Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/44 E. 2021/842 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/44 Esas
KARAR NO : 2021/842

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 20/01/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil … ile davalı borçlular arasında, … 37. İcra Müdürlüğünün … E., ve … E., sayılı dosya borçlarının ödenmesi amacıyla bir protokol imzalandığını, 17.11.2014 tarihi itibarıyla, borçluların, protokole konu iki takip dosyasından dolayı, 2.800.000,00 Amerikan doları borçlu olduğu taraflarca kabul edildiğini, ödeme planı yapıldığını, protokol gereği; borçlular tarafından ilki 2014 yılı aralık ayında 800bin TL., 2015 yılı ocak-şubat-mart-nisan aylarında diğer dört adet çek 500 er bin TL meblağlı olmak üzere toplamda 2.800.000,00 TL., meblağlı 5 adet çek verildiğini, borcun bir kısmının taksitler halinde ödenmesi ile yapılan ödemeler ve o güne kadar işleyen faizler hesap edilerek bakiye borç hesaplanacağı ve bakiye 2015 yılı Mayıs ayında defaten ödeneceğini, protokolde yazılı olduğu üzere, ödemelerin ilk önce … 37. İcra Müdürlüğünün … E., sayılı takip dosyasına mahsup edileceği, bu dosya ödemesi bittikten sonra … E., sayılı dosya borcuna mahsup edileceğinin kararlaştırıldığını, takip ve protokolden önceki bir tarihte borçlu … tarafından, davacı alacaklı …’a devri yapılmış olan takriben 2.000 m2. civarında olan … mahallesi … parselde bulunan taşınmazın … hissesinin gayrimenkulün, borçlu …’e iade edilmesinin de protokol ile kararlaştırıldığını, bakiye borç ödenirken, davacı borçlu … tarafından alacaklı müvekkile devredilen “… mahallesi … parselde bulunan taşınmazın 4/503 hissesinin” gayrimenkul hissesinin, borçlu …’e devredileceği kararlaştırıldığını, alacaklı müvekkil …’ın, alacağını zamanında tahsil edemediği için maddi zorluk içine dahi düştüğünü, aleyhine açılmış olan … 1. İcra Müdürlüğünün … E., ve … 25. İcra Müdürlüğünün … E., sayılı dosyalarıyla icra takiplerine maruz kaldığını, herhangi bir haciz işlemine maruz kalmamak için …’in protokol tarihinden çok önce oğlu …’a borçlusu tarafından kendisine emanet verilen gayrimenkulün devrini yaptığını, davacı müvekkilin, davalı borçlular tarafından teklif edilen ödeme planını kabul ettiğini ve taraflar arasında 17.11.2014 tarihli protokol imzalandığını, protokolün 2. İcra Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası içinde mevcut olduğunu, müvekkil …’ın oğlu … aleyhine … 1. Asliye Hukuk Mahk., …E., sayılı dosyasıyla açılmış olan şufa davası 2014 yılı aralık ayı başında, davacı … lehine karara çıktığını, … devredilmesi gereken gayrimenkul hissesi şufa hakkını kullanan borçlunun ağabeyi … adına 40 bin TL bedel mukabilinde, tescil edildiğini, taraflar arasındaki protokol gereği, borçlular tarafından verilmiş olan toplamda 2.800.000 TL meblağlı çek bedellerinin ödendiğini, 2015 yılı Mayıs ayında bakiye borcun hesaplanıp ödenmesi ve protokol gereği …’e ait “… mahallesi … parselde bulunan taşınmazın … hissesinin” gayrimenkulün borçlu …’e devir ve temliki sağlanması gerekirken borçluya ait gayrimenkulün borçlu …’e devrinin gerçekleştirilemediğini, borçluların protokol gereği …’e devredilmesi gereken gayrimenkulün devri yapılamayacağı için bakiye borcu ödemekten imtina ettiklerini, protokole konu gayrimenkulün yaklaşık 2.000 m2 olup, … 4. İcra Müdürlüğünün …Tal., sayılı dosyasından yaptırılan kıymet takdiri raporuna göre m2 değeri maksimum 400 TL., civarında olduğunu, toplam değerinin 800.000,00 TL civarında olduğunu, müvekkilin bakiye alacağının, borçlu …’e devredilmesi gereken gayrimenkulün değerinden çok daha fazla olduğundan müvekkilin alacağını tahsil edemediğini, 2015 yılı Mayıs ayındaki mevcut durumu fırsat gören borçlular tarafından, borç ödenmiş olduğu gerekçesiyle takibin iptali veya durdurulmasına yönelik yapılan itiraz ve neticesinde, … 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … E., …K., sayılı kararı ile taraflar arasındaki protokol gereği yükümlülüklerin yerine getirilmediği gerekçesiyle, takibin iptali talepleri reddedilerek takibin durdurulmasına karar verildiğini, taraflar arasındaki 17.11.2014 tarihli protokol gereği, borç miktarı 2.800.000,00 Amerikan Doları olarak belirlendiğini, davacı müvekkilin alacağı konusunda herhangi bir çekişme olmadığını, borçlular tarafından 2014 yılı Aralık ayından 2015 yılı Mayıs ayına kadar 800.000,00 ve dört adet 500.000,00 Türk Lirası olmak üzere protokolde belirlenmiş 2.800.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu konuda çekişme olmadığını, … 2. İcra Hukuk Mahkemesinin … E., sayılı dosyasından verilen durdurma kararı sebebiyle, davacı müvekkilin alacağının tahsili için icra işlemlerine devam edemediklerini, arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını, tarafların anlaşamamaları sebebiyle 17.01.2020 tarihinde… Büro, … Arabuluculuk numaralı anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, bu nedenlerle borçlular tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihlerindeki döviz kurları üzerinden hesaplama yapılarak ana borçtan düşülmesi ve davacı müvekkilin bakiye alacağının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğinden bilirkişi incelemesi yapılması, müvekkilin protokol gereği …’e ait gayrimenkulü devredemediğinden ve fiili ve hukuki imkansızlık sebebiyle mümkün olamayacağından, gayrimenkulün, 2015 yılı Mayıs ayındaki değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek, bedelinin bakiye alacaktan düşülerek, davacı müvekkilin 2015 yılı Mayıs ayı itibarıyla alacağının hem döviz hem Türk Lirası olarak tespiti ile belirsiz olan alacağımızın şimdilik 100 yüzbin TürkLirası yönünden … 37. İcra Müdürlüğünün … E., sayılı dosyasında, borçluların itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 10/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının dava esas değeri belirlenebilir olmasına rağmen, sırf harcın düşük çıkması amacıyla davayı belirsiz alacak üzerinden açtığını, alacak davasında belirsiz alacağın şimdilik 100.000-TL yönünden.. şeklinde ibare ile dava açılamayacağını, alacak miktarının belirlenebilir olduğu durumlarda belirsiz alacak davası açılamayacağını, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiğini, ek olarak davaya konu alacağın zamanaşımına da uğradığını, protokolde bahsi geçen taşınmaz süresinden önce başkasına satıldığını ve devredildiğini, protokolü kendi eylemi ile ihlal eden davacının-tarafın protokolün şartlarına uyulmadığından bahsetmesinin söz konusu olamayacağnını, davacı protokole konu taşınmazı satarak kendi eylemi ile davanın ifasını imkansız hale getirdiğini, davacının bilinçli bir şekilde protokolü imkansız hale getirdiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce celp edilen … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında; davacı/alacaklının 2.375.000,00 USD asıl alacağın tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davanın belirsiz alacak olarak 100.000,00 TL tutar açısından açıldığı ve 54,40 TL üzerinden harçlandırıldığı görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibinin şimdilik 100.000,00 TL açısından devamına ilişkin belirsiz alacak davası olarak ikame edilen itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafından davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağı nedeniyle ileri sürülen hukuki yarar itirazı yönünden mahkememizce yapılan değerlendirmede; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/17-853 E. 2020/907 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere tahsil talebi söz konusu olduğunda hukuki yararın varlığını kabul etmek gerekeceğinden davalının hukuki yarar itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamından, davacı tarafından davalılar aleyhine … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E. Ve … E. Sayılı icra takiplerinin başlatıldığı, icra takiplerine konu borçların ödenmesi için taraflar arasında 17/11/2014 tarihinde protokol akdedildiği, davalı … tarafından davacıya … Mahallesi … parselde bulunan taşınmazın … hissesinin devredildiği, protokol konusu ödemeler yapıldıktan sonra 18/05/2015 tarihinde bakiye borcun hesaplanacağı, bakiye borcun davalı tarafından davacıya devredilen taşınmazın yeniden davalıya devri halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından devralınan taşınmazın oğlu …’a devredildiği, taşınmaz … üzerine kayıtlıyken şufa davası açıldığı, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında taşınmazın şufa hakkını ileri süren … adına tescil edildiği, bu nedenle taşınmazın davalıya devredilemediği, davalı tarafından da taşınmaz devredilmediği için bakiye ödemenin yapılmadığı, davalılar tarafından takibin iptali davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …E. …K. Sayılı ilamı ile … 37. İcra Müdürlüğü’nün…E. Ve … E. Sayılı icra takiplerinin 17/11/2014 tarihli protokol uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, taşınmazın devrinin hukuki olarak imkansız hale geldiğini, taşınmaz devrinin imkansız hale gelmesinde kusurunun bulunmadığını, protokolden bakiye alacağının bulunduğunu beyan ederek davalılar tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihlerindeki kur üzerinden hesaplanarak ana borçtan düşülmesi, bakiye alacağın belirlenmesi, devredilemeyen taşınmazın 2015 yılı mayıs ayındaki değerinin tespit edilerek alacaktan düşülmesi ve bulunacak nihai bakiye alacak açısından … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında akdedilen protokolün incelenmesinde; 17/11/2014 tarihinde davacı ile davalılar arasında akdedildiği, konusunun … 37. İcra Müdürlüğü’nün … E. Ve … E. Sayılı icra takiplerinin ödenmesine ilişkin olduğu, borçlu …’in 10/12/2014 tarihinde 800.000,00 TL ve devamında 500.000,00 TL, 31/01/2015 tarihinde 500.000,00 TL, 28/02/2015 tarihinde 500.000,00 TL, 31/03/2015 tarihinde 500.000,00 TL ve 30/04/2015 tarihinde 500.000,00 TL ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, yapılan ödemelerin öncelikle … E. Sayılı icra dosyasından mahsup edileceği, sonra … E. Sayılı dosya borcundan mahsup edileceği, yapılan ödemeler ve ödeme tarihleri dikkate alınarak 18/05/2015 tarihinde bakiye borcun hesaplanacağı, bakiye borcun 18/05/2015 tarihinde tapu devrine bağlı olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Somut olayda; protokol konusu ödemelerin yapıldığı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, protokolde kararlaştırıldığı şekilde taşınmaz devrinin yapılamamasının davalı tarafa bakiye borcu ödemekten kaçınma hakkı verip vermediği ve bu nedenle borcun sona erip ermediğine ilişkindir. Taraflarca akdedilen protokolün 6. maddesinde bakiye borcun 18/05/2015 tarihinde tapu devrine bağlı olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bakiye borcun ödenmesinin açıkça davalı tarafından davacıya devredilen taşınmazın yeniden davalıya devredilmesi koşuluna bağlandığı, bu durumda bakiye borcun ödenmesinin taşınmazın tapu kaydının devrine kadar talik edildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla; taraflar arasında geciktirici koşula bağlı bir borç ilişkisi vardır. TBK m.170’de belirtildiği üzere; bir sözleşmenin hüküm ifade etmesi, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen bir olguya bırakılmışsa, sözleşme geciktirici koşula bağlanmış olur. Aksi kararlaştırılmamışsa, geciktirici koşula bağlı sözleşme, ancak koşulun gerçekleştiği andan başlayarak hüküm ifade eder. Tarafların bir borcun ödenmesini gelecekteki bir olgunun gerçekleşmesine bağladıkları durumda geciktirici koşuldan söz edilir. Bir borcun doğumu geciktirici koşula bağlanmışsa koşul gerçekleşince borç doğacaktır. Geciktirici koşulun gerçekleşmeyeceği kesinlik kazandığı takdirde borcun kesinlikle doğmayacağı sonucuna varılır. Ancak TBK m.175’de belirtildiği şekilde taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesine dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel olursa, koşul gerçekleşmiş sayılır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı … tarafından davacıya … Mahallesi … parselde bulunan taşınmazın …hissesinin devredildiği, protokol konusu ödemeler yapıldıktan sonra 18/05/2015 tarihinde bakiye borcun hesaplanacağı, bakiye borcun davalı tarafından davacıya devredilen taşınmazın yeniden davalıya devri halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından devralınan taşınmazın oğlu …’a devredildiği, taşınmaz … üzerine kayıtlıyken şufa davası açıldığı, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında taşınmazın şufa hakkını ileri süren … adına tescil edildiği, davacı tarafından taşınmazın davalı …’e devrinin hukuken imkansız olduğu, taraflar arasında akdedilen protokolün 6. maddesinde talep konusu bakiye borcun ödenmesinin taşınmazın devrine bağlı tutulduğu, bakiye borcun ödenmesinin taşınmazın devrine bağlanmasının borcu geciktirici koşula bağlı hale getirdiği, taşınmazın devri hukuken imkansız hale geldiğinden koşulun gerçekleşmeyeceğinin kesinlik kazandığı, bu durumda davalının borcunun doğmadığı, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek borcun doğmamasında etkili olan hukuki imkansızlık halinin gerçekleşmesine sebebiyet verdiği, taşınmazın devrinin hukuken imkansız hale gelmesinde davalıların kusurunun bulunmadığı, davalıların TBK m.175 anlamında koşulun gerçekleşmesine dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla bakiye borçtan davalıların sorumlu olmadığı sonucuna varılmış ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 59,30 TL’nin, peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu bakiye 4,90 TL’nin tahsil kabliyeti bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.450,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.