Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/41 E. 2021/931 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/41 Esas
KARAR NO : 2021/931

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/06/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 07/06/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket davalılara ait … ilçesinde bulunan … isimli konut projesinin harfiyat işini üstlendiğini, müvekkilin iş bu işten kaynaklı davalı şirketten 139.582,82 TL alacağı bulunduğunu, bu borcun ödenmesi için davalı şirket ile defalarca görüşülmesine rağmen borç ödenmemiş ve bu sebeple hakkında … 10. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların haksız ve mesnetsiz bir şekilde takip konusu borca itiraz ettiklerini, davalı borçlular her ne kadar borcu bulunmadığını iddia etmişlerse de iş bu iddialarının asılsız olduğunu bildirerek davalı borçluların itirazlarının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli olarak takibin haksız yere durmasına sebebiyet veren davalı borçlular hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 02/07/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğundan dolayı davanın reddinin gerektiğini, davalı şirketlerin …isimli inşaat yerine bir araya gelerek … Girişimi oluşturduklarını ve ortak girişim itibariyle TBK 620’ye göre oluştuklarını, aktif ve pasif herhangi bir şekilde temsil edilmelerinin söz konusu olmadığını, dolayısıyla herhangi bir şekilde husumet yöneltilemeyeceğini, dava şartı sebebiyle reddinin gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını,… Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davayı kabul etmediklerini, harfiyat işleri için 19/11/2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmede yükümlülüklerinin ayrıntılı olarak belirtildiğini, fiyat artışının açıkça istenemeyeceğinin hüküm altında olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından celp edilen … 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklının 139.582,82 TL asıl alacak ve 8.260,24 TL yasal faiz olmak üzere toplam 147.843,06 TL’nin tahsiline ilişkin icra takibine geçtiği, davalılar tarafından 07/10/2016 tarihli dilekçeleri ile ödeme emrine, takibe, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görüldü.
… 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen… E. … Karar sayılı, 21/12/2018 tarihli kararında:” dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddi ile mahkememizin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Dosyasının … 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen … E. …Karar sayılı, 21/12/2018 tarihli yetkisizlik kararı gereği mahkememize gönderildiği, mahkememizin 2020/41 Esas sayılı dosyasına tevzi olunarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce verilen 06/07/2020 celse ara kararı uyarınca, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları, sözleşme, hakediş raporları, faturalar, cari hesap, dava dışı firmalara temizlik ve bakım için kesilmiş faturalar, SGK primlerine ilişkin dekontlar ve tüm dosya incelenerek davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, …, … ve… tarafından ibraz edilen 03/02/2021 tarihli raporda özetle; “Dosya, taraf kayıtları, sunulan hakkediş, sözleşme ve diğer sunulanlar incelenmiş; davacının davalıdan 139.582,82 TL alacaklı kaldığı, bu meblağın temizlik ve sigorta bedeli olarak ifade edilen toplam 65.381,10 TL tutarındaki kısmı için davacının alacağının kalmadığı, 74.201,36 TL tutarındaki asgari işçilik prim farkından oluşan kısmın ise davalının sunmuş olduğu belgelerden yapılan işlemin niteliğinin tam olarak tespitinin mümkün olmadığı ve bu sebeple davacının sadece bu 74.201,72 TL kadar alacak hakkının olduğu, davalının sadece bu kısmın faizi olan 4.134,97 TL’lik faizden sorumlu olduğu, icra inkar tazminatı ile ilgili olan kısmın münhasıran sayın mahkemenin takdirinde olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 18/06/2021 tarihli ara kararı uyarınca, dosyanın önceki bilirkişilere tevdi ile tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve karşılanması, SGK tarafından gönderilen belgelerin incelenerek değerlendirilmesi konusunda ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, …, … ve … tarafından ibraz edilen tarihli raporda özetle; “Dosya münderecatında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile sınırlı olmak üzere, bilirkişiden istenen hususlara yönelik istenen hususlar değerlendirildiğinde uyuşmazlığın faturaların uygun zaman ve yolla tebliğ edilip edilmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Bu hususlara yönelik değerlendirme aşağıda sunulmuştur. Sözleşmenin 34. Maddesi iş yerinin Bakım ve Temizlenmesi başlığında aynen “Yüklenici Taahhüdün ifası sırasında Şantiye İçi ve dışı kullandığı yolları kirletmeyecek ve gerekiyorsa devamlı temizleyecek, gerekli itinayı göstermemesi sonucu İşveren’in uğrayacağı her türlü ceza yükleniciye %5 fazlası ile yansıtılacaktır. İşyerinin düzenli ve temiz olarak muhafaza edecek hiçbir zaman iş yerinde lüzumsuz ve tehlike arz edecek nitelik malzeme ve inşaat artığı bulundurmayacaktır. Yüklenici iş ikmalinden sonra ve son hakediş ödemesinden önce İşyerindeki fazla malzeme, inşaat atıkları vesaire kaldırılması gerekli geçici tesisleri sökerek işyerinin temizlemek ve düzenlemekle mükelleftir. Bu işler için hiçbir bedel ödenmez. Yüklenici bu mükellefiyetinin yerine getirmediği takdirde, işverence yaptırılır ve kesin hakedişten yetmezse teminattan %5 fazlasıyla kesilir ….”denilmektedir. Davalı taraf ödenmeyen kısmın davacının sorumluluğunda olan temizlik ile sigorta prim farkına ilişkin olduğunu bildirmektedir, yukarıda da bu kapsamda sunulan dayanaklar incelendiğinde, davalının 61.549,64 TL toplam temizlik giderlerine ilişkin 2014-2015 Haziran ayına kadar aylık üçüncü şahıslardan alınan faturalar sunulmuştur. Davacı tarafından da temizliğin kendisi tarafından yapıldığı hususunda Haziran – Ağustos 2015 tarihli yine üçüncü şahıs faturası sunulmuştur. Ancak taraflar arasındaki sözleşmede işin yapılması sırasında davacı tarafından temizlik yapılmasına yer verilmiştir. Davalı tarafından işin yapılması sırasında temizlik yapıldığına dair faturalar sunulmuş, davacı tarafından ise Haziran ve Ağustos 2015 tarihli fatura sunulmuştur. Dolayısıyla işin yapılması sırasında temizlik ile ilgili davalı tarafından yapılan kısmın davacıya rücu edilebileceği değerlendirilmiştir. Ancak taraflar arasındaki düzenlenen iki adet kesin hakedişte söz konusu temizlik giderlerinin kesintiler içinde yer almadığı görülmüştür. Davalının aylık yapmış olduğu ve aylık faturalarını sunduğu temizlik giderlerinin davacının 34.madde hükmüne göre kesin hakedişinden düşülmediği, kesin hakedişten sonra ileri sürülmesi hususunun takdiri Yüce Mahkemeye aittir. Faturaların uygun yolla ve zamanda davacıya tebliğ edilip edilmediği hususu teknik değerlendirme kapsamı dışında yer almaktadır. Mali incelemede davacının 139.582,82 TL ödenmemiş alacağına ilişkin olarak, 3.851,46 TL’lik kısmın alacaktan düşümünün kök rapordaki gibi değerlendirildiği, 74.201,36 TL Asgari işçilik beyanı açıklaması ile davalıda davacı alacağından dekont edilerek düşülen kısma ilişkin Davalı tarafın bu ödemelere ilişkin olarak söz konusu dönemde çalıştırılan işçiler ile ilgili olarak gerçekleşmiş bir tahakkuk ve bu tahakkuka istinaden SGK’ya yaptığı ödemelere ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, iş bu ek raporda incelenen gelen SGK yazısında da aylık ödemelerin davacı tarafından yapıldığı yer almakla davalının davacıya rücu edebileceği şekilde dayanaklarının dosyada olmadığı,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; davacı tarafından bakiye hafriyat alacakları sebebiyle alacak iddiasıyla başlattığı icra takibine karşı davalıların yapmış oldukları itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davacının bakiye alacağının olup olmadığı, davalıların davacının hakedişinden mahsup ettiği miktarların sözleşmeye uygun olup olmadığı, yapılan kesintilerin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktaları üzerindedir.
Dosya kapsamından taraflar arasında 19/11/2014 tarihinde Hafriyat İşleri Sözleşmesi akdedildiği, davacının yüklenici davalıların iş veren olduğu, sözleşmenin konusunun “…” ticari konut projesi kapsamında yapılacak ek inşaat işlerine ait hafriyat işlerine ilişkin olduğu, davacının sözleşmede belirtilen şekilde hafriyat işlerini yapmayı üstlendiği, davalıların da bunun karşılığında bedel ödemeyi üstlendiği, sözleşmenin bedelinin 7.950.000,00 TL olarak belirtildiği, sözleşmenin 17. maddesinde; yüklenicinin yükümlülüğündeki giderlerin bedellerinin yüklenicinin hakedişlerinden mahsup edileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 15. maddesinde sözleşmenin akdine ve taahhüdün ifasına ait her türlü vergi, resim ve harçlarla İş Kanunu gereği tesis edilmiş ve edilecek SGK primlerinin yükleniciye ait olduğunun düzenlendiği, sözleşmenin 34. maddesinde; yüklenicinin taahhüdün ifası sırasında şantiye içi ve dışı kullandığı yolları kirletmeyeceği ve gerekiyorsa devamlı temizleyeceği, gerekli itinayı göstermemesi sonucu işveren’in uğrayacağı her türlü cezanın yükleniciye %5 fazlası ile yansıtılacağı, yüklenicinin işin ikmalinden sonra ve son hakkediş ödemesinden önce iş yerindeki fazla malzeme, inşaat atıkları vesaire kaldırılması gerekli geçici tesisleri sökerek iş yerinin temizlemek ve düzenlemekle mükellef olduğu, bu işler için hiçbir bedel ödenmeyeceği, yüklenicinin bu mükellefiyeti yerine getirmediği takdirde, işverence yaptırılacağı ve kesin hakkedişden yetmezse teminattan %5 fazlasıyla kesileceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 23. maddesinde; işveren tarafından tüm işi kapsayan genel Allrisk sigorta yaptıracağı, yaptıracağı sigorta bedelinin yükleniciye hissesi oranında yansıtılacağı ve ilk hakedişinden başlayarak kesileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları, sözleşme, hakediş raporları, faturalar, cari hesap, dava dışı firmalara temizlik ve bakım için kesilmiş faturalar, SGK primlerine ilişkin dekontlar ve tüm dosya incelenerek davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Yukarıda özeti yapılan bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda yapılan değerlendirmede; davacının kayıtları uyarınca takip tarihi itibariyle 139.582,82 TL alacaklı olduğu, davalının kayıtları uyarınca davacıya borcunun olmadığı, taraflar arasındaki farkın 2014 yılında davalının tanzim etmiş olduğu, risk sigorta bedeli olan 1.357,00 TL ve OSGB bedeline ilişkin 1.117,46 TL tutarındaki faturaların, 07/04/2015 tarihinde risk sigorta bedeline ilişkin tanzim edilen 1.357,00 TL tutarlı faturanın, 26/12/2015 tarihinde yol, temizlik olarak tanzim edilen 61.549,34 TL tutarındaki faturanın ve 02/02/2016 tarihinde asgari işçilik beyanı farkı açıklamalı 74.201,36 TL tutarındaki dekontun davacı kayıtlarında mevcut olmamasından kaynaklandığı, 02.12.2015 ve 03.12.2015 tarihli düzenlenen kesin hak ediş hesaplarında bu alacağa ilişkin davacının yapılan işinin hesaplandığı, ancak davalı tarafından kesin hakkedişte kalan davacı alacağının ödemelerinde, 139.582,82 TL kesinti yaparak ödenmediği davacının bu bedeli talep ettiği, davacı tarafından kesin hakkediş içerisinde hesaplanan ancak davalı tarafından ödenmeyen bu meblağın ihtilaflı olduğu, kesin hakkediş belgesi ile sona ermediği, ve kesin hakkediş belgesinin bu borç içih ibra mahiyeti taşımadığı sonucuna varılmıştır.
Yol ve temizlik giderleri açısından yapılan değerlendirmede; davalı tarafından 61.549,64 TL toplam temizlik giderlerine ilişkin 2014-2015 Haziran ayına kadar aylık 3. şahıslardan alınan faturalar sunulduğu, ancak taraflar arasında düzenlenen 2 adet kesin hakkedişte söz konusu temizlik giderlerinin kesintiler içinde yer almadığı, sözleşmenin 34. maddesine göre temizlik giderlerinin davacı tarafından karşılanması gerektiği, karşılanmaması halinde kesin hakkedişten düşülmesi gerektiği, ancak davalılar tarafından bu giderlerin kesin hakkedişten düşülmediği, davalının temizlik gideri olarak gösterdiği masrafların davacının çalışma yaptığı alanlarla ilgili olduğuna dair somut bir delil bulunmadığı, davacı tarafından da temizliğin kendisi tarafından yapıldığı hususunda Haziran – Ağustos 2015 tarihli yine üçüncü şahıs faturası sunulduğu anlaşılmakla davacının sorumlu olduğu yol ve temizlik giderleri bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
SGK primleri açısından yapılan değerlendirmede; davacının işçilik aylık ödemelerini yaptığı, bu kapsamda davalı tarafından 74.201,72 TL tutarındaki ödemenin davacıya yapılmadığı veya söz konusu dönemde davacı tarafından çalıştırılan işçilerle ilgili olarak gerçekleşmiş bir tahakkuk ve bu tahakkuka istinaden SGK’ya yapılan bir ödemeye ilişkin belge bulunmadığı, dolayısıyla bu bedelin davalılar tarafından davacıya rücu edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Sigorta bedelleri açısından yapılan değerlendirmede; sözleşmenin 23. Maddesine göre davacının sigorta bedellerinden sorumlu olduğu sonucuna varılmış, davacı ve davalı defterleri doğrultusunda tespit edilen 139.582,46 TL davacı alacağından toplam sigorta bedeli olan 3.831,46 TL düşülmüş, davacının bakiye 135.751,00 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 135.751,00 TL üzerinden devamına, takip tarihinden önce davalılar temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, takip tarihinden itibaren asıl alacak 135.751,00 TL’ye yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 135.751,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine, takip tarihinden itibaren asıl alacak 135.751,00 TL’ye yasal faiz uygulanmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 9.273,15 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 1.785,57 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.487,58 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.785,57 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.821,47 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.050,25 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.800,77 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından belgelendirilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.846,35 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın reddedilen kısmı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip
¸¸

Hakim
¸¸