Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/672 E. 2021/384 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/672 Esas
KARAR NO : 2021/384

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2016
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin davalı şirketten …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … tesisat numaraları ile 2012-2013-2014-2015 senelerinde elektrik hizmeti satın aldığını, Ancak 2012-2013-2014-2015 tarihlerinde; davacı müvekkil şirketin kullandığı elektrik ücretine “kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedeli isimleri altında” bir kısım haksız tutarlar daha ilave edilmiş ve müvekkil şirket faturalara yansıtılan kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, dağıtım ve iletim bedellerini de ödemek zorunda kaldığını, davacı şirketin elektrik abonesi olarak haksız bir biçimde davalı şirkete kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, dağıtım ve iletim bedeli olarak ödediği miktarların tespitine ve davacı şirketin kayıp kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, dağıtım ve iletim bedeli adı altında ödediği bedelin şimdilik 1.000,00 TL.lik kısmının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı şirket ile davacı arasında imzalanan yetki sözleşmesine istinaden, uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul mahkemeleri HMK’nin 17/1. ve 19/1. maddesi kapsamında kesin yetkili olduğundan, davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın İstanbul mahkemelerine gönderilmesine, Dava konusu bedeller belirlenebilir nitelikte olup bu bedellerin belirsiz alacak davasıyla talep edilmesi mümkün olmadığından davanın usulden reddine, sayın mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda süre verilerek harç tamamlatılmasına, bu süre zarfında harç tamamlanmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına, usuli itirazlarımız yerinde görülmediği takdirde; Yargıtay kararlarının yerel mahkemeleri bağlayıcı bir niteliği olmamakla birlikte, aksi yönde birçok Yargıtay kararı bulunduğundan, her halde; dava konusu bedeller, EPDK’nin kurul eliyle almış olduğu kararla ve mevzuat hükümleri çerçevesinde uygulamaya konulduğundan ve söz konusu EPDK kararı ve mevzuat hükümleri, iptal edilmedikçe ve yürürlükten kaldırılmadıkça elektrik piyasasındaki tüm şirketler ile abonelerin bu bedellerin tahsili ile yükümlü olduğundan,Bir an için kayıp-kaçak bedeli ve sair bedellerin tahsilinin EPDK kararı gereği yasal zorunluluk olduğu kabul edilmese dahi davacı, elektrik tedarikçisini seçme hakkına sahip bir serbest tüketici olarak müvekkilimiz ile yaptığı elektrik satış sözleşmesi (ikili anlaşma) çerçevesinde, dava konusu bedelleri ödemeyi üstlendiğinden; özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme, taraflarca serbestçe müzakere edilerek akdedildiğinden ve davacı, dava konusu bedelleri ödemeyi kabul ettiğinden,Davacı, dava konusu faturalara itiraz etmediğinden faturaları kabul etmiş sayılacağından ve müvekkil şirket temerrüde düşürülmediği için işlemiş faiz talep etmesi mümkün olmadığından davanın reddine ve vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
.. 3. Asliye Ticaret mahkemesinin … Esas … Karar ve 02/05/2017 tarihli kararı ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilerek dava dosyasının mahkememize tevzi edildiği, 2020/672 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce açık yargılamaya devam olunurken davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 02/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile aynı içerikte olan … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas … Karar sayılı ilamı doğrultusunda mahkememizde görülmekte olan dava hakkında da konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden alınmış olan enerji fonu, TRT payı, belediye vergisi ve KDV’nin istirdatına ilişkin alacak davasıdır.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Anılan düzenlemeler somut olay açısından değerlendirildiğinde; kayıp-kaçak bedeli ile bu bedel üzerinden alınmış olan enerji fonu, TRT payı, belediye vergisi ve KDV’nin abonelerden tahsil edilip edilmemesi ve tarifenin belirlenmesi konusunda yetkili makamın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olduğu, bu konuda mahkemelerin yetkisinin bulunmadığı, mahkemelerin yetkisinin sadece bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, getirilen düzenlemeler ile davaya konu edilen bedellerin alınmasının yasal hale getirildiği kanaatine varılarak davanın konusuz kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve maktu vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken davacı lehine maktu vekalet ücreti hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsil edilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile fazla olan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 29,20 TL başvurma harcından oluşan toplam 88,50 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat ücretinden oluşan toplam 44,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)