Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/545 E. 2021/751 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/545 Esas
KARAR NO : 2021/751

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 01/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkil hakkında 12/06/2019 tarihinde … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, müvekkil hakkında başlatılan söz konusu takibin dayanağı …bank … Şubesi … seri numaralı 50.000 TL bedelli keşidecisi … olan 31/01/2019 tarihli çek ve … Bankası … Şubesi 50.000 TL bedelli keşidecisi … olan 31/12/2018 tarihli çek olduğunu, davalı tarafından müvekkil ve çekin keşidecisi hakkında başlatılan takipte kesinleşen miktar 83.427,13 TL olduğunu, müvekkil davalıya takibin kesinleşme tarihinden itibaren farklı zamanlarda gerek elden gerekse de banka kanalı ile icra ve haciz baskısı altında toplamda 144.000 TL ödeme yaptığını, müvekkil yaptığı ödemelere karşılık olarak dosya borcunun kapandığına ilişkin olarak davalı şirket yetkilisinden 25/06/2020 tarihinde ibraname aldığını, yine müvekkilin aralıklarla yapmış olduğu ödemeler davalı tarafından icra dosyasına bildirilmemiş olması nedeni ile müvekkil ödemesi gerekenden daha fazla faiz ödemek zorunda kaldığını, söz konusu takipte müvekkil ciranta sıfatıyla takipte borçlu olarak yer almasına karşın müvekkil usul ve yasaya aykırı olarak yüzde 10 oranında alınan çek tazminatından da sorumlu tutulduğunu, müvekkilce dosya borcunu ilişkin son ödeme ibraname tarihi olan 25/06/2020 tarihinde yapılmakla huzurdaki dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmiş olduğunu, öncelikle … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde müvekkilin sorumlu olduğu miktarın tespit edilmesini, müvekkilin sorumluluğu dışında ödemek zorunda bırakıldığı ve müvekkilden tahsil edilen takip öncesi ve sonrası faizin, bu tutar üzerinden hesaplanacak vekalet ücretini, dosya masraflarının ve çek tazminatının ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müvekkile iadesini, davalı tarafından söz konusu icra takibi nedeniyle haciz baskısı altında müvekkilden fazladan tahsil edilen bilirkişi incelemesi neticesinden miktarı belirli hale gelecek şimdlik 40.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesini ve davalının %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davaya konu taleplerimiz için tarafımızca … arabuluculuk numarası ile zorunlu arabuluculuğa başvuruşmuş ise de 24/07/2020 tarihli görüşmede anlaşmaya varılamadığını, bu nedenle davanın kabulü ile … 25. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden müvekkilden haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen şimdilik 40.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte iadesine, müvekkilden haksız, hukuksuz ve sebepsiz yere yapılan tahsilat nedeni ile müvekkilden fazladan tahsil edilen miktarın %20 oranında davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 02/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı … Şti, ticari ilişki nedeniyle aldığı malların bedeli karşılığı verdiği çekleri ödememesi üzerine müvekkil şirket 12.6.2019 tarihinde davacı şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe geçtiğini, takipte 68.000 TL çek alacağı ile ferilerinden oluşan toplam 83.427,13 TL’nın tahsili talep edildiğini, takip borçlusu … Ltd. Şti. ile takip alacaklısı şirket arasında icra takibine konu borcun nasıl ödeneceği ile ilgili tarihsiz protokol düzenlendiğini ve kalan bakiyenin 55.000,00 TL kaldığı hususunda anlaşma yapıldığını, Protokole göre; ilk ödeme 15.000 TL olarak 9.9.2019 tarihinde ödeneceği, 9.10.2019 tarihinde 10.000 TL, 9.11.2019 tarihinde 10.000 TL, 9.12.2019 tarihinde 10.000 TL, 9.01.2020 tarihinde 10.000 TL ödenecektir. Takip borçlusu şirket; 09.09.2019 tarihinde 15.000 TL, 16.10.2019 tarihinde 2.500 TL, 31.10.2019 tarihinde 3.000 TL, 19.11.2019 tarihinde 4.500 TL, 03.12.2019 tarihinde 2.500 TL, 16.12.2019 tarihinde 3.000 TL, 28.01.2020 tarihinde 2.500 TL, 10.02.2020 tarihinde 2.000 TL, 16.03.2020 tarihinde 2.500 TL, 26.06.2020 tarihinde 7.500 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelerin toplamının 45.000 TL olduğunu, takip borçlusu şirket son ödemeyi yaptığı gün, yani 26.06.2020 tarihinde 10.000 TL bedelli bir çek verdiğini, ödemeler ve çekin bedelinin toplamı 55.000 TL olup, taraflar arasındaki protokole uygun olduğunu, davacı şirket, müvekkil şirkete icra takibi nedeniyle toplam 144.000 TL ödeme yaptığını ileri sürerek bu davayı açtığını, davacı şirketin bu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, tarihsiz protokolden sonra yaptığı ödemeler ve çek bedelinin toplamı tarihsiz protokole uygun olduğunu, davacı şirket 45.000 + 10.000 (ödenmeyen çek bedeli) olmak üzere 55.000 TL’den fazla ödediğini ödeme belgesi ile ispat etmesi gerektiğini, davacı şirketin iddiasının dayanağı olarak gösterilen 25.06.2020 tarihli ibraname taraflar arasındaki ticari ilişkinin seyrine ve takip dosyasına uygun olmadığını, bu protokolün/ibranamenin içeriğinin ayrıca gerçeğe aykırı olduğunu, 25.06.2020 tarihi itibariyle 144.000 TL ödeme yaptığını ileri süren davacının 26.06.2020 tarihinde 7.500 TL ödeme yapıp, 26.06.2020 tarihinde 10.000 TL bedelli ileri tarihli çek vermesi protokolün gerçek durumu yansıtmadığının ispat ettiğini, gerçek duruma uygun olmayan 25.06.2020 tarihli belgeye dayanarak açılan davanın reddini, tarafların tacir olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde alınan malların bedeli ve yapılan ödemeler tespit edilebileceğini, müvekkilin tarihsiz protokoldeki yazılı olan bedel haricinde hiçbir bedel tahsil etmediğini, ileri tarihli 10.000 TL bedelli çekin vadesi gelmediğinden henüz tahsil edilemediğini, bu durumda davacının istirdat davası açamayacağını, davacı şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararı icra takibiyle kesin hacze dönüştüğünü, yapılan ödemeler haciz sırasında tahsil edilen ödemeler olmadığı gibi , takip kesinleştikten sonra yapılan ödemelerin cebri icra tahdidi altında ödendiği iddiasının ileri sürülemeyeceğini, borçlunun yapmış olduğu ödemelerin hiç birisini zamanında yapmadığını, davalı alacaklıyı mağdur ettiğini, tarihsiz protokol ile protokol öncesi ödemeler açısından davalı alacaklıyı dolaylı olarak ibra etmiş ve protokolden sonrası için de 55.000 TL bakiye kaldığını da kabul ettiğini, protokolden sonra da henüz ödenmemiş olan 10.000 TL bedelli çek dahil 55.000 TL ödeme yaptığını, kesinleşmiş icra dosyasında ödemelerle ilgili haciz baskısı iddiasında bulunamayacağı gibi ve bu protokolden dönemeyeceği gibi , ödemeleri hataen yaptığını ispat etmediği sürece de bu ödemeleri geri isteyemeyeceğini, davacı borçludan tahsil edilen fazla para olmadığını, protokol ve sonrasında yapılan ödemelerle durumun sabit olduğunu, tür davalarda %20 tazminat talep edilemeyeceğini, davacı şirketin bu talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davacının davasının reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacının 68.000,00 TL (çek) asıl alacağı, 5.127,13 TL ticari faiz, 10.000,00 TL çek tazminatı, 300,00 TL komisyon olmak üzere toplam 83.427,13 TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen 20/01/2021 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının fazladan ödeme yapıp yapmadığı, aralarındaki ticari ilişkinin tespit edilmesi, dosyadaki dekontlar ve ibranameler değerlendirilmek suretiyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir … tarafından ibraz edilen 05/04/2021 tarihli raporda özetle; “Davacı tarafından makbuzlar, davalı tarafından sunulan kayıtlar ve diğer belgelerin incelenmiş olduğunu, dosyaya davalı kayıtları ile taraflarca sunulan ödemeye ilişkin belgeler toplamı 85.000 TL tespit edilmiştir. Dosyada davalının 144.000 TL tahsilat aldığını bildirdiği 25.06.2020 tarihli ibraname mevcuttur. Taraflar arasında ödemeler ile ilgili yapılan protokollerde toplam 101.000 TL ödeme yapılacağına ilişkin düzenleme yapıldığı belirlenmiştir. Tespit ettiğimiz kısım ödemelerin protokoldeki vadelerde yapılmayan kısmı ile birlikte tespit edemediğimiz ödemelerin de sunulması halinde gecikmeli ödemelerden kaynaklı faiz de hesaplanmak suretiyle fazla ödeme miktarı hususunda değerlendirme yapılabileceği görülmüş olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı tarafından … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına fazladan yapılan ödemenin istirdadına ilişkindir.
Dosya kapsamından, davalı tarafından, … 25. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibin başlatıldığı, takibin dayanağının …bank … şubesi … seri numaralı keşideci … olan 31/01/2019 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek ve … Bankası … şubesi, … seri numaralı keşideci … olan 31/12/2018 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli çek olduğu, davacının cirolayarak takip konusu çekleri davalıya devrettiği, takibin keşideci ve davacı aleyhine başlatıldığı, çeklerden bakiye kalan alacağın takibe konu edildiği, takip çıkışının 83.427,13 TL olduğu görülmüştür.
Davacı taraf, takip nedeniyle davalıya 144.000,00 TL ödeme yapığını, davalı şirket yekilisinden 25/06/2020 tarihli ibranamenin alındığını, borç miktarından fazla ödeme yaptığını beyan ederek fazladan ödenen bedelin iadesini talep etmiştir. Davalı taraf ibranamenin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olmadığını beyan ederek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davacının talebinin dayanağı olan 25/06/2020 tarihli “Makbuz Ve İbranamedir” başıklı belgenin incelenmesinde; alacaklısı … Ltd. Şti olan … 25. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasının borçlusu …Tic. Ltd. Şti’den dosya borcuna karşılık toplamda 144.000,00 tahsil edildiği, …Tic. Ltd. Şti’nin bu dosya ile ilgili başkaca bir borcu kalmadığı düzenlendiği, belgenin her iki tarafça imzalandığı görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen protokollerin incelenmesinde; davacı tarafından sunulan protokolde dosya borcuna mahsuben 5.000,00 TL alındığı, ayrıca 12.01.2019 tarihli 20.000,00 TL tutarlı ve 17/02/2019 tarihli 76.000,00 TL tutarlı senetlerin davacı tarafından davalıya verildiği, senetlerin ödenmesi halinde borcun sona ereceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafından sunulan protokolde dosya borcuna mahsuben alınan senetlerden 55.000,00 TL kaldığı, dosyanın kalan bakiyesi ve tahsil harçlarının diğer borçlu …’tan tahsil edileceği, davacı …’nin 55.000,00 TL’yi 09/09/2019 tarihinde 15.000,00 TL, 09/10/2019 tarihinde 10.000,00 TL, 09/11/2019 tarihinde 10.000,00 TL, 09/12/2019 tarihinde 10.000,00 TL ve 09/01/2020 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, her iki tarafça protokollerin imzalandığı görülmüştür. Davacı taraf 2 adet senedin ödenerek geri alındığını, 76.000,00 TL bedelli senedin 59.000,00 TL’lik kısmının parça parça elden ödendiğini, 17.000,00 TL’lik kısmını protokole konu edildiğini, toplam 144.000,00 TL ödeme yapıldığını beyan etmiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve ödemelerin tespiti konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda, davacı tarafından takip tarihinden sonraki ödemelerine ilişkin 18.02.2021 tarihli dilekçe ile 2 adet senet sureti ve banka dekontları sunulduğu, ilk protokolde elden 5.000,00 TL ödeme alındığının belirtildiği, 20.000,00 TL bedelli senetlerin ödenerek geri alındığı, 76.000,00 TL bedelli senedin 59.000,00 TL’lik kısmının parçâ parça ödenerek 17.000,00 TL’lik kısmının protokole konu ettiklerinin beyan edildiği, senetlerin … tarafından … firması adına düzenlendiği, ödemelerin de … tarafından 5.000,00 TL’sinin …’e ve 45.000,00 TL’nin … “… adına yapılan ödemeler olduğu görüldüğü, takip tarihi 12.06.2019 olup, 18.06.2019 tarihinde tarafların dosya borcunun 101.000 TL olarak ödenmesinde mutabık kaldıkları, davacı tarafından 25.000,00 davalıya TL ödendiği, 5.000,00 TL davalının avukatına ödendiği, 76.000,00 TL’lik ödemenin yerine getirilmediği, bu nedenle tarafların tekrar biraraya gelerek 76.000,00 TL olarak bitirilmesi kararlaştırılan borcun ödenmemesi sebebiyle, bu ödemeden kalan borç tutarını belirlediği ve tutarın 55.000,00 TL olduğu ve toplam 55.000,00 TL’nin ödenmesi halinde borcun sonlanacağının kararlaştırıldığı, sonuç olarak davacının yukarıdaki şekilde ilk protokolde 101.000,00 TL ödenmesi kararlaştırılan ödemenin 25.000,00 TL’lik kısmını gerçekleştirdiği, kalan 76.000,00 TL’nin tamamını ödeyemediği, ödenmeyen kısmın 55.000,00 TL olarak yeniden kararlaştırıldığı ve gecikmeli olarak kararlaştırılan ödemenin tamamlandığı, ayrıca …’in hesabına 5.000,00 TL ödendiği, dosya kapsamına göre davacının davalıya 80.000,00 TL, davalının avukatına ise 5.000,00 TL ödediği, dosya borcuna karşılık davacının toplam 85.000,00 TL ödeme yaptığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde, borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borcun tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabileceği, 103. maddesinde, borç senedi borçluya geri verilmişse, borcun sona ermiş sayılacağı düzenlenmiştir. Bilindiği üzere ibra, alacaklı ile borçlunun anlaşarak borcun sona erdirilmesidir. Dolayısıyla ibra iki taraflı bir hukuki işlem niteliğinde olup, borçlu ibrayı kabul etmedikçe borç devam eder. Dosya kapsamındaki protokoller, ödeme dekontları, senetler ve bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen protokollerle 2 adet yazılı borç miktarı ve ödeme vadelerinin kararlaştırıldığı, ilk protokole istinaden ödenmesi gereken borcun 101.000,00 TL olduğu, ikinci protokolden önce davacı tarafından 30.000,00 TL ödendiği, kalan miktarın 71.000,00 TL olduğu, ancak tarafların ikinci protokolde 55.000,00 TL ödenmesini kararlaştırdığı, ikinci protokolden anlaşıldığı kadarıyla 16.000,00 TL indirim yapıldığı, davacı tarafından ilk protokole konu 30.000,00 TL ve ikinci protokole konu 55.000,00 TL olmak üzere 85.000 TL ödeme yapıldığı, 25/06/2020 tarihli ibranamede alacaklısı…Ltd. Şti olan … 25. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasının borçlusu…Tic. Ltd. Şti’den dosya borcuna karşılık toplamda 144.000,00 tahsil edildiğinin ve …Tic. Ltd. Şti’nin bu dosya ile ilgili başkaca bir borcu kalmadığı düzenlendiği, belgenin her iki tarafça imzalandığı, ibranamenin tek taraflı bir belge olmadığı, borcun varlığı, miktarı ve borcun sona erdiği konusunda tarafların anlaşma yaptığı anlaşılmakla davacı tarafından elden yapıldığı iddia edilen 59.000,00 TL’nin ödemenin ispatlanamadığı, 76.000,00 TL bedelli senedin davacıya iade edilmediği, bu senede ilişkin makbuz veya ödeme belgesi bulunmadığı, dolayısıyla bu senet miktarının tamamının davacı tarafından ödendiğinin ve borcun sona erdiğinin kabul edilemeyeceği, ayrıca bu senet konusu borcun tamamı ödenseydi taraflarca davacının da katıldığı ikinci bir protokol düzenlenmeyeceği, ancak protokolün düzenlendiği ve davacı tarafından ikinci kez borç miktarının kabul edildiği, davacının ticari defterlerini ibraz etmediği, mevcut delil durumu itibariyle davacı tarafından 144.000,00 TL ödeme yapıldığının ispatlanmadığı, davacının fazladan ödeme yapmış olduğu hususunun ibranameye dayanılarak kabul edilmesi halinde ise, davacı tarafından çekincesiz olarak ibranamenin imzalandığı, borcundan fazla ödeme yaptığını iddia etse de ihtirazi kayıt konulmaksızın ödeme yapıldığı, ibranemenin iki taraflı bir hukuki işlem olduğu, tarafların borcun miktarı konusunda mutabık oldukları, ibra sözleşmesi ile davacının ve davalının yazan miktarı kabul etmiş sayılacağı, bu nedenle davacının ibranameye dayanarak talepte bulunmayacağı, talepte bulunmasının hukuka aykırı olduğu ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 623,80 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen davanın miktarı itibariyle AAÜT takdiren 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal sürede içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere herhangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip
E-imzalıdır.

Hakim
E-imzalıdır.