Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/653 E. 2021/667 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/653 Esas
KARAR NO : 2021/667

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında tanzim edilen 05.10.2018 tarihli “Hisse Devri Tasfiye Protokolü” uyarınca … İli … İlçesi sınırlarında bulunan … projesinde müvekkile ait hisselerin davalıya satışı konusunda anlaşmaya varıldığını, bu anlaşma uyarınca belirlenen hisse satışı karşılığında bedelin belirlendiğini ve belirlenen bedelin tasfiye sürecinde ödeme koşulları bakımından tarafların anlaşmaya vardıklarını, ödemelerin her ayın 15. gününde 350.000,00 TL taksitler halinde yapılacağının protokolde açıkça yazılmış olmasına rağmen davalı tarafça 2020 yılı Mart ayına kadar taksitler aksatılmadan (birkaç günlük gecikmeleri müvekkil iyi niyet gereği görmezden gelmiştir.) eksiksiz olarak ödendiğini, ancak 2020 yılı Mart, Nisan, Mayıs aylarına ait ödenmesi gereken 350.000,00TL’lik taksitlerin ödenmediğini, 11.06.2020 tarihinde ise aksayan bu taksitlerin toplu olarak müvekkil hesabına ödendiğini, bu nedenle … 7. İcra Müdürlüğü …Esas numaralı dosyası ile davalının 15.03.2020, 15.04.2020, 15.05.2020 tarihlerinde ödemesi gereken 350.000,00TL’lik taksitleri 11.06.2020 tarihinde ödeyerek yapmış olduğu geç ödemeden kaynaklanan ticari faizin talep edildiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ile itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekili cevabında; davacı tarafça, dava konusu itirazın iptali davası olarak belirtilmiş olunsa da dava konusu uyuşmazlık sözleşme ilişkisinden kaynaklandığından yazılı yargılama usulünün uygulanmasını gerektiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin ifasını durdurma hakkına sahip olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin her iki tarafa da sıralı ve süreli edimler yükleyen “karşılıklı iki tarafa borç yükleyen” nitelikte bir sözleşme olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin ifadan kaçınabilmesi Kanun’un kendisine tanıdığı bir hak olduğunu ve müvekkilinin temerrüde düşmesini de engellediğini, Yönetim Planı ve Devre Mülk Sözleşmelerine bu ismi bizzat veren davacı … AŞ nin Hisse Devri ve Tasfiye Protokolünün (II-A/1) maddesinin açık hükmüne rağmen ve müvekkili şirket de taksit ödemelerini hiç aksatmadan yerine getiriyorken, Protokole ve Yasalara aykırı olarak isim hakkı ve kuyu devir bedelleri talebinde bulunduğunu, bunun üzerine ve bu taleplerindeki ısrarlı tutumları ile sözleşmeden doğan sıralı ve öncelikli edim borçlarını yerine getirmeyeceklerini açıkça dile getirmeleri nedeniyle müvekkili şirketin TBK’nın 97. maddesinde dayanak bulan hakları kapsamında taksit ödemelerini durdurduğunu, davacının Hisse Devri ve Tasfiye Protokolündeki edimlerini ifa etmekten kaçınması anlamına gelen edimlerine karşılık müvekkilden edimlerini ifa etmesini talep hakkının da da ortadan kalktığını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin temerrüdünden ve kusurundan söz edilemeyeceğini beyan ile davanın ve icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre icra takibinde haksız ve kötü niyetli görülen davacıdan % 20 kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Dava, davacı ile davalı arasında hisse devir sözleşmesi gereğince, davalının 2020 yılı Mart-Nisan ve Mayıs aylarına ait ödemeleri 11/06/2020 tarihinde toplu olarak ödemesi nedeni ile gecikme faizi alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya dayanak … 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacının davalı aleyhinde 22.678,08 TL nın tahsili bakımından takibe geçtiği, ödeme emrinin 16/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 22/09/2020 tarihli olduğu ve takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın mali müşavir bilirkişi … ve Ticaret ve Borçlar Hukuku Uzmanı …’e verilerek, dosya üzerinden günsüz olarak inceleme yapıp, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi gereğince davalının yaptığı ödemelere göre davalının temerrüdünün olup olmadığı ve bu temerrütten dolayı davacı açısından toplu ödenen 3 aya ilişkin ödemeden dolayı bir faiz alacağının doğup doğmadığı, doğmuş ise takip tarihi itibariyle miktarının ne kadar olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiş, dosyamız bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 31/03/2021 tarihli raporlarında; ispat kuralları gereği, davacının sözleşme ile üstlendiği edimleri tam ve eksiksiz olarak ayrıca zamanında yerine getirerek, sözleşmede kararlaştırılan süreler dahilinde teslim ettiğini geçerli delillere ispat etmesi gerektiğini, aksi takdirde davalının ödemezlik def’inde bulunabileceğini, davacı tarafından, sözleşmede yer alan yükümlülüklerin tam ve zamanında yerine getirildiğine ilişkin herhangi bir somut delil sunulmadığını tam tersine, anılan yükümlülüklerin sözleşmede ön yükümlülükler olarak düzenlendiklerinin ve bu yükümlülüklerin ileri sürülmesi için ikinci bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunun ileri sürüldüğünü, ayrıca da davacı tarafından gönderilen 23.03.2020 tarihli ihtarnameyle taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak isim hakkı ve kuyu devir bedelleri talebinde bulunulduğunu, bu bakımdan davalı tarafından ödemezlik def’inde bulunma şartlarının gerçekleştiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla da davalının temerrüdünden söz edilemeyeceğini, bu bakımdan davacının faiz talebinin yerinde olmadığını, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davacı tarafça talep edilebilecek faizin 25.083,33-TL tutarında olduğunun hesap edildiğini rapor etmişlerdir.
TÜM DOSYA KAPSAMI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
Davanın icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olup, taraflar arasında, 05.10.2018 tarihinde Balıkesir İli Edremit İlçesi sınırlarında bulunan … projesinde davacıya ait hisselerin davalıya satışı konusunda anlaşmaya varılarak Hisse Devri Tasfiye Protokolü’nün imzalanmış, davacı, davalının her ayın 15. gününde 350.000,00 TL lık taksitler halinde ödeme yapacağını sözleşme ile taahhüt etmesine rağmen 2020 yılı Mart, Nisan, Mayıs aylarına ait ödenmesi gereken 350.000,00TL’lik taksitlerin anılan şekilde ödemeyip 11.06.2020 tarihinde toplu olarak ödediğinden bahisle, icra takibinde geç ödemeden kaynaklanan ticari faizin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı taraf davacının sözleşmeden doğan sıralı ve öncelikli edimlerini yerine getirmeyeceğinine yönelik beyanına karşılık TBK’nın 97. maddesinde dayanak bulan hakları kapsamında taksit ödemelerini durdurduğunu ve temerrütlerinden bahsedilemeyeceğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamında mevcut taraflar arasındaki düzenlenmiş olan protokol ve ihtarnameler incelenmiş, davacının 23/03/2020 tarihli ihtarında davalıya 15/03/2020 tarihinde ödenmesi gereken 350.000 TL taksidin ödenmesini ihtar ettiği, davalının 10/04/2020 tarihli cevabi ihtarında ifa borçlarının yerine getirilmesini, aksi takdirde taksit ödemelerinin durdurulacağını beyan ettiği, davacının 22/04/2020 tarihinde davalının ihtarına cevaben iddiaların yerinde olmadığını beyanla taksit ödemesinin yapılmasını beyan ettiği, davalının 10/06/2020 tarihli ihtarı ile edimlerin yerine getirilmesi için ilave bedel talep edilemeyeceğini, edimlerin tebliğden itibaren 1 ay içinde tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında sözleşmeye dayalı ticari ilişkinin varlığı hususunda bir ihtilaf olmayıp, uyuşmazlık davalının ödemezlik defiinde bulunabilme şartlarının gerçekleşmiş olup olmadığı, dolayısı ile davalının temerrüdünün ve davacının faiz alacağının doğup doğmadığı hususlarından kaynaklanmakta olup, mahkememizce konusunda uzman bilirkişiler vasıtası ile uyuşmazlık konusu hususların değerlendirilmesi bakımından inceleme yaptırılmış, davalının ödemezlik def’inde bulunma şartlarının gerçekleştiği, dolayısıyla da davalının temerrüdünden söz edilemeyeceği ve davacının faiz talebinin yerinde olmadığı tespit edilmiş olup, bilirkişi raporunun tarafsız, dosya kapsamı ve bilimsel veriler ile uyumlu, ayrıca denetime elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
İddia, savunma, sunulan deliller ve karşı deliller, icra takip dosyası, taraflar arasındaki protokol, ihtar ve cevabi ihtarlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, sözleşmeden kaynaklanan işin ifasına ilişkin yükümlülüklerini tam ve eksiksiz şekilde zamanında yerine getirdiğini, davasını ve icra takip konusu faiz alacağının doğduğunu ispatlayamadığından davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 273,90 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 214,60 TL nın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
dair davacı vekilinin ve davalı vekilinde yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”