013 tarihli dilekçesi ile temlik aldığı …’in 100 LOT, …’in 100 LOT’luk kısımları da dahil olmak üzere … için davasını 120.000 LOT, … için 50.000 LOT hisse senedine çıkartarak bu hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri üzerindeki tüm hakları ile birlikte temlik sözleşmesine dayanarak kendisine aynen iadesine karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını da yatırmıştır. Davacı … ‘da …’e temlik etmiş olduğu, 120.000 LOT …, 50.000 LOT …’e ait hisseleri ayrı tutarak bakiye kalan hisselere yönelik davasını 04/04/2014 tarihinde ıslah etmiş, ıslah harcını da yatırmıştır. Bu durumda davacı ve temlik alan ıslah haklarını ayrı ayrı kullanmış olduklarından, aynı davada birden fazla ıslah yapılmamıştır. Davalıların aynı davada birden fazla ıslah yapıldığına yönelik itirazlarının davacı ve temlik alan ıslah haklarını ayrı ayrı kullanmış olduklarından reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan itirazın iptali davasında dosya tefrik işlemleri yapılarak Mahkememizin 2021/418 Esas sayılı numarayı almış olup, davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde; müvekkili banka tarafından davalının imzaladığı kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalının kullandırılan krediyi geri ödememesi üzerine … 24. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, borcunu ödemeyen davalı hakkında 21/03/2013 tarihinde … 5. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı ve … karar sayılı ilamı ile 05/01/2006 tarihinde borçlunun ödeme emrini öğrenmiş sayılmasına karar verildiğini, borçlunun geçikmiş itiraz dilekçesi ile takibe itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, hesap kat ihtarnamesi ekinde gönderilen hesap özeti davalı yönünden kesinleştiğini, itiraza konu alacağın miktarının tespiti bakımından müvekkili bankanın defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılması halinde alacağın varlığı ve miktarının doğrulanacağını, davalının borca itirazının sadece takibi sürüncemede bıraktırıp alacağın geç tahsil edilmesini sağlamaya yönelik olduğunu, davalı tarafından müvekkili banka aleyhine … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasından davada kredi borcuna karşılık rehin edilen senetlerin iadesi talepli dava açtığını, davalının bu dosyada yargılama boyunca müvekkili bankaya kredi borcu bulunup bulunmadığı, varsa ödeme tarihleri, borcun neticelenip neticelenmediğini, varsa bakiyesini açıklaması ve beyanda bulunmasının talep edildiğini ancak hiçbir şekilde davacıların böyle bir açıklama yapmaktan kaçındıklarını, davalının kendisine ait olduğunu iddia ettiği hisse senetlerini, müvekkilinden kullandığı kredi ile satın aldığını ve bunun karşılığında müvekkili banka lehine rehin hakkı tesis edildiğini, davalının müvekkilinden aldığı krediyi geri ödemeyerek yanlış ve yanıltıcı iddialarla dayanaksız ve haksız şekilde geri ödemediği kredi ile satın aldığı hisse senetlerinin iadesini talep ettiğini, davalının Türkiye’de ikamet etmediğini, hacze kabil herhangi bir hak ve alacağına da bugüne kadar rastlanmadığını bu nedenle davalının davacısı olduğu … 5 ATM nin … esas sayılı dosyası ile müvekkili bankadan senetlerin iadesi ile hak alacak talebinde bulunduğunu, davalının … 5 ATM nin … esas sayılı dosyasındaki hak ve alacaklarının haczi için teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini , davanın Mahkememizin 2020/716 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
… 4. Asliye Ticaret Mah nin …Esas …karar sayılı ilamı ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesi ile İstanbul … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen dosya davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde, Birleşen dosyanın davacısının 08.10.2020 tarihinde … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde müvekkili davalı …’in adresini “…” olarak göstererek müvekkili aleyhine İİK madde 67.1 kapsamında itirazın iptali davası açtığını ve ihtiyati haciz talep ettiğini, dava dilekçesi, davacı yanın dava dilekçesinde gösterdiği adresin yanlış gösterildiğinden müvekkiline tebligat yapılamadığını, davacı yanın dava dilekçesinin vekil olarak taraflarına tebliğini talep ettiğini, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi bu talebi kabul etmediğini, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi… E. sayılı dosyada davacının ihtiyati haciz talebini ise 18.11.2020 tarihli ara kararı ile reddetmiş olduğunu, davacı banka hakkın kötüye kullanılması yasağını ihlal ettiğini, davacı bankanın usuli kazanılmış haklar sebebiyle “esas yönü ile kesinleşen” ve 13. yılına giren davalarının sadece daha fazla uzatabilmek amacı ile itirazın iptali davasını hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi geçtikten sonra müvekkili davalı aleyhine açmış olduğunu, birleşen dosya hakkında ayırma kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı bankanın müvekkili aleyhine açtığı itirazın iptali davası MK madde 2’de düzenlenen dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı kötü niyetle açılmış bir dava olduğunu, Müvekkili davalının davacı bankaya bir TL dahi borcu olmadığını, Öncelikle birleşen … 4. Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyasının HMK madde167.1 hükmü uyarınca yasal sebeplerle tefrik edilmesini, davacının itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından “hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle” reddine karar verilmesini, davacının itirazın iptali davasının zamanaşımı süresi geçtikten sonra 2013 yılından buyana 18 yıl geçtikten sonra açılması sebebiyle zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmesini, davacının davasının esas yönü ile de reddine karar verilmesini, davacının açtığı itirazın iptali davasının, hakkın kötüye kullanılması yasağına, MK madde 2’ye, davacıya gönderilen ihtarnameler ile borç varsa bildirilmesinin istenmesine karşın borç bildirilmeme vakıasına, çelişkili davranma yasağına, güven ilkesine, TTK madde 23.3’e, TTK madde 18’e aykırı olmanın yanında, ayrıca kasıtlı şekilde hatalı adres göstermenin ve 13 yıldır devam eden ana davadaki haklarını daha da geciktirmek amacı ile açık kötü niyetle açılması sebebiyle, yasa gereği % 20’den aşağı olmamak üzere İİK madde 67 uyarınca kötü niyet tazminatı ödemesine mahkum edilerek, kötü niyet tazminatının müvekkili davalı lehine ödenmesine karar verilmesini, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde görülmekte olan davada verilen kararlar iki sefer Yargıtay incelemesinden geçerek bozulmuş, Yargıtay 11HD 2019/927 E 2019/6572 karar sayılı 22/10/2019 tarihli son bozma ilamına uyularak Yargılamaya bozma ilamı doğrultusunda devam edilmesine karar verilmiş olup, birleşen dosya davacısı … tarafından … aleyhine … 4.ATM nin … esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasında, verilen birleştirme kararının Mahkememiz dosyasında yargılaması uzun süredir devam eden 2020/716 Esas sayılı dosyasının yargılamasının iyi bir şekilde yürütülmesine olanak vermeyeceği, HMK nun 167/1 maddesinde Mahkemenin yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden karar verilebileceğinin düzenleme konusu yapıldığı anlaşıldığından birleştirilen … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş olup, yargılamaya bu esas üzerinden devamına karar verilmiştir.
Davalılar vekili sunmuş oldukları dilekçelerinde dava konusu hisse senetlerinin davalı …ile davacı arasındaki sermaye piyasası araçları alım satım, aracılık sözleşmesi uyarınca ve Anadolubank ile davacı arasındaki Genel Kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi vasıtasıyla borsadan satın alındığını, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borç için davacı aleyhine … 5. İcra müdürlüğü’nün …e sayılı dosyası ile takip yapıldığını, derdest icra dosyasına rağmen borcun ödenmediğini, geri ödenmeyen kredi borcu ile huzurdaki dava açısından takas mahsup talebinde bulunduklarını, davacının aynen iadesini talep ettiği borsada işlem gören hisse senetlerini rayiç bedellerinin hesaplanır nitelikte olduğunu, davalıların borsada alım satım için davacıya kullandırdıkları kredi miktarının ferileri ile birlikte hesabının mümkün olduğunu, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 204/1. Maddesi uyarınca takas mahsup talebinin karşı dava niteliğinde olduğunu, ödemezlik defi ile takas mahsup defini ileri sürdüklerini bu taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/6738 Esas ve 2021/5232 Karar sayılı ilamında “…Takas, hukuki mahiyeti itibariyle bir defi niteliğinde olup, defiler, ilk itirazlardan farklı olarak esasa cevap süresi geçtikten sonra da ileri sürülebilirler. Ancak 6100 sayılı HMK’nın 141. Maddesi ve HUMK 204/1 maddesi hükmüne göre, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra savunma genişletilemeyeceğinden takas definin dilekçeler teatisinden sonra ileri sürülmesi savunmanın genişletilmesi anlamına gelir. Mahkemece böylesi bir definin dikkate alınabilmesi için ise yine aynı yasa hükmüne göre karşı tarafın buna açıkça muvafakat etmesi gerekir. Ancak esasa cevap süresi içerisinde ileri sürülmeyen bir definin cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle ileri sürülmesi mümkündür. Somut olayda, davalı yanca esasa cevap süresi içerisinde takas defi ileri sürülmemiş olup, defi, bozmadan sonra verilen 16.07.2019 tarihli dilekçeyle ileri sürülmüştür. Davacı yanca, savunmanın genişletilmesi niteliğinde olan bu hususa karşı açıkça muvafakat edilmemiştir. Ayrıca huzurdaki dava dolayısıyla verilen kararın Dairemizce bozulduğu ve takas definin bozmadan sonra ileri sürüldüğü de gözetildiğinde, HMK’nın 7251 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile değişik 177/2. maddesinin son cümlesi gereğince bozmaya uyulmakla ortaya çıkan hukuksal durumu ortadan kaldırılması mahiyyette olacak şekilde davalı yanca takas definin cevap dilekçesinin ıslah edilmesi suretiyle dahi ileri sürülmesi mümkün değildir. Bu itibarla, mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereği olarak davanın 300.000 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken süresinde ve usulüne uygun olarak ileri sürülmeyen takas define dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde karar oluşturulmuştur.
Davalılar tarafından ödemezlik defi ve takas defi ileri sürülmüş isede; cevap dilekçesi içeriğinde ileri sürülmeyen takas ve ödemezlik defi’ne karşı davacı tarafından muvafakat edilmediğinden Yargıtay bozma ilamından sonra davalı yanca açılmış bulunan itirazın iptali davasındaki alacakları ileri sürülerek takas mahsup ve ödemezlik defin de bulunulması mümkün olmadığından davalıların takas mahsup ve ödemezlik defilerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5065 Esas, 2017/4098 Karar sayılı bozma ilamı ve 2017/3728 Esas ve 2018/889 Karar sayılı karar düzeltme ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/927 Esas 2019/6572 karar sayılı bozma ilamı, mahkememize sunulan 1. ve 2. bilirkişi heyetindeki ayrık raporlar, son bilirkişi heyetinin kök ve ek raporları doğrultusunda davacı ile davalı banka arasında akdedilen rehin sözleşmesinin belirlilik ilkesine aykırı olduğu, davacıların hisse senetlerini semereleri ile birlikte iadesi hakkına sahip oldukları, davalı bankanın davaya konu menkul kıymetler üzerinde hukuken geçerli bir rehin hakkının bulunmadığı, davalı aracı kurumunda davacı hesabında bulunan hisse senetlerinin davalı bankanın hesabına rızası olmaksızın virmanlamasının lexcommisoria yasağının ihlalini oluşturduğu, davacıların talebinin hisse senetlerinin 06/03/2003 tarihinden itibaren misli ve semereleri ile iadesi talebinde bulundukları anlaşıldığından, 16.09.2022tarihli ek rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kabulüne,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 8.291 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle
semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 27.938,80 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 160 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 2.147,98 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 2.413 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 21.645,24 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 2.126.166 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 7.048.448,73 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 126 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 319,54 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 401 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 7.631,03 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 48.166 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemelisermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 127.759,95 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 3.841 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 13.059,68 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 143.544 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 1.290.050,06 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 23.711 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemelisermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 279.395,17 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 7 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 17,67 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 455 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 455 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 2.000 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 3.898 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 135.294 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemelisermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 243.529,20 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 33.797 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemelisermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 112.586,33 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 4.756 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 20.928,02 Lot … hissesinin,
06/03/2003 başlangıç tarihinde 73.492 Lot … hissesinin dava tarihi 04/03/2008 itibariyle semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemelisermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 185.588,75 Lot … hissesinin davacı … …’a aynen iadesine,
2-Temlik alan …’in hisse senetleri ve bu senetlerin 06/03/2003 başlangıç tarihinden dava tarihi olan 04/03/2008 tarihinde 120.000 Lot, … hissesinin, semereleri ile birlikte (temettü +bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 397.800,48 Lot … hissesinin 04/03/2008 tarihinde 50.000 Lot, … hissesinin, semereleri ile birlikte (temettü + bedelsiz ödemeli sermaye artışı ile ulaştığı miktar olan) 381.215,33 Lot … hissesinin davacı temlik alan …’e aynen iadesine,
3-Hisse senetlerinin aynen iadesinin mümkün olmaması durumunda İİK 24. Son maddesi hükmünün uygulanmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.452.953,70-TL karar harcından başlangıçta yatırılan ve ıslahla arttırılan toplam 363.136,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.089.839,65 -TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı Temlik alan … tarafından yatırılan 102.465,00 TL harç ile davacı temlik alan … tarafından bozmadan önce ve bozmadan sonra yapılan toplam 200,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile ile davacı Temlik alan …’e verilmesine,
6-Davacı … … tarafından yatırılan 260.671,80 TL harç ile davacı … tarafından bozmadan önce ve bozmadan sonra yapılan toplam 9.991,6‬0- TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı … ‘a verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 450.703,00- TL nispi vekalet ücretinin kazanma oranına göre davacı ve temlik alan arasında paylaştırılması gerektiğinden, 175.774,00-TL’sinin davacı temlik alan …’e, 274.929‬,00- TL’sinin de davacı …’a davalılardan tahsili ile ödenmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair davacı vekili , Temlik alan davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/10/2022

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.

HARÇ BEYANI
K.H: 1.452.953,70-TL
P.H: 363.136,80 TL
B.H: 1.089.839,65-TL

BOZMADAN ÖNCE DAVACI … GİDERİ:
6.614,00 TL B.KİŞİ
135,60 TL POSTA
6.749,60 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

BOZMADAN ÖNCE DAVACI TEMLİK ALAN … GİDERİ
36,00 TL B.KİŞİ
122,00 TL POSTA
158,00 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

BOZMALARDAN SONRA DAVACI … GİDERİ:
3.000- TL B.KİŞİ
200,00 TL
41,00-TL
3.241-TL.TOPLAM YARGILAMA GİDERİ

BOZMADAN SONRA DAVACI TEMLİK ALAN … GİDERİ
42,00 TL POSTA
42,00 TL TOPLAM YARGILAMA GİDERİ