Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/469 E. 2022/283 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/469 Esas
KARAR NO : 2022/283

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile 11.05.2012 tarihinde … ili … ilçesi … köyünde müteveffa …’in köye hurda alışverişi için araç sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen hurdacı arabasının kasasından düşmesi neticesinde vefat ettiği, bu kazada müvekkiller desteği …’in herhangi bir kusuru olmadığını, kazanın oluşumunda plakası belirlenememiş olan araç sürücüsünün asli ve tamemen kusurlu olduğunu, kazanın ardından …(…) Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … numaralı dosyada soruşturma yapıldığını, belirlenemeyen sürücü için 29.11.2012 tarihinde daimi arama kararı verildiğini, davalının müvekkillerinin zararından sorumlu olduğunu, davacıların oğullarını kaybettiklerinden ötürü atlatılması zor bir şok geçirdiklerini beyan ile 11.05.2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı, araç içi ve ölümlü trafik kazası nedeniyle davacıların uğradığı destekten yoksunluk maddi zararları için fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; …’in destekten yoksunluğu için 100,00-TL, …’in destekten yoksunluğu için 100,00-TL olmak üzere toplamda 200,00 TL maddi tazminatınn davalının temerrüte düştüğü tarihten itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalı tarafından müştereken ve müteselsilen tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacılarca davadan önce müvekkili kuruma usulüne uygun başvuruda bulunulmadığını, öncelikle bu yönü ile davanın usulden reddi gerektiğini, hasar dosyası kapsamında yapılan inceleme neticesinde müteveffanın kazada % 100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davacıların tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, öte yandan … Hesabı tarafından davacıya tazminat ödemesi yapıldığı takdirde, davacının zarara sebebiyet veren müteveffanın mirasçısı olmasından bahisle, yapılan ödeme oranında … Hesabı tarafından kendisine rücu edileceğini, bu nedenle müteveffanın kusuru oranında davacının alacaklı – borçlu sıfatı da birleştiğini, dava konusu kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın cinsi ve plakasının tespit edilemediğinin ispatlanması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının ve ayrıca sosyal güvenlik kurumu tarafından davacılara yapılan rücuya tabi bir ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun her halde kusur ve poliçe limiti ile sınırlı olacağını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, davacıların desteğinin sürücü ve plakası tespit edilemeyen araçtan düşüp ölmesi nedeni ile destekten yoksun kalınan zararın davalı … Hesabından tahsili istemine ilişkindir.
Dosyanın Kusur bilirkişilere … ve … ile aktüerya bilirkişi … a verilerek; dosya üzerinden inceleme yapıp, davaya konu kazadanın oluş şekli, kusur durumu ve buna göre davacıların talep edebileceği destekten yoksunluk zararlarının ne kadar olduğuna dair rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmekle, bilirkişiler tarafından ” Müteveffa …’in % 100 oranında kusurlu olduğu, plakası tespit edilemeyen aracın kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsüne yüklenebilecek kusur bulunmadığı, Yargıtay ilkeleri gereğince yapılan hesap sonucunda davacı anne …’in desteklik zararının 112.097,55 TL, davacı baba … desteklik zararının 103.940,83 TL. hesap edildiği, alacağa 11/01/2019 gününden yasal faiz işletilebileceği ” 01.02.2021 tarihinde rapor edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak,… Soruşturma nolu soruşturma dosyası, … Araştırma Hastanesine müzekkere yazılıp müteveffanın 11/05/2012 tarihi ve sonrasında bu kişiye ait tüm tedavi ve ölüm kayıt bilgileri, … plakalı aracın bağlı olduğu trafik tescil müdürlüğünden tüm tescil ve malik kayıtları ve Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak, … plakalı aracın 11/05/2012 tarihini de kapasayacak şekilde ZMMS poliçesinin bulunup bulunmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin celbi sağlanarak dosyamız içerisine alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinde … plakalı aracın 13/08/2011-13/08/2012 tarihleri arasında … Sigorta Şirketinden ZMMS poliçesinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacılar vekilinin talebi üzerine dosyamız … Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, dava konusu kaza ile davacıların desteğinin vefatı arasında ki illiyet bağının araştırılması istenilmiş, “Çocuğun ölümünün künt kafa travmasına bağlı kafatası kırığı ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu, Çocuğun 11/05/2012 tarihinde maruz kaldığı kaza neticesinde meydana gelen yaralanması ile tedavi gördüğü hastanede 18/05/2012 tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, sorulduğu üzere çocuğun ölümüne neden olan kafa travmasının araçtan düşme sonucu oluşabileceği, ancak hususta kesin bir değerlendirme yapılamadığı” 22/10/2021 tarihinde oy birliğiyle mütalaa olunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada hazır edilerek dinlenmiş, “ben olayın olduğu tarihte on yaşındaydım, olayın ne şekilde olduğunu şu anda hatırlamıyorum, ancak söyleyeceğim, kardeşim de o tarihte benden küçüktü, sürücü kardeşimin binmesine izin vermemeliydi” beyanında bulunmuştur.
Dosyanın Kusur uzmanı bilirkişi …, Sigorta uzmanı bilirkişi … ve Aktüer Hesap uzmanı bilirkişi …’ya verilerek, dava konusu kazanın meydana gelmesindeki usul durumu ve kusur oranları, dosya içerisinde mevcut İstanbul Adli Tıp Kurumu raporu da dikkate alınarak davacıların talep edebilecekleri destekten yoksunluk zararının ne kadar olduğuna ve davacıların talebinin sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığına dair rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmekle, bilirkişi heyeti tarafından “meydana gelen olayda; plakası tespit edilememiş araç sürücüsünün kusur gerektirecek bir kural ihlali ve davranışı bulunmadığı, olayın meydana gelmesinde kendi can güvenliğini koruyamayan müteveffa çocuk …’in % 100 oranında etken olduğu, yapılan değerlendirme sonucunda Plakası tespit edilememiş araç sürücüsünün kusur gerektirecek bir kural ihlali ve davranışı bulunmadığı tespit edildiği, davacıların destekten yoksun kalma zararları yönünden Güvence Hesabı’nın sorumluluğuna gidilemeyeceğinden herhangi bir hesaplama yapılmadığı” 21/03/2022 tarihinde rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Davacıların oğulları-desteklerinin plaka ve sürücüsü tespit edilemeyen araçtan düşüp vefatı nedeniyle uğradıkları destekten yoksun kalma zararının davalı … Hesabından tazminini talep ettikleri, dava konusu kazanın 11/05/2012 tarihinde meydana geldiği, dosya ve soruşturma dosyası kapsamında kaza tespit tutanağı bulunmayıp, soruşturma kapsamında alınan tanık ifadelerine göre olayın, davacıların desteği …’in durmakta olan hurda arabasına yaklaştığı sırada arabanın hareket etmesi üzerine arabanın arka tarafından atlayarak içine binmesi, bundan bir süre sonra da yerde sırtüstü yatar vaziyette bulunması şeklinde meydana geldiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Birinci İhtisas Kurulunca yapılan inceleme neticesinde, ölümüne neden olan kafa travmasının araçtan düşme sonucu oluşabileceğinin değerlendirildiği, müteveffanın araca araç sürücüsünün bilgisi dahilinde bindiği veya sürücü tarafından bindirildiği yada araçtan ne şekilde düştüğünü gösterir bilgi, belge veya delilin dosya kapsamında mevcut olmadığı, mahkememizce kusura ilişkin yaptırılan inceleler neticesinde kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsüne yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin % 100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüş; tespitin dosya kapsamında bilgi ve belgeler ile uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu kazanın meydana gelmesinde, dolayısı ile davacıların destekten yoksun kalma zararlarının oluşmasında, davacıların desteğinin asli ve tam kusurlu olduğu, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, davalı … Hebasının ancak kusuru oranı ve teminat limiti ile sorumlu tutulabileceği, dava konusu olay nedeniyle davalıya yüklenecek kusur ve sorumluluk bulunmadığından davacıların davasının reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede İSTİNAF YOLU açık olmak üzere karar verildi. 19/04/2022

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”