Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/656 E. 2022/62 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/656 Esas
KARAR NO : 2022/62

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 17/11/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı … – … ile tarafları… Tic. A.Ş. arasında ticari iş ilişkisi çerçevesinde cari hesap oluşmuş olduğunu, bu cari hesaptan dolayı davalının taraflarına 421,98 TL borcu bulunduğunu, davalı … – …’in taraflarına olan 421,98 TL borcu için, … 32. İcra Müdürlüğünde …E. Numarası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafin, 08.03.2019 tarihinde ilgili borca itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazı üzerine Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, … Arabuluculuk Bürosu … Büro No …Arabuluculuk No’lu dosyasında 09.11.2020 tarihinde taraflar arasında Anlaşamamazlıkla sonuçlanan Son Tutanak düzenlendiğini, davalının itirazının hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olduğunu, cari hesaplar ve tarafların ticari defterleri ile alacak tutarının sabit olduğunu, alacak tutarının taraflarının cari hesap kayıtlarında görüldüğünü, cari hesabı oluşturan faturalar incelendiğinde alacağın sabit olduğunun görüleceğini, ticari kayıtlarının ve defterlerinin incelenmesi neticesinde haklılıklarının ortaya çıkacağını belirterek; davalının itirazının iptaline ve hukuki dayanaktan yoksun yapılan itiraz sebebiyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğ edildiği ancak davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce celp edilen … 32. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 421,98 TL asıl alacağın tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 08/03/2019 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 24/02/2021 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu tespiti konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Barbaros Soylu tarafından ibraz edilen 16/04/2021 tarihli raporda özetle; “Davalı (… – …) defter ve belgelerini sunmadığından davaya konu alacak tutarının davalı defterlerinde yer alıp almadığı tespit edilememiştir. Dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve davacı (Sanset Gıda) defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; Davacı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği, yevmiye defterlerinin kapanış tasdikini de yasal süresi içerisinde yaptırdığı dolayısıyla davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturaların, davacı şirket defterlerinde usulüne uygun olarak kayıt altına alındığı görülmüştür. Davacı şirketin, davalı şirketten takip tarihi (26.02.2019) itibariyle 421,98 TL (DörtyüzyirmibirTLdoksansekizKr) alacaklı olduğu hesaplanmıştır. Bu tutar davacının açmış olduğu icra takip tutarını doğrulamaktadır. Takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren, 3095 sayılı yasa gereği yıllık 19,50 oranından başlayacak değişen oranlardan faiz işletilmesi gerekeceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
Dava; faturadan kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalının borçlu olmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı taraf, davalı taraf ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağı olduğunu iddia etmiştir. Dosya kapsamından cari hesaba dayalı alacakların faturalara ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, taraflar arasındaki uyuşmazlık, faturadan kaynaklı olarak davacının alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu ve sahibi lehine delil olma vasfına sahip olduğu, davacı tarafından davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturaların, davacı şirket defterlerinde usulüne uygun olarak kayıt altına alındığının görüldüğü, davacı ile davalı arasında 2017 döneminden devreden bakiyenin var olduğu, 2018 döneminde de birçok kez ticari ilişkilerinin olduğu, 17.12.2018 tarihinde davalıdan alınan ödeme ile aralarında borç alacak bakiyesinin kalmadığı, sonrasında 19.12.2018 tarih ve … numaralı faturanın davacı tarafından düzenlenmesi neticesinde icra takibine ve işbu davaya konu olan bakiyenin (421,98 TL) oluştuğu, davacı şirketin, davalı şirketten takip tarihi (26.02.2019) itibariyle 421,98 TL (DörtyüzyirmibirTLdoksansekizKr) alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafın, icra takibindeki borca itiraz dilekçesiyle; dava konusu alacağın dayanağı olan fatura ve sevk irsaliyesinde bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, imza itirazında bulunduğunu, davacı ile ticari ilişkisi bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Bunun üzerine 28/06/2021 tarihli celsede, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazda sevk irsaliyesi ve faturadaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde beyanda bulunulduğundan davalıya HMK m.211 uyarınca isticvap davetiyesi çıkarılmasına karar verilmiştir. Ancak yine aynı celsenin 2 numaralı ara kararı uyarınca davacı tarafından uyuşmazlık konusu olan fatura ve sevk irsaliyesi sunulamadığından isticvap davetiyesi çıkarılamamıştır. Davacı tarafından yanlış fatura sunulduğundan 10/11/2021 tarihli celsede, davacı vekiline 421,98 TL bedelli ticari defterlerine 19/12/2018 tarihinde kaydedilen faturanın aslını sunması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen süre içerisinde sunulmaması halinde mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına karar verilmiştir. Fakat davacı vekili tarafından uyuşmazlık konusu fatura sunulmamıştır. Bu konuda 01/02/2022 tarihli celsede davacı vekili, faturayı müvekkilinin bulamadığını beyan ederek mevcut delil durumuna göre karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın faturadan kaynaklanan cari hesap alacağına ilişkin olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarında mevcut olduğu, dava konusu fatura ve sevk irsaliyesine ilişkin belgelerin sunulmadığı, davalının ticari ilişkiyi ve takip konusu faturadaki imzayı inkar ettiği, ispat yükü üzerinde olan davacının fatura konusu malları teslim ettiğini ve bu miktar kadar alacaklı olduğunu ispat etmek zorunda olduğu, ancak davacı tarafından sunulan faturanın dava konusu alacağın mevcut olduğunu ispat edecek bilgiler içermediği, malların teslim edildiğinin ispatlanamadığı, dosyada başkaca bir delil bulunmadığı anlaşılmakla davalının ticari ilişkiyi reddetmesi ve imza itirazında bulunması da dikkate alınarak takip konusu edilen faturadan kaynaklı alacağın mevcudiyetine dair kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Davacı yemin deliline de dayanmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70 TL’nin, peşin alınan 59,40 TL harçtan mahsubu ile eksik harç olan 21,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı yüzüne karşı, davalı yokluğunda, malvarlığına ilişkin davalarda 6763 sayılı kanununun 41. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK md. 341/2. maddesi gereğince dava miktarı veya değeri 8.000,00 TL’lik kesinlik sınırında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸