Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/508 E. 2022/922 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/508 Esas
KARAR NO : 2022/922

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı kamyonet, …’nun yönetiminde iken müvekkili …’e yaya kaldırımında yürürken çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, omuzunun kırıldığının tespit edildiğini, ameliyat olmak zorunda kaldığını, omuzuna platin konulduğunu, kaza da ayaklarının üzerinden aracın lastiğinin geçtiğini, ayaklarından da kazadan bir müddet sonra 2. kez ameliyat olmak zorunda kaldığını, özel ayakkabı kullanmak durumunda olduğunu, ayak ameliyatlarıyla ilgili müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin bu kaza nedeniyle ağır derece yaralanarak işgücü kaybına uğradığını, olay ile ilgili trafik kaza tespit tutanağında aracı kullanan …’un kaza oluşunda, ve ceza yargılamasında %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalıya ait aracın 05.01.2016 başlangıç tarihli … poliçe numarası ile, … Sigorta şirketine zorunlu mali sigorta poliçesi sigortalı olduğunu, sigorta şirketine 03.06.2016 tarihinde müracaat edildiğini, sonuç alınamadığını, arabuluculuğa müracaat edildiğini, anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin kaza nedeniyle evde bakılmak zorunda kaldığını, evinin işlerini yapamadığını, evde kendisine yardımcı olmak için kızının işinden ücretsiz izin aldığını, kazadan 2 -3 ay sonra kaza nedeniyle ayağında meydana gelen hasar nedeniyle iki ameliyat geçirdiğini, bu ameliyatlar ve tedavi için … ödemede bulunmak zorunda kalındığını, omuzun ptlatin konulduğunu, kaza sonrası eski sağlıklı haline kavuşamadığını, kaza nedeniyle çalışma gücü kaybına uğradığını, müvekkilinin yaralanması nedeniyle, tedavi için masraf yapmak zorunda kalınıldığını, tedavi gideri için 2.000,00-TL, maluliyet için 3.000,00-TL. olmak üzere şimdilik toplamda 5.000,00-TL talep ettiklerini, 6100 sayılı yasanın 107 maddesi gereğince alacağım belirli hale gelmesinden sonra harcın ikmal edileceğini, davalının meydana gelen trafik olayında 100 kusurlu olduğunu, 5.000,00-TL Maddi tazminatın 26.03.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 50.000,00 TL. Manevi tazminatın 26.03.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile diğer davalılar … Merkez … Şubesi ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını, tüm yargılama giderleri karşı vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca müvekkili aleyhine ikame edilen davada öncelikle hak kaybına neden olmamak adına zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesini, davacı yanca belirsiz alacak betimlemesi ile ikame edilen davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, davacı tarafından ikame edilen davada tedavi gideri için 2.000,00-tl ,maluliyet için 3.000,00-tl talep ettiklerini, dava dilekçesine ekli … sigorta a.ş ne vermiş olduğu dilekçesinde kuruşu kuruşuna yaptığı tedavi giderlerini belirttiğini, bu talebin belirsiz alacak belirtmesi ile talep edilmesi yasanın ruhuna aykırı olmakla hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, davacının tamamen kendi insiyatifi ile yaptığını belirttiği bir kısım özel hastane giderleri ile tamamen olayın oluşumuna aykırı fahiş tedavi giderlerine itiraz ettiklerini, davacının maluliyeti doğmamış olup ayrıca kaza tarihinde emekli olan çalışmadığı tespit edilen davacının maluliyeti nedeni ile oluşan bir zararı da bulunmadığını, meydana gelen kazadan dolayı müvekkilim ahmet çoşkun’un herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin dönüş yaptığı sokağa hızlı girmesinin imkansız olduğunu, müvekkilinin sokağa hızlı girdiğine dair hiçbir görgüye dayalı tanık beyanının olmadığını, sokağın konumu görüldüğünde son derece dar olan girişin sağ tarafında market önünde park halinde transit benzeri bir araç olduğunu, ceza dosyası kapsamında icra edilen keşif esnasında tesadüfen bulunan markette çalışan ve olayı gördüğünü mahkeme heyetine ifade eden tanık ramazan arı tarafsız ve yeminli ifadesinde verdiğini, bu beyana göre müvekkilinin sokağa geniş kavisle dönüş yapmasının imkansız olduğunu, sokağın darlığı ortada iken müvekkilimin geniş kavisle dönüş yapması imkansız olduğunu, talep edilen manevi tazminat son derece yüksek olduğunu, davacı yanca talep edilen tedavi giderleri sosyal güvenlik kurumu’nun yükümlülüğünde olduğunu, müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan aracın ihtiyari mali mesuliyet sorumluluk sigorta polçiesi olup olmadığını davalılardan sorulmasını, ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesinin mevcudiyeti halinde manevi tazminat klozunun bulunup bulunmadığını incelenerek bu sigorta şirketine davanın ihbarını, belirsiz alacak belirtmesi ile ikame edilen davanın hukuki yarar yokluğundan reddini, kazaya karışan aracın ihtiyari mali mesuliyet sigorta kapsamında bulunup bulunmadığını davalı şirketten sorularak kazaya karışan aracın ihtiyari mali mesuliyet sigorta kapsamında bulunması ve manevi tazminat klozunun mevcudiyet halinde sigorta şirketine davanın ihbarını, haksız ve dayanaksız davanın zamanaşımı ve esastan reddini masraf ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde, 05.01.2016 – 05.01.2017 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere bedeni zararlarda 310.000-TL olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, müvekkili şirket nezdindeki poliçe sebebiyle davacıya karşı sorumluluğunun doğabilmesinin sigortalı aracın kazanın oluşumunda kusurlu olmasına bağlı olduğunu ve sorumlu olacağı miktarın sürücünün kusur oranına göre belirlene bileceğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusur oranı, davacının meydana gelen kaza esnasında kask takmaması hususu da dikkate alınarak Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince belirlenmesini, davacı tarafın kaza sebebiyle yaralamalı trafik kazasında yaralanarak malul kaldığını iddia ettiğini, davacının maluliyet iddiasının ispatının gerektiğini, davacının malul olup olmadığı Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edildikten sonra, sürekli maluliyet tazminat miktarı aktüerler siciline kayıtlı aktüer sıfatını haiz bilirkişi tarafından trafik sigortası genel şartlarına göre hesaplanmasının gerektiğini, davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği maluliyet sebebiyle sgk’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının kendisine maaş bağlanıp bağlanmadığının belirlenmesini, davacının “tedavi gideri” talebinin poliçe teminat kapsamında olmadığını, tedavi gideri , trafik sigortası genel şartları ve karayolları trafik kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olup sgk tarafından ödenmesinin gerektiğini, trafik sigortası genel şartlarına göre tedavi süresince çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler yani geçici iş göremezlik zararı sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu, davanın esastan reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davaya konu kazanın 26.03.2016 tarihinde gerçekleştiğini, davacının taleplerinin kaza tarihi itibari ile zamanaşımına uğradığını, müvekkili tüzel kişinin cezaya konu eylemden şahsi sorumluluğu olmadığı için uzamış ceza zamanaşımı hükümlerinin müvekkili hakkında uygulama alanı bulmasının da mümkün olmadığını uzamış ceza zamanaşımının sadece maddi tazminat talepleri için geçerli olduğunu, davacı yanca belirsiz alacak betimlemesi ile ikame edilen davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddedilmesini, davacı tarafından ikame edilen davada tedavi gideri için 2.000,00-TL, maluliyet için 3.000,00-TL tazminat talebinde bulunulduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinde hiçbir hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu dava konusu kazaya ilişkin … Sigorta A.Ş.’ne vermiş olduğu dilekçesinde kuruşu kuruşuna yaptığı tedavi giderlerini belirttiğini, talep etmiş olduğu tedavi giderlerine ilişkin ödemeleri gösterir fatura ve belgeleri dosya kapsamında delil olarak sunduğunu, davacının asıl amacının dava harç masraflarından kurtulmak olduğunu, bu davada haksız çıkması durumunda vekalet ücretinden maktu miktarda sorumlu olacağını, kaza tarihinde emekli olan ve çalışmadığı tespit edilen davacının dava konusu kaza sebebi ile bir maluliyetinin doğmadığını, maluliyet nedeni ile ortaya çıkan bir zararının bulunmadığını, dava konusu kazadan dolayı ne Müvekkili Şirketin ne de Müvekkili Şirketin çalışanı olan diğer davalı …’un herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza Müvekkili Şirketin diğer davalı …’a tahsis etmiş olduğu araçtaki bir bozukluktan dolayı da meydana gelmediğini, bu hususun… plakalı aracın tramer kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, tedavi giderlerinden doğan masraflardan sorumlu süje değişmiş ve Sosyal Güvenlik Kurumu olarak belirlendiğini, KTK 98.maddesi gereğince trafik kazası ile illiyeti olan tüm tedavi giderleri, acil olup olmadığı şeklinde bir değerlendirme yapılmaksızın SGK tarafından karşılanacağını, davacı davada SGK’yı taraf olarak da göstermediğini, bu hususun göz önünde bulundurularak davacının tedavi giderleri yönünden SGK ‘dan bir bedel tahsil edip etmediğinin SGK’dan sorulmasını, davacı tarafın talep etmiş olduğu manevi tazminat miktarı son derece fahiş olduğunu, bu sebepler ile haksız ve mesnetsiz olarak, usul, yasa ve hakkaniyete aykırı şekilde ikame edilen davanın reddini, haksız açılan davanın zamanaşımı itirazımız da göz önünde bulundurularak esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesine göre; “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı ”hükümleri getirilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “sigortacının bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği” düzenlenmiş olup, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası da motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türüdür.
Mahkememizin 20/01/2021 tarihli celse ara kararı gereği, dosyanın İstanbul ATK’ya sevkine, kaza nedeniyle davacının kalıcı maluliyete uğrayıp uğramadığının muayenesi yapılarak Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tespit edilip düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 19/02/2021 tarihli raporda özetle, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle; … kızı 1950 doğumlu …’ın 21.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 VII (2Aa…………………30)A%34 x 1/5 = %6.8 x 0,8=%5.44, E cetveline göre: %7.0 (yüzdeyedinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememiz 31/05/2021 tarihli celse ara kararı gereği, dosyanın yeniden İstanbul ATK’ya sevkine, yapılacak muayene ile tarafların sunmuş olduğu belgeler ve itirazların değerlendirilmesi suretiyle kaza nedeniyle davacının sürekli maluliyete uğrayıp uğramadığının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine göre tespit edilmesi konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 23/08/2021 tarihli raporda özetle, … kızı, 1950 doğumlu …’in 21.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:Gr1 VII (2Aa…………………30)A%34 x 1/5 = %6.8 x 0,8=%5.44 E cetveline göre: %7.0 (yüzdeyedinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememiz 20/10/2021 tarihli celse ara kararı gereği, dosyanın yeniden İstanbul ATK’ya sevkine, tarafların itirazlarının değerlendirilmesi, kaza nedeniyle davacının maluliyete uğrayıp uğramadığının belirlenmesi, uğramış ise kalıcı ve geçici iş göremezlik tespitinin Özürlülük Ölçütü ve Özürlülük Sınıflandırılması Yönetmeliği hükümlerine göre rapor tanzim edilmesinin ve tarafların ve davacının ayak hasarına yönelik itirazlarının değerlendirilerek rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 05/11/2021 tarihli raporda özetle, Tahir Nezihi kızı 1950 doğumlu …’in 21.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği, Kas İskelet Sistemi Şekil 2.10 %KF: %4, Şekil 2.11%KABD:%4, %KİR:%2, %KDR:%1, Tablo 2.3: %7 olduğuna göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %7 (yüzdeyedi) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememiz 11/01/2022 tarihli ara kararı gereği, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ceza dosyası ve dosya incelenerek tarafların sunduğu deliller kapsamında kazanın oluş şeklinin tespiti ile kusur durumunun oransal olarak belirlenmesi ve davacının kalıcı maluliyet tazminatı ile tedavi gideri talebinin değerlendirilerek hesaplanması konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi …, …ve …’ın 06/03/2022 tarihli raporunda özetle, Kusur Durumu Değerlendirilmesi Neticesinde: …. plakalı kamyonet sürücüsü davalı …’un davacı mağdur yaya …’in yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %75 (yüzde yetmiş beş) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacı mağdur yaya …’in kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %25 (yüzde yirmi beş) oranında tali derecede kusurlu olduğu, Tıbbi Yönden Değerlendirme Neticesinde; Dava konusu tedavilerin dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na fatura edildiği ve bu kurum tarafından ödeme yapılarak kanunun kendisine yüklediği sorumluluğun yerine getirildiği, bu durumda hastadan alınan ücretlerin İLAVE ÜCRET kapsamında alınmış olduğu ve Sağlık Uygulama ‘nin yukarıda verilen maddesine göre ilave ücretlerin hastalar veya hasta yakınları tarafından SGK’dan talep edilmelerinin ve alınmalarının mümkün olmadığı, davalı tarafın %75 kusur oranına göre davacıya ödemeleri gereken meblağın %9 yasal faizi hariç 20.655,87 TL olduğu, davalı tarafın %75 kusur oranına göre Evde Bakım Hizmetleri meblağının %9 yasal faizi hariç 1.951,48 TL olduğu, Aktüerya Yönünden Değerlendirme Neticesinde; Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 3.532,38 TL olduğu, Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 25.491,76 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 17.09.2020 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden 21.03.2016 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Mahkememiz 26/04/2022 tarihli ara kararı gereği, tedavi giderlerinin KTK m.98 kapsamında kaza ile illiyet bağı bulunan tedavi giderlerinden olup olmadığının belirlenmesi, iyileşme gideri sayılıp sayılmayacağının tartışılması, bu kapsamda fatura ile tedavilerin tespit edilmesi, SUT hükümleri uygulanmaksızın tedavi giderleri belgeli, belgesiz ve iyileşme gideri olarak tasnif edilmesi, SGK’nın sorumlu olup olmadığı hususunun tespit edilmesi, sigorta şirketi ve diğer davalılar yönünden sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sorumlu olunan miktarı konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi …, …ve …’ın 24/09/2022 tarihli raporunda özetle, Dava konusu tedavilerin dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na fatura edildiği ve bu kurum tarafından ödeme yapılarak kanunun kendisine yüklediği sorumluluğun yerine getirildiği, bu durumda hastadan alınan ücretlerin İLAVE ÜCRET kapsamında alınmış olduğu ve Sağlık Uygulama Tebliği’nin yukarıda verilen maddesine göre ilave ücretlerin hastalar veya hasta yakınları tarafından SGK’dan talep edilmelerinin ve alınmalarının mümkün olmadığı; Trafik kazasından (21/03/2016’dan) 6 aydan sonrasına (21/09/2016 tarihinden sonrasına) ait sağlık harcamalarının SGK tarafından ödenmesinin Sağlık Uygulama Tebliği’nin yukarıda verilen 2.2.-(19) numaralı maddesinde aykırılık teşkil ettiği; Trafik kazasının meydana geldiği tarih 21/03/2016 olup dava konusu sağlık harcamalarının süre ve meblağ açısından (Sigortalı: …”; “Başlangıç Tarihi: 05/01/2016, Bitiş Tarihi: 05/01/2017”; “Kişi Başına Tedavi Teminatı: 310.000 TL”; “Kişi Başına Ölüm/Sakatlık Teminatı: 310.000 TL) dosyada mevcut poliçenin kapsamına girdiği; Dosyaya sunulan 1 (bir) adet … Sigorta KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ve | (bir) Sigorta 2009 Trafik/Artı Trafik Poliçesinde; “Sigortalı:… 05/01/2016, … Tarihi: 05/01/2017″; “Kişi Başı Ölüm/Sakatlık: 290.000,00 TL” olarak görüldüğü, trafik kazasının meydana geldiği tarih 21/03/2016 olup dava konusu sağlık harcamalarının süre ve meblağ açısından poliçe kapsamına girdiği; Davalı tarafın %75 kusur oranına göre davacıya ödemeleri gereken meblağın %9 yasal faizi hariç 20.655,87 TL olduğu; Davalı tarafın %75 kusur oranına göre Evde Bakım Hizmetleri meblağının %9 yasal faizi hariç 1.951,48 TL olduğu; Davalı tarafın %75 kusur oranına göre ulaşım giderleri tutarının %9 yasal faizi hariç 378,67 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin 06/10/2022 tarihli dava değerinin arttırım ilekçesinde özetle; Bilirkişinin müvekkili tarafından yapılan sağlık harcamalarının ilave ücretler niteliğinde olduğu bu harcamalardan davalıların müştereken ve müteselsil sorumlu bulunduğu tespitine bir itirazlarının bulunmadığını, ancak dava dilekçesinde de belirttikleri gibi müvekkili tarafından belgelenemeyen taksi ücretleri ve diğer tedavi giderlerinin de mevcut olduğunu, yargıtay kararlarında bu tür giderlerin de ödenmesi gerektiği konusunda açıklamaların mevcut olduğunu, maluliyet oranın Adlı Tıp Kurumu tarafından düşük belirlendiğini, bu nedenle hesaplama düşük maluliyet oranın dikkate alınarak hesaplandığını, Adlı Tıp Raporuna itirazlarını yenileyip maluliyet oranının daha yüksek olması nedeniyle hesap bilirkişisinin belirlediği maddi zararların gerçekleri yansıtmadığından kabul etmediklerini, davalıların Hesap raporunda maddi zararın yüksek çıkarıldığı ve sağlık giderlerinden sorumlu olmadıkları yönündeki ve diğer tüm itirazlarının reddini, dava dilekçesinde tedavi giderleri ve maddi tazminat talep edildiğini, maddi tazminat kalemlerinin ayrı ayrı gösterilmediğini, maddi tazminat olarak 2.000,00-TL ve sürekli iş görmemezlik tazminatı olarak 3.000,00-TL olmak üzere toplamda 5.000,00-TL talep edildiğini, maddi zararın toplamda: 52.010,16-TL olduğunu, yargılama sefahatinde tüm itirazların değerlendirilmesi sonucunda maddi zarar talebimi 5.000,00-TL’den 47.010,16-TL artırarak 52.010,16-TL’ye yükselttiklerini, davalıların hesap raporuna tüm itirazlarının reddini, 52.010,16-TL Maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminatın talebin faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davalılardan …’ e ait … plakalı kamyonet’in davalılardan …’nun yönetiminde iken, yaya kaldırımında yürümekte olan davacı …’e çarparak yaralanmasına sebep olduğu, ATK raporlarından anlaşıldığı üzere kaza sonucunda davacının sol humerus kollum anatomikum kırığı olacak şekilde yaralandığı, yaralama sonucunda davacıda oluşan tüm vücut engellilik oranının %7 (yüzdeyedi) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, kazadan sonra davacının ayağında meydana gelen hasar nedeniyle iki ameliyat geçirdiği, omuzun ptlatin konulduğunun anlaşıldığı, kusura ilişkin olarak alınan bilirkişi raporunda … plakalı kamyonet sürücüsü davalı …’un davacı yaya …’in yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %75 (yüzde yetmiş beş) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacı yaya …’in kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %25 (yüzde yirmi beş) oranında tali derecede kusurlu olduğunun belirtildiği, davacıda meydana gelen maluliyet oranı ve tespit edilen kusur durumları uyarınca tazminat hesabı yapılması için dosya aktüerya ve tıp doktoru bilirkişilerinden oluşan heyetten alınan raporda, davacı …’in maluliyetten kaynaklı olarak talep edebileceği maddi tazminatın, tedavi giderleri yönünden davalı tarafın %75 kusur oranına göre davacıya ödemeleri gereken meblağın %9 yasal faizi hariç 20.655,87 TL olduğu, davalı tarafın %75 kusur oranına göre Evde Bakım Hizmetleri meblağının %9 yasal faizi hariç 1.951,48 TL olduğu, Aktüerya Yönünden davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 3.532,38 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 25.491,76 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 17.09.2020 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden 21.03.2016 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu görüş ve kanaatine varıldığının belirtildiği, dava konusu kazanın 21/03/2016 tarihinde, 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı kanun değişikliğinden sonra meydana gelmiş olduğu, söz konusu kanun değişikliğinin halen yürürlükte olduğu, bu nedenle söz konusu değişikliğe göre Genel Sağlık Sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetleri “geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde yapılan sağlık harcamalarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerektiği, bu meblağı aşan miktardan kusurluların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, bu hali ile davacı tarafın bilirkişi raporları ile tespit edildiği şekilde tedavi giderleri yönünden 20.655,87 TL, bakıcı gideri yönünden 1.951,48 TL, geçici iş göremezlik yönünden 3.532,38 TL olduğu ve sürekli iş göremezlik yönünden 25.491,76 TL talebinde haklı olduğu, temerrüt bakımından davalı işleten şirket ve davalı sürücü bakımından kaza tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, davalı sigorta şirketi yönünden ise davacı tarafça sunulan başvuru belgeleri uyarınca sigorta şirketine 04/06/2020 tarihinde yapılan müracaatı izleyen 8 iş gününün sonu olan 17/06/2020 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği kanaatine varılarak talep arttırım dilekçesi doğrultusunda toplam 52.010,16 TL’nin davacı vekilinin maddi tazminat talebi bakımından her ne kadar temerrüt davalı işleten ve sürücü yönünden 21/03/2020 tarihinde gerçekleşmiş ise de dava dilekçesinde 26/03/2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiğinden taleple bağlılık kuralı gereği bu tarihten itibaren davalı sigorta şirketi yönünden ise 17/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı TBK m. 56. maddesi hükmünde “Hâkimin, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği” düzenleme konusu yapılmıştır. Bu maddeye göre özel haller göz önünde tutularak manevi zarar adı ile hak sahibine verilecek bir miktar para tutarının adalete uygun olması ve manevi tazminatın zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek oranda olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Meydana gelen trafik kazası sonucu davalı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacının %7 oranında malul kaldığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olayın oluş şekli dikkate alındığında, manevi tazminat talebi açısından davanın kısmen kabulüne, 25.000-TL’nin 21/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne,
52.010,16-TL ‘nin davalılar … ve … yönünden 26/03/2020 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 17/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 3.552,81-TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 768,49-TL peşin harç + 810-TL ıslah harcından oluşan toplam ‬1.578,49‬-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.974,32‬‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı, 768,49-TL peşin harç ve 810-TL ıslah harcından oluşan toplam 1.632,89‬-TL harcın davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplamı 3.940,6‬0-TL yargılama giderinin davalılardan tahsil edilerek ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından ATK rapor tanzimine ilişkin düzenlenen 2 adet 820,00 TL ve 1 adet 1,070 TL fatura bedeli ödenmiş olduğu tespit edilmiş olmakla 2.710 TL ATK fatura bedelinin davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Diğer davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığını,
Davacı taraf maddi tazminat talebi yönünden duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile,
25.000-TL’nin 21/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.707,75‬ TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.536,97‬‬-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf, kısmen kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen değer üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı …Tarafı, kısmen reddedilen manevi tazminat talebi yönünden duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen değer üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … tarafına verilmesine,
Davalı … tarafı, kısmen reddedilen manevi tazminat talebi yönünden duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen değer üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
Taraflarca münhasıran manevi tazminat davasına yönelik yargılama masrafı yapmadığı anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 323,50-TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 996,50-TL arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/12/2022

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”