Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/40 E. 2021/776 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/40 Esas
KARAR NO : 2021/776

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 17.01.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; 28.06.2019 tarihinde davacı …’ın idaresindeki … plakalı araç ile …’dan …’ya giderken oğlunun rahatsızlanması üzerine dörtlüleri yakarak aracını sağ tarafa çektiğini ve güvenlik önlemlerini alarak durduğunu, araç içinde …, oğlu …, eşi …, anne ve babasının bulunduğunu, araç durunca …’ın anne ve babasının hava almak için araçtan indikleri sırada davalı sürücü …’ün idaresindeki … plakalı araçla direksiyon hakimiyetini kaybederek emniyet şeridinde park halinde bulunan … plakalı aracın orta sol kısmına aracın ön sağ kısmıyla çarparak ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, davacı …’ın eşi, …’ın annesi, … ve …’nın kızı olan …’un kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, müvekkiline emniyet şeridinde tüm güvenlik önlemlerini alarak uygun bir şekilde aracını durdurduğundan kendisine kusur yüklenemeyeceğini, 29 yaşında vefatı ile müvekkillerinin destekten yoksun kalmaktan kaynaklı olarak maddi zarara uğradıklarını, bu durumdan derin bir elem ve ızdırap duyduklarını, manevi zararları bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, yapılan başvuru neticesinde bir kısım ödeme alındığını, ancak eksik olduğu ve maddi zararların karşılanmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını, tazminat davası açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her davacı için 500,00 TL’den toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve poliçe limiti ile, diğer davalı yönünden 28.06.2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Müteselsilen ve müştereken tahsiline, murisin eşi … için 100.000,00 TL, oğlu … için 100.000,00 TL, babası … için 50.000,00 TL, annesi … için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı araç sahibi ve sürücü …’ten tahsiline, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı yanlara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin vekili … tarafından hazırlanan 24.02.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; talebin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, reddi gerektiğini, … plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun bedeni zararlarda şahıs başına azami 360.000,00 TL ile sınırlı olduğu, başvuru sonrası davacılara 27.11.2019 tarihinde 231.209,00-TL, 28.11.2019 tarihinde 122.755,00 TL olmak üzere toplam 353.964,00 TL ödeme yapıldığını, 6.036,00 TL teminat limiti kaldığını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, yeni genel şartlar uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarının TBK hükümlerine göre değil genel şartlar ekine göre yapılması gerektiğini, yapılan ödemelerin TRH-2020 tablosu kullanılarak yapıldığını, genel şartlarda benimsenen TRH-2010 Kadın/Erkek Tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, başvuru üzerine davacılar için 353.964,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapıldığını, yapılacak hesaplamada ödeme tutarının yasal faiz oranında güncellenerek tespit edilecek tazminattan düşürülmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur raporu alınmasını, olayda müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, araçta yolcu olan davacının takılması zorunlu olan emniyet kemerini takıp takmadığının kaza zaptında belli olmadığını, emniyet kemeri takmaması durumunda müterafik kusurlu olduğunu ve kusur oranı nispetinde hesaplanacak tazminattan tenzilat yapılması gerektiği, dava tarihinden önce faiz sorumluluğunun bulunmadığını, yasal faiz talep edilebileceği diğer hususlarla birlikte belirtilerek başvurunun reddine, masraf ve vekâlet
ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ün vekili tarafından hazırlanan 17.02.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin direksiyon hakimiyetini kaybetmediğini, kaza tutanağının gerçekleri yansıtmadığını, … otoyol gişelerinden geçip bir otobüsü solladığını, yolun sağ şeridine geçtiğini, emniyet şeridinde park etmiş araçları gördüğünü, kahvaltı için park etmek istediğini, eşine araçta uyuyan çocukları uyandırmasını söylediği sırada önünde beyaz bir kütle görüp çarpmanın gerçekleştiği, direksiyon hakimiyetini kaybeden bir kişinin araçları görmesinin, eşine çocukları uyandırmasını söylemesinin düşünülemeyeceğini, kaza tutanağının son derece özensiz düzenlendiğini, aracın sol arka kısmına kendi aracının ön sağ kısmıyla çarptığı ifade edilirken araç figürleri bölümünde … plakalı aracın sağ arka kısmından çarpmış olduğunun işaretlendiğini, kazanın meydana geldiği yolun otoyol olduğu, belirli yerler ve şartlar dışında giriş ve çıkışların yasaklandığı, emniyet şeridinin trafik kazası, arıza, acil yardım, kurtarma, kar mücadelesi, kaza incelemesi, genel güvenlik ve asayişin sağlanması gibi durumlar dışında banketlerin kullanılamayacağı, park yapılamayacağını, herhangi bir nedenle durma, park etme halinde ise alınacak tedbirlerin KTK 118. maddesinde belirtildiği, davacının bu kurallara uymadığı, kazanın oluşumunda kusurları bulunduğunu, davacının yeniden evlenme şansının mevcut olduğunu, merhumenin anne ve babasının destek ihtiyaçlarının belirlenmesinin kanıtlanması gerektiğini, sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin tespiti ile tazminattan tenkisini talep ettiklerini, manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, davacılar için zenginleşme, müvekkili için mali yıkım anlamına gelmemesi gerektiğini, diğer hususlarla birlikte belirtilerek davacıların taleplerinin reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … sayılı soruşturmada alınan … Esas ve 26.09.2019 tarihli karar ile yer itirabıyla yetkisizliğe karar verildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2019/1575 sayılı soruşturma sonucunda … sayılı fezlekenin hazırlandığı, Hazırlık tahkikatı sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 02.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda; müşteki şüpheli sürücü …’ün asli kusurlu, müşteki sürücü …’ın kusursuz olduğu görüş ve kanaatine yer verildiği görülmüştür.
… 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı kamu davasında alınan … sayı ve 10.11.2020 tarihli karar ile; taksirle yaralama suçundan sanık …’ın somut olayda kast ve taksirinin bulunmadığı anlaşılarak beraatine, taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan sanık …’ün asli kusurlu olduğu, takdiren ve teşdiden indirimli 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 08/04/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara karar gereği; davacıların talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminatının hesap edilmesi istenilmiş olup, bilirkişiler tarafından sunulan 21/05/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle; 28.06.2019 tarihinde meydana trafik kazasında; … plaka numaralı kamyonet sürücüsü davalı …’ün %100 oranında tamamen asli kusurlu olduğunu, … plaka numaralı otomobil sürücüsü …’ın kusursuz olduğunu, … plaka numaralı otomobil yolcusu müteveffa …’nın kazanın oluşumunda olayın ölümü ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında kusursuz olduğunu, Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, olayda vefat eden …’nın geride kalan hak sahiplerinin; Ödeme Tarihindeki Verilere göre yapılan hesaplama sonucu; Davacıların ödeme tarihindeki verilere göre maddi zarar toplamı 481.137,25 TL olarak belirlenmiş iken davalı sigorta şirketi tarafından toplam 353.964,00 TL ödeme yapıldığını, bu duruma göre de ödeme ile borcun sona erip ermeyeceği hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğunu, Mahkemece ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında fark bulunduğunu ve buna göre de ödeme ile borcun sona ermediğini ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise; günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından, Ödemenin Güncel Tutarın Tenzili Sonucu davacıların bakiye maddi zararının; Davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 130.897,26 TL, Oğlu …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 29.740,06 TL, Davacı Anne …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 54.458,71 TL, Davacı Baba …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 47.848,98 TL. Olduğu, Toplam 262.945,01 TL, Davacıların maddi zarar toplamı davalı sigorta şirketinin olay tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumlu olduğu 360.000,00 TL.lık limitten ödemenin tenzili sonuca geriye kalan bakiye 6.036,00 TL.lık limiti aşması nedeniyle; Davacıların toplam 262.945,01 TL.lık bakiye destek zararının; 6.036,00 TL.sından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen, geriye kalan 256.909.01-TL.sından ise davalı sürücü …’ün müstakilen sorumlu olacağı, taleple bağlı kalınarak sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 17.01.2020 dava tarihi olup, araç sürücüsü bakımından ise temerrüdün 28.06.2019 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı, dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiğinin sonuç ve kanaatinde olduğunu bildirmişlerdir.
Davacılar vekilinin 24/06/2021 tarihinde davasını ıslah ederek, ıslah harcını yatırmış olduğu görüldü.
Davalı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki kendi adına tescilli, davalı … Sigorta A.Ş tarafından kaza tarihini de kapsar şekilde 15/08/2018-15/08/2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalı … Plakalı aracın …’ nın sevk ve idaresindeki … Plakalı aracın emniyet şeridinde park halinde bulunduğu sırada arka sol kısmına çarpması ile … plakalı aracın sağ tarafta bulunan alana savrulduğu ve takla atarak durduğu, araç içinde bulunan … ve …’nın kızı, …’ın Eşi … annesi …’un vefat ettiği, olay yerine intikal eden … Bölge Denetleme Şube Müdürlüğü görevlilerince tutulan trafik kazası tespit tutanağında …’ ün asli kusurlu olduğu, …’a ait kural ihlalinin görülmediğinin belirtildiği, Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda da davalı sürücü … ün hızını ve direksiyon sapma açısını ayarlayamayarak kaplama üzerinde kalamayan zamanında tedbir alamadığı, seyir şeridini terk ederek yolun sağına banket kesimine doğru otomobilin üzerine kontrolsüz yöneldiğini algılayıp etkili fren ve direksiyon manevra tedbiri uygulayarak seyir şeridinde yönelemeyen, konumunu, hız ve mesafesini dikkate almayan, tehlike bölgesine yakın mesafe yaklaşan, kamyonetinin ön sağ kesimleri ile banket kesiminde hareketsiz duran, önüne aniden çıkması söz konusu olmayan, gündüz vakti uzaktan dahi fark edilebilir nitelikteki otomobilin arka sol kesimlerine çarpan, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davranarak önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde, %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü … ‘nın ise taşıt yolunda bulunmaması, banketin seyir veya geçmek için manevra şeridi olmaması, vaktin gündüz, görüşün açık, yolun düz ve arkasından yaklaşan dikkatli sürücüler tarafından uzaktan açıkça görülebilir olması, kamyonet sürücüsünün banket kesimine ve üzerine doğru yönelerek çarpması dikkate alındığında bulunduğu konumun trafik can ve mal güvenliğini olumsuz etkilemediği, olayın gerçekleşmesinde kusursuz olduğu tespit edilmiştir, Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda belirlenen kusur durumunun Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan 02/08/2019 tarihli rapor ile uyumlu olduğu görüldüğünden Mahkememizce de gerçekleşen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ün %100 kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Hayatını kaybeden …’un emniyet kemeri takmaması zararın doğmasında ve artmasında etkili olmadığından bu konuda her hangi bir indirime gidilmemiştir, yine maddi ve manevi menfaati olmadan bir kişinin araç ile taşınması hatır taşımasının unsurunu oluşturmakla beraber ölen kişinin sürücünün eşi olduğu, hatır taşıması unsurlarının gerçekleşmediği anlaşıldığından bu konuya ilişkin de herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatı TRH 2010 tablosunun progresif rant yöntemi kullanılarak bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle hesaplattırılmış, davacıların talep edebilecekleri maddi zarar toplamı 481.137,25-TL olarak bulunmuş, sigorta şirketi tarafından 353.964,00-TL ödeme yapıldığından bunun güncellenmiş olan değerinin düşülmesi sonucunda; toplam maddi tazminat miktarının 262.945,01-TL olduğu, davacı eş … ın maddi zararının 130.897,26-TL, … nın 29.740,06-TL, …’nın 54.458,71-TL, …’ın 47.848,98-TL, olduğu sonucuna varılmıştır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS poliçesi kapsamında sigorta poliçesi şirketinin sorumluluk limitinin 360.000,00-TL olduğu, sigorta şirketi tarafından 353.964,00-TL ödeme yapıldığı, davalı sigorta şirketinin bakiye ödemekle yükümlü olduğu kısmın 6.036,00-TL olarak bulunduğu, bu miktardan sorumlu olduğu bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK m. 56. maddesi hükmünde “Hâkimin, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği” düzenleme konusu yapılmıştır. Bu maddeye göre özel haller göz önünde tutularak manevi zarar adı ile hak sahibine verilecek bir miktar para tutarının adalete uygun olması ve manevi tazminatın zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek oranda olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Meydana gelen trafik kazası sonucu davalı …’ün %100 kusurlu olduğu , müteveffanın içerisinde bulunan aracın sürücüsüne yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olayın gerçekleşme şekli dikkate alındığında 30.000,00-TL manevi tazminatın …’a 30.000 TL’sinin …’a, 15.000 TL’nin …, 15.000 TL’sinin …’ya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; gerçekleşen trafik kazasında davalı …’ ün %100 oranında kusurlu olduğu , davacı …’ın sevk ve idaresindeki araç içinde bulunan müteveffa …’nın vefatı sebebi ile davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edebilecekleri, davalı …’ ün kaza tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, maddi ve manevi tazminat miktarlarına kaza tarihinden itibaren talep gibi yasal faiz işletilmesi gerektiği, davalı sigorta şirketi açısından da talep gibi dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından; Davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat açısından; toplam 262.945,01 TL tazminatın 130.897,26 TL’sinin davacı …’a, 29.740,06 TL’nin …’a, 54.458,71 TL’nin davacı … 47.848,98 TL’nin davacı …’ya ( davalı sigorta şirketi 6.036,00 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalı … açısından kaza tarihinden itibaren , davalı sigorta açısından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek bu davacılara ödenmesine, Manevi tazminat açısından; 80.000 TL manevi tazminatın, 30.000 TL’sinin …, 30.000 TL’sinin …’a, 15.000 TL’nin …, 15.000 TL’sinin …’ya kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat açısından; toplam 262.945,01-TL tazminatın 130.897,26 TL’sinin davacı …’a, 29.740,06 TL’nin …’a, 54.458,71 TL’nin davacı … 47.848,98 TL’nin davacı …’ya ( davalı sigorta şirketi 6.036,00 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalı … açısından kaza tarihinden itibaren , davalı sigorta açısından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek bu davacılara ödenmesine,
Manevi tazminat açısından; 80.000 TL manevi tazminatın, 30.000 TL’sinin …, 30.000 TL’sinin …’a, 15.000 TL’nin …, 15.000 TL’sinin …’ya kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince maddi tazminat açısından hesaplanan 17.961,77-TL harçtan başlangıçta yatıran 1.031,49-TL peşin harç ile 892,00-TL ıslah harcı toplamı olan 1.923,49-TL harcın mahsubu ile 16.038,28‬-TL harcın davalılardan ( davalı sigorta şirketi 320,00 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Manevi tazminat açısından davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 5.464,80- TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.923,49-TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 1.813,70-TL yargılama giderinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 36,27-TL den sorumlu olmak kaydıyla) tahsil edilerek davacıya verilmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen miktarı üzerinden maddi tazminat açısından davacı … için 16.385,24-TL, (davalı sigorta şirketi 327,70-TL den sorumlu olmak kaydıyla), davacı … için 4.461,01-TL, (davalı sigorta şirketi 89,22-TL den sorumlu olmak kaydıyla), davacı … için 7.879,63-TL, (davalı sigorta şirketi 157,59-TL den sorumlu olmak kaydıyla), davacı … için 7.020,37-TL, (davalı sigorta şirketi 140,40-TL den sorumlu olmak kaydıyla) vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile bu davacılara ödenmesine,
6- Manevi tazminat açısından davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince … için hesaplanan 4.500,00-TL, … için 4.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile bu davacılara ödenmesine,
7-Manevi tazminat açısından davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesap edilen nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin …’ya 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin …’ya , davalı …’den tahsil edilerek bu davacılara ödenmesine,
8-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat açısından davanın reddedilen kısmı üzerinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık Ücret tarifesinin 10/2.maddesi uyarınca karşı taraf vekili yararına hükmedilecek ücretin davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceğinden 4.500,00-TL vekalet ücretinin …, 4.500,00-TL vekalet ücretinin …, 4.080,00-TL nin …’dan, 4.080,00-TL nin …’dan tahsili ile davalı …’e verilmesine,
9-Davacı ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/10/2021

Başkan
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Üye
E-imzalıdır.
Katip
E-imzalıdır.

MADDİ TAZMİNAT
AÇISINDAN
HARÇ BEYANI
K.H: 17.961,77-TL
P.H: 1.923,49-TL
B.H: 16.038,28-TL

MANEVİ TAZMİNAT
AÇISINDAN
HARÇ BEYANI
K.H: 5.464,80-TL

DAVACI GİDERİ
Bilirkişi ücreti: 1.600- TL
Posta gideri :213,70- TL
Toplam :1.813,70- TL