Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/530 E. 2020/797 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/530 Esas
KARAR NO : 2020/797

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2013
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin poliçenin imzasından kaynaklandığını, poliçenin 05.02.2004-2005 tarihleri içeren mali sorumluluk poliçesini düzenlendiğini ve davacının işyerinde çalışan … adlı işçinin 17.06.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde ölümü üzerine davacının tazminat olarak 75.698,061 TL ödediğini oysa bu poliçe kapsamında bu bedelin davalı tarafça ödenmesi gerektiğini ve bu miktarın fazlaya haklar saklı kalmak kaydıyla davacı şirketin SGK ya ödediği 131.388,94 TL den işveren sorumluluk sigorta poliçesi gereğince tekabül eden 75.698,061 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddi gerektiğini çünkü olayın 2004 yılında gerçekleştiğini, davanın ise 2013 yılın açıldığını, zaman aşımına uğradığını yapılan araştırmada da poliçe peşinatın olay tarihinden sonra yatırıldığını TTK 1401-1430 1431-1421 maddelerine göre ve sigorta poliçesi genel şartları 7 maddesine göre sigortacının sorumluluğun başlamadığını bu nedenle bu yoldaki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu karaları doğrultusunda sigortacı sorumlu ancak primin ödenmesi ile başlayacağına primde hasar tarihinde ödenmediğinden dolayı açılan davanın reddi ile birlikte poliçede şahıs başına ödeme teminatının 35.000 TL ile sınırlı olduğunu kabul anlamına gelmemekle bu miktar dışında başka bir sorumluluğu olmadığını bu nedenle davanın bu yönüyle reddini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bankacı bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 12/05/2014 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporda özetle; davacının davalı … şirketinden işveren sorumluluk sigorta poliçesi gereğince 75.693.16 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
… 3. İş Mahkemesinin … nolu dosyasının tetkikinden dava konusu olayı kapsadığı iş kazası sonucunda çalışan işçi …’un 17.06.2004 tarihinde ölümü nedeniyle davalı … şirketine tazminatın talep edildiği davacının SGK olduğu rucuen alacaklı olduğu davalının dosyamız davacısı olduğu ve kararın tetkikinden dava konusu olayı kapsadığı ve davanın kabulüne ve 60.749,16 TL lik ödemenin 08.07.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine karar verildiği karar tarihinin 06.09.2012 tarihi olduğu ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek onanmasına karar verildiği ve kararın kesinleşmiş olduğu anlaşmıştır.
… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin … nolu dosyasının dava konusu olayı kapsadığı sigortalı ölen işçi … olayda 3/8 oranında kusurlu olarak ölümün gerçekleştiği ve bu kararın da kesinleştiği görülmüştür.
… 4. İş Mahkemesinin… esas … karar nolu dosyasının tetkikinden ölen sigortalı işçi … mirasçıları tarafından açılan bir manevi tazminat davası olduğu ve ölenin olayda %20 oranında kusurlu olduğu mahkemesince verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmış böylelikle olayımızın … 3. İş Mahkemesinin … nolu dosyasında verilen kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin onama ilamı ile kesinleşmesi üzerine açıldığı ve yukarıda belirtildiği gibi zaman aşımı iddiasının dinlenemeyeceği ve yerinde olmadığı görülmüştür.
Davacının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen bu kararın icraya konması neticesinde … Adliyesi 16. İcra Müdürlüğünün … nolu dosyasına 30.10.2013 tarihinde 131.388,94 TL yi ödediği ödeme ile artık davalı … şirketine dönebileceği bu açıdan da zaman aşımı savunmasının yine yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2013/368 esas, 2014/193 karar sayılı mahkeme ilamında; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne ve 75.693,16 TL tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bu miktara temerrüt tarihi olan 15.11.2013 tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faizinin uygulanmasına, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin 31/10/2014 tarihli dilekçesi ile kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/159 esas, 2015/6419 karar sayılı bozma ilamı sonrasında mahkememizin 2015/892 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 22/06/2018 tarihli mahkeme ilamında davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 14/08/2018 tarihli beyan dilekçesi ile mahkeme kararını temyiz ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/4946 esas 2020/2839 karar sayılı 11/06/2020 tarihli ilamı ile hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; işveren mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Bozma ilamına uyulup yargılamaya devam olunmuştur. Uyuşmazlık, sigortacı olan davalının poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun başlayıp başlamadığı noktasında toplanmaktadır.
Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için TTK 1282. ve 1295. maddeleri uyarınca primin tamamının veya ilk taksidinin ödenmesi gerekecektir. Prim ödeme yükümlülüğü sigortalıya aittir.
Mahkememizce, davalının acentesinin faaliyetine son verdiğinin tespit edilmesi üzerine, acente ile ilgili kayıtların dosyaya kazandırılması için davalıya mehil verilmiştir. Ancak kayıtlar ibraz edilmemiştir. Dosya kapsamı uyarınca davacının dayandığı çeklerin dava konusu poliçeyle teminat altına alınan rizikonun doğumundan önce ödenmiş olduğu hususu banka cevabi yazısı ile sabittir. Davalı yan, davacı tarafından çek ile yapılan ödemelerin kendisi tarafından düzenlenen birden fazla poliçeye dayalı olarak yapıldığını ayrıca ve açıkça savunmamış, tersine poliçede öngörülen teminatın ödendiğini ve fakat primin rizikonun doğumundan sonra tahsil edildiğini ileri sürmüştür. Bu durumda, değişen ispat yükü kurallarına dayalı olarak davalının çekle tahsil edildiği anlaşılan primlerin, düzenlenen ve prim ödeme vadesi daha önce olan sigorta poliçelerine hasredildiğini, 818 sayılı Borçlar Kanunu 85 ve 86. maddeleri kapsamında hakkın kullanıldığını uygun delillerle ispat etmesi gerekir. Davalı bu ispat yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Yine davalı taraf defter ve kayıtlarını da ibrazdan kaçınmıştır. Bu durumda davacının yaptığı prim ödemelerinin dava konusu poliçe için ve riziko gerçekleşmeden önce yapıldığı ve bu suretle davalının sorumluluğunun başladığı kanaatine varılmıştır.
Bozma ilamı öncesi dosya kapsamından alınan hükme elverişli sigorta uzmanı bilirkişi raporunda davalı … Şirketince düzenlenen poliçede şahıs başına 35.000 TL teminat verildiği, … 3. İş Mahkemesince 60.749.16 TL tazminata karar verildiği, … 3. İş Mahkemesindeki yargılamanın dava … ne ihbar edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından … 3. İş Mahkemesinin … E. Sayılı kararındaki bedelin… 16. İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasından icra takibine konulması üzerine davacı … Ltd. Şti. tarafından avukatlık ücreti ve yargılama giderleri dahil olmak üzere 30.10.2013 tarihinde toplam 131.388.94 TL bedelin ödenmesi nedeniyle davalı … Şirketinin poliçe teminatı oranında davacıya işveren sorumluluk sigorta poliçesi gereğince ödemesi gereken tazminat tutarının (35.000.00 TL : 60.749.16 TL x 100 = % 57.61) 131.388.94 TL % 57.61 = 75.693.16 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Kabul edilen bu miktara, davalı tarafın … 29 Noterliğinin… tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile temerrüte düşürülmesi nedeniyle ve bu ihtarnamede ödeme için bir haftalık süre verildiğinden ihtarnamenin 7 Kasım 2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmekle temerrütün 15.11.2013 tarihinde doğduğu ve davacı vekilince celsede alınan imzalı beyanı ile temerrüt tarihinden itibaren avans faiz ile davanın kabulünü istediğinden temerrütün doğduğu tarih 15.11.2013 tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faizinin uygulanmasına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulü ile 75.693,16 TL tazminatın 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M… : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 75.693,16 TL tazminatın 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.170,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.292,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.877,85 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.292,75 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.210‬,00 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.209,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan; posta, tebligat, müzekkere masraflarından oluşan toplam 93,90 TL yargılama giderinden davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 0,05 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 10.640,11 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 5,45‬ TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”