Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/593 E. 2022/761 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/593 Esas
KARAR NO : 2022/761

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 22/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin emlak , gayrimenkul danışmanlık, tellallık ve komisyonculuk işleriyle iştigal ettiğini, davalı şirketin depo ihtiyacı için müvekkili şirket ile davalı şirket deponun bulunması ve kiralanması, bu amaçla tellaliye ve simsarlık hizmeti sunulması konusunda mutabık kalındığını, müvekkili şirket ile davalı arasında 27/05/2020 tarihinde yer gösterme beyanı ve taahhütname sözleşmesi imzalandığını, davalının imzalamış olduğu sözleşme ile 1 kira bedeli+KDV yi ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı şirket tarafından kiralama işinin müvekkili şirketi devre dışı bırakarak gerçekleşmesi halinde davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan tellaliye bedelinin iki katını ödeme borcu altığına girdiğini, davalının müvekkili şirketi devreden çıkararak deponun maliki olan firmayla doğrudan temasa geçip depoyu kiraladığını ve hala kullanmakta olduğunu, davalının sözleşme uyarınca müvekkili şirkete 540.000 TL borcu bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcunu ödememesi üzerine davalı şirket aleyhine … 9 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek; davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili sunmuş olduğu 18/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu,müvekkil şirket çalışanı tarafından böyle bir sözleşme imzalandığını,.ancak matbu olan bu sözleşmenin , sadece tek taşınmaz yazılı iken imzalandığını, ancak daha sonra davacı tarafından doldurulmak ve ikinci taşınmaz eklenmek suretiyle mahkemeye ibraz edildiğini, davacının vermemiş olduğu bir hizmeti vermiş gibi göstermeye çalışarak haksız bir kazanç elde etmeye çalıştığını, Gerçekten de matbu olan bu sözleşme müvekkil şirket çalışanı tarafından sadece taşınmaz adresi olarak “… ” belirtilmek suretiyle imzalandığını, ancak daha sonra davacı tarafından matbu sözleşmedeki boş bölümlere gerçeklere aykırı şekilde ” …” adresli taşınmaz da eklenerek doldurulduğunu ve hatta bunların 1-2 şeklinde de numaralandırıldığını, Oysa … depo ile ilgili hiçbir hizmet talep edilmediği gibi bu depo hiçbir şekilde müvekkil şirket çalışanına da gösterilmediğini, dava konusu edilen gayrimenkulün kiralanması ile ilgili olarak davacı tarafından müvekkile hiçbir hizmet verilmediğini, müvekkili şirketin bizzat kendi çabaları ve ilişkileri ile söz konusu taşınmazı kiraladığını, söz konusu sözleşmeyi imzalayan …’ın müvekkili şirketin yetkilisi olmadığını ve sözleşme imzalama yetkisi bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davacının talebinin fahiş olduğunu ve kabulünün mümkün bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine … 9 İcra Müdürlüğünün… E.sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkili şirketin icra takibine itiraz ettiğini bildirerek; davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 9 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası istenilmiş olup, yapılan incelemesinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine toplam 540.000 TL ‘nin tahsili için icra takibi yapıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce iddia edilen taşınmaz yer gösterme tutanağının aynı zamanda ve aynı kalemle yazılıp yazılmadığı, çalışan Mehmet Akyıldız imzasından sonra dava konusu taşınmaz bilgilerinin yer gösterme tutanağına eklenip eklenmediği hususunda grafolog bilirkişi tarafından inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 14/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “İnceleme ve Bulgular Bölümünde” kalem evsafi yönünden yapılan incelemede belirtildiği gibi inceleme konusu 27.05.2020 tarihli “Yer Gösterme Beyanı ve Taahhütname” başlıklı belgede “Taşınmaz Adresi” bölümündeki “…” şeklindeki yazı ve rakamlarla “Kira Bedeli” bölümündeki “m² 27 TL+KDV” yazı ve rakamlarının davacı tarafın kabul ettiği adres yazı ve rakamları ile kalem evsafi farkı saptanmadığı, Ancak üst bölümde “Özellikleri” bölümündeki “10.000 m² Depo” yazı ve rakamları ile satır başlarındaki “1)” ve “2 Y rakamları ve “Özellikleri” bölümündeki daire içine alınmış (1) ve (2) rakamları, keza kira bedeli bölümünde daire içine alınmış (1) ve (2) rakamlarının diğer bölümlerdeki yazı ve rakamlardan mürekkep renk tonu ve kalem ucu kalibresi bakımından farklı fiziki evsafta kalemle yazılmış bulunduklarından diğer yazı ve rakamlarla birlikte ve sırası dahilinde yazılmış olmayıp, bulundukları yerlere sonradan ilave edilmiş bulundukları, ancak, tükenmez kalem tabir edilen bilye uçlu kalemlerin yazılış tarihlerini zaman birimleri itibariyle tespite yönelik bilimselliği kanıtlanmış bir yöntem mevcut bulunmadığından aradaki zaman farkının zaman birimleri bakımından tespit edilemediği bildirilmiştir.
Davacı ile davalı arasında 27/05/2020 tarihli yer gösterme beyanı ve taahhütname imzalandığı, sözleşmede taşınmaz adresi olarak 1-… 2-… ç 15 depo … mahalle …. sokak … gösterildiği, … (…Tic.Ltd Şti ‘nin danışmanı olarak …’in görevlendirdiği, söz konusu taşınmazın, 1 (bir) yıl içinde şahsım, eşim, ortağı veya çalışanı bulunduğum şirket, şirket ortakları veya temsil ettiği şirket ve kurumlar adına veya sair ilişkiler içinde olduğu kurum adına alım & satım halinde satılık mülklerde satış bedelinin 2 katının ve KDV, Kiralık mülklerde ise 1 (bir) kira bedeli ve KDV tellaliye-hamaliye bedeli ödemeyi kabul eder ve taahhüt ettiği, İlgili bedelin kira kontratı imzalardığı gün veya satış işleminin tapuda yapıldığı,gün nakden ödeneceğini, Yukarıda belirtilen şartların emlak komisyoncusunu devre dışı bırakılarak gerçekleşmesi halinde müşterinin tellaliye / hamaliye bedelinin iki katını ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, düzenleme konusu yapılmıştır.
27/05/2020 tarihli sözleşmeyi davalı … adına şirket çalışanı … , … adına da … imzalamıştır. …’ın sözleşmeyi imzalarken vekaletnamesinin yahut temsil yetkisinin bulunmadığı sabit olup, davalı vekili cevap dilekçesinde, açıkça şirket çalışanı … tarafından sözleşmenin imzalandığını, …adresindeki taşınmaz için sözleşme akdedildiğini, daha sonradan davacı tarafından maktu sözleşmedeki boş yerlerin gerçeğe aykırı şekilde doldurularak … adresindeki taşınmazında sözleşmeye eklendiğini, … depo ile ilgili herhangi bir hizmet alınmadığını bildirdiğinden sözleşmenin … adına temsilen …tarafından imzalanmış olduğu, kabul edilmiştir.
Yargıtay HGK’nın 2017/13-543 E., 2020/64 K. Sayılı kararında belirtildiği üzere, imza, metin yazılmadan önce, tamamen veya kısmen boş kâğıda atılmış olsa da (… imza) geçerlidir (…., S.: Borçlar Hukuk Genel Hükümler, İstanbul 2000, 14. Bası, s. 68). Bu aşamada sözleşmenin geçerli olacağı hususunda duraksama olmamalıdır. İmza, metin yazılmadan önce, tamamen veya kısmen boş kâğıda atılmış ise metnin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun bir şekilde yazıldığı karine olarak kabul edilir. Beyaza imza atan taraf aksini iddia ediyorsa, iddiasını yazılı delille ispat ile yükümlüdür (Reisoğlu, S.: Borçlar Hukuk Genel Hükümler, İstanbul 2000, 14. Bası, s. 68). Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.03.1989 tarihli ve 1988/1 E., 1989/2 K. sayılı kararında da bu hususa işaret edilmiş olup ceza davasında dahi imzalı boş belgenin anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğu iddiasının tanık ile ispat edilemeyeceğine değinilmiştir. Yine Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2018 tarihli ve 2017/13-619 E., 2018/919 K. sayılı kararında da aynı ilkeler açıklanmıştır. Buradan hareketle, davalı matbu ve sadece … adresinde bulunan taşınmaza yönelik olarak imzaladığını belirttiği sözleşmeye sonradan kendisini borç altına sokacak …’da kain taşınmaz bilgilerinin eklendiğini iddia ettiğine göre, sözleşmenin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun bir şekilde doldurulduğunun karine olarak kabul edilmesi, hukuki işlem olan bu durumun aksinin ise yani sözleşmenin davalının iradesine aykırı doldurulduğunu davalının yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Davalı söz konusu yer gösterme sözleşmesinde el yazısı ile yazılan hususların sonradan taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille ispatlayamamıştır.
TBK’nın 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde yapılmıştır. Bu hüküm mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde anlaşılmalıdır. Simsarın ücrete hak kazanma zamanı ve giderlere ilişkin alacağını düzenleyen TBK’nın 521. maddesine göre “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” (521/1). Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar söz konusu hizmeti yerine getirmezse ücret alacağı elde edemeyecektir. Ancak sözleşmede aksi kararlaştırılabileceği gibi işin niteliğinden de aksi sonuca varılabilir. Simsarlık faaliyetinin konusu, çeşitli işlere ilişkin sözleşmelerin kurulması hususunda aracılık etmektir. Bu aracılık faaliyeti, bir sözleşme kurma fırsatı vermek şeklinde olabileceği gibi bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmek şeklinde de olabilir. Simsarlık ücretini talep hakkı, hemen simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla doğmaz. Eş söyleyişle; sözleşmenin kurulmuş olması, ücrete hak kazanılması için yalnız başına yeterli değildir. 6098 sayılı TBK.’nun 521. maddesi gereğince; ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Şu halde; davacının, simsarlık ücretini isteyebilmesi için simsarlık sözleşmesinde sözü edilen taşınmaz kiralanmasının, davacının aracılığıyla ve çalışması ile gerçekleşmiş olması gerekir.
Tellallık fırsat gösterme veya aracılık etme tellallığı olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilir. Fırsat gösterme tellallığında; sözleşmenin kurulması fırsatına ait bilginin sağlanması söz konusu olur. Aracılık etme tellallığında ise; aracılık tellalı iki tarafı bir araya getirmek ve olası düşünce uyuşmazlıklarını gidermek için uğraşmak zorundadır[ (Uygur, T.: Borçlar Kanunu, Ankara 2003, c. 8, s. 8975). YHGK 13.12.2018 tarih ve 2017/13-621 E-2018/1929 )]
Davacı ile davalı arasında 27/05/2020 tarihinde … adresinde bulunan taşınmazın kiralanması ile ilgili Yer Gösterme Beyanı ve Taahhütname başlıklı sözleşmenin imzalandığı, davalı şirketin … isimli depoyu , …Aş ye müracaatla kiraladığı, bu durumun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, davalı tarafından kiralanan … isimli deponun 27/05/2020 tarihli yer gösterme beyanı ve taahhütname isimli sözleşmede 2 nolu taşınmaz olarak yer aldığı, kira bedelinin de metre kare 27 TL+Kdv olarak belirlendiği depo alanının 10.000 metre kare olarak sözleşmede gösterildiği, Sözleşme metninde;” gösterilen sözkonusu yerleri 1 yıl içinde şahsım, ortağın veya çalışanı bulunduğum şirket, şirket ortakları, şirketin ortak olduğu kuruluşlar yada kan ve sıhri hısımlarım satın aldığı/kiraladığı taktirde, sahibi ile satış / kiralama sözleşmesi olmasa dahi satış bedelinin%2+KDV/ kiralık mülklerde ise 1 yıllık kira bedeli + KDV tellaliye/hammaliye bedeli ödemeyi bu işlemlerin emlak komisyoncusunu devre dışı bırakılarak gerçekleşmesi halinde müşterinin tellaliye/hammaliye bedelinin iki katını ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin yazılı olduğu, davalının davacı komisyoncuyu devredışı bırakarak taşınmazı kiraladığı dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve dosyaya delil olarak sunulan e-mail yazışmalarından anlaşıldığı, davalının sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemesi gerektiği, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, simsarlık ücretinin belirlenmesinde tarafların sözleşmede belirlediği değerin esas alınması gerektiği (Emsal nitelikte Yargıtay 13.HD 2012/26937 E- 2013/5719 K.sayılı kararı), davacı simsarın ücrete hak kazanabilmesi için mal sahibi ile aracılık konusunda bir sözleşme yapma zorunluluğunun bulunmadığı (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/32155 Esas 2015/37273 Karar),
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacı ile davalı arasında akdedilen Yer Gösterme ve Taahhütname sözleşmesi kapsamında, sözleşmede yazılı bulunan … deponun kiralanmasına ilişkin davacının çalışma yaptığı gerekli bilgi ve belgelerin davalıya gönderildiği, … deposunun davalıya gösterildiğinin tanık beyanları ve e-mail yazışmalarından anlaşıldığı, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranarak davacıyı aradan çıkartarak, mal sahibinden … isimli depoyu kiraladığı, sözleşmede yazılı olan 10.000 metre kare * 27 TL + KDV bedelinin 2 katı tutarındaki cezai şartın ödemekle yükümlü olduğu, bu bedelin 540.000,00 TL ye tekabül ettiği, (27*10.000 = 270.000*2 = 540.000,00 TL), davacı tarafından 540.000,00 TL bedel üzerinden icra takibi yapıldığı, davacının talebinin sözleşmede belirlenen cezai şart alacağına ilişkin olduğu ve likit olduğu, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz edildiği, %20 icra inkar tazminatının talep edilebilir nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, Davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 540.000,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak 540.000,00 TL ‘sine takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 540.000,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak 540.000,00 TL ‘sine takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarının %20’si oranında 108.000‬,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 36.887,40 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta mahkeme veznesine yatırılan 6.521,85 TL harç ile icra veznesine yatırılan 2.700,00 TL harcın toplamı olan 9.221,85 TL ‘si harcın mahsubu ile bakiye 27.665,55 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 9.221,85 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 126,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 77.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/11/2022

Başkan
E-İMZALI
Üye
E-İMZALI
Üye
E-İMZALI
Katip
E-İMZALI

HARÇ BEYANI:
K.H: 36.887,40 TL
P.H: 9.221,85 TL
B.H: 27.665,55 TL

DAVACI YARGILAMA GİDERİ: 126,60 TL

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.