Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/586 E. 2021/962 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/586 Esas
KARAR NO : 2021/962

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının müteveffa oğlunun 23.05.2015 tarihinde …’in idaresindeki …plakalı aracın çarpması sonrası vefat ettiği, kaza tutanağında sürücüye herhangi bir kusur iazde edilmemiş ise de meskun mahalde hız sınırını aştığı, tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullandığı, müteveffanın kaza tarihinde 6 yaşında olduğu, kurallara tam olarak uyacak idrak ve ayırt etme gücüne sahip olmadığı, otopsi raporu dikkate alınarak meydana gelen ezilme, kırık ve travmanın sürücünün kaç km hızla kullandığı araca bağlı çarpma neticesinde oluşabileceğinin tespitinin önem arz ettiği, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun 03.09.2019 tarihinde red edildiği, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığı, davacının hiçbir gelirinin olmadığı, adli yardım talep ettikleri diğer hususlarla birlikte belirtilerek adli yardım talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL ölüme bağlı maddi tazminat bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24/11/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini toplam da 32.231,70 TL bedele yükselterek harcını yatırdığı anlaşıldı.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak yapılan tebligat rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da davalı yandan gelen olmamıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla aktüer ile kusur bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 27/09/2021 tarihinde tanzim olunan raporda özetle;
KUSUR YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME :
Olayla ilgili olarak Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli konumundaki sürücü … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan yürütülen …sayılı soruşturma kapsamında alınan 2015/4185 sayı ve 06.11.2015 tarihli karar ile; trafik kazası tespit tutanağı ve yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda şüphelinin herhangi bir kusurunun olmadığı belirtilerek kamu adına kovuşturma yapılmamasına itirazı kabil olmak üzere karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hazırlık tahkikatı sırasında gerçekleştirilen 07.10.2015 tarihli olay yeri keşif icrası sonrası Trafik Polis Memuru … tarafından hazırlanan 21.10.2015 kayıt tarihli bilirkişi raporunda; … istikametine bölünmüş, 3 şeritli olduğu, yaya kaldırımı bulunmadığı, yol kenarında 100 cm genişliğinde banket bulunduğu, kazanın orta şeridin bitimi-sol şeridin başlangıç noktasında yaya …’ın sağ taraftan aniden ana yola çıktığı esnada meydana geldiği belirtilerek müteveffa yaya …’ın yola birdenbire çıkmak kuralını ihlalden asli kusurlu olduğu, solundaki orta refüjden dolayı kaçacak yeri bulunmayan, sağındaki otomobilden dolayı yayayı göremediği için fren yapmaya zamanı kalmayan, otomobilin önünden kurtaran yayanın bir anda önüne çıktığında yapacağı bir hareketi kalmayan sürücü …’in herhangi bir kusuru olmadığı görüş ve kanaatine yer verilmiş, eklenen fotoğraflarda tutanak mümzii tarafından çarpma noktasının sol şeridin yaklaşık 40-50 cm içerisinde gösterildiği, orta refüj ile bölünmüş üç şeritli yolda karşı istikamette orta refüj üzerinde yolun ilerisinde kavşak bulunduğuna ve azami hız sınırının 60 km/saat olduğuna dair levhaların konumlandırıldığı, krokide ve raporda sağ şerit içerisinde sürücü …’nın idaresindeki … plakalı otomobilin varlığından ve bu sürücünün yola fırlayan çocuk yayaya çarpmamak için fren ve manevra tedbiri ile durduğundan bahsedildiği görülmüş, aşağıda çizilen kroki ile birlikte gösterilmiştir.
Huzurdaki yargılama sırasında davacı tarafın talebi üzerine Adli Trafik Kazaları Bilirkişisi-MEB Direksiyon Eğitmeni … tarafından hazırlanan 09.04.2021 tarihli “Uzman Mütalaası Bilirkişi Raporu”nda; bölgede özellikle Cumartesi günleri pazar kurulduğundan halk tarafından yoğun ilgi gösterildiği, insan yoğunluğunun çok fazla olduğu, pazarın cadde ve sokaklara kadar taşacak şekilde olduğunu araştırmaları sonucu ulaştığı, 70 km/saat hız tahdidi bulunsada sürücü …’in dikkatli ve tedbirli olması gerektiği, müteveffa yaya …’ın iki şerit kısmını karşıya geçene kadar geçen süre içerisinde sürücünün fark etmemesinin tamamen hız kaynaklı olarak düşünülmesi gerektiği, yürüyerek 6,40 saniye, koşarak 4 saniyede kaza yerine ulaşılabileceği, sürücünün mahal şartlarına uygun seyir halinde olması durumunda ölümle sonuçlanmayacağı, ağır hasar alacak şekilde yaralanmasının mümkün olmayacağı kanaati hasıl olduğu, yolun sağında ve solunda yerleşim yerlerinin, iş yerlerinin, yolun 150 metre ilerisinde trafik ışık kontrollü kavşak ve yaya üst geçidi bulunduğu, çarpma noktasından 20 metre ileride kan izleri, kan izlerine 45 metre mesafede kask, 85 metre ileride motosikletin bulunduğu belirtilerek mağdur yaya …ve ebeveynlerinin KTK 68/1-c ve KTY 138/d kurallarını ihlalden %50 asli kusurlu, sürücü …’in KTK 47/1-d, 52/1-a,b ve KTY 95/d kurallarını ihlalden %50 asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine yer verilmiştir.
… Sigorta A.Ş. tarafından …’a hitaben 03.09.2019 tarihli yazıda özetle; … numaralı hasar dosyası açıldığı, yapılan inceleme neticesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığı anlaşılarak herhangi bir tazminat ödemesi yapılmayacağı belirtilmiştir.
Olay yerine intikal eden … Bölge Trafik İstasyon Amirliği’nde görevli polis memurları tarafından anlaşılan kaza tutanağının ilk sayfası ile kroki sayfası Sayın Mahkeme’ye sunulmadığından değerlendirilememekle birlikte olay mahalli azami 70 km/saat hız sınırlamalı yerleşim yeri dışı, devlet karayolu, bölünmüş, 10,5 metre şerit-11,5 metre platform genişliğinde, üç şeritli, asfalt kaplama, yüzey kuru, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, vakit gündüz, hava ve görüş açık olup, mahalde 100 cm genişliğinde banket, yol şerit çizgisi bulunduğu anlaşılmaktadır “Kaza Özeti”nde; sürücü …’in idaresindeki …plakalı motosikleti ile … istikametinden … istikametine seyir halinde iken 7+200 km kesimine geldiğinde ön kısmı ile yolun sağ tarafından aniden fırlayarak karşıya geçmekte olan yaya …’a çarptğı belirtilmiş, kazanın oluşumunda yaya …’ın KTY 138/d kuralını ihlal ettiği, sürücü …’in herhangi bir kusurunun olmadığı görüş ve kanaatine yer verilmiştir.
Müteveffa çocuk yaya …, 2010 doğumlu ve olay günü 5 yaşında olup düzenlenen “Ölü Muayene Tutanağı”nda; 110-120 cm boyunda, 25-30 kg ağırlığında olduğu, vücudunun sol temporalde doku ve çökme kırığı, servikal vertebralarda yaygın kırık, sağ frontalde künt travmaya bağlı olarak çökme fraktürü, karın boşluğu bölgesinde sıyrıklar, sağ ve sol toraks kemiklerinde yaygın parçalı kırık, sağ ön ve üst kolda yaygın kırık bulunduğu, ölüm nedeninin yaygın kafa ve beden travmasına bağlı gelişen beyin kanaması ile solunum- ve dolaşım bozukluğu olduğu kanaati belirtilmiştir.
Motosiklet sürücüsü …, 1986 doğumlu ve olay günü 29 yaşında olup yeterli (A2) sınıfı sürücü belgesine 2013 yılından itibaren haizdir. Kazadan sonra saat 14:44’de alkolmetre cihazı ile yapılan kontrolünde alkol izine rastlanmamıştır.
Karayolu-trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, trafik-yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü, taşıt yolu (kaplama)-karayolunun genel olarak taşıt trafiğince kullanılan kısmı, yaya yolu (yaya kaldırımı)-karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzelkişilere ait mülkler arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına aynlmış olan kısmı, yaya geçidi-taşıt yolunda, yayaların güvenli geçebilmelerini sağlamak üzere, trafik işaretleri ile belirlenmiş alan, geçiş hakkı-yayaların ve araç kullananların diğer yaya ve araç kullananlara göre, yolu kullanmak sırasındaki öncelik hakkı olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Değişik riskleri bünyesinde barındıran karayolu trafiğinde sürücü ve yayaların kaza tehlikelerini öngörerek dikkatlerini yoğunlaştırmaları, korunmasız haldeki yayaların doğru yaklaşan taşıtları kontrol etmeleri, dikkate almaları, yakın mesafe tehlike bölgelerine, manevra alanlarına yaklaşmamaları, sürücülerin ise hızlarını yolun icap ve şartlarına göre güvenle sevk ve idare edebilecek şekilde ayarlamaları, yolun ilerisini ve çevrelerini gereği gibi kontrol etmeleri, can ve mal güvenliğine azami dikkat ve özeni göstermeleri, olası kaza tehlikelerini ön görerek etkili fren, manevra gibi önleyici tedbirleri zamanında almaları, korna veya selektör gibi işitsel ve görsel donanımları kullanarak varlıkları hususunda ile çevrelerini uyarmaları gerekmektedir. Normal şartlar altında gündüz vakti, görüşün açık olduğu düz karayolunda müteyakkız davranarak yola gereken dikkat ve özeni gösteren sürücü ve yayanın tedbirli, kontrollü ve özenli davranamamaları için herhangi bir olumsuz neden bulunmamaktadır. Bilindiği üzere T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Meydana gelen trafik kazası, dikkatli, tedbirli ve özenli davranılması halinde önlenebilir nitelikte olup mücbir neden, taşıtlardan kaynaklı teknik arıza, ıztırar hal söz konusu değildir.
Sürücü …’in yönetimindeki …plakalı motosikletin silindir hacmi 50 cm3 ‘den büyük (124 cc-10 HP), yapısı bakımından azami hızı 50 km/saat’i (azami tasarım hızı 112 km/saat) geçen 2 tekerlekli, (L3) sınıfı motosiklet olup, (L) sınıfı araçlarda birbirinden bağımsız iki ana fren olmalı, frenleme sırasında aracın gidiş yönü etkilenmemelidir. Servis freni ortalama olarak 4 m/s2 ‘lik bir negatif ivme oluşturmalıdır. Fren eşik süresi, fren pedalına basılma anından tam fren etkisine ulaşıncaya kadar geçen süre olup araç tipine bağlıdır. Otomobillerde 0,1-0,3 saniye, kamyonlarda 0,2-0,4 saniye, motosikletlerin ayak frenlerinde 0,1-0,3 saniye, motosikletlerin el frenlerinde ise 0,2-0,6 saniyedir. Bu eşik süreleri yüksek hızlarda, uygun olmayan yol şartlarında, aracın lastik basıncı ve diş profili durumuna, fren sistemindeki yıpranma ve aşınmalara bağlı olarak tümüyle iki katına da çıkabilmektedir. Fren eşik zamanında frenleme ivmesinin yükselişi ideal bir yaklaşımla lineer olarak alınabilir. Teknik yetersizliği olmayan araçlarla yapılan 500 denemenin yüzdesel dağılımına göre; %29 oran ile 7,5 m/s2 ivme değerleri sağlanmıştır. Kuru yol üzerinde 60 km/saat çıkış hızında bir motosikletin fren devrelerini kullanmak suretiyle ulaşılabilecek olan frenleme değerleri; yalnızca arka tekerlek frenleri kullanılırsa 3,5 … 4,5 m/s2, yalnızca ön tekerlek freni kullanılırsa 5,0 … 6,5 m/s2, hem ön, hem de arka tekerlek kullanılırsa 6,5 … 9,0 m/s2 olabilir. Normal sürüş yeteneğine sahip bir motosiklet sürücüsü kuru bir zemin üzerinde ön ve arka tekerlek frenlerini eş zamanlı kullanılması halinde (ki bu acil panik frenlemesi halinde çok olasıdır) devrilme olmaksızın 5,0 m/s2 ‘lik bir frenleme ivmesine ulaşabilir. Araçların, yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyması, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur (K.T.K. Mad. 29,30). Seyir halindeki bir taşıtın tamamen durabilmesi için belli bir mesafe ve süreye gereksinim duyulduğu, bu nedenle yayaların geçiş hızlarını ayarlama, gerekirse durma, geri gitme vb. alabileceği tedbirlerin daha etkili olabileceği açıktır. Gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçüler olup karayollarında trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar için azami genişlik 2,55 metredir (K.T.Y. Mad. 128).
Katalog verilerine göre kazaya karışan …plakalı motosiklet 745 mm genişliğindedir. Çarpma noktasından önce motosiklete ait fren blokaj izi tespiti bulunmamaktadır. Gündüz vakti, görüşün açık olduğu, görüşe engel olumsuz bir durumun mevcut olmadığı, 3 şeritli düz karayolunda tutanak krokisine göre sol şeritte, bilirkişi krokisine göre orta şeritte düz yaklaşan motosiklet sürücüsü açısından oküler noktasında yolun ileri sağ kenarından 90 derece dik açı ile kaplama üzerine çıkan 110-120 cm boyundaki çocuk yayanın fark edilebilirlik noktası, normal şartlar altında yolun tamamen boş olması durumunda banket kesiminden kaplama üzerine çıktığı nokta olmasına rağmen tutanak mümzileri tarafından varlığından bahsedilmeyen, ancak keşif icrası sonrası bilirkişi raporunda bahsi geçen ve sağ şerit içerisinde bulunan otomobilin varlığının kabulü halinde yaklaşık 2 metre genişliğindeki otomobilin sol yan kesimi hizasıdır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama olarak yürüme hızı ise 1,4-1,5 metre/saniye’dir. … tablosunda 5 yaşına göre ortalama 1,5 m/s yürüme, 3,4 m/s koşma hızıyla ilerlediği kabul edildiğinde 0,75 metre otomobilin bulunduğu sağ şeridin sol tarafı, 3,5 metre orta şerit, 0,40 metre çarpışmanın gerçekleştiği sol şerit içerisindeki noktaya kadar yaklaşık 4,5-5 metre ilerlemesi yaklaşık yürüme halinde 3 saniye-koşma halinde 1,5 saniye sürmektedir. Daha hızlı koşması halinde bu sürenin daha da kısalacağı açıktır. Bu süreç içerisinde motosiklet sürücüsü …’in azami hız sınırına uygun şekilde 70 km/saat hızla ilerlemesi durumunda saniyede 19,44 metre yol kat edeceği, yaklaşık asgari 29 metre-azami 58 metre geride bir noktada olabileceği, etkili fren uygulaması halinde 40-50 metre civarı mesafede durmasının 3,5-4 saniye süreceği, bilirkişi mütalaa raporunda motosikletin çarpma noktasından 85 metre ileride bulunduğundan bahsedilmesine rağmen kazada yaralanan sürücünün çarpışma sonrası devrilmiş ve sürüklenmiş olabileceği, bu nedenle net ve tereddütsüz şekilde frenli durma mesafesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı mütalaa edilmiştir.
Hadisenin meydana geliş şekline ve sonuçlarına göre; sürücü …’in idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken hızına dair bir ölçüm verisi veya hesaplanmasına yarayacak (fren izi, kamera görüntüsü vb.) tespit bulunmamakla birlikte istikametine göre yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla ilerlediği, daha düşük hızla ilerlemesi durumunda sonucun değişip değişmeyeceğinin tahmin güç ise de hızın zararın artmasında etkili faktörlerden olduğu, değişik yaşta yayaların yola çıkabilecekleri vb. tehlikeleri ön görmediği, hızını güvenle sevk ve idare edebileceği, her an tedbir alabileceği seviyelere düşürmediği, sağ tarafındaki otomobil ön sağ görüşü kısmen olumsuz etkilemesine rağmen motosikletin 745 mm genişliğinde olması ve manevra kabiliyetinin yüksek olması dikkate alındığında can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmeden, çocuk yaya temassız ve tehlikesiz ilerlemesinin, yaya çocuktan-tehlike bölgesinden uzaklaşarak zamanında soluna-sağına emniyetli bölgeye doğru direksiyon manevra ve etkili fren tedbiri uygulayabilmesinin mümkün olduğu, uyguladığı anda ise hız, süre ve mesafe nedeniyle etkisiz kaldığı, korna vb. işitsel donanımını kullanarak varlığı hususunda uyarılarda bulunmadığı, yolu ve çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmediği, kısmen dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davranışının tali derecede etkili olduğu, müteveffa çocuk yaya …’ın ise sol tarafından emniyetle duramayacak mesafede yaklaşmış durumdaki otomobil ve motosikletin önüne doğru kontrolsüz çıktığı, taşıt yollarının esas olarak taşıtların seyri ve kullanımı için olduğu, yayaların taşıt yolu üzerinde oynamalarının, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmalarının yasaklandığı, Medeni Kanuna göre; ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti bulunduğu, erginliğin onsekiz yaşının doldurulmasıyla başladığı, yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkesin, Kanuna göre ayırt etme gücüne sahip olduğu, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti olmadığı, ergin olmayan çocuğun, ana ve babasının velâyeti altında olduğu (Mad. 10,11,13,14,335), kısa boylu oldukları için çocukların trafik ortamlarını genelde henüz yetişkinlerle aynı kapsamda değerlendirilememelerine rağmen ülkemizde genellikle trafik eğitiminin anaokulu-ilkokul seviyesinden itibaren verilerek başladığı, aile içi-ebeveyn eğitimi ile de desteklendiği, …’da bulunan “…” isimli derneğin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre trafikte herhangi bir durumun tehlikeli olup olmadığının ancak 10 ila 12 yaş grubu çocukların değerlendirebildiği, ancak trafikte yaya olarak doğru davranış biçimlerinin yine de erken bir evreden itibaren öğrenilebileceği ve alıştırmalar yapılabileceği, olay anında 5 yaşında olan müteveffa yaya…’ın trafik kurallarını tam olarak bilmesinin, kurallara uygun davranış sergilemesinin, çevre tehlikelerini idrak etmesinin, taşıtların yakın çevresinde bulunmasının doğurabileceği tehlikeleri ön görebilecek kapasitede olmasının beklenemeyeceği, olay anında ebeveyn denetiminden ve gözetiminden uzak kaldığı bir anda yolun karşı kesimine geçmek amacıyla tehlikeli şekilde sol tarafından emniyetle duramayacak mesafede yaklaşmış durumdaki taşıtlara rağmen korunmasız ve tehlikelere açık halde motosiklet sürücüsünün önüne doğru şerit içerisine ilerleyerek sergilediği, trafik seyir güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, bilinçsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz davranışının asli derecede etkili olduğu görüş ve kanaatine varılmış, bu cihetle motosiklet sürücüsüne kusur izafe edilmeyen bilirkişi raporu ile müterafik kusur izafe edilen mütalaa raporu olayın oluşuna uygun, neden sonuç ilişkisi doğru kurulmadığından uygun ve izafe edilen kusur oranları isabetli bulunmadığından iştirak etmek mümkün olmamıştır.
Olayda aksine davranarak sevk ve idaresindeki …plakalı motosiklet ile orta refüj ile bölünmüş karayolunda seyir halinde olduğu orta şeritte yolun kavşak alanı ve yaya geçidi bulunmayan kesiminde yayalara nazaran ilk geçiş hakkına sahip olmasına rağmen yaya geçişlerinin yaşanabildiği yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla ilerleyerek kazanın önlenebilme olasılığını ortadan kaldıran, yolu ve çevresini gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, müteyakkız davranmayan, yolun sağ kenarında bulunan yayaları dikkate alıp her an yola fırlama tehlikesini ön görmeyen, kontrol altında tutmayan, tehlike bölgesine ön tedbirsiz, emniyetle duramayacak mesafede yaklaştığında da önüne çıkan yaya çocuğa çarpmak durumunda kalan, zamanında etkili fren veya manevra tedbiri uygulayamayan, fren ve direksiyon manevra tedbiri uyguladığı anda ise hız, süre ve mesafe nedeniyle etkisiz kalan, kısmen dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’in %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Çarpışmanın şiddetine bağlı olarak vücudunun değişik bölgelerinden-özellikle baş- omurga- göğüs-kol kesimlerinden kırık şeklinde yaralanarak yaygın kafa ve beden travmasına bağlı gelişen beyin kanaması ile solunum ve dolaşım bozukluğu sonucu ölümü ile sonuçlanan olayda 2010 doğumlu ve 5 yaşında olduğu için farik ve mümeyyiz olmayan, çevresindeki ve trafiğin barındırdığı tehlikeleri ön görüp yukarıda belirtilen kuralları bilmesi, kurallara uygun, bilinçli, müteyakkız, tedbirli ve emniyetli davranması, olaylara vakıf olması, tehlikelere karşı önlem alması, kendini sakınması, kendi can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özeni göstermesi beklenmeyen, bir anlığına ebeveyn denetimi ve gözetiminden uzak kaldığı bir anda yol kenarından yolun karşı kesimine geçmek amacıyla değişik taşıtların değişik konum ve hızlarda seyir halinde olabilecekleri kaplama üzerine çıkan, sol tarafından emniyetle durmayacak mesafede yaklaşan taşıtları, konumunu, hız ve mesafesini dikkate almadan trafikte can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde tehlike bölgesine yaklaşan, kaplama üzerine çıkmadan önce yolu gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeyen, sağ şeritteki otomobilin önünden kurtulup sol şerit içine geldiği esnada da düz yaklaşan sürücü yönetimindeki motosikletin ön kesimleri ile sadmesine maruz kaldığı mütalaa edilen davacı murisi müteveffa çocuk yaya …’ın bilinçsiz ve kontrolsüz davranışının %75 oranında etkili olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
TAZMİNAT HESABI YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME :
Anne Kader’in maddi zararı
32 Yıllık işleyecek iskontolu aktif devre maddi zararı
İlk 3 yıl 84.777,00 TL x 1 / 4 pay x 3 /3 x 25% kusur = 5.298,56 TL
Hak sahibi Annenin 32 yıllık maddi zarar toplamı = 41.278,32 TL
Bakım ve yetiştirme gideri tenzili = – 9.046,62 TL
Hak sahibi Annenin maddi zararı = 32.231,70 TL
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; 23/05/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davadır.
Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 01.06.2015 tarihinden öncesine ait olduğundan somut olaya 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 E. sayılı kararı; “…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” şeklindedir. Bu nedenlerle hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise progresif rant yöntemine göre (Yargıtay kararlarına göre %10 artış ve iskonto esasına göre) belirlenerek maddi zarar hesabı yapılmıştır.
23.05.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; 5 yaşındaki müteveffa çocuk yaya …’ın bilinçsiz ve kontrolsüz davranışının %75 oranında kazaya etkili olduğu, …plaka numaralı motosiklet sürücüsü …’in %25 oranında tali kusurlu olduğu, hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında ve artmasında kusurlu başkaca kişi, kurum, kuruluş ve etkili faktör bulunmadığı, davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu olay sonucu vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; davacı anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 32.231,70 TL olduğu hükme elverişli kusur ve aktüer raporundan anlaşılmakla 23.05.2015 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti 290.000,00 TL olmakla davacının maddi zararının poliçe limiti içinde kaldığı, kazaya sebep olan motosikletin motor gücünün 50 cc nin üzerinde olduğu makine bilirkişi tarafından tespit edilmekle ZMMS yaptırmasının zorunlu olduğu, davacı talebinin davalı tarafından 03.09.2019 tarihli yazı ile reddedildiği görülmekle davalı bakımından temerrüt tarihinin 03.09.2019 olduğu dikkate alınarak davanın kabulü ile 32.231,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 32.231,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.201,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL + 101,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 186,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.015,36 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 85,39 TL peşin harç ile 101,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 186,39 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.364,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL bedelin davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.14/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”