Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/569 E. 2021/973 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/569 Esas
KARAR NO : 2021/973

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 12/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; 02.11.2018 tarihinde saat 13.00 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki tescilsiz aracıyla …üzerinde stadyum kavşağı istikametine doğru seyir ederken … karşısına geldiği esnada motorsikletinin ön kısımlarıyla … karşısı orta refüj üzerinden yaya geçitinin bulunduğu yerden karşıya geçmek isteyen yaya …’e çarpması neticesinde tek araçlı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza neticesinde yaya müvekkil …’in yaralandığını, bedensel güç kaybına uğradığını, davacı müvekkil …’in kazada ağır yaralandığını, … Devlet Hastanesi’nde ve …. Üniversitesi Hastanesi’nde tedavisi yapıldığını, müvekkilin kaza tarihi itibarı ile 60 yaşında olduğunu, davacının yaşına, aktif ve pasif yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, davalı sürücünün asli ve tam kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, 500-TL daimi iş göremezlik ve 500-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep edildiğini, davalı sigorta şirketinin poliçesi kapsamında belirlenecek daimi iş göremezlik tazminatı tutarın sakatlık ve ölüm teminatından;  maluliyet oranının yüksek çıkması veya geçici iş göremezlik süresi boyunca bakıcı giderine hükmedilecek olması halinde ise bakıcı giderine ilişkin zararın sağlık gideri – tedavi teminatından tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini, … Hesabı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında tescilsiz araç ile meydana gelen kazada davacı müvekkilin uğramış olduğu zararlardan kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkilin uğramış olduğu geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının hesaplanarak ödeme yapılması talebi ile … Hesabı’na başvuru yapıldığını, 24.10.2019 tarihli dilekçemiz davalı sigorta şirketi tarafından teslim alındığını, müvekkilin uğramış olduğu zararın tespiti için gerekli tüm belgelerle birlikte … Hesabı’na başvuru yapıldığını, başvurunun üzerinden kanuni süre geçmiş olmasına rağmen davalı sigorta tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle davanın kabulüne, trafik kazası sebebiyle oluşan bedensel zarar nedeniyle 500-TL daimi iş göremezlik ve 500-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile davalı … Hesabı’ndan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 03/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapılan olay sebebiyle vekil eden kuruma yapılan başvuru sonrasında başvurunun değerlendirilebilmesi için istenen belgeler tamamlanmak yerine işbu davanın açıldığını, davacı tarafça, tazminat talebinin değerlendirilebilmesi için gerekli olan tüm evrak ile eksiksiz başvuru yapılmadığından, başvurunun sonuçlandırılamadığını, davacı tarafın eksik belgelerini sunmasından sonra tazminat talebinin değerlendirilebileceği müvekkil kurumun 05.11.2019 ve 29.11.2019 tarihli cevap yazıları ile belirtildiğini, somut olayda da, davacı yanın başvurusu eksik olduğundan, genel şartlarda belirtilen kusurun, zararın ve tazminatın kapsamı ile miktarının hesaplanabilmesi için gerekli olan belgelerin noksan ibraz edildiği belirlendiğinden, yasaya uygun geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceğinden, davaya konu olayın … sevk ve idaresindeki tescilsiz plakasız motorlu aracın davacı yayaya çarpması sonucu meydana geldiği iddia edildiğini, yapılacak yargılama sonunda vekil eden kurum aleyhine hüküm kurulduğu takdirde tahsiline karar verilecek miktar için kazada kusuru bulunanlara rücu talebinde bulunulacağını, vekil eden kurumun bu kazadan dolayı sorumluluğu bulunmadığını, kazaya karışan motorlu aracın tescilsiz olduğunu, dava dilekçesinde müvekkil kuruma dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletin, zorunlu trafik sigorta poliçesi olmadığı sebebiyle husumet yöneltildiğini, tescilsiz motosikletin, bu şekilde trafik sigortası olamayacağı gibi, aracın cinsi de hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğini, mevzuat gereği, motosiklet hacminin 50 santimetre küpün üzerinde olması halinde zorunlu sigorta kapsamındaki araçlardan olabileceğini, iddia edilen olayda ise motosiklet tescilsiz olduğunu, zorunlu trafik sigortası yaptırmak zorunda olmayan araçlardan olup hesabın sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bu sebeple öncelikle aracın şasi ve motor numarası ile aracın cinsi, üretici firmaya sordurularak motosiklet veya motorlu bisiklet olup olmadığı tespit edilmesi gerektiğini, aksi halde dahi motosiklet tescilsiz olduğundan herhangi bir sorumluluk doğmadığını, geçici iş göremezlik talebinin muhatabı güvence hesabı olmadığını, söz konusu talebin teminat dışında olduğu olay tarihinden önce yürürlüğe giren mevzuat düzenlemesi ile de sabit olduğundan, talebin reddi gerektiğini, vekil eden kurumun sorumluluğu trafik poliçesi olmayan motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, ayrıca zarar gören şahsın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru varsa kusur oranı uzman bilirkişiler marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, davanın açılmasına sebep olmayan vekil eden kurumun temerrüdü söz konusu olmadığından dilekçede belirtilen faizin başlangıç tarihi ve faizin türünün kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinde, talep edilen tazminata temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili istendiğini, davacı tarafın davanın esası hakkındaki taleplerini asla kabul anlamına gelmemek kaydı ile vekil eden kurumun herhangi bir temerrüdü söz konusu olmadığı gibi, davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini, bu nedenlerle dava öncesinde eksik başvuruda bulunulmuş olduğundan, davanın “dava şartı” yokluğu sebebiyle usulden reddine, davanın tescilsiz plakasız motorlu aracın işleteni ve sürücüsü …’e ihbarına, esasa ilişkin gerekçeli itirazlarımız gözetilerek haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddine, avukatlık ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 14/10/2020 tensip ara kararı gereği; … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne Talimat yazılarak davacı … TC kimlik numaralı …’in davamıza konu 02/11/2018 tarihli kaza nedeni ile uğradığı maluliyetin oranının tespiti, sürekli veya geçici olarak maluliyete uğrayıp uğramadığı hususlarının Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerine Göre Tespit edilmesi, dosyamızın ve davacının … Eğitim Ve Araştırma Hastanesine sevkinin sağlanarak davacının muayenesi yapılmak suretiyle rapor alınması istenmiş olup, … 1 Asliye Hukuk Mahkemesi … Talimat sırasına kaydı yapılan mahkememiz dosyasının talimat mahkemesince yerine getirildiği ve 04/10/2021 tarihli Adli Tıp Raporunda özetle; Mevcut tıbbi evrakından elde edilen bilgi ve bulgulara göre, 22.06.1958 doğumlu … TC kimlik numaralı …’in 02.12.2018 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonrası oluşan arızalarının; Tıbbi iyileşme ve rehabilitasyon süresi dikkate alındığında 90 (doksan) gün süre ile geçici iş göremezliğe neden olduğu, Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyacı süresinin 30 (otuz) gün olduğunu, 03.08.2013 gün ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre kişinin meslekte kazanma gücü azalma oranının %46.2 (yüzdealtınoktaiki) olduğunu ve sürekli olduğu bildirilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi zararların tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda, 02/11/2018 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki tescilsiz aracın yaya olan davacı …’e çarpması sonucu trafik kazasının gerçekleştiği dosya kapsamı itibari ile sabittir. Olaya ilişkin olarak açılan … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyasında …sayılı karar ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, Savcılık tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulduğu, kazadaki yaralanma nedeniyle tarafların edimsiz olarak uzlaştıklarına dair 21/01/2020 tarihli uzlaştırma raporunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacının uzlaştırma teklifini kabul etmek suretiyle raporun altını imzaladığı, Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. Uzlaşma tutanağında CMK 253. maddesinin hukuki mahiyetinin ve sonuçlarının yazılı ve sözlü olarak izah edildiği, davacının imzasının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formu’nun 16 . maddesinde uzlaşmanın sağlanması halinde tazminat davasının açılmayacağı, açılmış olan tazminat davasından feragat edilmiş sayılacağının davacıya anlatıldığı görülmüştür.
5271 sayılı CMK’nın 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
Açıklanan yasal düzenleme ışığında uzlaşma raporu düzenlenmekle davacının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma tutanağında işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen sigortacı yönünden de haklar saklı tutulmamıştır. Uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Tüm bu nedenlerle uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı Güvence Hesabına karşı da tazminat davası açılamayacağından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. (Benzer yönde; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27.01.2020 tarih, 2018/855 E. ve 2020/93 K., 27.01.2020 tarih, 2018/892 E. ve 2020/91 K. Sayılı, İstanbul BAM 9. Hukuk Dairesi’nin 2021/260 E. 2021/894 K. Sayılı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/9631 E. 2021/2584 K. Sayılı kararları)
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL’nin, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu bakiye 4,90 TL ‘nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masraflar toplamı 239,75 TL yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masraflar toplamı 25,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2021

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.