Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/635 E. 2022/732 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/635
KARAR NO : 2022/732

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’ nin 25.03.2019 tarih ve … nolu “Kadın Girişimci İşyerim Paket Sigorta Poliçesi” ile … adresinde sigortalı olduğunu, sigortalının aynı binada ancak girişi … numarada olan birde deposunun bulunduğunu, 29.05.2019 tarihinde sokakta davalı … hattında meydana gelen patlama/sızma sebebiyle sigortalının deposunu su bastığını ve bu nedenle de hasar oluştuğunu, görevlendirilen eksperin yaptığı incelemede çalışması sırasında zarar oluşumunu ve miktarını tespit ettiğini, hasar nedeniyle müvekkili şirketin sigortalısı … hesabına 11.06.2019 tarihinde 6.697,00 TL yatırarak zararı giderdiğini, …’nin zararı tazmin etmemesi sebebıyle … 11. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile … aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, takibin durması üzerine arabuluculuk yoluna gidildiğini, yapılan görüşmelerde sonunda anlaşma sağlanamadığından işbu davanın açıldığını, davalının … 11. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 7.359,00 TL için iptali ve kaldırılmasına karar verilerek asıl alacağa uygulanacak avans faizi üzerinden takibin devamına, davalının 420 inkar tazminatına mahkumiyetini, yargılama gideri ve kanuni vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … İşleri Daire Başkanlığı’nın … sayılı 02.12.2020 tarihli cevabi yazılarında, bahse konu adresten 28.05.2019 tarihinde idareleri arıza kayıt servisine … adresinden intikal eden su sızıntısı ihbarı üzerine gecikmeye mahal verilmeksizin süresi içinde su arıza ekiplerinin adrese intikal ederek bina şube yolu bağlantısı üzerindeki arızayı giderdiğinin tespit edildiğini, ilgili yerde öngörülmeyecek şekilde oluşan arızanın oluşumu ile idare ekiplerince arızanın giderilmesi için geçen süre zarfında hiçbir şekilde izolasyonun olmadığı anlaşılan perde duvarından binaya bir miktar su sirayet ettiğini, … İmar Yönetmeliği Bodrum Katlar başlığındaki 6.09 maddesi 11. fıkrasında “Toprağa dayalı tüm bodrum katlarda dış etkilere karşı ısı ve su yalıtımı yapılması zorunludur.” Hükmünün yer aldığını, suyun binaya sirayet etme şekli binanın toprağa dayalı bodrum kat duvarından kaynaklandığını, binada gerek inşaat teknikleri açısından gerekse yönetmelikler doğrultusunda zaruri olan su yalıtımı ve drenaj sisteminin bulunmadığı ve suyun binaya bu nedenle sirayet ettiğinin anlaşıldığını, …’a su veren içme suyu şebeke sisteminin hattın her metresinin gözetim altında tutulmasının teknik olarak mümkün olmaması nedeniyle bu hatlarda oluşabilecek muhtemel arızalar ile yaşanabilecek sızıntılara karşı bina sahiplerinin gerekli asgari tedbirleri alması kanunen ve teknik olarak gerekli olduğunu, … İmar Yönetmeliği’nin Bodrum Katlar başlığındaki 6.09.11 fıkrasında “Toprağa dayalı tüm bodrum katlarda dış etkilere karşı 1sı ve su yalıtımı yapılmasının zorunlu olduğunu, aynı yönetmeliğin proje tanzim esasları başlığındaki 13.02 maddesinin G fıkrasında “Korozyon ve rutubetten korumak amacıyla mimari projede çatıda su izolasyonu ve bodrum katlarda su yalıtım ve drenajla ilgili gerekli detaylar gösterilecektir.”ifadelerinin yer aldığını, dava konusu hasar,gören binanın usulüne uygun şekilde inşa edilmemiş olması sebebiyle gerçekleştiğini, burada esasen incelenmesi gereken husus şayet binanın usulüne “uygun bir izolasyonu (tecrit duvarı, perde beton vs) yapılmış olsaydı bu hasarın yine meydana gelir miydi hususunun tespitinin gerektiğini, TBK’nun 49. maddesinde “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmekte ise de, dava konusu olayda müvekkili idarenin hukuka aykırı bir fiili bulunmadığı gibi kusuru da bulunmadığını, bu nedenle de davanın reddi ile yine istenen tazminattaki faiz başlangıcının ödeme tarihinden itibaren istenmesini de kabul etmediklerini, idarenin açılan dava ile birlikte mütemerrit hale gelmiş olduğunu, bu nedenle dava tarihinden itibaren istenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davalı …’ye ait su borusunun patlaması sonucunda, dava dışı sigortalının uğradığı zararın tazmini nedeniyle davacının rücuen tazmin isteminden ibarettir.
Mahkememizce celp edilen … 11. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 7.359,09-TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 30/01/2020 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememiz 01/03/2021 tarihli ara kararı gereği, mahkememizce dava dışı sigortalı …’nin işyeri adresi olan “…adreste rizikonun gerçekleştiği kısımda keşfen inceleme yapılarak meydana gelen zararın sebebinin tespit edilmesi, deponun inşaat yönetmeliklerine ve ruhsata uygun olup olmadığının tespit edilmesi, zararın davalıdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi ve davacının davalıya rücu imkanının bulunup bulunmadığının, bulunuyor ise rücu edebileceği miktarın belirlenmesi konusunda keşfen bilirkişi incelemesi yapılıp rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler Sigortacı …, İnşaat Mühendisi …, Su ve Sel baskını konusunda uzman …’ın 18/05/2022 tarihli raporunda özetle, “Teknik Bilirkişi incelemesi kapsamında Arma Sokaktan geçen ve davalı …’ye ait su borusunda (şebeke borusunda) meydana gelen arıza sonucunda davacının sigortalısının satışa konu emteaların bulunduğu DEPOYA girerek orada bulunan ve sigortalıya ait olduğu belirtilen kırtasiye malzemelerinde hasara neden olduğu, davacı tarafından …numaralı 25.03.2019-25.03.2020 vadeli Kadın Girişimci İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortası temin edilmiş dava dışı sigortalı …’e ait 28.05.2019 tarihinde oluşan dahili su hasarı nedeniyle ödenmek zorunda kalınan 6.697,17 TL hasar tazminatının Bilirkişi Kurulumuzca yapılan teknik değerlendirme neticesine piyasa rayiçlerine uygun ve hasar tarihi itibariyle kadri maruf olduğuna, anılan tazminatın sigortalıya tediyesinde kanun hükümleri uyarınca sorumlu olmadığını kanıtlayamayan davalının hakkında girişilen icra takibine vaki itirazı haksız olmakla davacının ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi talep edebileceğine, icra inkar tazminatı talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğuna” ilişkin görüş ve kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
Mahkememiz 29/09/2021 tarihli duruşma ara kararı gereği, dosyanın önceki bilirkişilere tevdi ile davalının itirazlarının karşılanması, ara kararda belirtildiği üzere deponun inşaat ve imar yönetmeliklerine uygun olup olmadığının tespiti, sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi konularında ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişiler Sigortacı …, İnşaat Mühendisi …, Su ve Sel baskını konusunda uzman …’ın 29/03/2022 tarihli ek raporunda özetle, “deponun inşaat ve imar yönetmeliklerine uygun olup olmadığının tespiti bakımından; Bodrum katta bulunan depoya ait inşaat ruhsatı olmadığı ilgili belediye yazısından anlaşılış olup, ilgili belediyeden dava dosyasına sunulmuş herhangi bir proje ve imar işlem dosyası bulunmadığı, tüm projelerin ve imar işlem dosyasının sunulması durumunda inşaat ve imar yönetmeliklerine uygun olup olmadığının değerlendirmesi yapılabileceği, mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda kök raporumuzda değişiklik yapılmasını gerektirecek herhangi bir hususun olmadığına” ilişkin görüş ve kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 31/01/2022 tarihli 2022/35 Esas ve 2022/47 Karar sayılı ilamında “İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.” şeklindeki tespitlere yer verilerek kazı çalışması nedeniyle meydana gelen zararın giderilmesine yönelik olarak açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinin belirtildiği, anılan içtihatın somut olaya uygun olduğu kanaatine varılarak davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 80,70 TL’ harçtan, peşin alınan 88,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,08-TL harç bedelinin talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 108,60-TL posta ve tebligat giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dava değeri üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.359,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 01/11/2022
Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”