Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/489 E. 2021/791 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/489 Esas
KARAR NO : 2021/791

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 10/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflarının davalı taraftan alacaklarının tahsili için … 9. İcra Dairesinin… sayılı dosyası ile takibe başladığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, duran takibe devam edebilmek için işbu davanın açılmasının zarurelinin hasıl olduğunu, davalının icra takibine itirazının haksız olduğunu, taraflar arasındaki anlaşma gereğince davacı şirketin davalı şirkete reklam hizmeti vermesi karşılığında 02.11.2015 tarihli 14.160,00 TL bedelli fatura düzenlediğini, faturanın davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafın faturayı teslim almasına rağmen bedelini ödemediğini, taraflarının … 9. İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile takibe başladığını ancak davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, sonrasında arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşılamadığını, davacı tarafın itirazının tamamen mesnetsiz, hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, taraflarının alacağını geciktirme amacı taşıdığını belirterek; davalının haksız olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 17/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ edildiyse de usulsüz olduğunu, 04.11.2020 tarihli tutanağın taraflarına tebliğ edilmesiyle davadan 09.12.2020 tarihinde haberdar olduklarını, davaya konu ve itiraz ettikleri … 9. İcra Dairesinin … sayılı takip ve faturadaki unvan ile bu davadaki davacının farklı olduğunu, husumet itirazında bulunduklarını, taraflar arasında imzalanan herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, dosyaya sunulan dergideki yayına bakıldığında bunun röportaj mahiyetinde olduğunu, yeni çıkan bir dergi için taraflarından saat konulu bir röportaj talep edildiğini, henüz yayın hayatına başlamamış bir dergiye reklam vermeyeceklerini, derginin kendine göre bir düzenleme yaparak parasını kendilerinden talep ettiklerini, taraflarının imzası ve iradesi olmadan bilgileri dışında düzenlenen ve delil niteliği taşımayan ilgili yayına ait talep edilen tutara itiraz ettiklerini, davacı tarafın Mahkemeye sunduğu tek taraflı ve borcun varlığını kanıtlamayan belgeler ile taraflarını borçlu kılmaya çalıştığını, sebepsiz zenginleşme çabası içerisinde olduğunu, bunun hukuken mümkün olmadığını, taraflarının davacıdan her hangi bir hizmet almadığını ve borçlarının olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte takibe dayanak teşkil eden faturanın taraflarına tebliğ edilmediğini, tarafları açısından temerrüdün de söz konusu olmadığını belirterek; tarafları hakkında açılan davanın reddine, davacının takip konusu alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 14.160,00 TL fatura alacağı, 2.590,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.750,70 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalı 21/11/2017 tarihli dilekçesi ile takibe, borca, faize, borcun tüm ferilerine ve icra takibine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
Mahkememizce verilen 22/03/2021 tarihli ara karar uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, ticari defter ve kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi … tarafından ibraz edilen 11/06/2021 tarihli raporda özetle; “Davalı şirket (…), defter ve belgelerini sunmadığından, davaya konu alacak tutarının davalı defterlerinde yer alıp almadığı tespit edilememiştir. Dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve davacı şirket (Yeni Nesil) defler ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; Davacı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği, yevmiye defterlerinin kapanış tasdikini de yasal süresi içerisinde yaptırdığı dolayısıyla davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen fatura, davacı şirket defterlerinde usulüne uygun olarak kayıt altına alınmıştır. Davacı şirketin, davalı şirketten takip tarihi (13.11.2017) itibariyle 14.160,00 TL (OndörtbinyüzaltmışTL) alacağının olduğu hesaplanmıştır. Davalının temerrüde düşürülmemesi sebebiyle, davacının davaya konu olan icra takibinde talep ettiği temerrüt faizine yer olmadığı, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9,75 oranından başlayacak değişen oranlardan faiz işletilmesi gerekeceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı tarafın borçlu olmadığını iddia ederek yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya kapsamından davacı şirketin, 12.04.2017 tarih 5305 sayılı genel kurul kararı ile “… Limited Şirketi” olan unvanını “… Limited Şirketi” olarak değiştirdiği ve bu değişikliği 20.04.2017 tarihinde tescil ederek 26.04.2017 tarih ve 953 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımladığı tespit olunmuştur. Dolayısıyla davacı şirketin icra takibine ve sonrasında işbu davaya konu olan faturadaki unvanı ile davayı açtığı tarihteki unvanının farklı olması tabiidir.
Yargılama sırasında uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla her iki tarafın da ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 14.160,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamından takip konusu faturanın davacı tarafından BS bildirimi kapsamında vergi dairesine bildirildiği, davalının da takip konusu faturayı BA bildirimi kapsamında vergi dairesine bildirdiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusunu oluşturan fatura açısından yapılan değerlendirmede; faturanın davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının HMK m.222 hükmüne uygun olarak tutulması sebebiyle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davalı tarafından faturanın vergi dairesine BA beyannamesi kapsamında bildirildiği, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmekten kaçındığı, davalı tarafından faturalara ve faturaların içeriğine yönelik bir itirazda bulunmadığı, dolayısıyla TTK m.21 uyarınca davalı tarafın faturaların içeriğini kabul etmiş sayıldığı, davacının maliki olduğu “…” isimli derginin birinci sayısında davalının reklamı yapıldığı, davalının faturanın bedelinin ödendiği gösterir bir delil sunulmadığı anlaşıldığından davacının takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı olarak 14.160,00 TL davalıdan alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
İşlemiş faiz açısından yapılan değerlendirmede; takip tarihinden önce temerrüt olgusunun gerçekleşmediği, dava konusu alacağın taraflarca kararlaştırılmış kesin bir vadesinin bulunmadığı anlaşıldığından davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 14.160,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak 14.160,00 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 14.160,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak 14.160,00 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.832,00 TL icra inkar tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 967,26 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 202,32 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 764,94 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 202,32 TL peşin harç ile 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 256,72 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 910,75 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 769,89 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.590,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 204,15 TL’nin davacıdan, 1.115,85 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
¸¸

Hakim …
¸¸