Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/556 E. 2023/712 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/556 Esas
KARAR NO : 2023/712

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 07/10/2020 tarihli dava dilekçesinden özetle; müvekkili tarafından …A.Ş aleyhine … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, davacı ile tasfiye edilen şirket arasında 31/12/2007 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile … İli, … İlçesi, … Mahallesi 829 Ada 5 Parselde kayıtlı gayrimenkulün …hissesi için 2.475.000,00-TL bedel kararlaştırıldığını ve anılan şirkete 45 adet beheri 55.000,00-TL olan sıralı senetler verildiğini, 15/03/2008 tarihinden 15/07/2008 tarihine kadar olan 5 adet senet için 275.000,00-TL ödeme yapıldığını, bilhare şirket sermayesinin düşünülen yatırma yetersiz kalması üzerine finansman arayışına girildiğini ve… Den 671.600,00-TL kredi alındığını, alınan kredinin 330.000-TL ile 15/08/2008 – 15/01/2009 tarihleri arasındaki 6 adet senedin ödendiğini, ödemelere rağmen gayrimenkullerin üçüncü şahıslara satılarak sözleşmenin ihlal edildiğini, tasfiye halinde şirketin sözleşme şartlarını yerine getirmediğini, aldığı toplam 605.000,00-TL yi de iade etmediğini bu nedenle yapılan ödemenin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber istirdadının istenildiğini, yargılama sonucunda mahkemenin 14/09/2017 tarih ve Esas …, karar … sayılı kararıyla da davanın kabulüne, 605.000,00-TL nin değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte tasfiye edilen şirketten alınarak davacı müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, kararın … 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini , yapılan tüm icra işlemlerine rağmen alacağın tahsil edilemediğini, tapu kayıtları üzerinde yapılan incelemede anılan şirkete ait … İlçesi … Mahallesinde kain muhtelif gayrimenkullerin 10/11/2015 tarihinde tevhit edilerek tek parsel haline getirildiğini, tahminen 135.000 m2 ye tekabül eden gayrimenkulün 13/20 hissesinin aynı tarihte 15.199.678,00-TL bedelle …Tic. A.Ş. Ye 7/20 hissesinin ise 8.184.400,00-TL bedelli … A.Ş ye satıldığının görüldüğünü, ayrıca tasfiye edilen şirket adına kayıtlı olan ve davaya konu … ili, … İlçesi, … Mahallesi 829 Ada 5 Parselde kayıtlı gayrimenkulün 192/512 hissesinin de satıldığını her iki satışa ait tapu kayıtlarının celp edildiğinde satış tarihlerinin ve satış miktarlarının açıkça gönderileceğini, sermaye şirketlerinin tasfiyesinin temel olarak iflas içi tasfiye ve iflas dışı tasfiye olarak ikiye ayrıldığını, TTK 540. Maddesine göre tasfiye memurlarının şirketin tasfiye başlangıcındaki durumunu inceleyeceğini, gerekirse şirket mallarına değer biçmek için uzmanlara başvurarak şirketin mal varlığına ilişkin durumunu ve finansal durumunu gösteren envanter ve bilanço düzenleyerek genel kurulun onayına sunulacağını, kanunun 541. Maddesinde ise alacaklı oldukları şirket defterlerinden ve diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerlerini bilinen kişilerin taahhüt eve mektupla diğer alacaklıların ticaret sicil gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde birer hafta arayla yapılacak 3 ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini, tasfiye memurlarının ağır kusur yada kasıt olarak değerlendirilen eylemleriyle tasfiye memurlarınca da alacaklı olduğu bilinen müvekkili şirketin tasfiye dışı bırakılarak zarara uğratıldığını, şirketin tüm mal varlığı üzerinde alacaklıdan mal kaçırmaya matuf eylemler nedeniyle icra dosyasınında semeresiz kaldığını menkul haczine ilişkin haczi kabil mal bulunamadığı yönünde haciz zabıt varakası nın da 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 105. Maddesinde belirtilen aciz vesikası hükmünde olduğunu, icra yoluyla alacaklarının tahsilinin mümkün olmadığının ortaya çıktığından … 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, tasfiye memurları aleyhine maddi vakıa ve yasal çerçeveler içerisinde bu davanın açılma zaruriyetinin oluştuğunu, mevcut delil durumuna göre, yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden ve dava alacağa tekabül ettiğinden ve davanın seyri esnasında tasfiye memurlarının isimlerine kayıtlı olmasının muhtemel mal varlığının alacaklıdan mal kaçırma maksadıyla üçüncü şahıslara devredip, alınacak hükmün icrasının imkansız kılabileceklerinden tasfiye esnasında da bu eylemleri tekrarladıklarını, taktir edilecek teminat karşılığında alacaklarını karşılayacak şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulü ile 1.434.282,71-TL alacağının 605.000,00-TL lik kısmına dava tarihinden itibaren işleyecek avans, yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahiyetindeki toplam 102.540,39-TL nin de yasal faiziyle beraber tasfiye memurları … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tasfiye memurları üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı tasfiye memurlarına usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı tebliğ edilmiş olup, davalı vekilleri tarafından ibraz edilen 24/11/2020 tarihli cevap dilekçesinden özetle; davacının talep ettiği alacağın kesin hükme dayalı bir alacak olmadığını, aksine … A. Ş .’nin davacıdan alacaklı olduğunu, davacının tasfiye memurlarından talep ettiği alacak hakkında devam eden derdest bir davanın olduğunu, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve…Karar sayılı dosyası halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi Dosyası 2020/547 Esas sayılı dosyası ile istinaf incelemesinde olduğunu, … A.Ş., davacı şirkete borçlu olmadığını, aksine, … Tic. A.Ş’. davacı Şirketten 975.000,00 TL alacaklı olduğunu, bu konudaki taleplerini içeren karşı davalarının … 2.Asliye Ticaret Mah….E.sayılı dosyası ile açıldığını, … 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin… E.sayılı dosyası ile birleştirildiğini, bu dosyanın halen derdest olup istinaf incelemesinin devam ettiğini, davacının sanki bu dosya ile alacaklı olduğuna dair verilmiş olan kesinleşmiş bir hüküm varmış gibi dava açarak Mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, talep edilen alacak için derdest bir dava söz konusu iken aynı konuda tekrar başka bir Mahkemede ve fakat bu sefer davalı taraf değiştirilerek yeniden alacak davası açılmasının HMK hükümlerine aykırı olup hukuken de mümkün olmadığını, ortada kesin hükme dayanan bir alacak olmadığını, davaya dayanak gösterilen kararda davalı ve borçlu … A.Ş. Olduğu halde, … A.Ş.’nin borcundan tasfiye memurlarının şahsen sorumlu tutulmasının da TTK hükümlerine aykırı olup, hukuken mümkün olmadığını, tasfiye memurlarının alacak davasında hasım gösterilemeyeceğini, tasfiye memurlarına karşı açılmış olan huzurdaki bu davanın hiç bir hukuki dayanağının olmadığını, davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, Şirketin tasfiyesinin devam etmekte olduğunu, davalı tasfiye memurlarının görevlerini ve tasfiyeye ilişkin yükümlülüklerini TTK hükümleri doğrultusunda özen ile yerine getirmekte olduğunu, Tasfiye memurlarının sorumluluğunda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 546.maddesinin ikinci fıkrasında yapılan atıf gereği 553. Madde hükümleri uygulanacağını, buna göre tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde zarardan sorumlu olduklarını, Tasfiye memurlarının sorumluluğuna gidilebilmesi için zararın oluşmasının şart olduğunu, Öte yandan, sorumluluk türünün kusur sorumluluğu olduğunu, tasfiye memurlarının kusurlu olduklarının ispat yükünün davacılara ait olduğunu, sorumlu olan tasfiye memurlarına karşı dava hakkının, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, Tasfiye memurlarının neden olduğu şirket zararı olmamakla birlikte, … Tapu Müdürlüğünde yapılan satış işlemi 2012 yılında, … Tapu Müdürlüğünde yapılan satış işlemi 2014 yılında yapılmış olmakla, kanunda öngörülen zamanaşımı süreleri de dolduğunu, davacı dava miktarı olarak 1.434.282,71-TL alacağın davalılar tasfiye memurlarından tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiğini, oysa … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı kesinleşmemiş istinaf incelemesinin devam eden kararında “…. 605.000,00 TL nin … Tic. A.Ş’den, alınarak davacıya verilmesine..” şeklinde karar verildiğini, davacının 1.434.282,71 TL alacak talebinin bu nedenle hiç bir dayanağı olmadığını, açıklanan nedenlerle HMK ve TTK hükümlerine aykırı olarak, hiç bir hukuki dayanağı ve ispatı olmadan ve sanki alacaklı olduğuna dair verilmiş kesin bir hüküm varmış gibi dava açarak Mahkemeyi yanıltmaya ve haksız bir şekilde davada taraf ve hasım gösterilemeyecek tasfiye memurlarının kişisel mal varlığından ihtiyati haciz yolu ile haksız tahsilat yapmaya çalışan, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olarak açılmış olan bu davanın reddine karar verilmesini, HMK ve TTK hükümlerine aykırı olarak, hiç bir hukuki dayanağı ve ispatı olmayan, derdest olduğu halde davalı tarafı değiştirilerek usule aykırı olarak tekrar açılmış olan haksız ve kötü niyetli, zamanaşımına uğramış davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddine ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …Tic. A.Ş’ Şirketinin ticari defter ve kayıtları incelenmek sureti ile tasfiye usulüne uygun şekilde tasfiye çalışmaları yapılıp yapılmadığı, tasfiyesinin uzatılıp uzatılmadığı, varsa tasfiye memurlarının kusurlarının belirlenmesi açısından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 23/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı tasfiye memurları aleyhine doğrudan zarara istinaden açılan sorumluluk davasında zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle sorumluluklarına gidilemeyeceği, aksi kanaatte olunması halinde ise davalı tasfiye memurlarının dava konusu edilmiş çekişmeli bir alacağı ödememe yönündeki davranışlarının kusurlu sayılamayacağı, sorumluluk davaları bakımından aranan bu şartın gerçekleşmemiş olması nedeniyle davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Mahkememizce Bilirkişilerden Ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 06/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda; kök rapora itirazlar çerçevesinde yapılan değerlendirmeler neticesinde Zamanaşımına ilişkin olarak kök ve ek rapordaki açıklamalar doğrultusunda TTK md. 560’ta öngörülen zamanaşımı sürelerinin dolduğu, Mahkemece aksi kanaatte olunması halinde davalı tasfiye memurlarının aynı zamanda şirketin yönetim kurulu üyesi olduklarının tespit edilmesi ve TTK md. 541/2 açık hükmü nedeniyle çekişmeli alacağın depo edilmemesinden dolayı davacının zararından sorumlu tutulabileceğini bildirmişlerdir.
Mahkememizce;Davalılara bilirkişi raporunda yer alan …, …, … yapılan ödemelere ilişkin harcama dökümlerini ve dayanak belgelerini ve bunlara ilişkin kayıtları sunması konusunda süre verilmiş ibraz edilen kayıtlar doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda, ibraz edilen 19/07/2023 Tarihli raporda; Dosyaya sunulan banka hesapları içeriği ile bir kısım Davalı tasfiye memurları tarafından yapılan yüksek tutarlara ilişkin dekontlar sunulmuş olup , vergi ödemelerine ilişkin ve ortaklar cari hesapları ile tahakkukların sunulduğu, söz konusu taşınmaz satışından elde edilen tutarların ayrıntıları ile yer verildiği üzere bankalara olan kredi borçlarına, vergi ödemelerine, harçlara, komisyon giderlerine , avukatlık ve mahkeme masraf giderleri, ortaklardan kurumlar vergisi ödemesi için aldıkların tutarın geri ödemesine, Genel Yönetim giderlerinin ödenmesinde kullanıldığı hususlarının tespit edildiğini bildirmiştir.
Dava, TTK 553. madde kapsamında açılmış tasfiye memurunun sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK’nun 553. Maddesinde, “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar…”
6102 Sayılı TTK’nun 560. maddesinde, “Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır,” düzenlemeleri mevcuttur.
Ticaret Sicil kayıtlarının incelemesinde davalı şirketin tasfiyeye girdiğine ilişkin birinci ilanın 04/07/2012 tarihinde ikinci ilanının 11/07/2012 tarihinde , üçüncü ilanın 18/07/2012 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yapıldığı, şirketin borçlu ve alacaklıların ellerindeki belgeler ile ilandan itibaren en geç bir yıl içinde tasfiye memurluğuna başvurulmasını ilan ettiği, ancak tasfiyenin sona erdiğine dair sicil müdürlüğüne intikal eden her hangi bir kaydın bulunmadığı davalı şirketin tasfiyesinin henüz tamamlanmadığı, ticaret sicil müdürlüğünden terkin edilmediği görülmüştür.
… 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E sayılı dosyasında; davacı … Şirketinin davalı … Tic. A.Ş ye karşı açmış olduğu alacak davasında taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vadi sözleşmesinin şekil yönünden geçersiz olduğu, sözleşme gereğince davalıya verilen senetlerden dolayı yapılan ödemenin davacıya iade edilmesi gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 605.000-TL nin dava tarihi olan 18/01/2012 tarihinden itibaren değişen orandaki avans faizi ile birlikte davalı …Tic. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, … 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile birleştirilen … 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında da; davacı … Tic. A.Ş ‘nin , davalı …Şirketi ‘ne karşı açmış olduğu alacak davasında davacıların zarara uğradıklarını ispat edememeleri sebebi ile reddine karar verildiği, … 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E, … Karar sayılı ilamının henüz kesinleşmemiş olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından … 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasından alınan ilam … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile 08/12/2017 tarihinde icra takibine konulmuş, davalı şirket adına kayıtlı olan gayrimenkullerin satışı talep edilmiş, taşınmazların tamamının satıldığı, bu nedenle satış işleminin gerçekleştirilemeyeceğinin icra dosyasına tapu sicil müdürlüklerince bildirilen müzekkere cevaplarından öğrenilmiştir. Davacı tarafından davalı şirketin adresinde yapılan 19/03/2019 tarihinde, haciz işlemi sırasında davalıya ait hiç bir mal varlığının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacının alacağının tespit edildiği … 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası 14/09/2017 tarihinde karara çıkartılmış olup davacı tarafından ilamın icra takibine konu edilmesi ile birlikte yapılan haciz işlemi sırasında davacının gayrimenkullerinin satıldığı, satılan gayrimenkullerden elde edilen gelirin şirkette bulunmadığı, alacağını karşılayacak mal varlığının olmadığı 19/03/2019 tarihli haciz işlemi ile öğrenilmiştir. TTK nun 560. Maddesinde; Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkının, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı düzenleme konusu yapıldığından davacının zararı doğuran işlemi öğrendiği tarih 19/03/2019 olduğundan davanın açıldığı 07/10/2020 tarih itibari ile henüz iki yıllık zamanaşımı süresi dolmamış olduğundan davalıların zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK ‘nun 541. maddesinde; (1) Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.
(2) Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir.
(3) Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir; meğerki, bu gibi borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurları haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı 553 üncü madde uyarınca sorumludur.” hükümlerine yer verildiğini,
Somut olayda, tasfiye sürecindeki borçlu şirketin tasfiyesi kapatılarak sicilden terkin edilmediği ve halihazırda tüzel kişiliğinin devam ettiği, taşınmazların satışından elde edilen tutarların şirketin bankalara olan kredi borçlarına, vergi ödemelerine, harçlara, komisyon giderlerine, avukatlık ve masraf giderlerine, ortaklardan kurumlar vergisi ödemesi için aldıkları tutarların geri ödenmesine, genel yönetim giderlerinin ödenmesine kullanıldığı, TTK’nun 541/4 maddesi gereğince tasfiye memurunun alacaklılara karşı şirket borcu kapsamındaki sorumluluğunun haksız ödediği paralarla sınırlı olduğu, tasfiye memurlarının haksız ödeme yaptıklarına ilişkin her hangi bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği, doğan zarar ile tasfiye memurlarının yapmış oldukları ödemeler arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli olan 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24.493,97-TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 24.224,12‬‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tasfiye memurları kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 186.742,62 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tasfiye memurlarına ya ödenmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 3.120,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. Maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.12/10/2023

Başkan …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Üye …
E-imzalıdır.
Katip …
E-imzalıdır.