Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/649 E. 2021/867 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/649 Esas
KARAR NO : 2021/867

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 13/11/2019 tarihli dava dilekçeside; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, yapılan alışverişten ticari satımdan kaynaklanan 87.308,96 Euro tutarında Cari hesaptan dolayı davalı şirketin müvekkili şirkete borcu olduğunu, davalı şirket hakkında borcunu ödememesi sebebiyle … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplere mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, ancak borçlu vekili aracılığı ile icra takibine itirazda bulunduğunu, bunun üzerine İstanbul Arabuluculuk Bürosunun 2020/16112 nolu dosyasından ticari uyuşmazlıklarda zorunlu Arabuluculuk yoluna başvurulmuş olduğunu neticesinde de 09/11/2020 tarihli Anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, borçlu şirket vekilince haksız ve kötü niyetli olarak takibe itirazda bulunulduğunu, borçlunun itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu, yapılan takipteki alacak miktarının doğru ve yasal olduğunu, davalı borçlunun itirazları alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik haksız ve yersiz itirazlar olduğunu, davalının haksız ve yersiz itirazının iptali ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının bu davayı açmasında hukuki yararı olmadığını, davanın bu usuli eksiklik nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili firmanın inşaat sektöründe faaliyet gösteren, Türkiye’nin öncü ve örnek firmalarından biri olduğunu, kabul manasına gelmemekle mahkemenin dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için tarafların gerçekten davacı ve davalı sıfatını haiz olmaları gerekmekte olduğunu, bu sebeple davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel teşkil eden mahkemece resen nazara alınması gereken bir taraf sıfatı yokluğu durumunun mevcut olduğunu, itirazın iptali davası yasal süresi içinde açılmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak alacak talep edildiğini ve yasal takip başlatıldığını, takip dayanağı cari hesap ekstresi, davalı şirket tarafından hazırlanmış tek taraflı bir belge niteliğinde olduğunu, davaya dayanak edilen belgelerin hiçbirinde müvekkili şirketin unvanı, imzası, adresi, kaşesi yer almadığını bu sebep ile müvekkilinin bilgisi dahilinde oluşmayan ve kendisinin sebebiyet vermediği bir borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin her hangi bir borcu bulunmadığını, davacının müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine, davacının haksız hukuka aykırı kötü niyetli icra takibi nedeniyle müvekkili şirket lehine icra takibi bedelinin %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine toplam87.308,96 Euro üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 21/09/2021 tarihli raporda: davacı ve davalının 2018-2019-2020-2021 takvim yılına ait incelenen defter ve belgelerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacı ile davalının 03/01/2017 tarihli sözleşmenin 12. Maddesi ile temerrüt şartlarını kararlaştırıldığını tespit edilmiş ise de ; temerrütün oluşmasına rağmen şartlarının davacı tarafından oluşturulmadan icra takibi yapıldığını, bu sebeple davalının temerrüt halinin 30/09/2019 tarihinde oluştuğu, icra takibinden önce işlemiş faiz talep edemeyeceği, ancak mahkemenin aksi yönde karar vermesi halinde sözleşmenin 12. Maddesinde belirtilen ödeme vadeleri (30-60-90-120-150-210 günlük çek veya havale) ve 30. İş günü sonrası için temerrüt hesabı yapıldığını ve muaccel hale gelmiş faturaların son ödeme tarihleri tespit edilmiş olup, davacının toplam 86.841,21-Euro alacağından; icra takip tarihi itibariyle 76.060,73-Euro alacağının muaccel olduğu, 10.780,49-Euro alacağının icra takip tarihinden sonra olduğu, davacının davalıdan 30.09.2019 İcra takip tarihi itibariyle; Ana Para 76.060,73-Euro Temerrüt faizi:280,95- Euro olmak üzere Toplam 76.341,67-Euro talep edebileceği, davacının 10.780,49-Euro alacağının 30/09/2019 icra takip tarihinden sonra muaccel olduğu, davacının icra takip tarihi itibariyle talep ettiği 86.841,21-Euro ile 467,75-Euro işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, icra inkar tazminatına hükmedilmesi meselesinin mahkemenin münhasıran yargılama yetkisine dair bir husus olduğunun tespit edildiğini bildirmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı tarafın borçlu olmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında Cam Tedarik İşleri Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin konusunun “…” kapsamında detayları teknik şartname ve projelerde verilen muhtelif ebat ve içerikteki kule ve podyum bölgesine ait tüm camların davacı tarafından tedarik edilmesi, bunun karşılığında da davalı tarafından ödeme yapılmasına ilişkin olduğu, sözleşme bedelinin 4.165.556,00-Euro + KDV olarak belirlendiği, sözleşmenin 12. maddesinde; faturaların her bir sevkiyatın müteakibinde düzenleneceği, TCMB’nın ilgili fatura kesim günündeki TL/Euro kuru üzerinden TL olarak düzenleneceği, tüm ödemelerin Euro bazında yapılacağı, bakiye ödemelerin faturanın veya faturalar listesinin davalı tarafından kabul edilmesine müteakiben 2 hafta içerisinde 30-60-90-120-150-210 günlük çek ve/veya havale ile yapılacağını, tedarikçi tarafından gönderilen faturalardaki fiyatın anlaşma fiyatından farklı olması halinde alıcının faturaları red veya iade edeceği, vadesinde ödenmeyen faturalar için fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki negatif kurun tedarikçi tarafından kabul edilmeyeceği ve düzenlenecek kur farkı faturasının KDV eklenerek düzenleneceği ve o tarihte geçerli olan vade farkı oranlarına göre vade farkı faturası düzenleneceğinin kararlaştırıldığı, cari hesap alacağının konusunu oluşturan faturaların sözleşme kapsamında davacı tarafından düzenlenen faturalar olduğu, taraflar arasında 11/01/2019 tarihinde cari hesap mutabakatı yapıldığı, cari hesap mutabakatında tarafların davacının 31/12/2018 tarihi itibariyle 82.114,02-Euro alacaklı olduğu konusunda mutabık olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu açısından yapılan değerlendirmede; faturaların tarafların ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahipleri lehine delil olma vasfına haiz olduğu, tarafların defterlerindeki lehe ve aleyhe kayıtların bağlayıcı olduğu, takip tarihi itibariyle tarafların defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 86.841,09-Euro alacaklı olduğu, davacının alacağının dayanağının 15/01/2019 tarihli 22.158,30- Euro tutarlı 120 gün vadeli, 30/01/2019 tarihli 391.70-Euro tutarlı 120 gün vadeli ve 28/02/2019 tarihli 64.291,21 Euro tutarlı peşin vadeli faturalar olduğu, faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaların konusunun sözleşme kapsamındaki mallara ilişkin olduğu, faturaların vade farkı veya kur farkı faturası olmadıkları, faturaların takip tarihi itibariyle muaccel olduğu, davalı tarafından faturalara ve faturaların içeriğine yönelik bir itirazda bulunmadığı, dolayısıyla TTK m.21 uyarınca davalı tarafın faturaların içeriğini kabul etmiş sayıldığı anlaşılmakla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle faturalardan kaynaklı 86.841,21 Euro alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bilirkişi raporunda her ne kadar davacının icra takip tarihi itibariyle 76.060,73 Euro alacağının muaccel olduğu belirtilmiş ise de; bilirkişi tarafından sözleşmenin 12. maddesine göre değerlendirme yapılarak bu sonuca varıldığı, ancak sözleşmenin 12. maddesinde bakiye ödemelerin faturanın veya faturalar listesinin davalı tarafından kabul edilmesine müteakiben 2 hafta içerisinde 30-60-90-120-150-210 günlük çek ve/veya havale ile yapılacağının kararlaştırıldığı, ilgili maddede davalı tarafça faturanın alınmasından itibaren iki hafta içerisinde ya belirtilen vadede çek verileceği ya da havale yapılacağının düzenlendiği, icra takibine konu 30/01/2019 tarihli fatura da vadenin 120 gün olarak belirlendiği, 28/02/2019 tarihli faturada vadenin peşin ödeme olarak belirlendiği yine 15/01/2019 tarihli faturada vadenin 120 gün olarak belirlendiği, faturalardaki vade tarihleri dikkate alındığında 120 günlük vade tarihinin takip tarihi 30/09/2019 tarihi itibariyle dolmuş olduğu, TBK’nın 117.maddesi hükmüne göre, “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” Bu durumda, taraflarca vadenin sözleşme ile belirlendiği faturanın üzerinde fatura tarihinden itibaren ödemenin 120 gün vadeli olarak yapılacağının yazılı olduğu, fatura tarihinden itibaren 120 gün vadenin geçmesi ile borcun muaccel olduğu takip tarihi itibariyle alacağın muaccel hale geldiği anlaşıldığından bilirkişi raporundaki takip tarihi itibariyle alacağın sadece 76.060,73-Euroluk kısmının muaccel olduğu yolundaki görüşten ayrılınmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.05.2019 tarih ve 2017/4740 Esas, 2019/4095 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, satım sözleşmesinde TBK’nın 207/2.maddesi hükmüne göre, tarafların edimlerin aynı anda ifa etmesi kural olup, emtianın teslimi anında satım bedelinin ödenmesi gerekeceğinden alacak muaccel hale gelmektedir. Ancak yukarıda sözü edilen TTK’nın 117. maddesi uyarınca borcun ifa edileceği gün taraflarca tayin edilmiş olmadıkça muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur düzenlemesinden sonra devamı maddelerde temerrüde düşen borçlunun şartların varlığı halinde faiz de ödeyeceği düzenlenmiştir.Yine somut uyuşmazlığa uygulanması gereken TTK’nın 18/3. maddesine göre; tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek maksadıyla yapılacak ihbar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü bir mektupla veya telgrafla yapılması, yahut güvenli elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılması gerekir.
Tüm faturaların muaccel olduğu anlaşılmakla; İşlemiş faiz açısından yapılan değerlendirmede; dava konusu faturaların üzerinde vade tarihi bulunsa da vade tarihlerinin her iki tarafça kabul edilip kararlaştırılan kesin nitelikli vadeden olmadığı, dolayısıyla TBK m.117. hükmü uyarınca davalının temerrüte düşmesi için davacının ihtarda bulunması gerektiği, takip tarihinden önce davacı tarafından ihtarda bulunulmadığından temerrüt olgusunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 86.841,21 EURO üzerinden devamına, asıl alacak 86.841,21 Euro’ya takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak taraflarca belirlenebilir mahiyette bulunan likit alacak miktarına itiraz edildiğinden, kabul edilen toplam alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacı tarafından kötü niyetle icra takibi yapıldığı ispat edilemediğinden davalının %20 tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 86.841,21 EURO üzerinden devamına, asıl alacak 86.841,21 Euro’ya takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının %20 tazminat talebinin reddine,
2-İcra takip tarihi itibariyle kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan (86.841,21 Euro x icra takip tarihindeki kur 6,18TL= 537.329,98TL)107.465,99-TL %20 tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen 53.666,00-TL karar harcından, peşin alınan 6.527,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 47.138,77-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 6.527,23-TL harç ile aşağıda dökümü yapılan 1.117,50-TL yargılama giderinin reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 1.095,26-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 56.331,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesap edilen vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından reddedilen kısmıda aşamayacağından hesaplanan 4.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/11/2021

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.

Harç Beyanı
K.H.= 53.666,00- TL
P.H.= 6.527,23‬-TL
B.H= 47.138,77-TL
Davacı yargılama gideri
1.000- TL bilirkişi ücreti
117- TL tebligat gideri
1.117 TL Toplam yargılama gideri

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.