Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/658 E. 2021/6 K. 08.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/658 Esas
KARAR NO : 2021/6

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının ön inceleme aşamasında dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 18/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın maliki olduğu … plakalı aracın sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki araç 13/06/2020 tarihinde saat 19:00’da … yoldan sol şeritten … istikametine seyir halinde iken … başka bir aracın sıkıştırması nedeniyle kazaya karıştığını, davalı … eksper raporunda aracın perte çıktığını tespit ettiğini, araç 2012 Model… marka aracın kaza anındaki hızır 155.000 km olduğunu, dava tarihi itibariyle piyasa değerinin 170.000,00 TL olduğunu, 13/06/2020 saat 19:25’te yapılan alkol muayenesinde sürücü …’nın 0.42 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından … nolu 30/03/2020-2021 birleşik kasko sigortası poliçesiyle sigortalı aracın hasarının karşılanması için davalıya yapılan müracaat, davalı tarafından … hasar dosyası ile yapılan incelemede sürücü …’nın yapılan alkol muayenesi sonucunda kaza saati ile alkol raporu arasındaki süre hesaplanarak 0.51 promil alkollü olduğunu gerekçe göstererek reddettiğini bildirerek … nolu … birleşik kasko sigortası poliçesiyle sigortalı aracın 20.000,00 TL hasarının şimdilik fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 21/12/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; huzurda açılan davaya görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Adliyesi Tüketici Mahkemelerinin olduğunu, müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilen iş ve işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkil şirket tarafından davacıya ait aracın sürücüsünün kaza anında yasal sınırın üzerinde alkollü olduğunun somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün alkol değerlerinin 42 promil olarak kayda geçtiğini, dosyaya sunulan telefon kayıtları incelendiğinde kazaya ilişkin fotoğrafların en erken 18:49’da çekildiğini, kaza anında alkol değerinin tespit edilemediği durumlarda ATK’nın kabul ettiği Widmark formülüne göre her bir saatte kandaki alkol değerinin 15 promil azaldığının değerlendirildiği, buna göre 36 dakikalık gecikme neticesinde sürücünün alkol oranının 51 promil çıkacağının açıkça ortada olduğunu, bağımsız eksper tarafından davaya konu sigortalı aracın kaza anındaki rayiç değerinin belirlendiğini, davacının iddiasına dayanak olarak hasar tarihindeki değeri değil güncel değerini talep ettiğini, TTK 1459 ve KAKSGŞ B.3.3.1.1 ve sigortanın zenginleşme aracı olamayacağına dair Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkil şirket davacının iddiasında mütemerrit olmayıp yasal mevzuata uygun işlem yapmakla faiz sorumluluğunu doğuracak eylemi bulunmadığından davacının haksız ve mesnetten yoksun faiz talebinin reddinin gerektiğini bildirerek sigortalı araç sürücüsünün alkollü kullanımı sırasında meydana gelen zarar nedeniyle davacının haksız tazminat talebine ilişkin usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti talebinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın kasko poliçesi hükümleri kapsamında davalıdan tazmin edilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacıya ait … plakalı aracın 13.06.2020 tarihinde meydana genel trafik kazasına karıştığı, davacının talebinin kaza sonucunda uğranılan maddi zararın tazminine ilişkin olduğu, … plakalı aracın davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalandığı, … plakalı aracın kullanım tarzının hususi olduğu anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3.maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet , bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.
Somut olayda, davacının tüketici olduğu, poliçe konusu aracın ticari olmadığı, davacı ile davalı arasında akdedilen poliçenin ve sigorta sözleşmesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu hükme bağlandığından, ayrıca görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında araştırılabileceğinden, HMK nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Mahkememiz kararının taraflara tebliğine,
3-Mahkememiz kararı kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemesinde nazara alınmasına,
dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/01/2021

Katip …
¸¸

Hakim … ¸¸